|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sularla Alakalı Hükümler
Sularla Alakalı Hükümler
Suların Kısımları
Sular Şer´an iki kısımdır Biri, mutlak sulardır ki, su denilince bu tür su anlaşılır Bunlar yaratılışlarındaki vasıf üzerinde duran sulardır Yağmur suyu, kar suyu, deniz suyu, kuyu suyu, göze ve pınar suları gibi  Bunların her birine "Mutlak Su" denir
Diğer kısım sulara "Mukayyed Sular" denir Yabancı bir maddenin mutlak sulara karışması ile asıl vasıflarından çıkan ve özel bir isim alan sulardır Gül suları, çiçek suları, üzüm, asma ve et suları gibi  Bunların her birine "Mukayyed Su" denir
Mukayyed sular, aslî ve gayr-i aslî diye iki kısma ayrılırlar Aslen mukayyed olanlar: Kavun, karpuz, asma, gül suları ve benzerleridir Gayr-i aslî olan mukayyed sular, aslında mutlak su iken yabancı bir maddenin kanşması ile meydana gelen sulardır Bir su içine yaprakların düşmesi, o yaprakların çürüyerek suyun incelik ve akıcılığını, renk ve kokusunu değiştirmesiyle bozulan sulardır
İçinde nohut ve mercimek gibi temiz bir şeyin pişmesiyle incelik ve akıcılığını kaybeden bir su da mukayyed şu sayılır Yine üç vasıfdan (renk, tad ve kokudan) birini veya ikisini değiştirecek şekilde mutlak suya mukayyedin karışması ile su mukayyed olur Şöyle ki: Bir mutlak suya, süt gibi renk ve taddan ibaret iki vasfı olan bir içecek madde yahut karpuz suyu gibi yalnız bir tad vasfı bulunan bir sıvı karışıp kendisinde bu vasıflardan yalnız biri meydana çıksa veya sirke gibi üç vasıflı (tad, renk, koku) bir sıvı karışıp da bu vasıflardan ikisi mutlak suda belirse, artık o su, mukayyed olur
Mutlak olan su yosun tutarak veya bekleyerek renk ve kokusu değişirse, yahut içine tadını değiştirmeyccek miktarda sabun, zaferan, toprak ve yaprak gibi temiz ve katı şeyler düşerse yahut içinde mısır ve nohut gibi şeyler ıslatılmış olursa mutlak su olmaktan çıkmaz Bu durumda incelik ve akıcılığını değiştirmemek şartı ile üç vasfı bozulmuş olsa bile, mutlak su hükmünden çıkmaz Ancak suyun tabiatı olan incelik ve akıcılık halinin değişmesiyle mukayyed olur
Mutlak Suların Nevileri ve Hükümleri
Mutlak sular, tahir ve mutahhir (temiz ve temizleyici) olup olmamaları bakımından beş kısımdır:
1) Temiz ve temizleyici olan ve kerahetten beri bulunan sulardır Üç vasfı (rengi, tadı, kokusu) bozulmamış ve kendisinde keraheti gerektiren bir şey bulunmamış olan herhangi mutlak bir su bu kısma girer Bu su, hem içilir, hem yemeklerde kullanılır, hem de onunla her türlü temizlik yapılabilir
2) Temiz ve temizleyici olmakla beraber mekruh olan sulardır Ev kedisi gibi evcil bir hayvanın yahut çaylak ve doğan gibi yırtıcı bir kuşun yahut evlerden eksik olmayan fare gibi hayvanların içlerinden içmiş oldukları sular bu kısımdandır Başka bir su varken böyle suları içmek, yemekte ve temizlikte kullanmak tenzihen mekruhtur
3) Temiz olduğu halde temizleyici olmayan sular: Bunlar bir hadesi (hükmî necaset olan abdestsizliği) gidermek için insanın bedeninde ibadet maksadı ile kullanılan sulardır Böyle abdest ve gusül için kullanılmış olan sulara Mâ-i Müstamel (kullanılmış su) denir
Örnek: Abdesti olmayan bir müslümanın bütün abdest azalarında veya bir kısmında kullanıp biriktirdiği, yahut cünüb bir müslümanın bütün bedeninde kullanmış olduğu su, bu kısımdandır
