|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Halk Oyunları Kataloğu B
Türk Halk Oyunları Kataloğu B
BACEDUM:
Mahalli Trakya oyunlarındandır Bir adı da Eski Kasap'tır
BAĞ BELLEME OYUNU:
Bağ belleme, mısır çapalama gibi rençberlik işleri Afyon'un köylerinde I Dünya Harbi'nden önceleri hep imece usulüyle yapılırdı Bağ bozma, başak toplama, afyon kırma gibi işlerde zaman zaman aynı tarz tatbik edilegelmiştir Bu yoldaki çalışmaların iktisadî menfaatleri kadar, içtimaî dayanışma faydaları da açıktı Erkek kadın, konu komşu hep bu işlere karıştıklarından aralarında daha yakın tanışmalar mümkün oluyordu Hatta yavukluluğa ve evlenmeye yol açılır, köylüler emek ile eğlentiyi kaynaştırıp hoşça vakit geçirmenin yolunu bulmuş olurlardı
Bağ Belleme Oyunu işte o elbirlikli çalışmalardan tabiî bir ihtiyaç ve sonuç halinde doğmuştur Bu oyunu daha ziyade kadın ve kızlar yürütürler
Meselâ Arap Oyunu gibi temsilî mahiyetli olmaktan uzaktır Sade ve katıksız bir köy eğlentisinden ibarettir, kır işi dekoru içinde tasavvur edilmelidir Bağ Belleme Oyunu'nun en büyük özelliği bir çok duygulu ve zeki köy kızının oyun boyunca irticalen türkü düzüp söylemelerindedir Oyuna başlanılmazdan önce erkek ve delikanlılar bir kenarda toplaşır Oyuna katılacak genç kızlar elerinde birer bel veya kürek olduğu halde ortaya gelirler Güya bir bağ içindeymiş gibi belleme taklidi yaparak türkü çağırırlar:
Bağa girmeye izin olsun
Üzüm yemeye gözüm olsun
diye başlayan türkülerini birtakım irticali beyitler takip eder Kızlardan en istidatlısı (yeteneklisi) bir çırpıda beyit tertibiyle delikanlılardan birine söz atar Alınan genç, çalımlı ve kıvrak bir tavırla ortaya atılır, ellerini kaldırıp oynamaya başlar Delikanlı oyundayken, kızlar el şaplatarak tempo tutarlar Delikanlının arkadaşlarıyla oyun türküleri çağırırlar Gösterilen oyunlar Zeybeğe yakındır Hareketlerde nispeten Çiftetelli çeşnisi de vardır Gerek bu oyunda gerekse doğrudan doğruya imecede genç kızların bayramlıklarını giyinmiş bulundukları unutulmasın Bazen delikanlının da coşup uyarladığı beyitle kıza cevap verdiği görülür Fakat, her iki deyiş kapalıdır Açık ve lâübâli söz sarf edilmez Bağ Belleme'den başka her hangi bir yolculukta da yükseltilebilen bu karşılıklı samimi deyişler iki genci evlenme yoluna kadar götürebilir Ne gariptir ki, kendi aralarında böylesine şiirli konuşmalar sürdürebilen bu duygulu insanlar, bir şehirli görüverince susuveriyor, adeta benliklerinin barınağına sığınmış gibi donakalıyorlar
BAHÇESİNDE HIYARIM:
Adını sözlerinden alan türkülü oyunlardandır Figürleri irticalidir Tanınmış mahalli hareket motifleri aralara katılır
BAHTEVERİ:
Kars'ın revaçtaki oyun havalarındandır
BALALI TAVUK:
Kars'ın toplantı ve düğünlerinde oyunlu olarak söylenen türkülerdendir Oyununa da Balalı Tavuk Oyunu derler (Bel'lı Tavuk) Figürleri yarı irticalîdir Kız ve erkek kişi tarafından yürütülür Başlangıcında sözsüz bir musiki girişi vardır Bu parça çalınırken oyuncular tartıma uyarak arka arkaya ve daire çizerek yürüyüş yaparlar Sıra sözlü kısma gelince kız ve erkek karşılıklı duruşurlar Hem türkü söyler, hem de söz anlamlarına göre hareket figürleri gösterirler Bu yolda oynarlarken, her karşılıklı söyleşmeden sonra musiki yine tek başına çalınır ve sonra yeniden yürüyüşe geçip oynarlar Kız ve oğlan arasındaki nöbetleşe sözlerinin ilk kısmı şudur:
Kız:
Ondördünde bir kız olsam
Sen bize gelecek olsan
Atam anam seni görüp
Beni danlayacak olsan
Men bir avuç darı olup
Yere serpilecek olsam
Sen dahi bana neynersin?
Sen dahi bana neynersin?
