Yalnız Mesajı Göster

A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük

Eski 11-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük



H

Hab: Gizli, saklı

Habar etmek: Haber göndermek, haber salmak, haber iletmek

Habar: Haber

Haber eylemek: Haber göndermek, haber vermek

Hab-ı gaflet: Gaflet uykusu

Hadi: Hidayete ermiş, mürşit

Hak ı yeksan: Yerle bir olmak

Hak kelamı: Tanrı sözü, Tanrı buyruğu

Hak: Hakk, Tanrı

Hak: Toprak

Hak: Toprak

Hakayık: Hakikatler

Hak-ı yeksan: Yerle bir, toprakla bir

Hak-i pay: Ayak toprağı

Hakikat-i serencam: Baştan geçen gerçek olaylar

Hakipay: Ayak toprağı, ayak basılan toprak

Hakkın fermanı: Tanrınıın buyruğu

Hal I: Durum

Hal II: Yüzde ve vücutta bulunan ufak, koyu renkli leke, kabartı, ben

Hal: Ben

Halas: Kurtulma, kurtuluş

Haldan: Halinden, durumundan

Halfet: Yalnızlık, dervişlerin tapınma için tek başlarına bir yere kapanmaları, alvet

Halh: Halk

Hal-hal: Halhal, kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik 2 Bir yer adı

Halhalınnan: Halhalından

Halım: Halim

Halıma: Halime

Halın: Halin

Hali: Tenha, boş, sahipsiz yer, kayıtsız, uzak

Hallara: Hallere

Halları: Halleri

Hallarımızı: Hallerimizi

Ham: Terbiye görmemiş kişi, çiğ

Hama kuşağı: Hama şehrinde dokunan bir cins kuşak

Hama: Suriye'de, Asi Irmağı kıyısında kurulu, dokumalarıyla ünlü şehir

Hamakat: Ahmak, budala

Haman-ı dil: Gönül eşi, sevgili

Hamaret: Kızıllık

Hamayıl: Hamail, muska, tılsım, bağ

Hamza: Arap savaşçısı Abdülmuttalib'in oğlu ve HzMuhammed'in amcası Ölümü: Uhud Savaşı, 625

Han Ağrı: Ağrı Dağı

Han Aslı: Aşık Kerem'in sevgilisi, Aslı-Han

Han Emrah: Ercişli Emrah

Han Selbi: Bkz Selbihan

Han: Eski Türkler'de kağana bağlı ya da bağımsız beylerin başkanı

Han: Sofra

Hane: Bağlam, dörtlük

Hannar: Hanlar

Hannas: Şeytan

Hannon: Çok acıyan, çok acıyıcı (Allah'ın adlarından biri)

Hanüman: Ev, bark

Har I: Diken

Har II: Ateş

Har od: Alevli, alazlı ateş

Har: Diken, yıkılmış

Harabat: Harabeler, viraneler, meyhaneler Ziya Paşanın üç ciltlik antolojisi

Harami: Haydut, kır uğrusu

Hark: Su yolu

Hasanbey: Bir kavun türü

Hasbeten lillah: Allah rızası için

Haset: Kıskançlık

Hasretem: Hasretim

Hasretinnnen: Hasretinden

Hastayam: Hastayım

Haşa: Asla, kesinlikle, hiçbir zaman

Haşimi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad

Haşri neşir: Kıyamet

Hat: Kaş, saç, kirpik

Hatem: Çok cömert (adam), mühür , üstü mühürlü yüzük, Arap kabileleri

arasında tanınmış ''Tayyi'' kabilesine mensup ve cömertliği ile tanınmış ''İbnü Abd*-illah Bin Sad'ın lakabı

Havar: Bağırtı, yardım dileme

Havarice: Dışarıdakiler , yabancılar

Havas: Heves, istek

Havf: Korku

Hay: Kaygı

Hayalımda: Hayalimde

Hayallanmak: Hayale kapılmak, dalgınlaşmak

Hayana: Ne yana, ne tarafa?

Hayfa: Eyvahlar olsun, yazıklar olsun

Hayıfalmak: Öç almak

Hayret: Şaşma, şaşırma, şaşakalma, ne yapacağını bilememe

Hayva: Ayva

Hazer Etmek: Sakınma, çekinme Uzak durmak, korunmak

Hazret'i Mevla: Tanrı

Heba olmak: Boşa gitmek, ziyan olmak

Heç: Hiç

Heç: Hiç

Hedeng: Ok

Hele: Pekiştirme bağı, özellikle, hiç olmazsa, önce

Hemi: Hem, hem de

Hercai: 1Hiçbir şeyde kararlı olmayan kimse, gelgeç, yeltek 2Aşkta değişken

Herk: Anıza bırakma

Hevik: Yazık

Hey: Hey, ey!

