Yalnız Mesajı Göster

Eshab-İ Kehf (Mağara Arkadaşları)

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eshab-İ Kehf (Mağara Arkadaşları)



Hem İslam aleminde hem de Hristiyanlık 'da kutsal kabul edilen yedi uyurların 300 yıl uykuda kaldığı mağara olarak bilinen Ashab-ı Kehf mağaraları yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor Mağaraları diyoruz çünkü farklı yerlerdeki mağaralar Eshab-ı kehf mağarası olarak kabul ediliyor Yedi uyurların hikayesi ise şu şekilde:

Ashab-ı Kehf Yedi Uyurlar veya Yedi Uyuyanlar, (Kur'an'da Ashab-ı Kehf, Eshâb-ı Kehf) Hem İslam'dan hem de Hıristiyanlık'ta var olan bir hikâyedir

Geleneksel anlamda hikâyeye göre Ashab-ı Kehf denilen gençler, bugün yeri konusunda çeşitli rivayetler bulunan Efsus şehrinde yaşıyorlardı

Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler(Roma İmparatorluğu) Onun sağında ve solunda bulunurlardı Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi Bunlara “Ashab-ı yemin” denmiştir Hükümdarın solunda bulunanlar ise, Mernuş, Debernuş ve Şazenuş'tur Bunlara da “Ashab-ı yesar” denmiştir

Hükümdarın Roma imparatorlarından Diocletian (284 - 305) (Gaius Aurelius Valerius Diocletianus) olduğu, ya da Domitianus (271-272) veya Decius (249-251) olduğu düşünülmektedir Kesin olan şey imparatorun putperest olduğudur

Putperestliği kabul etmeyen az sayıdaki insanları yakalatıp öldürtmüştü Hükümdar bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan bu 6 gencin durumlarını öğrendi Onları çağırıp tehdit ettiOnlarsa inançlarından ayrılmak istemediler, aksine Dokyanusu inançlarına davet ettiler

Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanıdı Gençlerde inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne gittiler

Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban onların inancına katıldı ve yedincileri oldu

Çobanın köpeği Kıtmir de onlara katılıp, arkalarından takip etti Dağa yaklaştıklarında çobanın gösterdiği bir mağaraya girdiler Mağarada dua ederek merhamet dilediler (İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'daki Kehf suresinin 10 ayetinde bu kişilerin duaları belirtilir)

Hikayenin devamına göre hükümdar, Efsûsa gelip, onları sorar Kaçtıklarını haber alıp saklandıkları mağrayı öğrenince adamlarıyla mağaraya gider ve mağaranın ağzını onları öldürmek maksadıyla kapattırır

İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler Sonunda ise ilahi bir şekilde uyandırılırlar

Ne kadar süre kaldıkları tam olarak bilinmemekle birlikte Kehf suresinde bu süreyi 309 sene olarak belirtir

Ashab-ı Kehf uyandıklarında geçmiş olan zamanında farkında olmadıkları belirtilir Uykudan kalkmaları, birbirleriyle konuşmaları ve içlerinden birini şehre göndermeleri Kur'an'da geçer

Bunlar şehre gidip yiyecek getirecek kimsenin (Yemlihanın) elbise değiştirerek halini kimseye bildirmeden gidip gelmesini uygun görürler Yemliha, bunu kabul edip şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur Farklı yorumları mevcut olan bir hadiseyle bu kişi geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına gider

İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir Başlarından geçenleri hükümdara anlatır Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir Ve tekrar hepsi uykuya dalarlar

Bazıları sahabelerden Ali'nin, Ashab-ı Kehfe gittiklerini ve Ashab-ı Kehf'in uykudan uyanıp onları gördüklerini ileri sürmüştür Ayrıca bu söylenceye İslam dininin son peygamberi Muhammede iman ettiklerini bildirip ve selâm gönderip dua istedikleri de eklenir

Bunların dışında bazı kişiler Ashab-ı Kehf'in Mehdi geldiğinde uyanıp ona katılacağını ileri sürmüştür Yine de bu iddiaların, veya hikâyede genelde geçen isim, yer, zaman ve bazı olayların gerçek temelleri tartışmalıdır Kur'an'da ise bu yorumlara dair hiçbir şey yoktur

Efsane'ye göre 250 yılları civarında Dakyus (Dakyanus veya Decius) adlı bir kral'ın yönettiği putperest bir ülkede 7 genç Hristiyalık'la suçlanır İnançlarını değiştirmeleri için bir süre verilir fakat, onlar dünyevi eşyalarını bırakıp dağa ibadet etmeye giderler

Putperestliğe karşı bu tavrı gören kral öldürülmelerini emreder Gençler ve köpekleri mağaraya sığınırlar Kral mağaranın girişine duvar örülmesini emreder Yedi Uyurlar yıllarca burada kalırlar

Uzun yıllar sonra, (genelde 379-390 yılları) ağıl yapmak isteyen bir çiftçi mağara girişini açar ve Yedi Uyurlar'la karşılaşır Şehir'de haçlı bir sürü bina görüp hayrete düşerler Dakyus zamanında kalan altınları harcamaya çalıştıkları zaman Psikopos'un karşısına çıkarılırlar Hikayelerini dinleyen psikopos bunun bir mucize olduğunu söyler

