Konu
:
Nefs Hastalıklarının Tedavisi.
Yalnız Mesajı Göster
Nefs Hastalıklarının Tedavisi.
11-04-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Nefs Hastalıklarının Tedavisi.
Nefs hastalıklarının tedavisi
Nefis çok kötü bir arkadaştır
Ona karşı çok uyanık olmak lazımdır
Nefsin kusurlarını küçük görmemek ve bu kusurları tedavi etmenin yollarını aramak lazımdır
Tabi nefsin kusurlarını tedavi edebilmenin yolu da o kusurları bilmektir
Nefsin kusurlarını bilmenin dört yolu vardır;
1-Nefsin kusurlarını bilen ve bu kusurları tedavi edebilecek bir doktor bulup onun verdiği ilaçları kullanmak şarttır
Bunun başka yolu yoktur
Nasıl ki zahiri bir hastalığa yakalandığımız zaman doktora gidip onun vereceği ilaçları kullanmadan iyileşemiyorsak bu da öyledir
2-İyi kimselerle arkadaşlık yapmak lazımdır
Çünkü iyi kimselerle arkadaşlık yapıldığı zaman şayet bir hata yaparsak bizi uyaracaklardır
Ama kötü kimselerle arkadaşlık yaptığımız zaman daima bizi hata ve günaha götürürler
Onun için Davudu Tai (ks)'ye; “Niçin insanlarla arkadaşlık yapmıyorsun” diye sorduklarında şöyle demiştir; “Benim ayıbımı benden saklayan insanların arkadaşlığını ne yapayım
”
3-Nefsin ayıplarını düşmanlardan öğrenmeye çalışmak lazımdır
Çünkü düşman daima insanın ayıplarını açığa çıkarmaya çalışır
4-Başka insanların hallerine bakıp onlarda gördüğümüz ayıp-ları kendimiz yapmamaya çalışmamız lazımdır
İbrahim bin Ethem (ks)'e; “Bu edebi kimden öğrendin?” diye sormuşlar; oda şöyle cevap vermiş; “Ben bu edebi başkalarında gördüğüm çirkin hallerden kaçınmakla elde ettim
” Netice olarak insan henüz elinde fırsat varken nefsini hesaba çeker onu ayıp ve kusurlardan temizlemek suretiyle ıslah ederse cennet yolu üzerinde mesafe katedebilir
Nefsi daima hesaba çekmek lazımdır
Şah-ı Nakşibend (k
s) demiştir ki; “Nefsi hiç olmazsa bir iki veya üç saatte bir hesaba çekmek lazımdır
” Nefsini hesaba çeken kimse mutlaka onu kusurlu bulur ve tedavi etmek için mücadele eder
Nefsiyle mücadele etmeye başlayan kimselere de müjdeler olsun! Allah-u Zülcelal böyle kimseleri nasıl mükafatlandıracağını Kur'an-ı Azimüşşan'da bize açık olarak beyan etmiştir
Şimdi her kim Allah-u Zülcelal'in vaadetmiş olduğu bu mükafatlara kavuşmak istiyorsa elindeki fırsatı çok iyi değerlendirmeye çalışıp nefsinin hesabını daha bu dünyada iken görerek cennet yolunun üzerinde yürümeye gayret sarfetmelidir
Nasıl ki ticaret yapan ortaklar yapacakları ortaklık için prog-ram yapıyorlar mallarının hesabını tutup bu ticaretten kâr mı yoksa zarar mı ettiklerini devamlı olarak kontrol ediyorlarsa insan da ahiretinin selameti için bir tüccar gibi nefsini hesaba çekmelidir
Dünyada yaptıklarının hesabını gören kimselerin ahirette hesap vermeleri kolay olur
Ama dünyada hesaplarını görmeyenlerin ahiretteki hesapları çetin olur
Mümin şuurlu ve baki olan ahiret hayatı için uyanık ve meraklı olmalıdır
Niçin tüccarlar ellerinde kalmayacak geçici ve adi olan dünya malının hesabını tutuyorlar birbirleri ile çetin bir hesap görüyorlar?
Ortaklardan biri diğerine ihanet etmesin diye daima uyanık davranıyorlar da; biz niçin daima bize ihanet etmek için fırsat kollayan nefsimizle hiç bitmeyecek ahiret nimetleri için hesap görmüyoruz? Oysa Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede;
“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve her nefis yarına (kıyamet günü) ne hazırladığına baksın” (Haşr; 18) buyurmuştur
Onun için henüz fırsatımız varken Allah-u Zülcelal bizi hesaba çekmeden önce biz kendimizi hesaba çekip Allah-u Zülcelal'in rızasına giden cennet yolu üzerinden bizi ayırmaya çalışan nefsimizi ıslah etmenin ve kötü sıfatlardan kurtarmanın çarelerine bakmamız lazımdır
Hz
Ömer (ra)'in;
“Ey Müminlerin emiri Ömer bin Hattab! Vallahi ya Allah'tan korkar gerçek bir mümin olursun yada Allah'ın azabında yanarsın” diyerek kendisini hesaba çekmesi hepimize ders olmalıdır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul