11-04-2012
|
#5
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Fussilet Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )
25- Biz onlara birtakım kötü arkadaşlar musallat ettik Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini onlara gösterdiler Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklar için uygulanan söz (azap) kendilerine de geçerli olmuştur Çünkü onlar hüsrana düşenlerdir
Şu halde nasıl, kendisine kulluk etmeye tenezzül etmedikleri Allah'ın kontrolünde olduklarına baksınlar Göğüs boşluklarındaki kalplerinin kendilerini nasıl azaba ve hüsrana sürüklediklerini görsünler Yüce Allah onlara birtakım arkadaşlar musallat etmiştir Onlar da birtakım vesveseler veriyor, çevrelerindeki bütün kötülükleri süslü gösteriyorlar Yaptıklarını güzel göstererek yaptıklarının pis taraflarının farkına varmalarına engel oluyorlar Bir insanın başına gelebilecek en büyük felaket, yaptıklarının çirkin, sapık taraflarını farketmesini sağlayacak duyarlığını yitirmesidir Şahsına ait herşeyi ve her eylemi güzel görmesidir İşte felaket budur, insanı daima yokluğa sürükleyen uçurum budur Ve işte onlar kötüler güruhu içinde yer almışlar, kendilerinden önce yüce Allah'ın aleyhlerindeki tehditlerinin gerçekleştiği insan ve cinn toplulukları arasındaki yerlerini almışlar Bunlar hüsrana uğrayanlar sürüsüdür
"Çünkü onlar hüsrana düşenlerdir "
Bu Kur'an'da etkileyici bir güç bulunduğunu fark ettiklerinde ona karşı savaşa girişmeleri bu kötü arkadaşların yaptıklarını güzel göstermelerinin bir sonucudur
26- İnkar edenler: "Bu Kur'an'ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki ona galip gelirsiniz" dediler
Kureyş kabilesi ileri gelenlerinin kitleleri kandırmak için kendilerine söyledikleri bir sözdür bu Çünkü bu Kur'an'ın hem kendi ruhları hem de kitlelerin ruhları üzerindeki etkinliğine karşı koyamıyorlardı
"Bu Kur'an'ı dinlemeyin "
Çünkü ileri sürdükleri gibi bu Kur'an onları büyülüyor, akıllarını çeliyor, hayatlarını altüst ediyordu Baba ile oğulu, karı ile kocayı birbirinden ayırıyordu Evet, Kur'an ayırıyordu, ama iman ile küfrü, sapıklıkla hidayeti birbirinden ayıran Allah'ın öngördüğü kriter ile, Furkan ile ayırıyordu Kalpleri bütünüyle Allah'a özgü kılıyordu Allah'ın bağından başka bir bağa önem vermiyordu İşte insanları birbirinden ayırmada esas alınan kriter, gözönünde bulundurulan Furkan buydu
"Okunurken gürültü yapın, belki ona galip gelirsiniz "
"Bu yakışık almayan, seviyesiz bir tutumdu Ne var ki iman etmeye tenezzül etmeyen küstahlar kanıt ile, delil ile, belge ile karşı koyamadıkları zaman yüzsüzlüğe, şamataya başlarlar
Nitekim insanları Kur'an'ı dinlemekten alıkoymak için Malik b Nadr'ın yaptığı gibi İsfendiyar ve Rüstem masallarını anlatarak, şamata çıkarıyorlardı Bazan kargaşa çıkararak, bağırarak Kur'an'ın okunmasına engel olmaya çalışıyorlardı Kimi zaman Kur'an okunurken şiirle, kafiyeli sözlerle halkın dikkatini dağıtmaya, Kur'an'ı dinlemelerine engel olmaya çalışıyorlardı Ama bütün çabaları boşa gidiyordu Kur'an hepsine üstün geliyordu Çünkü Kur'an'da üstün gelme sırrı gizlidir Çünkü Kur'an hak içeriklidir Ve batıl ne kadar çırpınırsa çırpınsın her zaman hak üstün gelir
Bu çirkin sözlerine karşılık olarak çok uygun bir tehdit yeralıyor:
27- İnkar edenlere şiddetli bir azab taddıracağız ve onları, yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız
28- İşte böyle; Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir Ayetlerimizi bile bile inkar etmeleri karşılığı orası onların temelli kalacakları yerdir
Ve çok geçmeden onları ateşte görüyoruz Arkadaşlarını n geçmişte yaptıkları ve şu anda yapmakta oldukları kötülükleri kendilerine süslü göstererek en sonunda böylesine korkunç bir tehlike ile yüzyüze getirdikleri aldanmışların büyük bir öfke içinde hayıflanarak dizlerini dövdüklerini görüyoruz
29- Ateşe giren kafirler derler ki: "Rabb'imiz cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına alalım Ki altta kalanlar olsunlar "
Müthiş bir öfke İntikam duygusu ile yanıp tutuşuyorlar: "Onları ayaklarımızın altına alalım "   "Ki altta kalanlar olsunlar " Karşılıklı sevgiden, dostluktan, vesvese ve kötülükleri süslü gösterme girişimlerinden sonra durumları bundan ibaret olacaktır
RABB'İMİZ ALLAH'TIR
Bu bir ilişki türüdür Bu ilişki vesvese ve aldatmaya dayanır Ama bir diğer ilişki türü de var Bu ilişki öğüt vermeye, karşılıklı dostluğa dayanır Bunlar mü'minlerdir Rabb'imiz Allah'tır diyen, sonra da iman ile, salih amel ile Allah'ın belirlediği yolda ona doğru yol alan kimselerdir Yüce Allah bunlara insanlardan ve cinnlerden kötü arkadaşlar musallat etmiyor Kalplerine güven ve huzur aşılayan, onları cennetle müjdeleyen, dünya ve ahirette onlara arkadaşlık eden melekler görevlendiriyor:
|
|
|