Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat F Harfi
F Harfi
FLAMA Mızrak ve süngü ucuna takılan, gemi direğine çekilen ince bayrak
FLANDRA Harp gemilerinin ve bilumum beylik gemilerin grandi direklerine çekilen ensiz ve uzun şerit sancaklar
FOBİ (Fobya) Fr Bâzı hal veya şeylere karşı duyulan hastalık halindeki korku
FONOĞRAF Fr Gramofonun ilk şekli Ses cihâzı Sesi alıp tekrar veren âlet
FORMA Fr Cüz Kısım Parça * Şekil Biçim Askeri nişan Rütbe işareti * Bükülünce 8, 16, 32 sayfa olan kitap dizgisi
FORMALİTE Fr Resmi işlerin gerektirdiği muameleler
FORSA Buharlı gemilerin icadından evvel yelkenli gemilerde kürek çekmeğe mahkum harp esirleri Bunlar, kaçmamaları için birer ayakları güvertelere çakılı bulunurlardı Ayaklarından bağlı olmaları münasebetiyle bunlara payzen namı da verilirdi Bununla birlikte payzen tabiri, daha çok cürüm ve cinayet erbabından küreğe mahkum olanlar hakkında kullanılırdı Harp esirlerinin gençleri ve çocukları, saraylara ve acemi olanları kışlalarına verilir, yirmi yaşından yukarı olanları da küreğe konulmak üzere tersaneye gönderilirdi Gemilerde harp esirlerine kürek çektirmek âdeti 15 ve 16 yüzyıllarda çok revaç bulmuştu Venedik, Ceneviz, Barselona, Cezayir, Malta ve Osmanlı kaptanları, harp esirlerine, hatta mensub oldukları milletlere karşı vuku bulan muharebelerde bile zorla kürek çektirerek, bu tarik ile harbi kazanmağa çalışırlardı (O T D S )
FOSİL Fr Eski jeolojik devirlerde toprağa gömülerek kalmış bitki, hayvan; bunların parçaları veya izleri
FOŞTINA Eskiden Tuna nehrinden istifade edenlerden alınan su resmi
FOYA İtl Gizli oyun, hile Göz boyacılığı, sahtekârlık * Elmasların yuvalarında yatağına konulan ince madeni yaprak
FRENGİSTAN f Avrupa, garb âlemi, batı memleketleri
FRENK Avrupalı Fransız (Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız!  Ayâ Avrupa´nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adavetden sonra, hangi akıl ile onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittiba edip emniyet ediyorsunuz Yok! Yok! Sefihane taklid edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz Âgâh olunuz ki!  siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe, hamiyet davasında yalancılık ediyorsunuz!  Çünki şu surette ittibaınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır! L )
FRENK SAKALI Eskiden frenkleri taklid suretiyle bırakılan sakal hakkında kullanılan bir tabirdi Çeneye gelen kısım uzunca bırakılıp, yukarı tarafları kısa kesilen veya traş edilen sakal demektir
FRENKVÂRİ f Frenk gibi
FUA Keler, kertenkele * Her nesnenin evveli * şiddetli koku Güzel koku
FUAD Kalb, gönül, yürek
FUADÎ Gönül ve kalble alâkalı
FUAK Can çekişme * Midenin çekilip toplanması * Hıçkırık
FUALA (Fâil C ) Fâiller, özneler, işi yapmış olanlar
FUDALA (Fazıl C ) Faziletliler Fâzıllar
FUHŞ Edeb ve terbiyeye uymayan hareket * Haddini aşmak Çirkin, kötü İş ve sözde taşkınlık Haram * Çok günah ve çok fena bir fiil olan zina
