Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'an Fihristi-H
HUNEYN GÜNÜ
Andolsun Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı fakat size bir şey de sağlayamamıştı Yer ise bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz (9/25)
(Bundan) Sonra Allah elçisi ile mü'minlerin üzerine 'güven duygusu ve huzur' indirdi sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkâr edenleri azablandırdı Bu inkârcıların cezasıdır (9/26)
HURİ
İşte böyle; ve biz onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir (44/54)
Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz (52/20)
Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar (55/72)
Ve iri gözlü huriler (56/22)
HURMA
Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz (2/266)
Kendilerini (övgüyle) temize çıkaranları görmedin mi? Hayır; Allah, dilediğini temizleyip yüceltir Onlar, 'bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar (4/49)
Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksİnız " (4/77)
O, gökten su indirendir Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz ) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır (6/99)
Asmalı ve asmasız bahçeleri, hurmaları ve tadları farklı ekinleri, zeytinleri ve narları -birbirine benzer ve benzeşmez- yaratan O'dur Ürün verdiğinde ürününden yiyin ve hasad günü hakkını verin; israf etmeyin Çünkü O, israf edenleri sevmez (6/141)
Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır (13/4)
Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir Şüphesiz bunda, düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır (16/11)
Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır (16/67)
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve onlar, bir 'hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar (17/71)
Ya da sana ait hurmalıklardan ve üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan ırmaklar fışkırtmalısın " (17/91)
Onlara iki adamın örneğini ver; onlardan birine iki üzüm bağı verdik ve ikisini hurmalıklarla donattık, ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik (18/32)
Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim " (19/23)
Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş-taze hurma dökülüversin " (19/25)
(Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce O'na inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız " (20/71)
Böylelikle, bununla size hurmalıklardan, üzümlüklerden bahçeler-bağlar geliştirdik, içlerinde çok sayıda yemişler vardır; sizler onlardan yemektesiniz (23/19)
Ekinler ve yumuşak tomurcuklu göz alıcı hurmalıklar arasında?" (26/148)
Biz, orada hurmalıklardan ve üzüm-bağlarından bahçeler kıldık ve içlerinde pınarlar fışkırttık: (36/34)
Ay'a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner) (36/39)
Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da (50/10)
İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi (54/20)
Onda meyveler ve salkımlı hurmalıklar var (55/11)
Hurma ağaçlarından her neyi kesmişseniz veya kökleri üzerinde dimdik bırakmışsanız, (bu) Allah'ın izniyledir ve fasık olanları alçaltması içindir (59/5)
(Allah) Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün (69/7)
Zeytinler, hurmalar, (80/29)
HUŞU
Sabır ve namazla yardım dileyin Bu, şüphesiz huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır (2/45)
Onu bir Kur'an olarak insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik (17/106)
De ki: "İster ona inanın ister inanmayın: O daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler " (17/107)
Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur'an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor (17/109)
O'nun ayetlerinden biri de senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman deprenir ve kabarır Şüphesiz onu dirilten ölüleri de elbette dirilticidir Çünkü O herşeye güç yetirendir (41/39)
HUTAME
Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır (104/4)
"Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir? (104/5)
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir (104/6)
HÜDHÜD
Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum yoksa kaybolanlardan mı oldu?" (27/20)
"Onu gerçekten şiddetli bir azabla azablandıracağım ya da onu boğazlayacağım veya o bana apaçık olan bir delil getirmelidir " (27/21)
Derken uzun zaman geçmeden geldi ve dedi ki: "Senin kuşatamadığın (öğrenemediğin) şeyi ben kuşattım ve sana Saba'dan kesin bir haber getirdim " (27/22)
"Gerçekten ben onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki ona herşeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var " (27/23)
"Onu ve kavmini Allah'ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar " (27/24)
"Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar) " (27/25)
"Bu mektubumla git onu kendilerine bırak sonra onlardan (biraz) uzaklaş böylelikle bir bakıver neye başvuracaklar?" (27)28)
(Hüdhüd'ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: "Ey önde gelenler, gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı " (27/29
|