Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat S Harfi
S Harfi
SEY´ Meme başında olan süt
SEYAHAT Yolculuk, gezi
SEYAHİN Basra ırmağının adı
SEYB (C : Süyub) Su akmak * Bahşiş, hediye, atâ * Medfun mal, gömülü mal
SEYDA Efendi, hoca, şeyh, seyyid mânasına talebelerin hocalarına karşı söylediği bir hürmet lâfzıdır
SEYEHAN Gezi, seyahat * Gölgenin güneşle birlikte dönmesi
SEYEHAN (Vapur v s ) batma
SEYELAN Akma Cereyan * Sel felâketi
SEYELAN-I DEM Kan akma
SEYERAN (Bak: Seyran)
SEYF Kılıç
SEYF-İ HADİD Keskin kılıç
SEYF-İ MESLUL Kınından çıkmış kılıç
SEYF-İ SÂRİM Keskin kılıç
SEYFEDDİN (Seyf-üd din) Dinin kılıcı, dinin askeri
SEYFÎ (Seyfiye) Askerliğe ait, kılıçla alâkalı * Kılıç şeklinde
SEYF İBN-İ ZÎYEZEN Yemen padişahlarındandır Hz Muhammed´in (A S M ) bi´setinden evvel onun evsafını evvelki mukaddes kitaplarda görmüş ve iman etmiş ve müştak olmuştu (Resül-i Ekrem´in (A S M ) Ceddi Abdülmuttalib; Yemen´e kafile-i Kureyş ile gittiği zaman, Seyf İbn-i Zîyezen onları çağırmış, onlara demiş ki: "Hicaz´da bir çocuk dünyaya gelir Onun iki omuzu arasında hatem gibi bir nişan var İşte o çocuk umum insanlara imam olacak "Sonra gizli, Abdülmuttalib´i çağırmış: "O çocuğun ceddi de sensin" diye kerametkârane, bi´setten evvel haber vermiş  M )
SEYFULLAH Allah´ın (C C ) kılıcı, askeri *Ashab-ı Kiram´dan Hz Hâlid İbn-i Velid´e (R A ) verilen ünvan
SEYH Yere batmak * Sefer * Akarsu * Dikilmiş aba * Atâ etmek, hediye vermek * Çizgili elbise
SEYH Helâk edici, mahveden * Ayağın batması
SEYHEC (Seyhuc) : Katı, şiddetli şedid
SEYHEK Katı yel Şiddetli rüzgâr
SEYİS Atın tımarına, yemine vesairesine bakan adam, uşak
SEYKANE İnce bellilik
SEYL Sel şiddetle gelen şey
SEYL-İ HURUŞÂN-I ZAMAN Zamanın gürültü ve coşkunluklarının seli
SEYL-İ ŞUUNÂT İcraat-ı Rabbaniyenin dâima görünmesi ve hakiki müessir olan Allah´ın (C C ) iradesiyle devamlı olan, cereyan eden her çeşit hâdiseler Hâdiseler akıntısı, seli
SEYLAB (Seylâbe) f Taşkın su, sel
SEYLABE-İ HUN Kan seli
SEYLHİZ f Taşkın ve coşkun su
SEYNA´ Bir ağacın adı * Ağaç, şecer
SEYR Yürüyüş * Eğlenme ve ibret için bakma Gezip görme * Görülecek şey ve yer * Uzaktan bakıp karışmama * Yolculuk
SEYR-İ ÂFÂKÎ Terbiye ve mâneviyatta tekâmül yollarında, hariç âlemden, âfaktan başlamak suretiyle bulunan delillerle tekâmül edip nefsini ıslâh ve imâni ve Kur´âni hakikatlarda terakki etmek usulü (Tarikatta "seyr-i enfüsi" ve "seyr-i âfâki" tâbirleri altında iki meşreb var Enfüsi meşrebi; nefisden başlar, hariçten gözünü çeker, kalbe bakar, enaniyeti deler geçer, kalbinden yol açar, hakikatı bulur Sonra âfâka girer O vakit âfâkı nurâni görür Çabuk o seyri bitirir Enfüsi dairesinde gördüğü hakikatı, büyük bir mikyasta onda da görür Turuk-u hafiyyenin çoğu bu yol ile gidiyor Bunun da en mühim esası; enaniyeti kırmak, hevayı terketmek, nefsi öldürmektir İkinci meşreb; âfaktan başlar, o dâire-i kübranın mezâhirinde cilve-i Esmâ ve Sıfâtı seyredip, sonra dâire-i enfüsiyyeye girer Küçük bir mikyasta, dâire-i kalbinde o envârı müşahede edip, onda en yakın yolu açar Kalb, âyine-i Samed olduğunu görür, aradığı maksada vâsıl olur İşte birinci meşrebde süluk eden insanlar nefs-i emmareyi öldürmeye muvaffak olamazsa, hevâyı terkedip enaniyeti kırmazsa, şükür makamından, fahr makamına düşer; fahirden gurura sukut eder Eğer muhabbetten gelen bir incizab ve incizabtan gelen bir nevi sekir beraber bulunsa, "şatahat" nâmiyle haddinden çok fazla dâvalar ondan sudur eder Hem kendi zarar eder, hem başkasının zararına sebeb olur M )
