Prof. Dr. Sinsi
|
Şeyh İbrahim Düsuki´Den Çok İbretli Öğütler Nasihatlar
Şeyh İbrahim Düsuki´den Çok İbretli Öğütler Nasihatlar
Her kim şeriatle amel eden, hakîkat ehli, temiz, nâmuslu ve şerefli bir müslüman olmazsa, sulbümden gelen oğlum bile olsa, evlâtlarımdan değildir Müridlerimden her kim de şeriate, hakîkate, tarîkate, diyânete, kendini maddî-manevi günahlardan korumaya, zühde, veraya ve aza kanaate sımsıkı sarılırsa, en uzak memlekette bile olsa, evlâtlarımdandır
Bir defasında kendisine "Ne istersin " diye soruldu,
"Allah Teâlâ ne isterse ben de onu isterim" diye cevap verdi
Allah´a kulluk eden herkes, gereği gibi bu kulluğun tadını alamaz Her hizmet eden de gereği gibi âdâbıyla hizmet edemez Bundan dolayı çoğu mürid, gayret etmesine rağmen, bu yolda mesâfe alamadı
Ey evlatlarım! Size daima Allah´tan korkmanızı tavsiye ederim Zira siz, kurbanlık koç gibi bu dünyayı terketmek zorundasınız
Ey alev alev ateşin derilerini yakacağı insanlar!
Ey kendileri için bıçağın bilendiği kimseler!
Kendinizi ve ailenizi cehennem ateşinden koruyunuz
Bütün insanlara karşı şefkat ve merhamet
Bir kimse bütün insanları sevmedikçe, onlara karşı şefkatli davranmadıkça ve onların ayıplarını örtmedikçe kâmil bir insan olamaz Bunlara dikkat etmeyen ve kâmil olduğunu iddia eden kimse yalancıdır
Hiçbir kimseyi hareketlerinden, elbisesinden, yemesinden ve içmesinden dolayı kınamayın Çünkü, şeriatın açıkça nehyettiği yasakları çiğneyenin dışında, kimse kınanamaz, ayıplanamaz Zira bu kınama yalnızlığa, yalnızlık da kulun, Rabb´inin lütfundan uzak kalmasına sebep olur
İnsanlar kısımlara ayrılırlar:
1) Yola yeni girmiş olanlar (mübtedî),
2) Seçkin (hâss) kullar,
3) Seçilmişlerin seçilmişi olan (havâssulhâs) kullar
4) Allah´a vâsıl olanlar
Yüce Allah bazı insanlara, bazıları sebebi ile rahmet eder
Bu yolda kuvvetli ile zayıf yarışamaz
Allah´ın veli kulları bazen yağmur gibidir, bu onların merhametli olduklarını gösterir; bazen de kılıç gibidir, bu da onların gazap taraflarının olabileceğine işaret eder Bundan dolayı bir Allah dostu yüzünüze güldüğü zaman ona karşı saygıyı terkedip şımarmayın, ciddiyet ve edebinizi muhafaza edin
Şeriat-Hakîkat
Şeriat kök, hakîkat ise onun dalıdır Şeriat meşru olan bütün ilimleri içerisinde toplar Hakîkat ise gizli ilimleri câmidir Bütün makamlar şeriat ve hakikatte gizlidir
Mürid farz, vâcip ve sünneti edâ edecek kadar ilim öğrenmelidir Bütün işi fesâhat ve belâgatla uğraşmak olmamalıdır Zira bunlar asıl maksada ulaşmaya mani olabilirler Buna mukabil mürid, sâlihlerin yollarını araştırmalı, onlara uymalı ve zikre devam etmelidir
Erkeklerden tam erkekler bulunduğu gibi, yarım ve dörtte bir olan erkekler de vardır Yine onlar arasında kemâle ermiş ve Allah´a ulaşmış olanlar da vardır
Havâssın tevbesi
Havâssın yani Allah´ın en seçkin kullarının tevbesi, mâsivâyı gönülden çıkarmaktır Havâss olanlar, tevbe ederek terk ettikleri bir davranış ve söze dönüp bakmazlar Çünkü onlar, tevbe etmekle içlerine benlik duygusu girmesinden korkarlar Yine onlar "ben, ben" demekten son derece sakınırlar
Hülâsa onlar bütün hareketlerini kontrol altında bulundururlar
Ey müridim! Himmetini cem et, dikkatini topla Tarîkatı ancak bu yolla tanıyabilirsin Hangi makamda bulunursan bulun, önüne bir perde gerilebilir, ancak sen bütün bu perdeleri yırtmalısın Zira Allah´tan başka her şey boştur