Oğlan:
Sen bir avuç darı olup
Yere serpilecek olsan
Men balalı tavuk olup
Sen dinnersem neynersin
BAR:
Doğumuzun Bar adı, belirli figürleriyle tek oyunun adı değil, bir oyunlar zümresinin, sıra oyunu zümresinin toplu adıdır Çeşitleri Türkler elinde artmıştır
Türkçe'de "r" ile başlayan kelime sözlükte bulunmadığı ne kadar meşhursa "r" harfiyle biten tek hecelinin veya ilk hecesi "r" ile biten kelimelerin "ğ" ile dığdığıya (ses değişmesine) uğrayışı da o kadar çok görülür Doğumuzda bu "r" tam çatlatılarak sağlam durduğu halde, Batı Anadolu'ya gelindikçe dığdığı köylü dilinden emsal kelimelerde başlar Meselâ, şu Rumeli türküsünde bağ yerine "bar" kullanılmıştır
Bahçeye bar diyemem
Ayvaya nar diyemem
Alıştım ben güzele
Çirkine yâr diyemem
Gerçekten de Rumeli Türkçesinde "ğ" ye dönüş dığdısı hiç yer bulamayıp "r" ler sağlam durur Bu hal Doğumuzdaki gibidir Bağdaş kurmak sözü Rumeli'de aslına uygun olarak "bardaş kurmak" tır Rumeli türküsü:
Harman yerini süpürdüm
Bardaş kurdum ben oturdum
Kahırlanma elâ gözlüm
Ben askerliğini bitirdim
Fakat, Anadolu'da ayrıca "oyunda tutulan eş" anl***** "bardaş" sözünü "bağdaş" söyleyen yerler Batıya doğru vardır Dığdığılı olanı ikinci merhaledir Azeri Türkçesinde de aslına uygun Bardaş'a bazı köylerin halkı bağdaş derler Bardaş Kırgız Türkçesinde bile vardır Şu halde, "bar" kökü "bağ" da olabilmiştir ki her yerde eş, dost, arkadaş demektir Erzurum barcıları Barları yalnız ve yalnız "tutmak" yardımcı fiiliyle kullanırlar: Bar tutmak, arkadaş edinmek
Bağ, hep bilindiği gibi sap, küme, horum, eski Türkçe'de üzüm kütüğü vs anlamları da vardır: Bağ tutmak, elele bağlanarak sıra kurmak demek olur Çağatay Türkçesi'nde "barlamak" düzeltmek, tertip tanzim etmek, zapt ü rabt altına almak demektir Fiilin "bar" kökü tertip, nizam, dizi ve sıra demek olur: Bar tutmak, sıra kurmak, sıralanmak demektir Asya'da "bağmak" fiili bağlamak ile anlamdaş olarak vardı Bizde "barmak" fiili korumak anlamdaşı olarak eskiydi Barınak ondan gelir, fakat fiili çoktan mehcurdur (unutulmuştur) Şu halde, barmak fiilinin dığdığısı bağmak idi Bar ile bağ bunda da birdi Barış ve bağış sözlerimiz anlamca epey uzaklaşmış bulundukları halde, asılda aynılıklarına inanıyoruz Anlamları dığdığı çatallandırabilir, hatta inceleştirebilir XIV yüzyıldan bir Anadolu metninde "eş ve benzer" anl***** beğdeş imlâsı görülmüştür ki aslı "berdeş" olmalıdır
Aydın havalisinden Germencik ilçesinin Ortaklar bucağındaki Kızılcapınar köyü eski Alevilikten müdevverdir (devredilmiştir) Parmak'a nesillerdir "barmak" diyegeldikleri halde, şimdi okuryazarları parmak demeye alıştılar Fakat o köyün yakın sünni köylerinde "bâmak" yahut "barmak" denir Bardağa "bâdak", var yerine "vâ" diyorlar "Bâdakçı, tavacı vâ!" Gezgin bir satıcının o köyler arasındaki tanınmış satış nidasıdır "Vâmak", varmak demektir Denizli'nin Davaz bucağından köylünün şu sözü bir şakalaşma nüktesidir: "Meemet, âmut âcının dibinde bâdak vâ, bâdağın içinde bö'mez vâ, al da gel!" (Mehmet, armut ağacının dibinde bardak "testi" var, bardağın içinde pekmez var, al da gel!" Şu da o havalidendir:
Bâdakda bö'mez
Gözeli kim öpmez?
