Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat Z Harfi
Z Harfi
ZAİ´ Yayılmış olan Dağılmış olan Herkesçe bilinen şey
ZAİB Eriyici, eriyen
ZAİD Artan Fazlalık İlâve olunmuş * Lüzumsuz, gereksiz * Gr: Te´kid için söylenen * Mat: Müsbet işareti, artı (+) (Bak: Harf-i zâid)
ZAİF Kalp, eksik akçe
ZAİF (Za´f dan) Güçsüz, iktidarsız, kuvveti az, kuvvetsiz, tâkatsız Kansız Gevşek, tenbel
ZAİK Tadan, tadıcı, lezzet alan Zevklenen
ZAİKA (Zevk den) Tatma, tad alma Tad alıcı kuvvet, tad duyurucu hassa (Hakiki ehl-i şükrün ve ehl-i hakikatın ve ehl-i kalbin kuvve-i zâikası, Rahmet-i İlâhiyenin matbahlarına bir nâzır ve bir müfettiş hükmündedir Ve o kuvve-i zâikada taamlar adedince mizancıklarla nimet-i İlâhiyyenin envâını tartmak ve tanımak; bir şükr-ü manevî suretinde cesede, mideye haber vermektir İşte bu suretle kuvve-i zâika yalnız maddî cesede bakmıyor, belki kalbe, ruha, akla dahi baktığı cihetle midenin fevkinde hükmü var, makamı var S )
ZAİL (Zâile) Geçen, geçici Devamlı olmayan Tükenen
ZAİLAT (Zâil C ) Zâil olan şeyler
ZÂİLÂT-I FÂNİYE Gelip geçici olanlar, bir hâlde durmayıp gidenler
ZAİM (Zeâmet den) Zeâmet sahibi Kefil * Prens Şef, lider
ZAİNE (C : Zuun-Zaâyin-Zâân-Ez´ân) Mıhfe içinde olan kadın
ZAİR(E) Ziyaret eden, ziyaretçi Hatır sormaya, görmeye giden * Seyirci
ZAİT (Bak: Zâid)
ZAK f Dölyatağı, meşime Rahim
ZAK-DAN f Döl yatağı, rahim
ZA´K Çağırmak, bağırmak
ZAK Pak, arı, temiz
ZAKINE (C : Zevâkın) Enek çukuru
ZAKİ (Zâkiyye) Saf ve temiz kimse Hareket ve davranışları düzgün olan kişi
ZAKİ Güzel kokulu, keskin kokulu
ZÂKİR Zikreden, zikredici * Hafızası kuvvetli * İlâhiler okuyan Çok çok duâ ve Esmâ-i İlâhiyeyi okuyan * Tekrar eden
ZÂKİRÛN (ZÂKİRÎN) Zikredenler
ZÂKİRE Andıran, hatırlatan, hatıra getiren şey
ZAKKUM Cehennem´de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği * Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi
ZAKM Yemek, ekl
ZAKN Yükletmek
ZAKNA´ Uzun * Kaba, yoğun * Eğri
ZAKT Cima etmek
ZAKV Çağırıp bağırmak
ZAKZAK Yeynicek, hafif * Bir karınca cinsi
ZAKZAKA Çocukların oynayıp sıçramaları
ZAL İhtiyar Ak sakallı * f İranlı meşhur kuvvet ve pehlivanlık senbolü Rüstemin babasının adı
ZAL () harfinin bir ismi "Dal-i Mu´ceme ve "Zel" de denir * Horoz ibiği
ZAL´ Eğilmek, meyl etmek * Dar olmak * Davarın ağır yük getirmekten dolayı yürürken iki yanına eğilmesi
ZALAL Gölge eden Gölge olan
ZALÂM Karanlık Zulmet
ZALÂM-I ZULM Zulmün karanlığı
ZALEF Kum ve taş olmayan sağlam yer
ZALEME (Zâlim C ) Zâlimler
ZALF Men´etmek Nefsini bir işe rağbet ve teveccühten men etmek * Mübah şey * Bâtıl * Şiddet * Beyhude
ZALİ´ (C : Zulu´) Eğri, meyilli * Müttehem kimse Töhmetli * Aksak hayvan
ZALİ´ Geniş, bol, vâsi
ZALİF Çok hor, çok hakir kimse
ZALİFEN Birisinin izine uyup gitmek * İzini gizlemek, belirsiz etmek
ZALİK(E) Bu, şu, o Kezâlik Böylece
ZALİK Giden, gidici
ZALİL Gölgeli
ZÂLİM(E) Zulmeden, haksızlık eden
ZÂLİMÂNE f Zâlim olana yakışır şekilde Zulmeder surette Zâlimce
ZÂLİMÎN (Zâlim C ) Zâlimler, zulmedenler
ZÂLİMÛN (Zâlim C ) Zulmedenler Haksızlık edenler Zâlimler
ZALİM (C : Zılem-Zılmân) Deve kuşunun erkeği * Kaymağı alınmadan içilen süt * Hiç bozulmamış yerden kazılan toprak
ZALLAM (Zalûm) Çok zulmeden Çok zâlim
ZALM Kar * Diş beyazlığı
ZALMA (C : Zulem) Karanlık
ZALÛM Çok zulmeden Çok zâlim
|