Yalnız Mesajı Göster

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )

Eski 11-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Zuhruf Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )



HZ MUSA, FİRAVUN VE HAL

46- Andolsun biz Musa'yı da ayetlerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarına gönderdik: "Ben alemlerin Rabbinin elçisiyim" demişti

47- Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular

Burada, Hz Musa ile Firavun arasında gerçekleşen ilk buluşma anı, bu konuda kıssanın sunuluşu ile amaçlanan esas noktaya bir hazırlık olsun diye kısa bir giriş şeklinde sunuluyor -Kıssanın sunuluşu ile güdülen amaç Firavunun HZ Musa'nın peygamberliğine itiraz edişinin gerçekleri ve değer yargıları ile Arap müşriklerinin Hz Muhammed'in -salât ve selâm üzerine olsun- peygamberliğine itiraz edişlerinin gerekçéleri ve değer yargıları arasındaki benzerliği vurgulamaktır- Bu giriş bölümü aynı zamanda Hz Musa'nın sunduğu mesajı gerçek mahiyetini de özetlemektedir: "Ben alemlerin Rabbi'nin elçisiyim' demiştir" Bu, bütün peygamberlerin getirdikleri gerçeğin kendisidir Her peygamber Ben "elçiyim", beni gönderen "alemlerin Rabb'idir" demişlerdir

Ayrıca kısa ifadelerle Hz Musa'nın sunduğu ayetlere de işaret ediliyor Bu işaret, adı geçen toplumun bunlara karşı takındığı tavırla son buluyor: "Birden bire onlarla alay etmeye koyuldular" Büyüklük taslayan cahillerin her zaman yaptıkları gibi

Bu işareti, yüce Allah'ın Firavun ve devlet erkanının başına getirdiği musibetlere yönelik bir işaret izliyor Bunlar başka surelerde ayrıntılı olarak anlatılmışlardır:

48- Onlara gösterdiğimiz her mucize diğerinden daha büyüktü; doğru

yola dönmeleri için onları azaba uğrattık

49- Azabı görünce: "Ey büyücü, bizim için Rabb'ine dua et, sende bulunan ahdin hürmetine bizi bağışlamasını dile, artık yola geleceğiz" dediler

50- Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar

Görüldüğü gibi Hz Musa'nın -selâm üzerine olsun- gösterdiği mucizeler onların inanmalarını sağlayamıyor Üstelik bu ayetler peşpeşe gösteriliyor ve herbiri diğerinden daha büyük ve daha etkileyicidir Hiç kuşkusuz onların bu tutumu yüce Allah'ın birçok surede geçen ve somut mucizelerin doğru yolu bulmaya yatkın olmayan bir kalbi hidayete getiremeyeceği, peygamberin sağırlara mesajım işittiremeyeceği, gerçeği körlere gösteremeyeceği anlamına gelen sözünü doğrulamaktadır

Burada ilginç olanı Kur'an-ı Kerim'in aktardığı Firavun ve devlet erkanının şu sözleridir: "Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et, sende bulunan ahdin hürmetine bizi bağışlamasını dile, artık yola geleceğiz" Musibetle yüzyüze gelmişler Başlarındaki belayı kaldırması için Musa'dan yardım istiyorlar, ona yalvarıyorlar Buna rağmen ona "Ey büyücü" diyorlar Aynı şekilde "Bizim için Rabbine dua et, sende bulunan ahdin hürmetine" diyorlar Oysa Musa, onlara ben "alemlerin Rabbinin" elçisiyim, diyor Alemlerin Rabbi, sadece onun Rabbi değil Ne var ki, ne somut mucize, ne de peygamberin sözleri onların taşlaşmış kalplerine etki etmiyor "Artık yola geleceğiz" demelerine rağmen, içlerinde imanın yumuşaklığından eser yok

"Fakat biz onlardan azabı kaldırınca sözlerinden dönmeye başladılar"

Şu da var ki, kitleler somut mucizelerden etkilenebilirler Gerçek, onların kandırılmış gönüllerine yol bulabilir Bu sırada Firavun tacıyla, tahtıyla, saltanatıyla, göz kamaştırıcı süsleri ve ihtişamı içinde görünüyor Yüzeysel mantığıyla sıradan halk kitlelerinin aklını çeliyor Firavunun mantığı yüzeyseldir ama, baskıcı zorba yönetimlerde kul-köle haline getirilmiş, kibire, şatafata konan kitlelér nezdinde geçerli olan bu mantıktır

Alıntı Yaparak Cevapla