11-04-2012
|
#7
|
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük
F
Fakı: Fakih, hoca, alim, din bilgini
Fakir Emrah: Ercişli Emrah
Farı: Yüce
Farımak: Yaşlanmak, yıpranmak, yorulmak
Farz:1 Müslümanlıkta özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan Tanrı buyruğu 2 Doğru sonuca varmak için yapılması zorunlu olan
Fasık: Günahkar , Hak yolundan hariç olan Allah'ın emirlerine karşı zıt hareket eden Büyük günah işleyen ya da küçük günahlarda ısrar eden kimse
Faş: Açma, ortaya çıkarma
Fazl: Lütuf
Fazlı yezdan: Tanrının lütfu
Fel: Fi'il İş, tutum, davranış, oyunbozanlık, dek, desise
Felek: Gökyüzü, sema
Felek: Kader, talih, baht, şans
Fem: Ağız
Fena mülkü (Fena şehri): Geçici dünya, kendi varlığından geçme
Fena: Yok olma, yokluk, geçiş gitme Tasavvufta maddi varlıktan sıyrılıp Hakk'a ulaşma
Fend: Hile, oyun
Ferace: Kadınlar için bol ve uzun üst giysisi Başörtü
Ferağ: Gözyaşı
Fere keklik: Erginleşmemiş keklik
Ferhat: Ferhat ile Şirin Hikayesi'nin erkek kahramanı
Ferişte: Melek
Fetalına: Övgü
Fe-tebarekallah: Ne kadar bereketli, ne kadar güzel anlamında şaşma bildirir Allah övmüşte yaratmış anlamında bir söz
Feyl: Düşünce, zihniyet
Fısk: Hak yolundan ayrılma, isyan etme, günah suç
Fıskı: Günahı, suçu
Fidanrıar: Fidanlar
Figan: Acıyla bağırma, inleme
Fil: Satranç oyununda çapraz hareket eden iki taşın adı
Firağ [firah]: Ayrılık, ayrılık acısı, firak
Firak: Ayrılık, ayrılma, kader, hüzün
Firez: Ekin, yeni çıkmaya başlamış ekin
Firkat: Dostlardan vesaireden ayrılık, ayrılış
Furkan: 1 Kur'an 2 İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, hak ile batılı ayıran kanıt 3 İyiyle kötü ve doğruyla yanlış arasındaki farkı gösteren her şey
|
|
|