Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat F Harfi

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat F Harfi



F Harfi

FER f Işık, parlaklık, zinet, süs * Fazl ve vakar * İktidar; şevket, kuvvet
FER-İ DEVLET Devletin kuvveti, devletin nüfuzu
FER´ Şube, kol İkinci derecede olan Dal budak * Bir aslın neticesi * Bir cemaatın şerefli ve daha meşhuru * Kazancı olan mukayyed mal Hâzır ve muhâfaza altında olan * Yükseğe çıkmak ve iki nizalı olanın arasına girip ıslah etmek * Asıl mes´eleden kollara ayrılmış olan mesele (LR) * İki okçu tarafından atılan oklardan, bir fazla ok isabet ettirilmesi yerinde kullanılır bir tabirdir Ok atanlar, bazı defa iki kişi değil, herbiri birkaçar kişiden terekküb etmek üzere iki taraf olduğu surette, taraflardan birinin fazla isabet ettirmesine de fer´ denilirdi (OTDS)
FER (Ferr) Geri çekilme, kaçma, firar
FERA´ Devenin ilk doğurduğu yavru (Cahiliyet zamanında kefere putlarına kurban ederlerdi ve "anasının sütü bereketlenir; çoğalır" derlerdi)
FER´A (C: Furu´) Bit * Yüksek yer
FERACE Örtünecek gibi olan ve giyilen bol elbise, cübbe * Kadınların üzerlerine örttükleri örtü Bütün vücudu kaplayan geniş örtü (Bak: Cilbâb)
FERADÎS (Firdevs C) Cennetler, firdevsler * Bahçeler
FERAG Vaz geçmek Hiç bir şeyle meşgul olmayıp dinlenmek * Boşaltma
FERAG-I BÂL Gönül rahatı
FERAG-I KAT´Î Kayıtsız şartsız yapılan ferag
FERAG Ü İNTİKAL Alım satımda tapu muâmeleleri
FERAG f Serin serin esen rüzgâr
FERAGA(T) Tok gözlülük Hakkından vaz geçmek, bir şey istememek Şahsî dâvasından vaz geçmek * Boşalmak, hâlî olmak
FERAH Şen, sıkıntıda olmayan İç açıcı Şenlendiren * İnşirah Sevinç
FERAH f Bol, geniş, vâsi´ Fazla, ziyade Açık
FERAH-AVER f Sevinç getiren, sevindiren, ferah getiren
FERAH-BAHŞ f Sevinç veren, sevindiren Ferah bağışlayan
FERAH-DEHEN f Geveze, boşboğaz * Geniş ağızlı, ağzı büyük
FERAH-DEST f Eli açık, cömert
FERAHE Zeyreklik Çok akıllılık Davarın gayretli olması
FERAH-EBRU f Sevimli, güler yüzlü
FERAH-EFŞAN (Ferah-feşân) f Sevinç veren, ferah saçan
FERAH-EFZA (Ferah-fezâ) f Sevinç artıran, ferah artıran, safalı, iç açıcı
FERAHEM f Toplu, devşirli * Birikme, yığılma, toplanma
FERAH-ENGİZ f Meşhur bir cins lâle
FERAHET f şan ve şeref
FERAH-GÂM f Bahtiyar, mes´ut, mutlu, saadetli
FERAHÎ f Genişlik, bolluk Ucuzluk
FERAH-NA f Geniş yer Büyük saha * Bolluk, bereket Genişlik
FERAH-NAK f Neş´eli, sevinçli
FERAH-REV f Acele acele ve geniş adımlarla yürüyen
FERAHUR f Uygun, lâyık, münasib
FERAİNE (Fir´avn C) Fir´avunlar Mütekebbirler İmansızlar
FERÂİZ (Farîze C) Allah´ın farz kıldığı ibadetler, yapılması mecburi olan din emirleri * Şeriatın hükümleriyle mirasçılar arasında mal taksimi bilgisi İslâmın miras hukuku
FERÂİZ-İ DİNİYYE Dinin farzları
FERAK (C: Efrâk) Korku * Büyük ölçek
FERAMÎN (Fermân C) Buyruklar, fermanlar
FERAMUŞ f Unutma, hatırdan çıkarma
FERANCEMŞEK Reyhan karanfili
FERASET (Bak: Firâset) Anlayışlılık, çabuk seziş (Aslı firâsettir)
