Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat Z Harfi

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat Z Harfi



Z Harfi

ZAİ´ Yayılmış olan Dağılmış olan Herkesçe bilinen şey
ZAİB Eriyici, eriyen
ZAİD Artan Fazlalık İlâve olunmuş * Lüzumsuz, gereksiz * Gr: Te´kid için söylenen * Mat: Müsbet işareti, artı (+) (Bak: Harf-i zâid)
ZAİF Kalp, eksik akçe
ZAİF (Za´f dan) Güçsüz, iktidarsız, kuvveti az, kuvvetsiz, tâkatsız Kansız Gevşek, tenbel
ZAİK Tadan, tadıcı, lezzet alan Zevklenen
ZAİKA (Zevk den) Tatma, tad alma Tad alıcı kuvvet, tad duyurucu hassa(Hakiki ehl-i şükrün ve ehl-i hakikatın ve ehl-i kalbin kuvve-i zâikası, Rahmet-i İlâhiyenin matbahlarına bir nâzır ve bir müfettiş hükmündedir Ve o kuvve-i zâikada taamlar adedince mizancıklarla nimet-i İlâhiyyenin envâını tartmak ve tanımak; bir şükr-ü manevî suretinde cesede, mideye haber vermektir İşte bu suretle kuvve-i zâika yalnız maddî cesede bakmıyor, belki kalbe, ruha, akla dahi baktığı cihetle midenin fevkinde hükmü var, makamı var S)
ZAİL (Zâile) Geçen, geçiciDevamlı olmayan Tükenen
ZAİLAT (Zâil C) Zâil olan şeyler
ZÂİLÂT-I FÂNİYE Gelip geçici olanlar, bir hâlde durmayıp gidenler
ZAİM (Zeâmet den) Zeâmet sahibi Kefil * Prens Şef, lider
ZAİNE (C: Zuun-Zaâyin-Zâân-Ez´ân) Mıhfe içinde olan kadın
ZAİR(E) Ziyaret eden, ziyaretçi Hatır sormaya, görmeye giden * Seyirci
ZAİT (Bak: Zâid)
ZAK f Dölyatağı, meşime Rahim
ZAK-DAN f Döl yatağı, rahim
ZA´K Çağırmak, bağırmak
ZAK Pak, arı, temiz
ZAKINE (C: Zevâkın) Enek çukuru
ZAKİ (Zâkiyye) Saf ve temiz kimse Hareket ve davranışları düzgün olan kişi
ZAKİ Güzel kokulu, keskin kokulu
ZÂKİR Zikreden, zikredici * Hafızası kuvvetli * İlâhiler okuyan Çok çok duâ ve Esmâ-i İlâhiyeyi okuyan * Tekrar eden
ZÂKİRÛN (ZÂKİRÎN) Zikredenler
ZÂKİRE Andıran, hatırlatan, hatıra getiren şey
ZAKKUM Cehennem´de bir ağacın ismi, cehennemliklerin yiyeceği * Gösterişi güzel, çiçekli ve zehirli meyvesi olan yâsemine benzeyen bir bitki ismi
ZAKM Yemek, ekl
ZAKN Yükletmek
ZAKNA´ Uzun * Kaba, yoğun * Eğri
ZAKT Cima etmek
ZAKV Çağırıp bağırmak
ZAKZAK Yeynicek, hafif * Bir karınca cinsi
ZAKZAKA Çocukların oynayıp sıçramaları
ZAL İhtiyar Ak sakallı * f İranlı meşhur kuvvet ve pehlivanlık senbolü Rüstemin babasının adı
ZAL () harfinin bir ismi "Dal-i Mu´ceme ve "Zel" de denir * Horoz ibiği
ZAL´ Eğilmek, meyl etmek * Dar olmak * Davarın ağır yük getirmekten dolayı yürürken iki yanına eğilmesi
ZALAL Gölge eden Gölge olan
ZALÂM Karanlık Zulmet
ZALÂM-I ZULM Zulmün karanlığı
ZALEF Kum ve taş olmayan sağlam yer
ZALEME (Zâlim C) Zâlimler
ZALF Men´etmek Nefsini bir işe rağbet ve teveccühten men etmek * Mübah şey * Bâtıl * Şiddet * Beyhude
ZALİ´ (C: Zulu´) Eğri, meyilli * Müttehem kimse Töhmetli * Aksak hayvan
ZALİ´ Geniş, bol, vâsi
ZALİF Çok hor, çok hakir kimse
ZALİFEN Birisinin izine uyup gitmek * İzini gizlemek, belirsiz etmek
ZALİK(E) Bu, şu, o Kezâlik Böylece
ZALİK Giden, gidici
ZALİL Gölgeli
ZÂLİM(E) Zulmeden, haksızlık eden
ZÂLİMÂNE f Zâlim olana yakışır şekilde Zulmeder surette Zâlimce
ZÂLİMÎN (Zâlim C) Zâlimler, zulmedenler
ZÂLİMÛN (Zâlim C) Zulmedenler Haksızlık edenler Zâlimler
ZALİM (C: Zılem-Zılmân) Deve kuşunun erkeği * Kaymağı alınmadan içilen süt * Hiç bozulmamış yerden kazılan toprak
ZALLAM (Zalûm) Çok zulmeden Çok zâlim
ZALM Kar * Diş beyazlığı
ZALMA (C: Zulem) Karanlık
ZALÛM Çok zulmeden Çok zâlim

Alıntı Yaparak Cevapla