Yalnız Mesajı Göster

Kur'an-İ Kerim Meali

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an-İ Kerim Meali



Ra'd Sûresi

Açıklama

Ra'd Sûresi, 43 (kırküç) âyet olup Mekke'de mi, Medine'de mi indiği hakkında ihtilaf vardır Sûrenin muhtevası göz önüne alınırsa Mekke'de indiğini söyleyenlerin görüşü biraz daha ağırlık kazanır Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasına gelen "er-Ra'd" kelimesi zikredildiği için sûreye bu ad verilmiştir

Meali

1 Elif, Lâm, Mîm, Ra İşte bunlar sana o kitabın âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktır Lâkin insanların çoğu iman etmezler
2 Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi Her biri belli bir vakte kadar akar gider Bütün işleri O yönetiyor Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz

3 Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır

4 Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır

5 Eğer şaşıyorsan, asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mı, yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız?" İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır Ve işte bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardır

6 Ayrıca senden iyilikten önce hemen kötülüğü getirmeni isterler Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmiştir Ve gerçekten Rabbin, zulümlerine karşılık insanlara mağfiret sahibidir Bununla beraber Rabbinin azabı da cidden çok çetindir

7 O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır

8 Her dişinin neye gebe olduğunu Allah bilir Ve rahimler ne eksiltir, ne arttırır, onu da bilir O'nun katında her şeyin bir ölçüsü vardır

9 Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de Büyüktür ve yücelerden yücedir

10 Sizden sözü gizleyenle açığa vuran, gece gizlenenle gündüz açığa çıkan, O'nun açısından eşittir (hepsini görür ve bilir)

11 Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur Onlar için Allah'dan başka bir veli de bulunmaz

12 Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yüklü bulutları meydana getiren O'dur

13 Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayı O'nu tesbih ederler O yıldırımlar gönderir, onunla dilediğini çarpar Onlar Allah hakkında mücadele edip duruyorlar Oysa Allah'ın çarpması pek çetindir

14 Gerçek dua O'nadır O'nun dışında yalvarıp durdukları ise onlara hiçbir şeyle cevap veremezler Onlar olsa olsa ağzına su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez Kâfirlerin duası hep bir sapıklık içindedir

15 Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler

16 De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'dır" De ki: "Allah'dan başkalarını, o kendi kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebilenleri dostlar mı ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç karanlıklarla aydınlık bir olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun gibi yaratan birtakım ortaklar buldular da, bu yaratış kendilerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "Allah, her şeyi yaratandır O, birdir Her şeye üstün ve kahredicidir"

17 Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarınca sel olup aktılar Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi Bir zinet eşyası veya bir değerli mal yapmak için, ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir İşte Allah hak ile batılı böyle çarpıştırır Fakat köpük atılır gider, insanlara faydası olan ise yerde kalır İşte Allah böyle misaller verir

18 Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi İşte onlar, hesabın kötüsü kendileri için olanlardır Varacakları yer de cehennemdir Orası da ne fena yataktır

19 Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler

20 Onlar ki, Allah'ın ahdini yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar

21 Ve onlar ki, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeye riayet ederler ve Rablerine saygı gösterirler ve hesabın kötülüğünden korkarlar

22 Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır

23 Adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler:

24 "Sabrettiğiniz için size selam olsun Ahiret yurdu ne güzeldir!"

25 Allah'ın ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiği bağlantıları koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, işte lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradır

26 Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir

27 Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya" De ki: "Hakikaten Allah, dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir"

28 Onlar, iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'ın zikri ile yatışır

29 Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir!

30 İşte seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır

31 Bir Kur'ân ki, onunla dağlar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa (o yine bu Kur'an olurdu) Fakat emir bütünüyle Allah'ındır İman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi, elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu O küfürde direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak, ya da yurtlarının yakınına konacak Nihayet Allah'ın vaadi gelecek Muhakkak ki, Allah vaad ettiği zamanı şaşırmaz

32 Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim Sonra da tuttum onları cezalandırdım O vakit azabım nasıl imiş (gördüler)

33 Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular De ki: "Onlara isimler verip durun bakalım Siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur

34 Onlara dünya hayatında bir azap vardır Ahiret azabı ise elbette daha çetindir Onları Allah'dan koruyacak da yoktur

35 Müttakilere vaad olunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir Kâfirlerin akıbeti de ateştir

36 Bir de kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen (vahiy) le sevinç duyuyorlar Bununla beraber hizipleşenlerden, âyetlerin bir kısmını inkâr edenler de vardır De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmekle ve O'na şirk koşmamakla emrolundum Ben O'na davet ediyorum, dönüşüm de O'nadır"

37 Ve işte biz o Kur'ân'ı Arapça bir hüküm olarak indirdik Yemin olsun ki, eğer sen, sana vahiyle gelen bu bilgiden sonra onların keyiflerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu

38 Andolsun ki, biz senden önce de peygamberler gönderdik Onlara da eşler ve çocuklar verdik Allah'ın izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir Her ecel için bir yazı vardır

39 Allah dilediğini imha eder, dilediğini de yerinde bırakır Ana kitap O'nun katındadır

40 Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düşen sadece tebliğ etmek, bize düşen de hesaba çekmektir

41 Görmüyorlar mı ki, biz yeri etrafından eksiltip duruyoruz Allah öyle hükmeder ki, O'nun hükmünü engelleyecek kimse yoktur O çok hızlı hesap görür

42 Onlardan öncekiler de hileler yapmışlardı Fakat sonuçta bütün hileler(in cezası) Allah'a aittir Her nefsin ne kazandığını O bilir Bu dünyanın akıbetinin kime ait olduğunu kâfirler de yakında bilecekler

43 O kâfirler: "Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin" diyorlar De ki: "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter, bir de yanında kitap ilmi bulunan (yeter)"

Alıntı Yaparak Cevapla