FERASET Binicilik, süvarilik, yiğitlik
FERAŞE Pervane denilen kelebek * Kilit damağı * Su gittikten sonra yer üstünde kalıp kuruyan balçık * Az su * Hafif kimse
FERAŞET Süpürücülük ve döşeyicilik Kâbe-i şerifeyi süpürenin hizmeti
FERATIK Şiradan ve pekmezden yapılan pestil
FERAVVUC Küçük oğlan gömleği
FERBAL(E) f Çardak Etrafı pencerelerle kaplı yazlık köşk
FERBİH f Etli, besili, semiz
FERBİHÎ f Semizlik, topluluk, etlilik
FERC Yarık, çatlak Korkulacak yer * Ud yeri Dişi tenasül âleti
FERC f Kadir, kıymet, mertebe
FERCAM f Son, uç
FERCAM-GÂH f Son mekân, âkibet yeri * Mc: Kabir, mezar
FERCAR Pergel
FERCE Gamdan ve tasadan kurtulmak * Kurtuluş * Şiddetten kurtulmak * Yarık, şak * Girecek yer, medhal * Açıklık, ferahlık
FERD Tek, bir, yekta Eşi, benzeri olmayan Bîhemta olan(Kâinatın âlemleri, envâları ve unsurları öyle birbiri içine girift olarak girmiştir ki, kâinatın hey´et-i mecmuasına mâlik olmayan bir sebeb hiçbir nev´ine, hiçbir unsuruna hakiki tasarruf edemez Adeta İsm-i Ferd´in cilve-i vahdeti, bütün kâinatı bir vahdet içine almış; herşey o vahdeti ilân ediyor Meselâ: Bu kâinatın lâmbası olan Güneşin bir olması, umum kâinat, birinin olmasına işaret ettiği gibi; zihayatların çevik ve çalak hizmetçileri olan hava unsuru bir olması ve aşçıları olan ateş bir olması ve zemin bahçesini sulayan bulut süngeri bir olması ve umum zihayatın imdadına yetişen yağmur bir olması ve her yere yetişmesi ve ekser hayvanat ve nebatat taifelerinin herbiri umum zemin yüzünde serbest yayılmaları, vahdet-i nev´iyeleri ve meskenleri bir bulunması; gayet kat´i bir surette işaretler, şehadetlerdir ki; meskenleri ile beraber umum o mevcudat, bir tek Zatın malı olduğuna delâlet ederler İşte buna kıyasen, bütün kâinatın böyle birbirine girift olan envâları mecmu kâinatı öyle bir küll hükmüne getirmiştir ki, icad cihetiyle tecezzi kabul etmez Umum kâinata hükmü geçmiyen bir sebeb, Rububiyet cihetiyle ve icad keyfiyetiyle hiçbir şeye hükmedemez ve bir tek zerreye Rububiyetini dinlettiremez L)
FERD-İ ÂFERÎDE Hiç kimse
FERD-İ FERÎD Benzeri daha hiç gelmemiş * Hz Muhammed (ASM) * Asrın en yüksek ve en değerli Zâtı Asırda bir gelen büyük veli
FERD-ÜL FERD İkiye bölünemiyen sayı
FERDA f Yarın Bugünden sonraki gün * Arabçada: Bir olarak Tek olarak
FERDÂ-YI KIYÂMET Kıyâmetten sonra
FERD-A-FERD f Tek tek, ferd ferd
FERDANİYET Yalnızlık, teklik Ferdlik Yektâlık
FERDEN-FERDA Tek tek, fert fert
FERDÎ (Ferdiye) Tek şey, bir tek * Fertle ilgisi olan
FERDİYET Cenâb-ı Hakk´ın birliği Vahdetle bütün kâinata birden tasarruf eden Allah´ın (CC) sıfatı (Bak: Tevhid)Ferdiyet mânası insanlara isnad edilirse: Sadece bir olup, benzeri dünyada bulunmayan kimsenin sıfatı olur Sadece Kur´andan ders alarak irşadda bulunabilen büyük velilik Hiçbir şahsı merci yapmadan doğrudan doğruya Kur´andan ders alan ve ders veren büyük zâtın makamıdır
FEREC Sıkıntıdan kurtulmak, zafer, inşirah, kederden kurtulmak Genişlik, ferahlık, fütuhat * Girecek yerler