Heyder: Der, der ki

Heyran: Hayran

Heyva: Ayva

Hezar: Bin

Hıfzet: Saklamak, aklında tutmak

Hına: Kına

Hınalı: Kınalı

Hırınan: Harman

Hışm: Hışım, öfke

Hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol Bulvar

Hızır: Bkz: Hızır İlyaz

Hızır İlyas: Bkz: Hızır İlyaz

Hızır İlyaz: Hızır-İlyas Hızır ve İlyas Peygamberler Hızır ile İlyas'ın aynı ulu kişi oluğuna inanıldığı gibi, Hızır ile İlyas'ı kardeş sayan halk inanışları da vardır İnanışa göre İlyas yağmura egemendir İlyas'ın peygamberliği Kur'an'da anılır Hızır da Kur'an'da geçer Halk inancına göre Hızır ölümsüzlüğe ''Bengisu''yu (Abıhayat) içerek kavuşmuştur Hakk katından aşıklık bağışlananlara aşk badesini sunanlardan başlıcasıdır Hızır inancını Gılgamış desdanına bağlayan görüşler de vardır Hızır, darda kalanlara yardım edicidir ''Kul bunalmayınca Hızır yetişmez'' Halk takviminde yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs (Hıdrellez (Hızır/Hıdır *İlyaz) günü, Hızır ile İlyas'ın kavuştukları gün sayılır İnanca göre Hızır'ın atı ''Bozat'' dır Tüm Doğu Anadolu'da Hızır, ''Bozatlı Hızır'' olarak anılır

Hicab: Hicap, utanma, utanç

Hicabınnan: Utancından

Hicran piltesi: Ayrılık ateşi

Hicran: Ayrılık

Hicret: Memleketten memlekete göç, Hz Peygamber'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi ki İslam takviminde tarih başı sayılır

Hiçe Çalmak: Önem vermemek

Hidayet: Olgunluk

Himemat: Himmetler

Hindi: Şimdi

Hindi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad

Hitam: Son, nihayet, bitme, tükenme

Hon u kudret: Kudret sofrası

Honça çekmek: Armağan götürmek

Honça: 1Bohça, çıkın 2Bir yere giderken götürülen armağan 3 Geline gönderilen armağan sinisi 4 Sofra

Horasan: İran'da bölge ve eski bir eyalet İran yaylasının en doğu kesimindedir Başlıca şehri Meşhed'dir

Hoş [hoş]: Beğenilen, zevk veren, güzel

Hoy: Batı İran'da, Urmiye gölünün kuzey batısında [Çaldıran ovasının güney doğusunda] kurulu tarihi Türk şehri Hoy, Anadolu'nun alınmasında üs olarak kullanıldı Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim arasındaki Çaldıran Savaşı Hoy yakınlarında yapıldı (1514) İran-Osmanlı savaşlarında birkaç kez Osmanlılar'ın eline geçti Hoy, değişik halk destanlarında ve hikayelerinde geçer

Hoy duzu: Hoy Ovası

Hoyrat: Kaba, kırıcı

Hökmedin: Hükmedin

Höküm: Hüküm, yargı, yargı kararı

Hu: Ünleme, selam

Hub: Güzel, hoş, iyi, sevgi

Hub: Güzel, hoş, iyi

Huban: Güzeller, iyiler

Hubbu'l-vatan: Vatan sevgisi

Hublar şahı: Güzeller güzeli, güzel kadınların en üstünü

Hubluğun Çağı: Güzellik çağı

Huda: Tanrı

Huda: Tanrı

Huma: [bkz: hüma]

Humar: Baygın bakışlı

Humar: İçkiden sonra gelen baş ağrısı, sersemlik

Humarlanmak: Baygınlaşmak, süzülmek

Hun: Kan, kanlı

Hurç: Heybe

Huri: Cennette yaşadığına inanılan kızlara verilen ad, genç ve çok güzel kadın

Hus-ı cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği

Hükmeder: Hükmeder

Hüma: Hüma hümay Güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu

Hünkar: Kaşların güzelliğini anlatmak için kullanılan bir benzetme

Hünkar: Padişah, Osmanlı'da yalnız padişah için kullanılan bir san

Hünkar: Padişah, sultan, hükümdar

Hüri misal üzlü: Cennet güzeli yüzlü, cennet güzeli benzeri

Hüri tek: Huri gibi

Hüri: Huri

Hürü: Huri

Hürüsen: Hurisin

Hüsn i cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği

Hüsn i yar: Sevgilinin güzelliği

Hüsn: Güzel, iyi, güzellik, iyilik

Alıntı Yaparak Cevapla