FUHŞİYYAT (Fuhş C ) Çok çirkin işler, günahlar
FUHUL (Fahl C ) Büyük âlimlerin ileri gelenleri Emsalinden üstün olanlar (Bak: Fahl)
FUHUL-İ MÜFESSİRÎN Tefsircilerin en ileri gelenleri, müfessirlerin en önde olanları
FUHUL-İ ŞUARA şâirlerin en üstünleri
FUHUL-İ ULEMA İlim ve faziletçe emsallerinden üstün olan âlimler
FUKAHA (Fakih C ) Fakihler Fıkıh âlimleri (Bak: Fıkıh)
FUKARA (Fakir C ) Yoksullar, fakirler
FUKARA-YI SÂBİRÎN Sabreden ve avuç açmayan fakirler
FUKARA-PERVER f Fakire bakan Fukarayı koruyan
FUKKA´ Ekseriya şerbet içilen kap * Yağmur suyunun üstünde olan kabarcık ve köpük
FUKM (Fukum) Çene
FUKU´ (C: Faki) Çok sarı olmak * Safi olmak
FUKVE (C: Fukâ) Ok gezi
FUL Bakla Fasulye
FULAD Çelik
FUM Buğday
FUNDUK Fındık * Misafirhane, han Otel
FURAG f Işık, ziya, parıltı
FURKAN Hak ile bâtılı birbirinden ayıran İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı farkedip ayıran * Kur´an-ı Kerim * Kur´an-ı Kerim´in 25 suresinin ismi (Furkan; ayırmak, ayırd etmek mânalarından masdardır Ekseriyetle fark ma´kulâtta, tefrik mahsusatta kullanılır Sonra furkan, fârık veya mefruk mânasına da gelir Bu suretle mühim davaları hall ü fasleden kat´i bürhanlara, mu´cizelere furkan ıtlak olunur Bu mâna ile Kur´an-ı Kerim´in bir ismi de "El-Furkan´dır E T )
FURSA (C: Furus) İçmek, şirb * Nöbet
FURSAT Müsait an, elverişli durum, uygun zaman, elden kaçırılmayacak faydalı hâl veya vakit Nöbet
FURSAT-CÛ f Fırsat bekleyen, fırsat arıyan
FURSAT-YÂB f Eline fırsat geçen, fırsat bulan
FURUDE f Alçaklık, âdilik, hasislik * Kavrulmuş, yanmış * Alçak, âdi, deni, hasis
FUSAHA (Fasih C ) Fasih kimseler Güzel ve usule uygun konuşabilenler Güzel söz söyleme kabiliyetinde olanlar
FUSSİLET (Fasıl dan) Ayırd edilmiş, izâh ve tafsil edilmiş
FUSSİLET SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 41 suresidir Mekkî´dir Secde, Sure-i Akvat ve Mesabih Suresi de denir
FUSTAT (Fistat) Göçebelerin kıldan yapılan çadırı Büyük çadır * Kapıya asılan perde * Cemaat
FUSUL (Fasıl C ) Fasıllar Mevsimler Bölükler Kısımlar
FUSUL-Ü ERBAA Dört fasıl olan, ilkbahar, yaz, sonbahar, kış mevsimleri
FUS´UL Akrep Yaramaz, kötü kimse
FUSUS (Fass C ) Yüzük taşları (Bak: Fass)
FUTA f Hamamlarda kullanılan bir kumaş cinsi * Peştemal Havlu
FUTR (Fitre) Yaratmak, halk
FUTUNC Yarpuz denilen ot
FUTUR (Fatır C ) Yarıklar Çatlaklar
FUTUR Büyük ve beyaz mantar
FUZALA (Bak: Fudala)
FUZAZ Ayrılmış ve dağılmış nesne
FUZLA (Müe ) Daha, en faziletli Çok faziletli
FUZUH Gizli işlerin zahir olup açığa çıkması
FUZUL (Fazl C ) Fazla şey Lüzumsuz söz
FUZULAT Ziyade olup işe yaramayan şeyler Fazlalıklar
FUZULEN Yersiz, usulsüz, haksız olarak