FEREK Kulağın sarkık ve sülpük olması
FERENGÎS f Zühre yıldızı, Venüs gezegeni, çoban yıldızı
FERES At, kısrak
FERFAH Semizotu
FERFAR Geveze, farfara, çalçene
FERFERE Farfara, akılsızlık, hafif meşreplik * Patırtıcı, gürültücü, ağzı kalabalık
FERG Gönden yapılan kovanın dikişi arasında su sızan yer
FERGAND(E) f Fena koku, kokmuş * Sarıldığı ağacı kurutan bir cins sarmaşık
FERH Civciv Tavuk veya kuş yavrusu * Nebatların diplerinde çıkan filiz
FERHAL f Karışık ve kıvırcık olmayan uzun saç
FERHAN (C: Ferâhî) Ferahlı Sevinçli Şâdan Mesrur
FERHAŞ f Kavga, savaş, muharebe, dövüş
FERHAT Rahatlık Sevinç Meserret Sürur
FERHENK f Edeb İyi terbiye * Hüner Hikmet Azamet Mârifet Bilgi * Lügat kitabı
FERHEST f Büyü, sihir, sihirbazlık
FERHUD Dağ keçisinin dişisi
FERHUNDE f Mes´ut, saadetli, mutlu, mübarek Uğurlu
FERHUNDEGÎ f Mes´utluk, mutluluk, mübareklik, kutluluk Uğurluluk
FERHUNDE-PÂ(Y) f Ayağı uğurlu olan
FERHUNDE-TÂLİ´ f Şanslı talihi yaver Mes´ut, mutlu, saadetli
FER´Î (Fer´iyye) Esasa âit olmayan Kollara ve şu´belere âit ve müteallik
FERİBOT ing Araba vapuru
FERİD(E) Benzeri pek nâdir bulunan Benzeri bulunmayan, yektâ * Doğrudan doğruya Kur´andan ders alıp ders veren ve kuvve-i kudsiye sahibi olan Evliyaullah Yalnız ve münferid * Zamanında eşine rastlanmıyan Akran ve emsali yok * Dizilmiş inci * Bir tane, nefis ve müntehab kıymetli cevher * Kendi reyi ile hareket eden mağrur kimse
FERİD-ÜL-ASR Asrın bir tanesi, zamanın eşsizi
FERİD-İ TE´LİF Edb: Bir cümledeki tertibin mâna çıkmayacak derecede karışık oluşu
FERÎD f Katılaşmış şey, donmuş nesne * Avcı kuş
FERİDE f Kendi ihtiyariyle hareket eden, gururlu, kibirli kimse
FERİG Yorga at
FERİH Sevinçli, ferahlı Fahur Ferhan
FERİHAN (Fârihan) Sevinçli olarak, iftihar ederek
FERİH FAHUR Sevinçli olarak, iftihar ederek
FERÎK Tümen (Fırka) kumandanı Korgeneral * İnsan kalabalığı Büyük insan bölüğü
FERÎK Buğday tanesinin olgunu, öğütülecek hâle gelmiş buğday tânesi
FERÎKA Koyun sürüsü * Böy dedikleri ot
FERÎKAYN İki mukabil taraf, iki askeri fırka
FERÎS (C: Fersâ) Ağaç halka, çenber * Yaralı Maktul
FERÎSA (C: Feris-Ferâyis) Boş böğür ile kürek arasındaki et
FERÎŞ Yakında doğurmuş hayvan
FERİŞTE (Ferişteh) f Melek Günahsız Masum Yumuşak huylu
FERÎZ Takdir edici * Hükmedici * Yaşlı, ihtiyar
FERK El ile bir şeyi ovmak * Buğz ve adâvet etmek, düşmanlık yapmak
FERKAA Parmak çıtlatmak
FERKADAN Şimâl kutbuna yakın parlak ve küçük ayı kümesine tâbi ve gece istikamet bulmağa yarayan, sık sık karşı karşıya gelen iki yıldız (İkizler mânasına)
FERKADE Sergerde kimse
FERLA (C: Ferala) Kırba ağzı
FERMA f Buyurucu Emredici Âmir
FERMAN f Emir Tebliğ
FERMAN-I İLÂHÎ Allah´ın fermanı
FERMAN-BER İtaatli ve muti olan Hakkında emir çıkarılan Fermanlı
FERMAN-BERDAR f Fermana uyan, emre uyan
FERMAN-DİH f Hükmü geçen, verdiği emri dinlenen
FERMAN-FERMA Hüküm süren, emir veren, emir buyuran, hüküm fermâ
FERMAN-REVA f Pâdişah, hükümdar * Emri kabul edilen
FERMAYİŞ f Emretmek Buyurmak
