Yalnız Mesajı Göster

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Vakia Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Vakia Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )



CENNET VE ÖNCÜLER

11- Onlar Allah'a yakındırlar

12- Bol nimetli cennetlerdedirler

13- Çoğu öncü ümmetlerden,

14- Birazı da sonrakilerdendir

15- Altın işlemeli tahtlarda otururlar

16- Karşılıklı olarak bu tahtlara kurulurlar

17- Hiç ölmeyecek genç hizmetçiler aralarında dolaşır,

18- Gürül gürül akan bir çeşmeden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle

19- Bu içki ne başlarını ağrıtır, ne de sarhoş eder

20- Hoşlarına giden meyvalarla,

21- İştahla yiyecekleri kuş etleri ile,

22- Onlara iri gözlü huriler sunulur,

23- Tıpkı sedefteki inciler gibi

24- Yaptıkları iyiliklerin karşılığı olarak,

25- Orada ne boş ve ne günah içerikli bir söz işitirler

26- İşittikleri tek söz "selâm, selâm "dır

Görülüyor ki, bu mutlu gruba bağışlanan nimetler sayılırken en başta bu nimetlerin en büyüğü, en değerlisi olan "Allah'a yakın olma" nimeti anılıyor; "Onlar Allah'a yakındırlar ve bol nimetli cennetlerdedirler" buyuruluyor Aslında bol nimetli cennetlerin tümü terazinin bir kefesine konsa yüce Allah'a yakın olma nimetine denk gelemez, bu en yüce armağanla asla boy ölçüşemez

Bundan dolayı bu noktada durularak bu yüksek derecenin sahiplerinin kimler olduğu açıklanıyor:

"Çoğu önceki ümmetlerden, Birazı da sonrakilerdendir"

Demek ki, bu kimseler sayıca azdır; seçilmiş, ayıklanmış bir grupturlar Çoğu "öncekiler"den ve birazı, "sonrakiler"dendir

Tefsir bilginleri "öncekiler"in ve "sonrakiler"in kimler olduğuna ilişkin farklı görüşleri ileri sürmüşlerdir Bu görüşlerin birincisine göre "öncekiler" islâmdan önceki ümmet arasında iman etmiş, bu alanda yüksek dereceye ermiş seçkinlerdir "Sonrakiler" de inançları uğrunda ağır çilelere katlanmış ilk müslümanlardır İkinci görüşe göre "öncekiler" de, "sonrakiler" de bizim Peygamberimizin ümmetindendir "Öncekiler" ilk müslümanlardan, "sonrakiler" ise daha sonraki müslüman kuşaklardandırlar

Ünlü tefsir bilgini İbn-i Kesir bu ikinci görüşü benimser ve bu tercihini Hasan ile İbn-i Sirin'e dayandırarak şöyle der: İbn-i Ebu Hatem'in Hasan b Muhammed b Sabbah ve Affan kanalı ile bildirdiğine göre Abdullah b Ebu Bekr muzeni şöyle diyor: "Birgün Hasan Ve öncüler; hep önden gidenler' ayetini okuduktan sonra Öncüler geçti Allah'ım bizleri defterleri sağdan verilenlerden eyle' demişti"

İbn-i Kesir sözlerine şöyle devam ediyor: Babamın Ebu Velid kanalı ile bana verdiği bilgiye göre Sırrı b Yahya şöyle diyor: "Birgün Hasan Ve öncüler; hep önden gidenler Onlar Allah'a yakındırlar Çoğu öncekilerdendir' ayetlerini okudu Arkasından Çoğu bu ümmetin ilk kuşaklarındandır' dedi Yine babamın Abdulaziz b Muğire b Mınkarî'ye dayanarak bana verdiği bilgiye göre Ebu Hilâl şöyle diyor: "Muhammed b Sırın Çoğu öncekilerdendir Birazı da sonrakilerdendir' ayetini açıklarken Sahabiler, öncekilerin de sonrakilerin de bu ümmetten olduklarını söylerlerdi ya da öyle olmasını temenni ederlerdi' demiştir"