Sen bir kimseden yüz çevirirsen o da senden yüz çevirir Eğer Allah´tan yüz çevirirsen, Allah da senden yüz çevirir
Ey oğulcuğum! Beni boş şeylerle meşgul etme Kalıbından kalbine geç Ona göre hareket et
Seher vakti
Kim seher vakitlerinde kalkar ve istiğfara devam ederse, Allah ona bütün nur pencerelerini açar, yakınlık (kurbiyet) âleminden kendisine manevî lezzetler tattırır, kalbinde mana âlemine ait güneşler ve aylar doğar
Ey gönlümün yavrusu! Sana söylediklerimi yap ki, kurtulanlardan olasın
İsm-i azam
Nice insan vardır ki, ism-i a´zamı okur da manasını anlamaz Halbuki Allah dostlarından biri bir ağaca dokunur da ağaç meyve verirse ancak o ismin hürmetine verir, yalçın kayalardan su akarsa ancak onun hürmetine akar, vahşî bir hayvan bir Allah dostuna teslim olursa ancak onun hürmetine olur, bir velî yağmur ister ve yağmur da yağarsa ancak onun hürmetine yağar
Bir mürid Allah´tan başka hatırına gelen her şeyi terketmedikçe, bu yolda mesâfe katedemez
Ah aradaki perde bir kaldırılsa da a´mâ harf ve zarf olmayan harfi bir okusa, kendisine kapalı olan sırları ve düğmelenmiş düğmeleri bir çözebilse, kilidi bir açabilse!  Şevkim daha ilerisini arzu etse de, istediğim işte bu zâtlardır
Yaptığı iş ve söylediği söz Allah´ın rızasına uygun olmayan kimseye, tevhid makamı kapalıdır
Hiçbir velî, makam arzusu dahil, mâsivâyı terketmedikçe Rabb´ine varamaz
Eğer Rabb´in ile birlikte olmak istersen, bütün insanlar için iç âlemini kötü düşünce ve kötü niyetten temizle
Azîmet-Ruhsat
Ey oğlum! Şeytanın ruhsatlarla ilgili verdiği fetvâlardan ve azîmetle amel ederken seni ruhsatla amel etmeye sevketmesinden sakın Çünkü o, ruhsatın meşrû olduğunu fısıldayarak, azgınlığa ve isyana sevkeder Özellikle şeytan seni mahzurlu şeyelere soktuktan sonra şöyle der: "Bu iş senin için mukadderdir, sen kim oluyorsun ki, her şey Allah´ın elindedir " Bu sözlerle Allah´ın yolundan saptırmak ister Eğer onun dediklerini yaparsan külliyyen helâk olursun
Ey oğulcuğum! Bil ki: Yüce Allah sana ancak Nebî (s a v )´e tâbi olmanı emretti, dünya ve âhirette zarar verecek her şeyi yasakladı Bütün bunlara rağmen neden hâlâ O´na muhalefet ediyorsun
İcâzet hakkında
Ey oğulcuğum! Eğer bir kâğıt parçasından ibâret olan olan icâzet ile iktifâ ediyorsan, şunu bil ki, senin icâzetin ancak güzel hâlin ve ihlâsındır İcâzet almış bir kimse, insanların günahlardan en çok uzak duranı, en çok namaz kılanı, en oruç tutanı ve Allah´ı en çok zikredeni olmalıdır Kul hizmete devam ettiği müddetçe, Rabb´i onu diğer kullarına tercih eder İşte hakiki icâzet budur Eğer şeyhlik iddia eder ve Rabb´ine isyan edersen, Rabb´in sana şöyle der: "Yazıklar olsun sana, haya etmiyor musun, nerde kaldı senin bize yakınlık sözün, bizimle birlikte olabilmek için neden kirli elbiselerini yıkamadın (neden tevbe etmedin) Ne kadar da mideni haramla doldurmuş, günah işlemek için adımlar atmışsın, beni sevenler saf halinde geceleri geçirirken, ne kadar da uyumuşsun, sen ancak bir iddiacı ve bir yalancısın"
Yolumuzda nefsini meşhur eden, yolumuzun hakkını yerine getirmeyen ve bizimle alay eden herkesin Allah hasmıdır
Kim bu yolda hâinlik ederse helâk olur Kim de sözlerimizden ibret almazsa, kervanımızda yürüyemez, bizi hakkıyle bilemez Biz, evlâtlarımızdan ancak kâmil Hakk yolcusu ve iyi huylu olanları severiz Böyle olan evlâdımıza sır da veririz
