Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük
H
Hab: Gizli, saklı
Habar etmek: Haber göndermek, haber salmak, haber iletmek
Habar: Haber
Haber eylemek: Haber göndermek, haber vermek
Hab-ı gaflet: Gaflet uykusu
Hadi: Hidayete ermiş, mürşit
Hak ı yeksan: Yerle bir olmak
Hak kelamı: Tanrı sözü, Tanrı buyruğu
Hak: Hakk, Tanrı
Hak: Toprak
Hak: Toprak
Hakayık: Hakikatler
Hak-ı yeksan: Yerle bir, toprakla bir
Hak-i pay: Ayak toprağı
Hakikat-i serencam: Baştan geçen gerçek olaylar
Hakipay: Ayak toprağı, ayak basılan toprak
Hakkın fermanı: Tanrınıın buyruğu
Hal I: Durum
Hal II: Yüzde ve vücutta bulunan ufak, koyu renkli leke, kabartı, ben
Hal: Ben
Halas: Kurtulma, kurtuluş
Haldan: Halinden, durumundan
Halfet: Yalnızlık, dervişlerin tapınma için tek başlarına bir yere kapanmaları, alvet
Halh: Halk
Hal-hal: Halhal, kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik 2 Bir yer adı
Halhalınnan: Halhalından
Halım: Halim
Halıma: Halime
Halın: Halin
Hali: Tenha, boş, sahipsiz yer, kayıtsız, uzak
Hallara: Hallere
Halları: Halleri
Hallarımızı: Hallerimizi
Ham: Terbiye görmemiş kişi, çiğ
Hama kuşağı: Hama şehrinde dokunan bir cins kuşak
Hama: Suriye'de, Asi Irmağı kıyısında kurulu, dokumalarıyla ünlü şehir
Hamakat: Ahmak, budala
Haman-ı dil: Gönül eşi, sevgili
Hamaret: Kızıllık
Hamayıl: Hamail, muska, tılsım, bağ
Hamza: Arap savaşçısı Abdülmuttalib'in oğlu ve Hz Muhammed'in amcası Ölümü: Uhud Savaşı, 625
Han Ağrı: Ağrı Dağı
Han Aslı: Aşık Kerem'in sevgilisi, Aslı-Han
Han Emrah: Ercişli Emrah
Han Selbi: Bkz Selbihan
Han: Eski Türkler'de kağana bağlı ya da bağımsız beylerin başkanı
Han: Sofra
Hane: Bağlam, dörtlük
Hannar: Hanlar
Hannas: Şeytan
Hannon: Çok acıyan, çok acıyıcı (Allah'ın adlarından biri)
Hanüman: Ev, bark
Har I: Diken
Har II: Ateş
Har od: Alevli, alazlı ateş
Har: Diken, yıkılmış
Harabat: Harabeler, viraneler, meyhaneler Ziya Paşanın üç ciltlik antolojisi
Harami: Haydut, kır uğrusu
Hark: Su yolu
Hasanbey: Bir kavun türü
Hasbeten lillah: Allah rızası için
Haset: Kıskançlık
Hasretem: Hasretim
Hasretinnnen: Hasretinden
Hastayam: Hastayım
Haşa: Asla, kesinlikle, hiçbir zaman
Haşimi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad
Haşri neşir: Kıyamet
Hat: Kaş, saç, kirpik
Hatem: Çok cömert (adam), mühür , üstü mühürlü yüzük, Arap kabileleri
arasında tanınmış ''Tayyi'' kabilesine mensup ve cömertliği ile tanınmış ''İbnü Abd*-illah Bin Sad'ın lakabı
Havar: Bağırtı, yardım dileme
Havarice: Dışarıdakiler , yabancılar
Havas: Heves, istek
Havf: Korku
Hay: Kaygı
Hayalımda: Hayalimde
Hayallanmak: Hayale kapılmak, dalgınlaşmak
Hayana: Ne yana, ne tarafa?
Hayfa: Eyvahlar olsun, yazıklar olsun
Hayıfalmak: Öç almak
Hayret: Şaşma, şaşırma, şaşakalma, ne yapacağını bilememe
Hayva: Ayva
Hazer Etmek: Sakınma, çekinme Uzak durmak, korunmak
Hazret'i Mevla: Tanrı
Heba olmak: Boşa gitmek, ziyan olmak
Heç: Hiç
Heç: Hiç
Hedeng: Ok
Hele: Pekiştirme bağı, özellikle, hiç olmazsa, önce
Hemi: Hem, hem de
Hercai: 1 Hiçbir şeyde kararlı olmayan kimse, gelgeç, yeltek 2 Aşkta değişken
Herk: Anıza bırakma
Hevik: Yazık
Hey: Hey, ey!