FUZULÎ Fazladan olup boşu boşuna söylenen söz İşe yaramayan Boşu boşuna * Boşboğaz Ahmak Vazifesinden hariç lüzumsuz şeye teşebbüs eden * Haksız olarak fiile çıkarılan iş * Fık: Şer´î izin olmadığı halde diğer bir kimsenin hakkında tasarruf eden kimse * Büyük bir şâir ismidir Türk Divan Edebiyatı´nın birçok sahalarında kuvvetli te´sir ve nüfuz sâhibi olan bu büyük şâir, Azeri-Osmanlı edebiyatı kurucularındandır Türkçe, Arabça, Farsça manzum ve mensur birçok eserler yazmıştır Leylâ ile Mecnun mesnevisi meşhurdur Milâdi 16 asırda yaşımış ve tâundan 1555´de vefat etmiştir Asıl adı Mehmed´dir
FÜCCAR (Fâcir C ) Günahkârlar Açıktan günah işleyenler
FÜC´E Ansızın, birdenbire
FÜC´ETEN Apansızın Birdenbire Ansızın Hiç beklenmedik anda
FÜCLE Turp
FÜCRE Suyun çıkıp aktığı yer
FÜCUR Günah Zina Namusları pây-mâl etmek gibi şeytanî iştiha Dinsiz ve ahlâksızların durumu (Fücur, haktan udul etmek, hak yolunu yarıp nizamından çıkarak fısk u isyana düşmektir Bilhassa zina etmek, yalan söylemek, edebsizlik etmek mânasına isimlendirilir E T )
FÜDS (C : Fedese) Örümcek
FÜFS Kırman dağlarında bulunan bir taife
FÜGEN f Yıkıcı, atıcı, düşürücü
FÜKAHET (C : Fükâhât) Hoşa giden söz, lâtife, şaka, mizah
FÜKUK Yaşamak * Kocalmak, ihtiyarlamak * Ayrılmak
FÜLC (C: Füluc) Fevz ve zafer * Yarık
FÜLFÜL (C: Felâfil) Karabiber
FÜLFÜL-İ TAVİL Uzun biber
FÜLGUR Kuzukulağı dedikleri ot
FÜLK Gemi, sandal, kayık
FÜLLEYK Bir şeftali cinsi
FÜLS (Fels) Mangır, akça, pul
FÜLS-İ AHMER Bakır sikke, kızıl mangır
FÜLÛ´ Yarıklar
FÜLUS (Fels C ) Bakır paralar * Balık pulu
FÜNDAK Hesap defteri
FÜNUK İnat etmek
FÜNUN (Fen C ) Fenler, ilimler (Bak: Fenn)
FÜNUN-U EKVÂN Kâinata dair fenler Âlemlere, vücudlara, keyfiyetlere dair olan fenler
FÜNUN-U KEVNİYE Kevne (kâinattaki fizikî, kimyevî ve hayatî hâdiselere) dair fenler
FÜRADE Yalnızlık
FÜRAFÜR Kulağı yırtık kişi
FÜRAGA Nutfe, meni
FÜRAKIS Galiz ve şiddetli nesne
FÜRAT Tatlı su * Fırat Nehri
FÜR´AL Sırtlan eniği
FÜRAYIK (C: Ferâyık) Yumuşak bedenli güzel yiğit
FÜRCE Medhal, girecek yer, boşluk, açıklık, çatlaklık
FÜRFUR Semiz, besili koç * Bir kuşun adı
FÜRHÜD Arslan eniği * Yüzü güzel oğlan * Kaba şiş
FÜRKAN (Bak: Furkan)
FÜRKAT (Firâk) Ayrılık
FÜRRAA Kalem silmekte kullanılan bez
FÜRRE Katılık, şiddet * Evvel
FÜRS şark kavimleri (Bak: Fars)
FÜRSİYYAT Fars dili ve edebiyatı bilgisi
FÜRTUM Pabuç burnu
FÜRTUSE Hınzır burnu
FÜRU´ (Feri´ C ) Bir kökten ayrılmış kısımlar Dallar Budaklar * Bir sülâleden gelmiş torunlar Çocuklar * Fık: Cüz´î hüküm ve kaideler Ahkâm-ı cüz´iyye
FÜRU f Aşağıda Âciz Beceriksiz Geride kalmış  mânaları ifade eder, kelimenin önüne veya sonuna getirilerek ek olarak kullanılır
FÜRUAT Kökten ayrılan kısımlar Füru´lar Esastan olmayıp geniş bilgide ortaya çıkan mes´eleler
FÜRU-BERDE f Öne eğilmiş, aşağı eğilmiş
FÜRUC Çatlaklık, yarık * Geçit, kapı * Boşluk * Ayıp, kusur
FÜRUG Işık Ziya Aydınlık Nur
FÜRUG-EFŞAN f Işık saçan
FÜRUHT f Satım Satış
FÜRUHTAR f Satıcı
FÜRUK (Fark C ) Farklar Ayırma vasıfları Alâmetler
FÜRU-MANDE f Yorgun bitkin * Şaşkın, şaşırmış * Âciz, beceriksiz * Aşağıda, geride kalmış olan