FERMEND f şan ü şeref ve mevki sahibi olan kişi
FERMENE İşlemeli dar ve yuvarlak yanlı yelek * Eskiden esnaf tabakasına mahsus elbise
FERMUDE f Buyruk Emir Kumanda
FERNAS f Şaşkın, dalgın, gafil * Şaşkınlık, gaflet, dalgınlık
FERNEB Fâre
FERNUD f Hüccet, delil, bürhan
FERNUN Kanbel otu
FERR Kaçmak Firar etmek * Davarın yaşını anlamak için dişini görmek
FERRA Kürkçü kimse
FERRAŞ Cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak; ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişiler hakkında kullanılır bir tâbirdir Ferraş; arapçada, yayıcı, hizmetçi, döşeyici anlamlarına gelir Yeniçeri teşkilâtında bu işi görenlerle, Kâbe´yi süpürenler hakkında ıstılah olarak da kullanılır (OTDS)"Her ruham-ı fersi bir âyine-i âlemnüma Her gezen ferraşı bir İskender-i kitisitan" (Nef´î)
FERRUC (C: Ferâric) Tavuk pilici
FERRUH f Mübarek, kutlu, uğurlu
FERRUH-FÂL f Bahtı açık, şanslı, talihli, uğurluFerruhî : f Mübareklik, uğurluluk, meymenet
FERRUH-ZÂD f Mübarek evlât, uğurlu çocuk * Hayırlı, kutlu, mübarek
FERS Dağıtmak Saçmak * Ciğer parçalamak * Hurma çekirdeğinin kabuğunu soymak * Atın pisliği Fışkı
FERS Yırtmak * Parçalamak * Katletmek, öldürmek * Boyunlamak
FERSA f Mahveden, yoran, aşındıran manasına kelimelere bitişir Meselâ: Tahammül-fersa $ : Tahammül bırakmayan Tâkat-fersa $ : Tâkatsız düşüren, tâkat bırakmayan
FERSAH Uzunluk ölçüsü birimidir, iki çeşittir: Deniz fersahı: 5555 m Kara fersahı: 4444 m * İki şey arasındaki açıklık * Sükun ve hareket arasındaki vakit * Zaman Saat * Dâimî ve çok olup aslâ kesilmeyen şey
FERSAH FERSAH (Uzaklık için) Çok çok Çok fazlaca uzak
FERSAN f Derisi kürk yapımında kullanılan bir sansar cinsi
FERSE İnsanın boynunda ve arkasında olan ve gittikçe zaaf verip boynunu ve belini eğip, helâk eden yel
FERSENDAC f Ümmet
FERSENG (Bak: Fersah)
FERSUD(E) f Eskimiş, yıpranmış * Eski, yırtık
FERSUDE-GÎ f Eskilik, yıpranış, fersudelik
FERŞ Yer Yeryüzü * Döşeme Döşeyiş Yaymak Yayılmak Döşenmiş şey * Küçük develer
FERŞEHA İki ayak arasını açmak
FERTUT(E) f Pir, çok ihtiyar * Bunak, kocamış
FERTUTE Kadın esirler hakkında kullanılan tâbirlerdendir Esir edilen kadınlar hakkındaki diğer tâbirler şunlardır: Mâriye, ümmülveled, acuze, duhter, yekdest, yekçeşm, mâyube (OTDS)
FERTUTÎ f İhtiyarlık, pirlik, bunamışlık, bunaklık
FERUKA Böğürün yağı * Korkak kişi
FERVE (C: Füre´-Firâ) Baş derisi * Bir parça toplanmış kuru ot * Servet, zenginlik * Kürk
FERVE f Bazı hayvanların makbul olan derileri Kürk
FERY İyi iş işlemek * Meşin dikmek * Yaramaz iş Bir nesneyi ıslah için kesmek
FERYAD f Bağırıp çağırma Yüksek sesle medet istemek Figan
FERYAD-I ANDELİB Bülbülün feryâdı, ötmesi * Yirmiiki martta olan bir fırtına
FERYAD-BAHŞA f Feryâd ettiren, bağırttıran
FERYAD-HAN f Yardım isteyen
FERYAD-RES f Feryâd edenin imdâdına koşan, yardımına gelen
FERZ Çukur yer * Düz yer * Ayırmak
FERZA´ Pamuk çekirdeği
FERZAH Akrep isimlerinden bir isim
FERZAN İlim ve hikmet