Ey evlâtlarım! Allah´ınızı severseniz yolumuzu kötülemeyin, bu hakîkatlerle oynamayın, hilekârlık yapmayın, hakk ile bâtılı karıştırmayın, ihlâslı olun ki, kurtulabilesininz Sizi sevdikçe ve diğer insanlardan sizi seçtikçe siz de bizi üzmeyin, yolumuza kötü söz atmayın Terbiye ve nasîhat konusunda nasıl size hakkınızı ödüyorsak, siz de dinleyerek ve öğüt alarak bizim hakkımızı yerine getirin Ben size ancak Rabb´inizin emrettiklerini emrediyorum Bunlar benim değil, Allah´ın emirleridir Eğer ahdinizi bozarsanız bilin ki, bu bozduğunuz ahd Allah´ın ahdidir Bizden sadece icâzet belgesi alma niyetinde iseniz, bizim size ihtiyacımız yoktur İstediğiniz yere gidebilirsiniz
Karşılıksız irşat
Ey evlâtlarım! Mallarınıza dokunmama, mîrâsınızı almama, ellerinizde bulunan dünyalık ile elbisemi kirletmeme konusunda Allah´a bey´at ettim Dinleyiniz ve itaat ediniz Mallarınız konusunda benden ve cemaatim içerisinde ihlâslı olanlardan emin olabilirsiniz Allah´tan, diğer evlâtlarımın da ihlâslı olmasını istiyorum Onlar da böyle ihlâslı olurlarsa kardeşlerine şefkatte ve nasîhatte bulunurlar, mallarına da dokunmazlar
Her kim ölümünün itaat üzere olmayacağını ümit ederse helâk olmuştur Zira bütün taatlarımız Allah´ın ihsanı cümlesindendir Bizim ortada hiçbir katkımız yoktur
Ey oğulcuğum! İnsanların ve cinlerin ameli kadar amelin olsa bile "ben" demekten sakın, zira Allah ben iddiasında bulunanları acz içerisinde bırakır Benlik davasında isen maddî-manevî derecen düşer, bunu unutma
Halvet
Bir yolunu bulsaydık, insanların gözünden kaybolmak için, halvete girerdik Zira zamanımızda kalpler hasta, ciğerler parça parçadır Dedi-kodunun çoğaldığı bu zamanda sığınılacak ve kaçacak yer lâzımdır Fakat bu zamanın insanları ile bizi imtihan eden Allah işlerimizi düzenliyor, sonsuz güç ve kudretiyle yardımını eksik etmiyor
Her kim nefsini hesaba çekmekten gâfil olursa telef olur, eğer nefsini hesaba çekmekte acele etmezse hezimete uğrar
Allah Teâlâ bir velî kulunu belâ ile imtihan ederse, onu mânâ erleri derecesine yükseltmek ister Eğer Allah dostu sabreder, kızmaz, yumuşak huylu, cömert ve affedici olursa Allah onu daha yüksek derecelere yükseltir Bunlara riâyet etmezse onu bulunduğu yerde bırakır, derecesini yükseltmez
Kerâmet
Allah´a âsî olmayan bir insan kerâmet eseri olarak vahşî hayvanların sırtında gezmeye başlasa, onun bu hareketi Allah´ın rızasına uygun degildir Bundan dolayı bu hayvanlar, o insanı sımsıkı yakalayıp eziyet etmek için, Allah´ın kendilerine kuvvet vermesini isterler Bu insan kuşlara ve vahşî hayvanlara uğrasa bu hayvanlar onu görmekten Allah´a sığınırlar, suya uğrasa su da bu insanın kendisinden içmesini istemez, hülâsa her şey ondan kaçar, Allah´a iltica eder
Ümmet-i Muhammede kılıç çeker ve harbelerinizi onların kanı ile kirletirseniz, Allah´ın sizin için ekin bitirmesini ve mememlerin süt vermesini nasıl talep edebilirsiniz
Bir Allah dostu Allah´a yönelişinde sadâkat üzere devam ederse, artık ona buğz eden sevmeye, onunla ilişkide bulunmayan kendisini ziyaret etmeye ve ondan hoşlanmayan övmeye başlar Ama mücrim ve münâfik hâlâ onu sevmemeye devam eder
Günlük dersi terketmek
Bir mürid bir gün virdini bırakırsa Allah da o gün ona yardımını keser
Ey evlâtlarım! Biliniz ki: Yolumuz hakîkate erme, tasdîk, doğru sözlülük, çalışma, amel, maddî-manevî temizlik, gözleri haramdan sakınma, eli, edep yerini ve dili koruma yoludur Her kim bunlara riâyet etmezse, istese de istemese de yolumuz onu reddeder
|