Yalnız Mesajı Göster

Kur'an Fihristi- V

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an Fihristi- V



Geniş zırhlar yap, (onları) düzenli bir biçime sok ve hepiniz salih ameller yapın Gerçekten ben, sizin yaptıklarınızı görenim" (diye vahyettik) (34/11)
De ki: "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur'an) sayesindedir Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır" (34/50)
Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir (35/31)
Ayağını depret İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su, diye vahyettik) (38/42)
Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır" (38/70)
Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın (39/65)
De ki: "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim Bana yalnızca, sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunur Öyleyse O'na yönelin ve O'ndan mağfiret dileyin Vay haline o müşriklerin" (41/6)
Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık) İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)'ın takdiridir (41/12)
O, Aziz ve Hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere böyle vahyetmektedir (42/3)
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler (42/7)
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı) Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir (42/13)
Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (42/51)
Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik Sen, kitap nedir, iman nedir bilmiyordun Ancak Biz onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz Şüphesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip-iletiyorsun (42/52)
Şu halde, sana vahyedilene sımsıkı-tutun; çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin (43/43)
De ki: "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim" (46/9)
O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir (53/4)
Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti (53/10)
De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik" (72/1)
Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir (99/5)

Alıntı Yaparak Cevapla