FERZANE f Bilgili kimse Hakîm, feylesof * Tas: Nefsanî alâkalardan sıyrılmış kimse
FERZANE-GÎ f Üstünlük, rüçhaniyet * Bilgi
FERZEND (C: Ferzendân) f Yavru Çocuk Veled
FERZENDÂNE Evlâd gibi Evlâda yakışır surette
FE´S İki yüzlü balta * Balta ile vurmak
FESA Eskimek * Vurmak
FESA Bıçak
FESAD Bozuk ve fenalık Karışıklık Haddi tecavüz edip zulmetmek (Zıddı: Salâh´tır)( $ Evet fıskla bozulan bir adam, bataklığa düşüp çıkamayan bir şahıs gibi çokların da o bataklığa düşmelerini istiyor ki, maruz kaldığı o dehşetli hâlet, bir parça hafif olsun Çünkü musibet umumi olursa, hafif olur Ve keza, bir şahsın kalbinde bir ihtilal, bir fenalık hissi uyanırsa; yüksek hissiyatı, kemalâtı sukut etmeye başlar; kalbinde tahribata, fenalığa bir meyil, bir zevk peyda olur Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs; bütün lezzetini, zevkini tahribatta, fenalıkta bulur İşte o vakit, o şahıs, tam mânasiyle arzda yırtıcı bir hayvan, ihtilali çıkarıp büyüten bir belâ, fesadı durmayıp karıştıran bir âfet kesilir İİ)
FESAD-I AHLÂK Ahlâk bozukluğu
FESAD-I DİMAĞ Akıl bozukluğu, delilik
FESAD-I Mİ´DE Mide fesadı, mide bozukluğu
FESAD-I TE´LİF Edb: Bir cümlede yapılan tertibin mâna çıkmayacak derecede bozuk ve karışık oluşu
FESAD-AMİZ f Oyunbozanlık eden, fesat karıştıran
FESADAT (Fesad C) Bozukluklar Kötülükler Karışıklıklar
FESAD-ENGİZ Fesad koparan Fesad çıkaran Karışıklık çıkaran
FESAFİS Kesmez kılıç
FESAHAT (Bak: Fasahat)
FESAKÎ (Fıskıyye C) Fıskiyeler * Çocukların oynadıkları su püskürten oyuncaklar
FESALE (Füsule) Alçak ve asılsız olmak
FESANE f Asılsız hikâye Masal (Bak: Efsane)
FESAR f Yular
FESC Her nesnenin boşu
FESDA´ (Bak: Sada´)
FES´E Sâkin olmak, sâkin etmek
FESEKA (Fâsık C) Fâsıklar (Bak: Fâsık)
FESH Bozmak Hükümsüz bırakmak Kaldırmak * Zayıf olmak * Bilmemek Cehil * Re´y ve tedbiri ifsad eylemek * Zaif-ül akıl Zaif-ül beden * Tembellik yüzünden gayesine erişemeyen * Unutmak * Tıb: Beden âzalarının mafsallarını yerinden çıkarıp ayırmak
FESH-İ MUKAVELE Mukavelenin bozulması, anlaşmanın feshedilmesi
FESH Genişletmek
FESÎH (Füshat den) Açık, geniş
FESİL (C: Efsâl-Fisâl) Adi, yaramaz kimse * Bağ çubukları dikmek
FESÎL (C: Füslân) Hurma ağaçlarının küçüğü * Her nesnenin kemi ve yaramazı
FESÎT Tırnak kesintisi, tırnak parçası
FESK Yola gitmek * Kan döküp adam öldürmek
FESR Beyan etmek, açıklamak * Tabibin suya bakması
FESS Kıtlık günlerinde tohumundan ekmek yapılan bir ot
FESTAT (Bak: Fustât)
FESTEMİ´ (Fe-istemi´) Dinle, işit (anlamında bir kelimedir) (Fe) ile (İstemi´) emr-i hazırından ibarettir
FESTİVAL Fr Çeşitli sebeplerle yapılan ve birkaç gün süren şenlik
FE-SÜBHANALLAH Allah (CC) ne güzel yaratmış; Allah Sübhândır, bütün noksanlıklardan münezzehtir; Her şey kendine tesbih eder (anlamında olup hayret ve taaccübü ifâde için söylenir) (Bak: Sübhân)
FESV (Fesüvv) Yellenmek
FEŞ´ Böğürtlen ağacına benzer bir ağaç
FEŞAFEŞ f Hışıltı * Atılan okun, havada giderken çıkardığı ses
FEŞAK Sürur, neşe, sevinç, neşat
FEŞAN f Saçma Neşretme * Yayıcı Serpici olan