Bunlar Hristiyanlıkta Malta, Malchus, Martinianus, Dionysius, Joannes, Serapion, ve Constantinus adındaki azizlerdir Başka kaynaklar başka isimler verir

Efsanenin bu sürümü ise Kuran'da ki Kehf suresinde(18 sure) anlatılanlara benzemektedir Bahsi geçen kişiler Philedelphia (Bugün Ürdün'deki Amman şehri) şehrinin soylularıdır Liderleri Maximillian (Yemliha), o sırada şehri ziyaret eden Roma İmparatoru "Haderanius" (Hadrian)'a başkaldırır ve put tanrıları inkar ederek sadece Nuh'un, Musa'nun, İbrahim'in ve İsa'nın Tanrı'sının tapılamaya değer olduğunu söyler İmparator idam edilmelerini emreder



Kapatıldıkları zindandan kaçarlar ve sığınacakları bir mağara bulurlar Yedisi ve bir köpek (Kitmir veya Kıtmir) mağarada uyuya kalırlar Bu mağaraya gelen askerler şaşırmış ve isteri içinde geri dönerler Bunun üzerine komutanları mağara girişinin taş ve harçla kapatılmasını emreder Yedi kafir'in buarada ölüme terkedildiklerini anlatan bir levha bırakarak giderler

300 yıl kadar sonra uyandıklarında, Maximillian'ı şehre yiyecek almak üzere gönderirler 300 sene önceki paradan şüphelenen fırıncı onun bir hazine bulduğunu zanneder ve bunu kendisiyle paylaşmazsa onu ele vereceğini söyler Askerler gelir Maximillian'ı yetkililere götürürler Yetkililer ilk önce ona inanmasalarda daha sonra ikna olurlar ve bunu bir mucize sayarlar

Efsanenin birkaç değişik sürümü bulunmaktadır Bunlardan birinde kaçan beş genç vardır, yolda bir çoban ve çobanın Kitmir adındaki köpeği de bu beş gence katılır Çoban onları saklanmak üzere bu mağaraya götürür Başka bir sürümde ise çoban bu yedi genç ve köpeğin bulunduğu mağaranın yerini kralın askerlerine göstermiştir

Ashab-ı Kehf mağarası, Efes,SelçukAshab'ül Kehf ile ilgili mağaranın ise sınırları içinde olduğunu iddia eden 33 kentin dördü Türkiye'dedir: Afşin, Selçuk,Efes, Lice ve Tarsus

Türkiye'de mağaranın yeri hakkındaki tartışma daha çok Afşin ve Tarsus ilçeleri arasında olmaktadır Yedi Uyurlar mağarasının Afşin ilçesinde olduğunu kanıtlamak için Afşin Eshâb-ı Kehf Derneği bilim adamlarından oluşan bir heyete rapor hazırlatmış ve bunu yerel mahkemede açtıkları keşif davası ile karara bağlatmıştır Tarsus da Bencilüs veya Encilüs denilen dağda Tarsus'a iki saat uzaklıktaki mağarayı tefsirler, tarihi kaynaklar ve arşiv belgelerine dayanarak Eshâb-ı Kehf mağarası olarak göstermektedir

Hıristiyanlar tarafından kabul edilen sürümdeki mağara Selçuk ilçesindeki Efes antik şehrinin yakınlarındaki Panayır Dağı eteklerinde bulunmaktadır Bu mağaranın üstüne bir kilise yapılmış hali 1927-1928 yılları arasındaki bir kazıda ortaya çıkarılmış, kazı sonucunda 5 ve 6 yüzyıla ait olan mezarlar da bulunmuştur Yedi Uyurlar'a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de kilise duvarlarında bulunmaktadır

Ashab-ı Kehf, Diyarbakır'da da bir mekâna isim olmuştur Kuranda mağara ile ilgili Kehf süresinin 17 ayetinde 18:17 Tan ağardığında, onlar mağara boşluğunda iken, mağaralarının üzerinden Güneşin sağa doğru hareket ettiğini, battığı zaman da onları yalayıp sola doğru kaydığını görürdün Bu, ALLAH'ın işaretlerindendir ALLAH kime yol gösterirse o kişi doğruyu bulmuştur; kimi de saptırırsa onun için aydınlatıcı bir dost bulamazsın[2] şeklinde yapılan tasvire göre yön tespitinin de uyduğu Licedeki mağara diğer kitaplarda da tasvir edilene en çok benzeyen mağaradır Yerden yüksekte ve üzerinde gölgelik şeklinde çıkıntı olan bu yer içeriye doğru girintili bir mağaradır ki tanıma en çok uyan mağaradır12yy civarlarında Artuklu hükümdarı Melik Adil burayı restore ettirip bir kitabe yaptırmıştır Ünlü tarihçi Abdulrezzak Semerkandi'nin 527 yıl önceki bir eserinde şöyle bir ifade geçmektedir; "(Sultan Üveys, Lice'deki Ashab-ı Kehf'e Bingöl üzerinden sefer düzenledi ve Muş Ovası'na vardı)"[3][4] Buna karşın Ashab-ı Kehf tartışmalarında Lice Deyr-i Rakiym (Duru Köy) adının fazla yer almaması eleştiri konusu olmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla