Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat E Harfi

Eski 11-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat E Harfi



E Harfi

EPİK Fr Mevzuu kahramanca olan yazıların frenkçe ismi
EPSAN f Bileği taşı
EPÜRNAK f Delikanlı, genç yiğit, bahadır
ER f Eğer, şâyet, ise, olsa, olur ise mânalarına gelir
ER Erken, geç değil
ERABET Akıllı, zeyrek ve uslu olma
E´RAC Anadan doğma topal, aksak
ERACİF Uydurma, yalan sözler (Bak: Recefe)
ERACİF VE EKÂZİB Yalan ve uydurma sözler
ERACİH (Urcuha C) Salıncaklar
ERACİZ (Ürcuze C) Mısraları kafiyeli, kısa vezinli şiirler, kasideler
ERADÎN (Arz C) Yerler Arzlar, dünyalar
ERAHH Tırnağı yassı ve geniş olan hayvan
ERAİK (Erike C) Tahtlar Koltuklar
ERAK Uykusuzluk
ERAKK Çok ince, ziyade rakik, ince ve yumuşak
ERAKK-I HİSSİYAT Duyguların en inceleri Gizli hisler, ince duygular
ERAMİL(E) (Ermele C) Bekârlar Dul kadınlar Kocaları ölmüş veya boşanmış kadınlar
ER´AN Ahmak, bön, salak, ebleh * Deli, çılgın * Şaşkın, şaşırmış, taaccüb etmiş * Uzun boylu, akılsız kişi * Leşker * Dağ (Müe: Ra´nâ)
ERANİB (Erneb C) Tavşanlar
ERANİB (Ernebe C) Burun uçları
ER´AS Zayıflığından veya yorulduğundan dolayı yab yab yürüyen kişi
ERAS Başı büyük olan kimse
ERASS Sık dişli
ERAVEND f şevk, arzu, istek, taleb * şan, nam, şöhret, meşhur olma
ERAYİS (Eris C) Çiftçiler, ekinciler
ERAZİL (Erzel C) Reziller, namussuzlar, yüzsüzler
ERBAA Dört
ERBAB f Ulu, ulvi, âlâ * Reis, başkan, şef
ERBAB (Rab C) Sahipler * Rabler, Terbiyeciler * Bâtıl ilâhlar * Türkçede diğer bir mânası: Maharet sahibi, elinden iyi iş çıkan kimse Bir işin ehli
ERBAB-I DENÂET Alçak ve rezil kimseler
ERBAB-I GARAZ f Garaz sahibleri, kötü niyetliler
ERBAB-I SİYER Tarihçiler Peygamberimiz Resul-i Ekrem´in (ASM) hayatını bilenler
ERBAH (Ribh C) Ribhler, faydalar, kazançlar, kârlar, gelirler * Faizler
ERBAİN Kırk Kırk gün devam eden kara kış
ERBAİYYET Dört olmak
ERBAŞ Ask: Subay ve assubayların dışında kalan rütbeli asker
ERBAUN Kırk sayısı
ERBED Boz renkli
ERC f Kıymet, kadr, değer * Gergedan
ERC Uzunluğuna yapılan ev
ERCA (Recâ C) Taraflar, yönler, cihetler
ERCA Çok rica edilen, pek fazla taleb edilen, çok istenilen
ERCAF (C: Eracif) Yalan haber
ERCAH Daha üstün, daha râcih
ERCAL (Ricl C) Ayaklar
ERCAN Fars diyarında bir yerin adı
ERCEL Büyük ayaklı kişi * Ayakları siğilli olan at
ERCEN Dübüründe zahmeti olan deve
ERCİL bot: Ceviz-i hindi Hindistan cevizi
ERCİYE Arkaya, sonraya bırakılan şey
ERCMENDÎ f Haysiyetli, şerefli, itibarlı, muhterem
ERCUZE (Bak: Kaside-i Ercuze)
ERCÜL (Ricl C) Ricller, ayaklar
ERCÜMEND f Muhterem, şerefli Muazzez
ERCÜVAN Erguvan çiçeği * Kırmızı kadife * Kırmızı şey
ERD f Öfke, kahır, kızgınlık, hiddet * Un
ERDA Ağaç kurdu
ERDE Çürük nesne
ERDEB f Muharebe, ceng, cidâl, kavga