Abdesti olan bir müslümanın abdest almış olduğu yerden başka bir yerde sevab niyeti ile abdest alması yahut bir ibadet yaptıktan sonra aynı yerde tekrar abdest alması suretiyle toplanan sular da böyledir
Yine yemeklerden önce ve sonra, Peygamberimizin sünnetine uymak maksadı ile el yıkamakta kullanılmış olan sular da böyledir
İşte bu şekilde kullanılmış sular her ne kadar temiz iseler ve maddi pislikleri giderirlerse de, (abdestsizlik gibi) hükmen necasetleri gideremezler Bu sularla abdest alınmaz ve gusledilmez
Kullanılmış böyle suların temiz olup temizleyici olmamaları İmam Muhammed´e göredir Fetva da buna göredir Fakat İmam-ı Azam ve İmam Ebû Yusuf´a göre, bu sular temiz değildir, pis sayılırlar
(İmam Malik ve İmam Şafiî´den nakledilen bir görüşe göre, bu kullanılmış sular hem temiz, hem de temizleyicidir Ancak ikinci defa kullanılmaları mekruhtur )
4) Bunlar temiz olmayan sulardır İçine pislik düştüğü kesin olarak bilinen yahut fazla bir zanla bilinen az miktardaki sulardır Böyle sular pis hükmündedir Ancak büyük su hükmünde olan kuyu ve havuz gibi sulara pislik düşünce, o suyun üç vasfından birini (tad, renk veya kokusunu) değiştirirse o zaman bu büyük su da pis olur Aksi halde büyük sulara necaset düşmekle, vasıflarından birini kaybetmedikçe pis olmazlar Akar halde olan sular da böyledir Böylece büyük sularla akar halde olan sular aynı hükmü taşımış oluyorlar
Durgun olup akar halde bulunmayan suların kare şeklinde bulunmaları halinde yüz ölçümünün yüz arşını bulması ile ve daire halinde olanların çevresi otuz altı arşını bulması ile bunlar büyük su sayılırlar Bu ölçüden az olanlar da küçük su hükmündedir
Akar halde olan sulara gelince, bunlar az olsun, çok olsun büyük sular (büyük havuzlar) hükmündedir Böyle bir akar su içine düşen bir pislikle suyun üç vasfından biri değişip bozulmadıkça, bu su temizdir ve temizleyicidir Bunların derinliğine bakılmaz Avuç ile alınan sudan dolayı, suyun dibinin açılmaması, büyük su olmak bakımından yeterlidir Bir suyun da akıcı sayılabilmesi için, en az bir saman çöpünü götürmesi lâzımdır
5) Şüpheli (Meşkûk) Sular: Bunlar, merkeblerin ve katırların artığı olan sulardır Böyle bir su temiz ise de, abdestsizliği (hades denilen hükmî necaseti) gidermeğe yeterli olup olmadığı şüphelidir İlerde bu konuda bilgi verilecektir
Bir kimsenin abdesti varken, sadece serinlemek için yahut başkasına abdest alınışını öğretmek için abdest aldığı su, hem temizdir, hem de temizleyicidir
Yine bir kimse abdest aldıktan sonra aynı mecliste daha abdesti bozulmadan ve o abdestle bir ibadet yapmadan tekrar abdest alırsa, biriken su temizdir, temizleyicidir İçinde temiz bir kabın veya temiz bir çamaşırın yıkandığı su da böyledir Çünkü bu sularla ne maddî ne de hükmî bir temizlik yapılmıştı Ancak böyle kullanılmış sulardan insan tiksinir; sağlık bakımından da zararlı olmaları düşünülür Zaruret olmadıkça bu gibi sular içilmez, yemeklerde kullanılmaz Bunlarla abdest ve boy abdesti alınmaz
Bir mutlak (tabiî) suya kullanılmış (müstamel) su karıştığı zaman bakılır: Eğer asıl temiz su, karışan (müstamel) sudan iki kat fazla ise, onunla hükmî necaset (abdestsizlik) giderilebilir Durum aksine olursa, karıştırılan müstamel (kullanılmış) su asıl temiz sudan iki kat fazla olursa; onunla abdestsizlik (hades) giderilemez, gusül yapılamaz Her iki suyun miktarı eşit olduğu zaman, ihtiyat olarak hüküm yine böyledir
Mukayyed Suların Hükümleri