Heyder: Der, der ki
Heyran: Hayran
Heyva: Ayva
Hezar: Bin
Hıfzet: Saklamak, aklında tutmak
Hına: Kına
Hınalı: Kınalı
Hırınan: Harman
Hışm: Hışım, öfke
Hıyaban: iki tarafı ağaçlık, geniş yol Bulvar
Hızır: Bkz: Hızır İlyaz
Hızır İlyas: Bkz: Hızır İlyaz
Hızır İlyaz: Hızır-İlyas Hızır ve İlyas Peygamberler Hızır ile İlyas'ın aynı ulu kişi oluğuna inanıldığı gibi, Hızır ile İlyas'ı kardeş sayan halk inanışları da vardır İnanışa göre İlyas yağmura egemendir İlyas'ın peygamberliği Kur'an'da anılır Hızır da Kur'an'da geçer Halk inancına göre Hızır ölümsüzlüğe ''Bengisu''yu (Abıhayat) içerek kavuşmuştur Hakk katından aşıklık bağışlananlara aşk badesini sunanlardan başlıcasıdır Hızır inancını Gılgamış desdanına bağlayan görüşler de vardır Hızır, darda kalanlara yardım edicidir ''Kul bunalmayınca Hızır yetişmez '' Halk takviminde yazın başlangıcı sayılan 6 Mayıs (Hıdrellez (Hızır/Hıdır *İlyaz) günü, Hızır ile İlyas'ın kavuştukları gün sayılır İnanca göre Hızır'ın atı ''Bozat'' dır Tüm Doğu Anadolu'da Hızır, ''Bozatlı Hızır'' olarak anılır
Hicab: Hicap, utanma, utanç
Hicabınnan: Utancından
Hicran piltesi: Ayrılık ateşi
Hicran: Ayrılık
Hicret: Memleketten memlekete göç, Hz Peygamber'in Mekke'den Medine'ye göç etmesi ki İslam takviminde tarih başı sayılır
Hiçe Çalmak: Önem vermemek
Hidayet: Olgunluk
Himemat: Himmetler
Hindi: Şimdi
Hindi: Yüzdeki benlere biçimlerine göre verilen bir ad
Hitam: Son, nihayet, bitme, tükenme
Hon u kudret: Kudret sofrası
Honça çekmek: Armağan götürmek
Honça: 1 Bohça, çıkın 2 Bir yere giderken götürülen armağan 3 Geline gönderilen armağan sinisi 4 Sofra
Horasan: İran'da bölge ve eski bir eyalet İran yaylasının en doğu kesimindedir Başlıca şehri Meşhed'dir
Hoş [hoş]: Beğenilen, zevk veren, güzel
Hoy: Batı İran'da, Urmiye gölünün kuzey batısında [Çaldıran ovasının güney doğusunda] kurulu tarihi Türk şehri Hoy, Anadolu'nun alınmasında üs olarak kullanıldı Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim arasındaki Çaldıran Savaşı Hoy yakınlarında yapıldı (1514) İran-Osmanlı savaşlarında birkaç kez Osmanlılar'ın eline geçti Hoy, değişik halk destanlarında ve hikayelerinde geçer
Hoy duzu: Hoy Ovası
Hoyrat: Kaba, kırıcı
Hökmedin: Hükmedin
Höküm: Hüküm, yargı, yargı kararı
Hu: Ünleme, selam
Hub: Güzel, hoş, iyi, sevgi
Hub: Güzel, hoş, iyi
Huban: Güzeller, iyiler
Hubbu'l-vatan: Vatan sevgisi
Hublar şahı: Güzeller güzeli, güzel kadınların en üstünü
Hubluğun Çağı: Güzellik çağı
Huda: Tanrı
Huda: Tanrı
Huma: [bkz: hüma]
Humar: Baygın bakışlı
Humar: İçkiden sonra gelen baş ağrısı, sersemlik
Humarlanmak: Baygınlaşmak, süzülmek
Hun: Kan, kanlı
Hurç: Heybe
Huri: Cennette yaşadığına inanılan kızlara verilen ad, genç ve çok güzel kadın
Hus-ı cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği
Hükmeder: Hükmeder
Hüma: Hüma hümay Güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatlı, üzerinden gcçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan kuş [Huma kuşu], devlet kuşu
Hünkar: Kaşların güzelliğini anlatmak için kullanılan bir benzetme
Hünkar: Padişah, Osmanlı'da yalnız padişah için kullanılan bir san
Hünkar: Padişah, sultan, hükümdar
Hüri misal üzlü: Cennet güzeli yüzlü, cennet güzeli benzeri
Hüri tek: Huri gibi
Hüri: Huri
Hürü: Huri
Hürüsen: Hurisin
Hüsn i cemal: Güzel yüz, yüz güzelliği
Hüsn i yar: Sevgilinin güzelliği
Hüsn: Güzel, iyi, güzellik, iyilik
|