Yalnız Mesajı Göster

A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük



F

Eazi: Aziz, izzetli, yüksek

Ebrişim: Kalınca bükülmüş ipek, iplik, saç, ibrişim

Ebru: Kaş

Ebrüm ebrüm: Büklüm büklüm, dalga dalga

Ebtüm: Dalga, büklüm

Ecel kuşları: Doğan, şahin, atmaca gibi avcı-yırtıcı-kuşlar

Ecel kuşu: Ölüm

Eda: Biçem [üslup], çalım, işve, naz

Eder : Der, der ki

Edim : Edeyim

Edin: Edin, verilen, eyleyin

Edip: Ederek, etti

Edna: Basit, değersiz

Efgan: Yüksek sesle yakınma, inleme

Eflak: Felek, felekler , gökler , alemler

Efsun: Sihirli, büyülü, çekici

Eger: Eğer

Egans: Göl sularının 1841 'de yükselerek Erciş Kalesi'ni kaplamasından sonra, halkın Erciş Kalesi'ni bırakarak yerleştikleri köy, bugünkü Erciş'in kurulu bulunduğu yerin 1841'den önceki adı

Eğlemek: Oyalamak, alıkoymak, geciktirmek

Eğlen: Dur, oyalan

Eğlenmek: Oyalanmak, gecikmek

Eğleşmek: Durmak, beklemek, oyalanmak

Eğn: Boyun

Eğnine: Üstüne

Eğrice tel: Erkek yaban ördeğinin kuyruğunun üstündeki kıvrık, yeşil tüyler

Eğrice: Eğri, kıvrık, kıvrılmış

Eğva: (İğva) Azdırma, baştan çıkarma

Ehdipeyman: (bkz: ahdipeyman]

Ehl-i beyt: Hane halkı, Hz Muhammet'in ailesi Hz Muhammet, Hz Ali, Hz Fatma, Hz Hasan ve Hz Hüseyin

Ehlidil: Gönül eri, sevecen

El aman: Bozgun ve sızlanma anlatır

Ekdam: Gayret ve sebatla çalışma

El I: Yabancı

El II: Oymak, oba

El III: İI, ülke

El tutan: EI uzatan, yardım eden

Elden ele: İlden ile, ülkeden ülkeye

Ele [eyle]: Öyle, o biçim

Elete: Ulaştıra, ilete, iletsin

Elif: 1Uzun ve ince boy yerine kullanılan bir benzetme 2Arap abece'sinin İlk harfi

Elif: Arap alfabesinin ilk harfi

Elifterezisi: Uzun ve hafif yay biçimi [kaş benzetmesİnde kullanılır]

Elim: Bilim, ilim

Elin: Elini

Elinnen: Elinden

Ellerin: İllerin, ülkelerin

Ellerinen: Elleriyle

Elvan: Alemler, mahluklar, varlıklar, oluşlar

Em: İlaç, çare

Ember : [bkz: amber]

Emcek: Meme

Eme: Emse

Emi: Amca

Emim: Amcam

Emim: Emeyim

Emlik kuzu: süt kuzusu, süt emme çağındaki kuzu

Emmare: Emreden, zorlayan, cebreden

Emrah Gulamı: Ercişli Emrah

Emrah: Ercişli veya Erzurumlu Emrah

Enden: Ondan, işaretten

Enel Hak: Hallac-ı Mansur'un söylediği ''Ben Tanrı'yım'' anlamında meşhur bir söz dür ki, Mansur bu yüzden öldürülmüştür Bu söz tasavvufta tek varlık (Vahdet vücut) felsefesine dayanır

Engür: Üzüm

Enik: Kedi ve köpek yavrusu

Epizod: Bir şiirde, hikayede, romanda ana konuya bağlı ikinci derecede olay, ek

Er görmek: İse, olsa, olur ise

Erden: Erken vakitte, erkenden

Erdiş: Erciş

Eren [ermiş]: Benliğinden sıyrılmış, özünü, öz varlığmı Tanrı'ya adamış kimse Evliya, veli

Erkan: Esaslar , destekler , direkler, reisler, önemli kişiler

Erkek: Erkek, cesur, sözünün eri

ermek şerefini kazanmış kimseler

Ervah: Ruhlar, geçmiş atalar

Erzayıl: Azrail

Esgilmez: Eksilmez

Eshab: Sahipler , malik ve mutasarrıf olanlar , Peygamber'i görmek ve sohbetine

Esma: İsmin çoğulu, isimler

Esma-i hikmet: Hikmet isimleri

Esr: Yüzyıl

Esrar: Sırlar, gizler

Eşg [eşg] : Aşk

Eşi: Eşi, arkadaşı

Eşitmek: İşitmek, duymak

Eteğin döşür: Eteğini topla

Etmek: Etmek, yapmak, eylemek

Evedi: İvedi, acele

Evel: Evvel, önce

Ey: Ey, hey

Eyle I: Öyle, onun gibi

Eyle II: Söyle

Eylemek : Eylemek, etmek, yapmak

Eylerem: Eylerim

Eyliyim: Edeyim, eyliyeyim

Eyvan: Ayvan Bir tarafı açık oda, aralık, salon

Eyvanmnan: Ayvanmdan

Eyyam: Günler

Ezel: Öncesizlik, başlangıcı bilinmeyen zaman

Ezrayıl: Azrail

Alıntı Yaparak Cevapla