Yalnız Mesajı Göster

Kabusnâme Nedir ? Kabusname'den Öğütler

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kabusnâme Nedir ? Kabusname'den Öğütler



Kabusnâme Nedir ? Kabusname'den Öğütler

Kabusnâme, 1082 yilinda Kûhistan sultani Iskender bin Kavus tarafindan Farsça olarak kaleme alinir Muhatap, oglu Gilan Sahtir, fakat aradan dokuz yüz yil geçmis olmasina ragmen ögütler hâlen canliligini devam ettirir Tarih boyu pek çok padisah, sultan ve devlet baskani tarafindan birçok dünya diline çevrilir, birçok edebî, tarihî ve ahlâkî eserlere kaynak teskil eder

Eser, Osmanlilar zamaninda ilk defa Fatih Sultan Mehmed´in babasi Sultan II Murad´in dikkatini çeker Milletin deger hükümlerini alt üst eden fetret ve kargasa döneminden yeni çikilmistir Edeb, ahlâk, emniyet ve nizamda yeniden yapilanmaya ihtiyaç vardir Babasi Çelebi Mehmed´in devlet otoritesini temininden sonra, kendisi de manevî sahada bir teskilatlanmayi üstlenmistir

Kabusnâme, ahlâkî sahadaki egitim ve yapilanmayi temin eden eserleden biridir Eserin mütercimi Mercimek Ahmed, birgün Padisahin elinde kitabi görür ve neden bahsettigini sorunca Padisah meseleyi söyle ifade eder:

"Hos kitaptir, içinde çok faydali seyler ve ögütler vardir, ama Farsça dilincedir Bir kisi Türkçeye tercüme etmis, ama anlasilir degil, açik söylememis; bundan dolayi hikâyesinden tat bulamayiz Ama bir kimse olsa, bu kitabi açik ve anlasilir bir sekilde çevirse, tâ ki anlamindan gönüller haz ala"

Bunun üzerine Mercimek Ahmed, "Emir buyurursaniz ben tercüme edeyim" diye tercümeye talip olunca, "Hemen tercüme eyle" buyrugunu alir

Mercimek Ahmed bin Ilyas sair, edip ve âlim bir kisidir Tercümeye yeniden telif kadar emek verir ve 1432 tarihinde tamamlayarak üzerine düsen görevi bitirir

Kabusname üzerinde Cumhuriyet döneminde bir hayli incelemeler yapilir Eser eski Anadolu Türkçesiyle tercüme edildiginden Türkiye Türkçesine göre yeniden ele alinmasi gerekiyordu Bu isi de Atilla Özkirimli üstlenir ve kitap "Tercüman 1001 Temel Eser" serisinin 36-37 kitabi olarak yayinlanir

Biz ise, diger kitaplarda oldugu gibi, bu kitapta da seçmeler yaptik Bazi konular devrin sartlan icabi o zamanin insanina hitap ettiginden kitaba almadik; sadece günümüz insanina dogrudan hitap eden ve yol gösteren bölümlere yer verdik Kitap belli bir konu düzeni içinde islenmis olmasina ragmen, biz daha çok dinî, edebî, ahlâkî ve terbiyevî nasihat ve ögütlerle ilgili bölüm ve paragraflari seçtik

Bu arada sadelestirmede her ne kadar bazi kelime ve terimler günümüz Türkçesine göre ifade edilmisse de, bunlarin daha rahat okunur ve anlasilir bir hale getirilmesine ihtiyaç vardi Bu bakimdan mânâ bütünlügü mahfuz kalmak kaydiyla yer yer ifade tasarruflarinda bulunduk Bu küçük derleme dahi kitabin tesir gücünü göstermesi açisindan yeterli olacaktir

Bu ögütlere gönül kulagini açik tut

Ey ogul!

Bilmis ol ki, artik ben kocadim Zayif ve aziksiz olarak yol agzina kadar geldim Ölüm mektubunu elime sundular O mektup, sakalin agarmasidir Adamin sakali agardiginda Allah tarafindan bir ses gelir:

"Ey kulum, hazirlan, bu dünyayi birakip öbür dünyaya geçeceksin"

Simdi ey cigerkösem! Ölmeden önce seni iyilik yoluna ve iyi kimselerin izine yönlendirmek istiyorum Tecrübelerle elde ettigim birkaç ögüdü sana yadigâr olarak birakiyorum Bu ögütlere uyarak hareket edersen, her muradina erersin ve iyi isim kazanirsin, zamanin elinden sille yemezsin Çünkü baba sefkati, oglunun zamanin elinden azar yemesini istemez Öyleyse sen de gönül kulagini bu ögütler için açik tut, sonra pisman olmayasin Gerçi zamanimizda her ogul babasinin sözünü tutmuyor, ama insaallah kabul edersin

Bütün tecrübelerimi bu kitapta topladim

Ey ogul!