Manisa'nın köylerinde mesela yorgan ve parmağa; yogan, bâmak derler Şu halde oralarda bar kelimesi "bâ" veya "bağ" dığdısına uğrayacaktı Anadolu'da Bayburt havalisinden bu yana sıra oyunu anlamında ne Bar ne de bağ şekli geçerlikte veya metinlerde yoktur Fakat, bardaş ve bağdaş ikizliği anlamdaşlıkla yer yer yaygındır Metin taramalarında "Bar Oyunu" izine düşülmesi belki mümkün olur
Büyü, sihir anlamıyla ilgili "bağı, bay, baymak, bağmak" gibi çoktan mehcur (unutulmuş, terkedilmiş) sözler, bizde kullanılmış olduğu ve Asya'da Şamanlıkla ilgili oyunlar bulunduğu için bu eski kelimelerin "bar" dan dığdığılığı ayrıca araştırılmaya değer Çağatay Türkçesi'nde "bay" bağlayacak sap veya bağlı bağ, "baylamak" da onun fiili ve bağlamakla birdir Bizde "göz bağcı"büyüleyici demekti Büyü, Asya'daki "büyi (oyun)" kelimesini andırıyor
Oyun anlamındaki "bar" kelimemizin pek eski yaygınlığını yer adlarımızda damgalı görmek mümkündür: Erzurum'un Tortum ilçesinde Bar köyü, Sinop'un Gerze ilçesinde Barcı Köyü, Giresun'da Barça Köyü, Diyarbakır'da Barı Köyü, Sivas'ın Suşehri ilçesinde Barüüzir Köyü vardır Barzan (Barcı) adlı iki köy Siirt tarafındadır Bar Köyü Van'ın Gevaş ilçesindedir Barcı Köyü Ordu'nun Mesudiye ilçesindedir Anadolu'da sırf çalgıcı ve oyuncu yetiştirerek geçinen köyler bulunduğu için üsttekilerin de bir zamanlar o cümleden olmuşluğu akla geliyor Kısacası eskiden Barların sahası belli ki genişti
Asya Şamanlığında Şaman davulunun bir adının "bar" oluşu, bu davuldaki rumuzlardan birine ve davulun sapına "bar" denilişi ayrı bir araştırma konusudur Erzurum Barlarından biri Davul Barı'dır Davulcu çalarak oynar
"Bar" ile "barı" birlikte düşünülmelidir Nasıl ki bağ ile bağı ikizdirler Bar ile Barı en eski Türk diyaleklerinde birlikte bulunuşu ifade ederler ki sıra oyununda da bu hal esastır Yenisey yazıtlarında "bağ" bu anlamda vardır Nihayet, Bar sözü kendi tarihinin belirli bir merhalesinden sonra "büyi"nin yerini Doğu Anadolu'da anlamdaşlıkla tutmuş olabilir Türkçe'liği kesindir
Bazı doğu illerimizde toplu oyun çeşitlerinin genel adı Bar'dır
Ağrı'dan Diyadin ilçesinin bütün köylerinde Bar, davul, zurna refakatinde yürütülen 15-20 kişilik kadınlı erkekli karma oyundur Delikanlı ve kızlar hayat arkadaşlarını çoğu zaman bu oyunlarda seçerler
Bingöl'den Kiğı ilçesinin Azakpert köyünde Bar veya Horan adlarıyla yapılan beş kişilik toplu bir oyun vardır, erkeklere mahsustur Kuzeydoğudan alınmalığı adlarından bellidir; kimi Bar kimi Horan diyorlar Aynı ilçenin Çerme köyünde görülen şu çeşitler de kuzeyden gelme olabilirler: Koçeri, Aşırma, Üç Ayak, Timur Ağa, Diz Kırma, Kip ve Bulanık Cümlesi davul zurna, yahut saz ve tef ile 3-17 kişi kadınlı erkekli karma halde oynanırlar
Muş'un Bulanık ilçesinde Bar 10-15 veya 20 kişilik davul zurnalı sıra oyunudur Kadınlar erkeklerden ayrı oynarlar Varto ilçesinde de vardır Bir kadın, bir erkek sıralanıp 10-20 kişiyle davul zurnaya uyarak yürütürler Aynı ilçede bir de Berite (Birite) oyunu vardır
Kars'ın Göle ilçesinde yerin genişliğine göre 8,10 veya 15 kişi tarafından yürütülen Bar'da kadınlı erkekli karma dizi tutulur ve davul zurna ile yapılır Sarıkamış ilçesinde de Bar, davul zurna ve türküleriyle karma olarak yürütülür Nispeten sade figürlü çeşitleri olduğu için seçkin oyuncu aranılmayıp herkes halkaya katılabilir
Erzurum'un Oltu ilçesinden Oltu köyünde yalnız erkeklerce Bar tutulur ve davul zurnayla oynanır Aynı köyde Şeyh Şamil oyunu da vardır Davul zurna veya mey eşliğiyle yürütülür, tek erkek oyunudur
