11-25-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tokyo Camii'ni Atatürk Yaptırmadı
Abdülhamid ve Yamada
Topkapı Sarayı Müzesi'ni gezip silahlar bölümüne uğramazsanız olmaz Osmanlı kılıçları, okları, yayları derken garip bir zırh takımıyla yüz yüze gelirsiniz Bir Japon miğferi ve zırhıyla süslü kılıcına bakarken altındaki şu yazıyı okursunuz: Yamada Torajiro'nun Sultan II Abdülhamid'e hediye ettiği zırh takımı ve kılıç Oracıkta aklınıza şu sorunun çengeli asılıverir: Japonlar Osmanlı sultanına neden bu değerli hediyeyi göndermek ihtiyacını duydular ki?

1880 yılında İmparator Mikado'nun bir akrabası gelir İstanbul'a II Abdülhamid bu Asyalı misafirine büyük ilgi gösterir 7 yıl sonra bu defa Prens Akihito'nun eşiyle beraber yolu düşer İstanbul'a İmparatorun nişanı ve hediyeleriyle huzura çıkan misafirin ziyaretinden memnun kalan Abdülhamid, 1889'da Ertuğrul gemisiyle mukabele etmek ister Ne var ki, ertesi yıl feci bir kazada batan gemi, Osmanlı-Japon dostluğunun temelini atar aynı zamanda Şunu da söyleyelim ki, bu gemi sadece Japonya'ya hediye götürmüyor, aynı zamanda yolu üzerindeki Asyalı Müslümanlara moral kaynağı oluyordu Nitekim yanaştıkları limanlarda Müslümanların gemiyi Halife'nin bayrağı asılı diye akın akın ziyaret etmeleri görülmeye değer bir manzara teşkil ediyordu
Japonlar Osmanlı'nın bu jestine nasıl karşılık vereceklerini şaşırmış gibidirler 1891'de Noda adlı gazeteci topladığı parayı Said Paşa'ya teslim eder Sinekten yağ çıkaran Sultan onu bırakmaz, Harp Okulu'ndaki öğrencilere Japonca öğretmesini rica eder 4 Nisan 1892'de bu defa sıra Yamada'dadır Topkapı Sarayı'ndaki aile yadigârı zırh, miğfer ve kılıcı Sultan'a takdim eder Japon halkının topladığı paralarını teslim ettikten sonra askeri okul öğrencilerine Japonca öğretme nöbetini devralır

Bundan sonra Yamada'nın daha çok işadamı ve adı konulmamış bir konsolos kimliğiyle çalıştığını görürüz Nakamura adlı arkadaşıyla İstanbul'da bir mağaza açar Sultan tarafından nişanlarla ödüllendirilir Türkiye hakkında Japon basınında yazılar kaleme alır Sarayı ziyaret etmek isteyen hemşehrilerine aracılık eder Hatta bugün "Trabzon hurması" diye bilinen meyve fidanlarını Abdülhamid'in isteği üzerine ülkemize getiren de odur (asıl adı 'Japon hurması'ydı) Japonların ünlü çay merasimlerinden birini Sultan'ın ve İstanbul'un ekâbiri huzurunda icra ettiğini, Sultan'a Japon kuşları getirdiğini vs bile biliyoruz
Yamada 1 Dünya Savaşı patlak verince ülkesine döner ve Ertuğrul Şehitleri Anıtı'nın açılması için gayret gösterir (Rüştü Erdelhun'u yeniden gündeme getiren sevgili Fatih Uğur'a not: Erdelhun da Yamada'nın dostları arasındadır ) 1930'da ("1930'larda" değil!) Atatürk'ün Cumhuriyet Bayramı'na daveti üzerine yeniden İstanbul'a gelir Yamada ve onunla görüşür
|
|
|