Gençler kendi bilgilerini yaslilarin bilgisinden üstün görürler Bu kanaatin yanlis oldugunu bildigim halde, sana yol göstermek için susarsam dogru olmaz Bütün tecrübelerimi yazdim; ama az ve öz yazdim Çünkü her seyin azi ve özü faydalidir

Insanlarin bir âdeti vardir, degerli bir mallari olursa, onu degerli birine vermek için saklarlar Iste benim bu dünyadan elde ettiklerimin en degerlisi bu ögütlerdir ve en degerli kimsem de sensin Iste son günlerimde, bu ögütleri sana veriyorum, insaallah sana faydasi dokunur

Ögüt aklin süsüdür

Ey ogul!

Akilli ol ve kendi soyunun itibarini iyi gözet, tâ ki serefsizlerden olmayasin Gerçi yüzüne ne zaman baksam akil ve hüner görürüm, ama ögüt aklin süsüdür, benim yapacagim onu sana hediye etmektir, muhafaza etmezsen, yine sen kaybedersin

Sonra bilmis ol ki, benim ölümüm yakindir, benim ardimca senin de gelmen yakindir Öyle çalis ki bu dünyada bir azik hazirlayasin, o yola da yaran olsun Çünkü bu dünya öteki dünyanin ekinligidir Kendini öyle ver ki, senin yerine baska biri ekmesin Çünkü baskasinin ektiginden senin yararin olmayacak

Ölümlü dünyayi ölümsüz dünya ile degistir

Ey ogul!

Bu ölümlü dünyayi ölümsüz dünya ile degistirmeye gayret et Bu dünyada iyi kisiler aslan gibidir, kötü kisiler ise ite benzer Çünkü it ne avlarsa, avini avladigi yerde yer; arslan ise avini kendi inine götürür, sonra yer Bunun anlami sudur: It nefsinin esiridir, ne avlarsa burada yer, arslan akil sahibidir, burada ne avlarsa o âleme tutar, götürür

Gayret et ki, avin iyilik olsun, öbür âlemde lâzim olur Iyilikten murat, ibadettir Kul için ibadetten daha iyi av yoktur Çünkü ibadet yoluna girenler atese benzer Atesi ne kadar alçak yerde yaksalar, alevi o derece yükselir Ibadet yoluna varmayanlar da suya benzer, suyu ne kadar yukari akitlirlarsa akitsinlar, asagi düser Ibadeti boynunun borcu bil, tâ ki alevin daima yükselsin

Allah bes türlü ibadet buyurdu

Ey ogul!

Allah´in emri geregince sükredersen, az olan sükrün çok yerine geçer Nitekim Allah din içinde bes türlü ibadet buyurdu Eger gece gündüz çalissan, acizlikten baska bir sey elde edemezdin, ama o ölçüyle bes türlü ibadet buyurdu Onun ikisini zenginlere, kalanini da bütün halka verdi

Bunlardan biri Allah´in birligini ve Muhammed Mustafa´nin (asm) peygamberligini dil ile söylemektir ve gönülle inanmaktir Digeri bes vakitte namazdir, öbürü de yilda bir ay oruç tutmaktadir

Sehadet sözü, batil seylerden Allah´a siginmaktir Namaz o kabullenisin hakikatini kullugunda kaim olmaktir Oruç tutmak da, o kabullenisin ve kullugun hakikatini Allah´a bildirmektir Madem ki Allah´a "Kulunum" dedin, öyleyse o kullukta saglam durmak gerek

Namaz ve oruç Allah´in has nimetidir, onlari has kullarina nasip kilmistir Ikisini de yerine getirmekte kusur etme Eger bu ikisinde kusur edersen avamdan olursun, seçkinlerden olmazsin

Namaz kilan kiside büyüklenme olmaz

Ey ogul!

Sakin bu söylediklerim hakkinda gönlünden kötü düsünceler geçmesin Yani "Namaz kilmakta eksiklik olabilir" deme Din açisindan ´gözetmezsen, bari akil yoluyla bak, ne kadar faydali oldugunu gör

Evvelâ, namaz kilanin bedeni ve elbisesi devamli temizdir Namaz kilan kiside büyüklenme olmaz, çünkü namazin asli tevazudur Sen kendini tevazua alistirirsan, bedenin de sana uyar, tevazu kazanir Sen bu sekilde tevazuu gözetince, Allah makamini yüceltir

Oruç tutmakta bagnaz olma

Ey ogul!

Oruç tutmak yilda bir ay olan bir ibadettir, yilda bir ay olan kullugu dahi eksiklikle geçiren gayet namert olur, akilli olan namert olmayi kendine reva görmez

Oruç tutmakta bagnaz olma Yani sehrin kadisi, hatibi ve bütün güvenilir kisileri ne zaman oruç tutarlarsa, sen de o zaman tut; onlar ne zaman yerse sen de ye, cahillere uyma Bilmis ol ki, Yüce Allah´in senin açligina, tokluguna ihtiyaci yoktur

Orucun gayesi, kulun agzini Allah´in mühürlemesidir Bu mührü bütün bedenine vurmalisin Yalniz agzina mühür vurunca, diline, gözüne, ayagina, etegine de vurmalisin ki oruç senden razi olsun

Oruç tutmanin faydasi odur ki, sabahleyin yiyecegini bir yoksula veresin, tâ ki açlik zahmetini çekmenin sana faydasi dokunsun

Alıntı Yaparak Cevapla