FEŞAR f Sıkıcı Sıkan Sıkıp suyunu çıkaran
FEŞC Ayağını ayırıp apışmak
FEŞEL (C: Efşâl) Korkak olmak
FEŞFAŞ Yassı kılıç
FEŞFEŞE Uykudan uyandırmak
FEŞG Dağıtmak * Vurmak
FEŞGA Pamuk parçası
FEŞGA Dağılmış; münteşir
FEŞH Başına el ile vurmak
FEŞİL (C: Efşâl) Korkak, cesaretsiz, yüreksiz
FEŞK Kırmak
FEŞŞ Eritmek * Süt sağmak * Çıkarmak * Yabani olan keçiboynuzu ağacının yemişi
FETA (C: Fitye, Fityan veya feteyân) Genç Delikanlı * Cömert
FETA (Fetâne) (C: Eftâ) Yassı ve çökük burunlu olmak
FETAH Yumuşak
FETAK Fıtık Kasığı şişmiş olan kimse
FETAKE Gadretmek, öldürmek
FETANET (Bak: Fatânet)
FETASE Yassı çökük burunlu olmak * Büyük boncuk
FETAT Kuvvetli, genç kadın
FET´E Zikretmek
FETEHAT (Fetha C) Fethalar, arapçadaki üstün işaretinin adı
FETEL Devenin iki kollarının, yanlarından uzak olması
FETEVA (Fetva C) Fetvalar Ehliyet sâhibi bir din âliminin bir mes´ele hakkında müsbet veya menfî haber ve malûmatları (Bak: Fetva)
FETH Açma, başlama * Zaptetme Ele geçirme Zafer Nusret * Faydalı şeyleri elde etmek için yolları açmak Muğlak şeyleri açmak Bu iki suretle olur Biri, basâr ile idrâk olunur Gam ve kederi gidermek gibi İkinci de: İki nevi olup birincisi; dünya işlerinde olur Sürur vermekle gamı izâle etmek, bir değerli şey vermekle fakirliği kaldırmak gibi İkincisi; kapalı, muğlak bilgilerin keşif ve izharında kullanılır Bu da iki türlüdür; Birisi; zâhirî ve müsbet ilimleri çoğaltmak ve mânalarını tahkik etmekle olur Diğeri; ilm-i ledün âlemine dalmakla olur (LR)
FETH-İ BAB Kapı açmak
FETH-İ BİLAD Beldelerin istilâsı, şehirlerin zabtı
FETH-İ İSLÂM Tuna nehri üzerinde Kladova kasabası yakınlarındaki bir kalenin adı * İslâmların fethetmesi
FETH-İ KELÂM Söze başlama
FETH-İ KOSTANTİNİYYE İstanbul´un Fatih Sultan Mehmed Han tarafından fethi
FETH-İ MEYYİT Ölüm sebebini anlamak için cesedin açılarak muâyene edilmesi, otopsi
FETH-İ MÜBİN Açık ve parlak zafer Hakkı, bâtılın tahakkümünden kurtaran veya birbirine zıd olan hak ile batılın karışıklığını ayırarak hakkı galip kılan feth ve zafer Bu zafer, harp ile olabileceği gibi harpsiz de olur (Hakikatın ve ilmin galebesi gibi)Fetih suresinin birinci âyetinde geçen "Feth-i mübin"in ifade ettiği manâlardan biri: Sahih-i Buharî muhtasarının beyanına göre çok İslâmî fetihlerin mebdei olan Hudeybiye sulhudur Ulemanın ekserisine göre ise; Biat-ı Rıdvan´dırKur´anın hitabı umum asırlara baktığı için, bu gibi fetih ve zafer manâlarından her asırdaki Âlem-i İslâm hissedardır
FETH-İ SUVER Suretlerin meydana çıkışı Her mahlûkun Allah´ın ilim, irade ve kudretiyle en münasib şekilde suretlerinin açılışı
FETİH SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 48 suresi
FETHA Gr Arabçada harfleri (E, A) diye okutan işâret, üstün
FETHA (FETAHA) (C: Füteh-Fütuh-Fethât) Kaşı olmayan halka yüzük * Büyük yüzük * Tavşancıl kuşu
FETHÎ Fetih ile alâkalı Fethe âit * Ferahlık verici
FETİH (Bak: Feth)
FETİK Dülger * Sabah * Parlayıcı nesne, parlak olan şey