ERDEB Bir ağırlık ölçüsüdür Arab ülkelerinde kullanılır Miktarı, İstanbul kilesiyle dokuz kileyi karşıladığı gibi, kullanıldığı mahalle göre de değişir
ERDEM Usta gemici
ERDEN Bir nevi kumaş
ERDİYE (Rıdâ C) Baş örtüleri
ERD-ŞİR f Eski İran hükümdarlarından bazılarının adıdır
EREB Hâcet, ihtiyaç San´at
EREC Güzel ve hoş koku Misk ü anber ve ıtır gibi şeylerin güzel kokusu
EREDA (C: Erad-Erâdât) Ağaç kurdu Güve
ER´EF Daha rauf, çok şefkatli
EREK Misvak ağacını çok yediğinden dolayı devenin karnı incinmek
EREN t Yetişen Ermiş Veli
EREN Sevinmek, sürur
ERENDAN f "Hâşâ" mânasına inkâr ifade eden bir kelimedir
ERENDİZ Müşteri gezegeni Jüpiter yıldızı
ERES Çiftçilik, çiftçi olma
ER´ES Başı büyük, kocakafa
ERETT Peltek adam, kekeme kimse
ERFA´ Daha yüksek, çok ulvi, en yüce
ERFA´-I DERECÂT Derecelerin en yükseği
ERFAK En ziyade yumuşak * Arkadaş, refik olmaya en çok lâyık, elyak
ERFEŞ Nefsî isteklerine düşkün olan * Kulakları uzun ve kaba (adam)
ERGA(B) (Ergav) : f Irmak, dere, çay, nehir, akarsu * Su akıtmak için açılan yol, ark
ERGAD Maişetçe daha ferahlık Geniş maişet
ERGAL Sünnet olmamış kişi
ERGAN Söz dinlemek
ERGANDE f Hırslı, öfkeli * İçkiye düşkün olan sarhoş
ERGAVAN Bir kırmızı çiçek Ercüvân denilen kırmızı çiçekli ağaç
ERGEN (Bâliğ) Çocukluk çağından gençlik çağına geçmiş olan, aklı ermeğe başlamış, bâliğErginlik çağına gelen müslüman genç, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek gibi Allah´ın farz kıldığı emirlerini yerine getirmeğe mükellef (yükümlü) olur Küçük yaştan itibaren derece derece gerekli dini bilgiyi öğrenir Ve iyi alışkanlıklar edinirse ergenlik çağında bunlara daha kolay uyar
ERGİDE f Hiddetlenmiş, kızmış, öfkelenmiş, asabileşmiş
ERGİDE-NİGÂH f Öfkeli, hiddetli bakış
ERGİMEK (Bak: Zeveban etmek)
ERGUN f Sert başlı at Hızlı ve oynak olarak giden at
ERGÜVAN Güzel ve parlak kızıl renkli bir çiçek (Garbda ercuvan denilir)
ERHA (Rehâ C) El değirmenleri
ERHAB Vâsi, geniş, açık
ERHAM (Rahim C) Döl yatakları, rahimler * Yakın hısımlar, akrabalar
ERHAM En rahim, en merhametli, en çok şefkatli
ERHAM-ÜR RÂHİMÎN Merhametlilerin en merhametlisi * Allah´ın (CC) sıfatlarındandır
ERHAM Başı beyaz olan at
ERHAS (Rahis den) Pek ucuz
ERİC Güzel koku Misk, anber ve ıtır gibi hoş ve lâtif olan şeylerin kokusu
ERİD Besili, semiz
ERİH Râyiha-i tayyibe Temiz ve güzel koku
ERİKE Taht Padişahın tahtı * Oturulacak yer Koltuk
ERİKE-ÂRÂ f Tahtı güzelleştiren, süsleyen (Padişah)
ERİKE-NİŞİN f Tahtta oturan
ERİKE-PİRÂ f Tahtı süsleyen, pâdişah
ERİS f Zeki, akıllı, uyanık, zeyrek, uslu
ERİS(Î) Çiftçi, çift süren, ekinci
ERİŞ f Bilek * Arşın, endaze
ERİŞ Sakatlanan bir uzuv için yaralayandan alınan şer´i diyet * Satıldıktan sonra kusuru ve noksanları belli olan malın, kıymetinden bunun için indirilen miktar