SEYR-İ ENFÜSÎ Hafî tariklerin çoğunda takib edilen ve nefsinin iç âlemindeki delillerle, vasıtalarla tekâmüle gidenlerin usûlü (Bak: Seyr-i âfâkî)
SEYR-İ FİLMENÂM Uykudaki veya rüyadaki seyr (Bak: Seyr)
SEYR-İ ŞUUNÂT Kâinattaki hâdiseleri seyredip, görüp hakikatını anlamağa çalışmak * Hâdiselerin bir halde kalmayıp akışı, değişmesi
SEYR Ü SEFER Gidiş geliş Trafik
SEYR Ü SEYELÂN Devamlı akıp gitme ve değişme
SEYR Ü SÜLUK Tas: Takib edilecek usûl Bir terbiye yoluna girip devam etme Tarikata devam etme
SEYRAN (Aslı: Seyeran) Gezme, gezinme Bakıp görme * Hareket etme * Açılma, ferahlanma, teferrüc
SEYRANGÂH f Seyir yeri Gezme ve eğlenme yeri
SEYRURET Yürümek, gezmek
SEYTEL Vahşi sığır
SEYTERE Havâle olunmak
SEYYAD Avcı (Bak: Sayyad)
SEYYAF (Seyf den) Kılıçlı * Kılıç yapan, kılıççı * Cellât
SEYYAH (Siyâhat tan) Seyahat eden, dolaşan, gezen Turist, yolcu
SEYYAHÎN (Seyyahûn) Seyyahlar Gezip âlemi seyredenler Turistler, dolaşanlar, gezenler
SEYYAL(E) Akıcı şey, su gibi sıvı olup akan Çokça akan su * Yer değiştiren her şey
SEYYALÂT (Seyyale C ) Akıcı olanlar, yerinde durmayıp gidenler, akanlar Seyyal maddeler
SEYYALE-İ BERKİYYE Şimşek akımı Elektrik akımı * Şimşek gibi akıcı ve parlak
SEYYAR(E) Bir yerde durmayıp yer değiştiren * Gökte veyâ güneş etrâfında dolaşan yıldız Gezegen * Kervan, kafile * Otomobil
SEYYARAT (Seyyare C ) Seyyareler, gezegenler
SEYYİ´ Kötü, fena
SEYYİAT (Seyyie C ) Kötülük, günahlar, suçlar Kötülüğe karşı çekilen sıkıntılar (Kur´an-ı Kerim tahliye-i seyyiatı üç mertebesi ile zikretmiştir Birincisi şirki terk, ikincisi maasiyi terk, üçüncüsü mâsivâullahı terk ) (İ İ )
SEYYİB(E) Kadın görmüş erkek, erkek görmüş kadın Dul kadın
SEYYİBÂT (Seyyib C ) Dul kalmış kadınlar
SEYYİD Efendi * Hazret-i Muhammed´in (A S M ) soyundan olan, onun izinden giden * Temiz ve fazilet sâhibi Müslüman zât * Resül-i Ekrem (A S M ) herkesin imamı, büyüğü, önderi olduğundan kendisine bu isim de verilmiştir (Bak: Sâdât)
SEYYİD-ÜL BEŞER İnsanların seyyidi, efendisi olan Hz Muhammed (A S M )
SEYYİD-ÜL ENAM Bütün mahlukatın efendisi Muhammed (A S M )
SEYYİD-ÜL KEVNEYN İki âlemin efendisi, seyyidi Hz Muhammed´in (A S M ) bir nâmı
SEYYİD-ÜL MÜRSELÎN Resüllerin Seyyidi (Bak: Fahr-i âlem, Muhammed (A S M ), Münacat, Resül)
SEYYİDE Peygamber (A S M ) sülâlesinden gelen ve O´nun izinden giden temiz kadın, hanım
SEYYİD ŞERİF-İ CÜRCANÎ (Bak: Cürcanî)
SEYYİE Kötülük, günah, suç Yaramazlık, fenâlık
SEZA f Lâyık, münasip
SEZA-YI TAKRİZ Övmeye, medhetmeğe lâyık
SEZA-YI TEZLİL Tahkir edilip alçak görülmeğe lâyık olan
SEZAB Sedef otu
SEZASE Kötü huylu ve yaramaz dirlikli olmak
SEZAVAR f Münâsib, uygun, lâyık, şâyân
SEZZE Seyâ denilen gün Keferenin ateş gecesi günü
|