Bu seçkinlerin kimler oldukları açıklandıktan sonra cennette kendileri için hazırlanan nimetlerin ayrıntılı tanıtımına geçiliyor Doğallıkla bu nimetlerin kavrayabilecekleri, zihinlerinde canlandırabilecekleri nimetler olmasına özen gösteriliyor Bunların dışında oraya varınca tanıyacakları başka nimetler de vardır Fakat hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir hayal gücünün canlandıramayacağı bu süpriz nimetleri o gün kavrayabileceklerdir; kendilerine bu yetenek verilecektir Şimdi o nimetleri tanıyalım:

"Altın işlemeli tahtlarda otururlar"

Bu tahtların yüzleri değerli madenle süslenmiştir O öncüler;

"Karşılıklı olarak bu tahtlara kurulurlar"

Rahat ve huzur içindedirler Kafalarında hiçbir dert, hiçbir endişenin ağırlığı yok İçinde yüzdükleri nimetlerden yana hiçbir kuşku taşımıyorlar Bitecek, tükenecek" diye korku yok içlerinde Karşı karşıya oturmuş sohbet ediyorlar Bu arada;

"Hiç ölmeyecek hizmetçiler aralarında dolaşır"

Bu gençler için zaman işlemez Dünyadaki benzerleri gibi gençlikleri ve tazelikleri zamanın etkisi ile aşınmaz İşte bu genç hizmetçiler aralarında dolaşırlar Nasıl mı?:

"Gürül gürül akan çeşmeden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle" Testiler, ibrikler ve kadehler saf ve iştah açıcı içki ile doludur Üstelik: "Bu içki ne başlarını ağrıtır ne de sarhoş eder: '

Ne o içkiden ayrı düşerler ne de önlerindeki kaplar boşalır Oradaki herşey sürekli ve güvenlidir Ayrıca;

"Hoşlarına giden meyvalar ile, iştahla yiyecekleri kuş etleri ile

Orada yasak olan hiçbir şey yok Oranın mutlu ve sürekli konuklarının canlarının çekmediği hiçbir şey de yok Bunların yanısıra;

"Onlara iri gözlü huriler sunulur Tıpkı sedefteki inciler gibi: ' "Sedefteki inci" yani "sıkı korunmuş inci" Yani el değmemiş, göz değmemiş ona Hiçbir el kabuğunu, sedefini kırmamış; hiçbir göz tarafından tırmalanmamış Bu ifade sözkonusu ceylan gözlü huriler konusunda gönül okşayıcı ve somut olucu anlamlar taşır dolaylı olarak Bütün bunlar, "Yaptıkları iyiliklerin karşılığı olarak"

Evet bütün bu nimetler onların çalışma yurdu olan dünyadaki iyi davranışlarının ödülüdür Geçici dünyanın tüm nimetlerinin, yanında eksik kalacakları bir mükemmellikle gerçekleşiyorlar Bütün bunların ötesinde onlar huzur ve sükun içinde selâmlaşıyorlar Kibar ve nezih sözleri ile birbirlerine sesleniyorlar Orada ne boşboğazlığa ne tartışmaya ve ne de kem sözle karşılaşılır:

"Orada ne boş ve ne günah içerikli söz işitilir İşittikleri tek söz selâm, selâm'dır: '

Onların tüm hayatı selâmdır, esenliktir Üzerinde esenlik, kanat çırpar, havasında buram buram esenlik (selâm) tüter Bu bol nimetli ve güvenli ortamda melekler onlara selâm verir, birbirleri ile selâmlaşırlar ve kendilerine rahmeti bol olan Allah'ın selâmı iletilir Kısacası içinde yaşadıkları atmosfer baştan başa selâm ve esenlik atmosferidir

DEFTERLERİ SAĞINDAN VERİLENLER VE CENNET

Bu öncü ve seçkin grup hakkında söylenecekler noktalanınca onu izleyen gruba, yani defteri sağdan verileceklerin grubuna geçiliyor Okuyoruz:

Alıntı Yaparak Cevapla