FETÎL(E) Yaralara konulan tiftik * Lâmba fitili * Deriden çıkan kir * Örgü
FETÎR Taze nesne * Cıvık hamur * Acele anlaşılan
FETÎS Büyük çekiç
FETİŞİZM Fr Küçük putlara ve heykellere tapma âdeti Putçuluk Kadın resimlerine veya heykellere fazlaca sevgi beslemek hastalığı
FETÎT Terit altına konulan ekmek parçaları
FETİYLE Yanmış fitil ucu * Bükülmüş ince sicim * İki parmak arasındaki kir
FETK Şak etme Ayırma Yarma Yarılma * Tıb: Dikilmiş bir şeyi söküp ayırmak * Kasık yarığı, kasık zarının yarılması ile barsakların torba içine dolmasından ibaret sakatlık Fıtık hastalığı * Şafak sökmesi Fecir ağarması * Parçalanıp birbirine düşmüş cemaat
FETK Zamanını gözeterek açıktan adam öldürmek * Yaralamak * İnadetmek
FETKELÎN Belâ Zahmet
FETL Bükmek * Yüz döndürmek
FETN Yakmak, ihrak etmek
FETRET Uyuşukluk, zayıflık * Vahy ve semavî hükümlerin sükûn zamanı olduğu için, iki peygamber-i zişan devirleri arasındaki zaman * Vukuu âdet halinde olan şeyin kesilme zamanı veya kesilmesi * İki vakıa arasındaki geçen zaman Terakki ve teâli devirleri arasındaki hareketsiz, sükûnetli geçen devir * Tıb: İki ateşli hastalık arasındaki geçen zaman(Suâl ediyorsunuz ki: Zaman-ı fetrette, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ın ecdadı bir din ile mütedeyyin mi idiler Elcevab: Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm´ın, bilâhare gaflet ve mânevi zulümat perdeleri altında kalan ve hususi bâzı insanlarda cereyan eden bakıye-i dini ile mütedeyyin olduğuna rivâyât vardır Elbette Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm´dan gelen ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ı netice veren bir silsile-i nuraniyeyi teşkil eden efrad, elbette, din-i hak nurundan lâkayd kalmamışlar ve zulümat-ı küfre mağlub olmamışlar Bil´ittifak, teferruattaki hâtiatlarından muâhezeleri yoktur İmam-ı Şâfiî ve İmam-ı Eş´arîce, küfre de girse, usul-i imanîde bulunmazsa, yine ehl-i necattır Çünki teklif-i İlahî irsal ile olur ve irsal dahi, ıttıla´ ile teklif takarrur eder Mâdem gaflet ve mürur-u zaman, enbiya-i sâlifenin dinlerini setretmiş; o ehl-i fetret zamanına hüccet olamaz İtaat etse sevab görür, etmezse azab görmez Çünki mahfî kaldığı için hüccet olamaz M)
FETŞ Sorup aratmak
FETT Kırmak, kesr
FETTAH (Fetih den) En iyi, en çok fetheden Darlıktan kurtaran Her şeyi en iyi cihetten açan Her şeyi açan Zabteden Allah (CC)
FETTAHİYYET Fethedicilik Her şeye lâyık bir şekil açmak ve suret vermek sıfatı (Yâni, Fettah isminin tecellisi ile basit bir maddeden ayrı ayrı çeşit çeşit, hadsiz muntazam suretlerin, beraber, her tarafta bir ânda, bir fiil ile açılmasıdır Ş)
FETTAK (Fetk den) Kanlı katil, çok sayıda insan öldürmüş kimse
FETTAN Fitneci Kurnaz Fitne çıkaran Karıştıran * Hırsız * Şeytan * Altın eriten kuyumcu
FETTANE Mehenk taşı Altun ve gümüşü muâyeneye yarıyan taş
FETTE Açmak * Yardım * Hüküm
FETUR Oruç açacak nesne * Yaratmak * Yarmak * İki parmağıyla kaşımak
FETUT Ekmek parçaları

Alıntı Yaparak Cevapla