ERK Tıb: Uykusuzluk hastalığı
ERK Kuvvet, kudret, güç, iktidar, nüfuz
ERKA Ziyade yükselen Çok yükselen
ERKAB Boynu kalın olan adam veya arslan
ERKABAN Uzun boyunlu
ERKAH (Rükh C) Rükhler, sığınılacak yerler, sığınaklar, siperler
ERKAM Rakamlar Sayı işaretleri * Yazılar
ERKAM-I AŞERE Sıfır da dahil olduğu birden dokuza kadar olan sayılar
ERKAM-I CÜMEL Ebced hesabı
ERKÂN (Rükn C) Rükünler Esaslar Temeller İleri gelen kimseler
ERKÂN-I ASKERİYE Yüksek rütbeli askerler Zabitler, subaylar
ERKÂN-I DEVLET Devletin ileri gelenleri, dünyevi makamca ileri olanları
ERKÂN-I HARB Harb için yetişmiş zâbit Kurmay subay * Harb işlerini idare eden kumandanlar Harb erkânı
ERKÂN-I İSLÂMİYE İslâmiyetin esasları, temelleri, rükünleri (Şehâdet getirmek, Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekât vermek ve Hacca gitmek)
ERKÂN-I SALÂT Namazın rükünleri
ERKÂN-I SEB´A Yedi rükün
ERKAN Sarılık denilen bir hastalık çeşidi * Ekini ifsâd eden âfet
ERKAM (C: Erâkım) Alaca yılan
ERKAŞ (C: Erakiş) Siyahlı-beyazlı alaca yılan
ERKAT(A) (C: Erâkıt) Aklı karalı alaca yılan * Yer yer beyazlığı olan her kara nesne
ERKE Misvak ağacı Bu ağaç sıcak memleketlerde ve bilhassa Yemende yetişir
ERKEB Büyük dizli Dizleri büyük olan kimse * Bir dizi diğerinden büyük olan deve
ERM Bükmek
ERMAGAN f Armağan, hediye Bir kimseye bir işteki muvaffakiyetinden dolayı verilen hediye
ERMAH (Remh C) Remhler, darbeler, vuruşlar * (Rumh C) Rumhlar, süngüler, mızraklar
ERMAM (Rimme C) Çürük kemikler
ERMAN f Arzu, istek, taleb * Pişmanlık, pişman olmak, nedamet
ERMAN-HÂR f Pişman olan, nedamet eden
ERMAS Eski ve köhne nesne * (Remes C) Sallar
ERMAS Gözü çapaklı kişi
ERMED Kül rengi, gri Boz renkli nesne * Gözü ağrıyan adam
ERMEDA Ateş külü
ERMEL (C: Erâmil) Ayakları siyah olan koyun * Kadını olmayan erkek
ERMELE (C: Erâmil) Erkeği olmayan kadın
ERMENİ Eskiden batı Asya´nın kuzey kısmında ve Avrupa´nın Asya´ya komşu olan bazı yerlerinde dağınık şekilde yaşayan bir milletti ki, İranlılar ve Romalılar tarafından birçok defa mağlub edilmeleri üzerine çeşitli yerlere dağılmışlardır Ve bu dağılma sonucunda büyük şehirlere de yerleşerek san´at, kuyumculuk ve ticaret gibi işleri elde etmişlerdir Ermeniler nerede varsa, bugün kendi dillerini konuşmaktadırlar Anadolu´da yaşayanların bir kısmı Türkçe ve Kürtçeyi de iyi bilirler
ERMİDA´ Kül
ERMİYE (Remi C) Remiler, kasırga bulutları ki, bu bulutlardan dolu yağar
ERMUN f Gündelikçiye verilen peşin ücret
ERNEB Tavşan * Kadın ziynetlerinden biri * İri fare
ERNEBE (C: Eranib) Burun ucu
ERRAC Fesatçı, müzevir, yalancı adam, sahtekâr
ERRAHİM En merhametli, büyük nimetler veren, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedi nimetler vermek suretiyle mükâfatlandıran Allah (CC)
ERRE f Tahta kesecek dişli âlet, bıçkı (Küçüğüne verilen testere ismi bundan gelir)