Bar'da barbaşı, onun yanında koltukaltı ve sonda pöççük yer alırlar
Kars'ta 40 kadar Bar çeşidi tespit edilebilmiştir Orada Halay da birkaç çeşitlik bir zümre teşkil etmektedir Kars Yallısı, Iğdır Yallısı, Şüregel Yallısı, Çıldır Yallısı gibi yer adlarıyla isimli çeşitler yalnız Kars bölgesinde karşılaşılan bir zümredir Yallı ve Halay tabirleri arasında uzak mâzide münasebet bulunmuş olması mümkündür Zamanla belki bir metatez değişimi vukua gelmiştir
Kars Barı, Kağızman Barı, Ardahan Barı, Posof Barı (Poshov), Iğdır Barı, Çıldır Barı, Bardız Barı, Ahıska Barı, Gümrü Barı hep oraların yer adlarına göre çeşitlerdir Bu mahalli Barlar yanında Erzurum tarafından gelme malum çeşitler de Kars havalisinde davul zurnayla oynanır
Yaşlılar Millet ve Timurağa Oyunlarının Kars ve Erzurum taraflarından Rize'ye geldiğini söyledikleri gibi, Erzurum'un bir iki oyunu da Karadeniz'den o mıntıkalara geçmişlerdir Güney, kuzey, doğu ve batıdan karşılıklı intikal ve etkileşmeler olduğu anlaşılıyor
Bar tabiri güneydoğudan pek içerlek bucaklara kadar yaygın değildir Mesela Hakkari taraflarında yoktur
Hoşbilezik, Daldalan, Tamzara ve Köroğlu barlarının sözleri de vardır
Oyunların sıralanışında düzüm farkları olabilir Misal olarak üç ayrı dizi tespit ettik ki üçü de makbul imiş:
1 Başbar, Dello, Sekme, Hoşbilezik
2 Sarhoş Barı, Dikine Bar, Sekme, Hoşbilezik, Köroğlu ve Dello
3 Aşırma, Narı, Hikâri, Hançer Barı
Hoşbilezik
Altun yüzük hoş bilezik
Kollar nazik uy uy
Ben yarimden ayrıldım
Bana yazık uy
Daldalan
Daldalar daldalar kız ninen geldi
Kız ninen değil o, kaynanan geldi
Tamzara
Lilli lilli tamzara
Nenni balam
Tamzaranın elleri
Tombul beyaz elleri
Köroğlu
Köroğlu'nun kör ***ağı
Ayvaz'ın gümüş ***ağı
Yerde sürünür saçağı
Ayvaz yiğitler koçağı
Vur Ayvazım vur
Kır Ayvazım kır
Dön Ayvazım dön
BARAK HALAYI:
Barak İki Kamış Oyunu gibi bu Barak Halayı da güney oyunlarımızdandır
BARAK OYUNLARI:
Oyun çeşitlerinin adları şunlardır: Çobanbeyli Havası, Nahsani Havası, Sarhoş Havası, Keçeli Oyunu, Mimiy Oyunu Bunlar ağır oyunlardır Kaba Oyun, Arabî Oyun Bu ikisi biraz oynak havalardır Mısrî Oyunu, Senam Oyunu, Cezayir Oyunu Bu üçü çok hafif ve kıvrak oyunlardır
Şirvani Oyunu:
Süratle söylenen ve oynanan bir havadır
Barak Halay Oyunu; Barak İki Kamış Oyunu;
El ele ve daire şeklinde yürütülen bu oyuna kadınları da katılır Asıl Barak Oyunları bunlardır
Demirci Oyunu:
Süratle yürütülen bir hava olup İlbaylı (İlbeyli) oyunudur
Pekmez Oyunu:
Hafif ve hızlıdır
Lörke Oyunu; Kereboz Oyunu:
Bu iki oyun Doğu Anadolu'daki çeşitlerin vasıflarını haiz görünüyorlar Baraklar arasına her halde sonradan girmiş olmalıdırlar
Barak kelimesinin Türkçe'nin totem ve efsaneler çağından olduğunu Kaşgarlı'dan (Kaşgarlı Mahmut) öğreniyoruz Dımışkî, kendi çağında Altınordu'dan saydığı Kıpçaklı kabileler arasında Barak ve Berendi oymaklarını da o taraftan anmıştı Barak adı, Macaristan ve Romanya'da rol oynamıştır Macaristan'daki Türkçe kabile adları arasında aynı cümleden olarak Kürt de vardır Kürt (çığ) oymak adı Yenisey, Göktürk yazıtlarında geçer Bazı oymaklarını aynı ad ve köyleriyle Anadolu'da da görüyoruz Rodos karşısındaki Teke ilinde yerleşmiş olan Teke aşiretinin anayurdu Harezm'de ve Serhas civarında kalışı gibi, Barak ve bütün Türk boylarının göçüş çağları da başka başka asır ve yollarda olmuştu En dağınık gelenleri Abdallardır (Efdalitler)
|