Önceki kısımda işaret edildiği üzere, mutlak sularda dıştan bir tesir bulunmayınca bunlar içilir, yemeklerde ve bütün temizlik çeşitlerinde kullanılır, abdest veya gusül alınır Gerek hakîkî, gerek hükmî kirler giderilir Mukayyed sular ise böyle değildir Bunlarla abdest ve boy abdesti alınmaz Bunlarla hades denilen hükmî necaset (abdestsizlik) giderilemez Çünkü bu gibi temizlikler için dinimiz mutlak (tabiî) suları kullanmayı emretmiştir Bununla beraber mukayyed suların bazıları içilebilir, yemeklerde kullanılabilir Yine mukayyed sulardan yağlı ve kaygan olmayan ve sıkılmakla akıp gidenlerle hakikî necasetler (pislikler) giderilebilir
Mutlak sular, içlerine düşecek bazı şeylerden dolayı temizliklerini yitireceği gibi, mukayyed sular da yitirir Bu halde her iki su da, ne hakikî ve ne de hükmî pislikleri gidermekte kullanılabilir Bunlarla ilgili olarak bilgi verilecektir
Su Artıkları Hakkında Hükümler
Az ve durgun olan su artıkları şu kısımlara ayrılır:
1) Hem temiz, hem de temizleyici olan ve kerahet taşımayan artıklar: Bunlar, ağızları temiz olan bütün insanların, deve sığır ve koyun gibi, eti yenen evcil hayvanların, atların ve attan veya inekten doğmuş katırların, eti yenen vahşi hayvanların, eti yenen kuşların artıklarıdır Bu cins hayvanların su artıkları içilir ve bu artıklarla temizlik yapılabilir Ağızları temiz olmayanların artıkları da temiz değildir Şarap içen veya ağız dolusu kusan kimselerin şarap içmelerinin veya kusmalarının hemen arkasından içtikleri suyun artığı gibi
2) Kullanılmaları mekruh olan artıklar: Bunlar, kedilerin, tavukların ve atmaca, şahin, doğan, çaylak, kartal gibi yırtıcı kuşların ve pislik yemekten çekinmeyen koyun, sığır, keçi gibi hayvanların artıklarıdır
Başka temiz su varken bunların içilmesi ve temizlikte kullanılması tenzihen mekruhtur Fakat başka su bulunmayınca, bunlar içilebilir ve bunlarla temizlik yapılabilir Bu gibi sular varken teyemmüm yapılması caiz değildir
3) Kullanılmaları şüpheli olan artıklardır Bunlar, yabanî olmayan merkeblerin ve bunlardan doğmuş katırların artıklarıdır Başka temiz su bulunmayınca hem abdest alınır, hem de ihtiyat olarak teyemmüm yapılır
Şüpheli (meşkûk) bir su ile, şüpheli olmayan bir su birbirine karışacak olsa, tartıca ağır gelene itibar edilir Bu iki su eşit olunca, yine ihtiyat olarak teyemmüm de edilir
4) Necis (pis) sayılan artıklardır Bunlar, köpek, kurt, aslan, kaplan, domuz ve benzeri hayvanların ve vahşi kedilerin artıklarıdır Bunlar temizlikte kullanılamaz ve zaruret olmadıkça da bunlar içilemez
Terler ve salyalar, ağızdan akan sular hüküm bakımından artıklar gibidir Bu bakımdan artığı temiz olanın, ter ve salyası da temizdir Artığı mekruh veya şüpheli (meşkûk) olanın, ter ve salyası da mekruh veya meşkûk (şüpheli) olur
Artıkları temiz olmayan hayvanların terleri ve salyaları da temiz değildir
Bir arada bulunan kaplardan çoğunda temiz su ve az bir kısmında pis su bulunsa, araştırma yapmak gerekir Kapların hangilerinin temiz olduğu zan üstünlüğü ile tayin edilir Ondan sonra da, tayin edilen sulardan içilir, abdest ve gusül temizliği yapılır Çünkü hüküm kuvvetli olan hale göredir Fakat temiz olmayan kaplar temizlerden daha çok veya temizlere eşit olsa, yemekte ve içmekte kullanılmak için araştırma yapılabilir; ancak abdest ve gusül için araştırma yapmak gerekmez Bu sular döküldükten veya hayvanların ihtiyacı için birbirlerine karıştırıldıktan sonra teyemmüm yapılır
|