ERRE-HÂNE f Bıçkı yeri, hızar
ERRE-KEŞ f Bıçkıcı
ERREZZAK Bütün rızıkları ve faydalanacak şeyleri yaratan ve ihsan eden Allah (CC)
ERS f Gözyaşı
ERS Ekmek
ERSAD (Rasad C) Rasadlar, gözlemler, gözetlemeler, gözlemeler
ERSAH Uylukları etsiz, zayıf (adam) * Kurt
ERSEM Üst dudağı beyaz olan at
ERSEN f Meclis, kongre, cemiyet
ERSUSA Şeair-i İslâmiyeden olan ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında kullanılan kavuk, büyük sarık
ERŞ Fesat, niza, ihtilaf, rüşvet * Fışkırmak * Tırmalamak * Fık: Yaralanan veya kesilen bir uzuvdan dolayı verilmesi lâzım gelen diyet
ERŞAH Cin fikirli adam
ERŞED Her hali daha iyi olan * Doğru yola diğerlerinden daha yakın olan
ERŞEM Yemeğin kokusundan iştahı gelep karnı acıkan (adam) * Vücuduna iğne batırıp çivit ile şekil veya resim yapan adam
ERTA Bir ağaç cinsidir ve yaprağıyla debbağlar sahtiyan boyarlar
ERTEL Peltek adam
ERUME (C: Erum) Kök, anakök Asıl, menba * Ağacın ve boynuzun kökleri
ERVA´ Çok güzel olan genç * Son derece yiğit, cesur ve bahadır adam * Korkmak
ERVAH (Ruh C) Ruhlar Canlar
ERVAH-I HABİSE Habis, kötü ruhlar Allah´a isyan eden, itaati sevmeyen anarşist ruhlar
ERVAH-I TAYYİBE İyi ruhlar, iyi kimselerin ruhları
ERVAH Halk içinde yürürken at üzerindeymiş gibi görünen uzun boylu kimse * Adımları birbirine yakın olan
ERVAK (Revk C) Revkler, perdeler, örtüler * Çadırlar, muvakkat olarak bezden yapılan odalar
ERVAK Sâfi nesne * Uzun dişli adam
ERVAM (Rumi C) Romalılar, Roma imparatorluğu halkından olanlar, rumlar * Rumiler, Arap diyarının haricinde bulunanlar
ERVEB Yoğurt
ERVEC Halk içinde çok geçen şey
ERVENAN Dik ses, sadâ * Iztırablı, sıkıntılı, üzüntülü gün
ERVEND f Tecrübe, deneme, sınama * şeref, şan, şöhret, nam ve itibar, haysiyet
ERYAF (Rif C) Verimli, mamur, düz ve ekini bol olan yerler
ERZ f Kıymet, baha, değer Kadir ve itibar
ERZAK (Rızık C) Rızıklar Azıklar Yiyecek içecek maddeler İhtiyaçlar Maddi, mânevi muhtaç olduğumuz şeyler
ERZAK-I ASKERİYYE Askere verilen erzak
ERZAL (Rezil C) Reziller Kepâzeler Herkesten hakaret ve nefret görenler
ERZAN f Ucuz, değeri düşük, pahalı olmayan * Lâyık, münâsib, muvafık, elyâk, şâyân, müstehak, uygun, yerinde
ERZANÎ f Ucuzluk * Lâyıklık, liyakat, münasiblik, muvafakat, uygunluk
ERZANİŞ f Hayır ve iyilikler
ERZE Çam ağacı
ERZE f Samanlı sıva çamuru * Çamdan çıkarılan zift
ERZE-GER f Sıvacı
ERZEL Daha rezil Çok fena Pek kötü En rezil
ERZEL-İ NÂS İnsanların en rezili, en fenası
ERZEL-İ ÖMR İhtiyarlığın sonları, bunaklık günleri
ERZEN Kendisinden sopa ve baston yapılan bir cins sağlam ağaç * Şam darısı denen beyaz ve iri cins darı
ERZENÎN f Darı ekmeği
ERZİDE f Pahası kesilmiş, kıymeti kararlaştırılmış, değeri belli edilmiş olan şey
ERZİZ f Kalay

Alıntı Yaparak Cevapla