Prof. Dr. Sinsi
|
Argo Terimler Sözlüğü
A - abondone : pes etmek
- abanmak : birine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak
- abdestini vermek : azarlamak
- afi : gösteriş
- afi kesmek :gösteriş yapmak
- aftos : metres,oynaş
- aklına tükürmek : birinin düşüncesini beğenmemek
- akmak : çabucak savuşmak,ortadan kaybolmak
- alabandayı yemek : adamakıllı azarlamak
- alarga : uzaktan,açıktan
- alarga etmek : geri çekilmek,uzaklaşmak
- alay geçmek : alay etmek
- alengirli :gösterişli,yakışıklı
- anam avradım olsun : birini kesin olarak inandırmak için söylenen söz
- anam babam :teklifsiz bir seslenme
- ****** örekesi : saçma bir söze karşı verilen karşılık
- anasının gözü : çok kurnaz,çok açıkgöz
- anafordan :yolsuz veya emeksiz olarak
- anaforcu : yolsuz veya emeksiz kazanç peşinde olan
- anaforlamak : yolsuz veya emeksiz kazanç elde etmek
- anahtarcı :kapı,kasa gibi yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
- andaval : aptal,ahmak,beceriksiz
- andavallı :görgüsüz,beceriksiz
- anlamak : sahip olmayı istemek
- anzarot : rakı
- aparmak : gizlice çalmak
- apiko : hazır,tetik
- arakçı : hırsız
- armut : fazla aptal,budala
- asıntı : sırnaşan,tebelleş olan kimse
- asıntı olmak : sırnaşmak,tebelleş olmak
- aşıramento :çalma,aşırma
- aşmak : görünmeden kaçmak
- aşna fişne :gizli dost
- atmak : 1
bilmeden,kestirerek söylemek 2 yalan veya abartılı söz söylemek 3 söylemek
- atma Recep,din kardeşiyiz : söylediklerin hep yalan,farkındayız
- aval : saflığı sersemlik derecesine varan kimse
- aval aval bir biçimde,aptal aptal
- avanta : bir kimsenin emek vermeden sağladığı kazanç
- avantacı : çıkarcı,beleşçi,bedavacı
- avurtlu : çalım satan,yüksekten atan
- ayarlamak :kandırmak
- ayazda kalmak : boş yere beklemek
- ayna : iyi bir durumda,yolunda
- aynalı : parlak yüzlü,yakışıklı,güzel
- aynasız : hoşa gitmeyen,kötü,yakışıksız,çirkin,ters,biçim siz
- ayran ağızlı : aptal,budala,sersem
- ayvayı yemek : kötü duruma düşmek,işi bozulmak
B
Babaçko : güçlü ve gösterişli,iri yarı kadın
Babalanmak : diklenmek,kabadayıca davranmak
Bal kabağı : aptal,beyinsiz
Balta olma : direnerek birşey istemek,asılmak,musallat olmak
Bamya tarlası :mezarlık
Bas git : çekil,yürü git,defol
Bayılmak : vermek,ödemek
Bayramlık ağzını açmak : kaba konuşmak,küfretmek
Becermek : 1 ırzına geçmek,kirletmek 2 birisini öldürmek
Beleş : karşılıksız,emeksiz,parasız elde edilen
Bıçkın :kabadayı
Bilezik :kelepçe
Bitirim : 1 çok hoşa giden kimse,yer 2 kahve,kumarhane 3 yaman,zeki,çok beğenilen
Bitirmiş : bilgili,açıkgöz
Bitmek : 1 çok sevmek,bayılmak,beğemek 2 beklenmedik bir anda ortaya çıkmak
Boğuntu : bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi
Bozuk çalmak : canı sıkılmış,yüzü asılmış olmak
Bozum havası : utangaçlık,mahcupluk
Bozum olmak : utanmak,utanacak duruma düşmek
Bözük : yüreklilik,cesaret
C
caddeyi tutmak : korkulu bir durumda başını alıp gitmek,uzaklaşmak
caka : gösteriş,çalım,kabadayılık,fiyaka
caka satmak : gösteriş yapmak,çalım satmak
camekan : gözlük
canına ezan okumak : bir kimsenin hakkından gelmek
canını cehenneme göndermek : öldürmek
cart kaba kağıt : yüksekten atana karşı söylenen söz
carta : yellenme
cartayı çekmek : ölmek
cavalacoz : değersiz,önemsiz,derme çatma
cavlamak : ölmek
cebellezi : hakkı olmayan bir şeyi cebine koyma,sahip çıkma
cebellezi etmek : cebine koymak
cızlam : kaçma,savuşma
cızlamı çekmek : kaçmak,savuşup gitmek
cicoz : hiç yok
cicozlamak : kaçamak,uzaklaşmak
cilalamak : neşesini arttırmak
cins : garip,tuhaf
Ç
çaça : sokak kadını
çakal : kurnaz,yalancı,düzenci,aşağılık kimse
çakmak : 1 kabul edilmeyecek birşeyi kurnazlıkla kabul ettirmek 2 içki içmek
çakar almaz : işe yaramayacak durumda olan
çarık : para cüzdanı
çarkına etmek : birine büyük kötülük yapmak
çekmek : içki içmek
çeyrek : alman markı
çıkmak : vermeye katlanmak
çıngar : kavga,gürültü
çifte dikiş : bir sınıfta iki yıl okuma
çuvallamak : başaramamak
D
dalga : 1 gizli iş,dalavere 2 dalgınlık 3 geçici sevgili
dalgaya gelmek : yanılmak,dalgınlıkla unutmak
dalgaya getirmek : birinin dalgınlığından yararlanmak
dalgıç : birinden habersiz birşeyi almakhuyunda olan kimse
dam : tutuk evi
damlamak : biryere çağrılmadan birdenbire gitmek
dava : sevgili
davul tozu : gerçekleşmesi imkansız olan durumlar için kullanulan söz
dehlemek : kovmak
delik : cezaevi
demirhindi : pinti,hasis
deve olmak : kaybolmak
dik alası : genellikle hoş karşılanmayan birşeyin aşırılığını anlatır
dikiz : bakma,gözetleme
dikizlemek : sezdirmeden bakmak,gözetlemek
dinine yandığım : öfk,kızgınlık gibi duyguları belirtmek için kullanılan ilenme sözü
diskur çekmek : nutuk verir gibi konuşmak
dolma : yaln hile,dalavere
dolma yutmak : kanıp aldanmak
dubara : oyun,düzen
dubaracı : oyunla,düzenle iş gören,düzenci
duman : 1 kötü,yaman 2 esrar
duman attırmak : kötü duruma düşürmek,geride bırakma,birini yıldırma
duman etmek : dağıtmak,bozmak,yoketmek
duman olmak : işi,durumu berbet olmak
dut gibi olmak : çok sarhoş olmak,utanmak,mahçup olmak
düdük : akılsız,boş kafalı
düdük makarnası : aptal,anlayışsız
düdüklemek : cinsel ilişkide bulunmak,aldatmak,kandırmak
dükkan : kumarhane
dümen : dalavere,hile
dümen kullanmak : bir işi kurnazca yönetmek
dümen yapmak : dalavere,hile ile birini kandırmak,aldatmaya çalışmak
dümeni kırmak : çekip gitmek,uzaklaşmak,kaçmak
dümenci : 1 en geride olan,sonuncu,en tembel 2 dalavereci,hileci,düzenbaz
dümencilik : 1 en geride olama durumu,sonuncu olma durumu
2 dalaverecilik,hilecilik,düzenbazlık
|