Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türkçe Anlamlarıyla Sözlük
P
Paca: Baca
Pahıl: Kıskanç
Pak: Temiz, saf, katıksız
Para para: Parça parça
Para: Pare, parça
Paralamak : Parçalamak
Pare pare: Parça parça, küme küme
Parlı: Parlak, ışıldayan, göz kamaştırıcı
Pars: Farsça
Pay pay olmak: Bölünmek, bölüşülmek, paylaşılmak
Pay: Parça, düşer
Payam vaktı: Konuşma, haber alma zamanı
Payam: Peyam, haber
Payız: Sonbahar, güz
Peder: Baba, ata
Penah: Sığınma, sığınılacak yer , dayandığı nokta
Perçem: Alına ve yüze düşürülen saç, kakül
Pergar: Çember, koruyucu
Peri teki: Peri gibi, çok güzel
Peri: Doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel, çok güzel dişi varlık Perişan: Dağınık, karmakarışık
Perrü bal: Kanat
Pervan : Pervane, geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek
Pervane: Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek, haberci, kılavuz Peyk: Haber ve mektup getirip götüren
Pervaz etmek: Havalanmak, uçmak
Perveri koç: Besiye alınmış koç, besi koçu
Perveri: Besili, besiye alınmış, beslenmiş
Peş-peş: Ard, arka
Peyke: Tahta sedir
Peymane: Büyük kadeh, şarap bardağı
Pısmak: Sinmek, başı omuzlara doğru çekerek korkuyla büzülmek
Pısmanam: Pısmam, korkuyla sinmem
Pısmanık: Pısmayız, korkuyla sinmeyiz
Pısmazık: Pısmayız
Pilte: Fitil
Pinhan: Gizli, saklı
Pir: 1 Hak katından aşıklık bağışlanmışlara dolu bade sunan Hızır 2 Yaşlı, büyük, ihtiyar reis, bir tarikatın kurucusu, tarikatta ulu kişi, herhangi bir meslek ve sanatın kurucusu
Pişe: 1 Sanat, meslek, iş 2 Yaradılış, huy
Pişvaz: Karşılama
Piyale vaktı: İçkinin, şarabın sunulma zamanı
Piyale: Şarap bardağı, içki kadehi
Piye: Satranç oyununda ön sıraya dizilen taşlardan her biri, piyade
Puc: Hiç, boş
Pucalmak: Hiç olmak, boşa gitmek, boş çıkmak
Puç: Puc, hiç, boş
Pul: Para
Puta: Uğruna dolu-bade içilen Tanrı vergisi sevgili, maşuka
Puş eylemek: Örtünmek
Puş: Örten, giyen, örtü, elbise zırh
Puta: Put putası
Pür: Çok, dolu, çok fazla
Pür-nur: Çok parlak, çok nurlu
|