FÜRU-MANDEGÎ f Yorgunluk, bitkinlik Beceriksizlik
FÜRU-MAYE Soyu alçak Kötü soylu Sütü bozuk
FÜRUN Ekmekçi fırını
FÜRU-NİHADE f İndirilmiş, tenzil edilmiş
FÜRUSÎ f İyi binici, ata iyi binen
FÜRUŞ f Satan Satıcı
FÜRUŞ (Firaş C ) Döşemeler Yerlere serilen örtüler * Yataklar
FÜRUT (C: Efrât) Haddini tecavüz eden * İsraf * Zayi * Yüksek mevzi
FÜRUZ f Parlatan Nurlandıran
FÜRUZAN f Parlak, parlayıcı, parlayan
FÜRZA Irmak kenarından başka yere su gitmesi için açılan gedik Deniz kenarında gemilerin durmasına mahsus yer Liman
FÜRZEL Sırtlan eniği
FÜRZUM Yuvarlak ağaçtan yapılıp, üstünde bir şey yontmağa mahsus dülgerler örsü
FÜSA Yellenmek
FÜSAFİS Keneye benzer murdar kokulu bir böcek * Tahta kurusu
FÜSAT (Füstât) Kıl Büyük çadır * Kapıya asılan perde * Cemaat * Mısır´da bir mahallin adı
FÜSEHA (Bak: Fusaha)
FÜSEYFİSA Küçük boncuk taneleriyle veya taş ve cam parçalarıyla süslenmiş satıh
FÜSHAM Göğsü geniş olan
FÜSHAT Vüs´at, genişlik, açıklık
FÜSHAT-KEDE f Geniş yer
FÜSHAT-SERÂY f Geniş yer, geniş saray
FÜSHAT-ZÂR f Geniş yer
FÜSUK (Fısk dan) Yalancılık Doğruluk ve itatten ayrılmak Sıdk u taatten huruc
FÜSUL (Bak: Fusul)
FÜSUN f Şaşırtıcı, hayret verici ve kendine cezbedici bir güzellik * Büyü
FÜSUNGER f Sihirbaz
FÜSUNKÂR f Büyüleyici Cezb ve celbedici Hayranlık verici
FÜSUNPERVER f Büyüleyici, hayranlık verici, cezbedici, celbedici
FÜSUNSÂZ f Büyüleyici, câzibedâr
FÜSÜRDE f Donmuş, sertleşmiş Müncemid
FÜSÜRDE DİL (EFSÜRDE DİL) Kalbi donmuş Hissiz Kalbi katılaşmış
FÜSUS Nükte, maskaralık
FÜSUS f Eyvah! Yazık!
FÜŞAG Sarmaşık otu
FÜŞÜRDE f Direnen, inad eden, ısrar eden
FÜŞÜRDE-KADEM f Ayak direyen, inad eden, ısrar eden
FÜŞV Aşikâre ve zâhir olmak Görünmek
FÜTADE (C : Fütâdegân) f Mübtelâ, tutkun * Biçare, zavallı * Düşkün, düşmüş
FÜTAHA Hükmetmek
FÜTAN f Düşen, düşerek
FÜTAR Kesmez kılıç
FÜTAT Parçalanmış ve dağılmış olan şey * Her nesnenin ufağı, parçası
FÜTL (Eftel C ) Kolları göğsünden uzak olan kimseler
FÜTTAK (Fâtik C ) Fırsat buldukça adam öldürenler
FÜTUH (Feth C ) Fetihler * (C: Fütuhât) Açılmak * Yardım * Lütf-u İlâhîye ulaşmak * Zafer Galibiyet * Açıklık Gönül ferahlıkları
FÜTUHAT (Fütuh C ) Fetihler, zaferler, galibiyetler
FÜTUN İmtihan ve tecrübe etmek * Birbiri ardınca mihnete ve şiddete düşmek
FÜTUR Yeis Ümidsizlik Usanç * Zaaf * Keder, gam * Gevşeklik
FÜTÜVVET Dostlara afv ve safh ile muamele * Yiğitlik Cömertlik Lütuf ve ihsankârlık * Kerem ve seha * Soy temizliği
FÜTÜVVET-MEND f Elaçıklık, cömertlik
FÜUS (Fe´s C ) İki yüzlü baltalar
FÜVAK (C: Efâvık) Hıçkırık
FÜVEYSİKA Fare
FÜVFE (C: Füvek) Pamuk * Tırnakta olan beyazlık * Hurma çekirdeği içinde olan beyaz tane (Hurma ağacı ondan biter) * Çekirdek içinde olan yufka kabuk * Şey
FÜVH (C: Efvâh) Hoş koku
FÜVK (C: Efvâk) Ok gezi * Rum meliklerinden birinin adı
FÜVLE (C: Füvel) Bakla * Sırtlan eniği
FÜVM Buğday Hınta
FÜVR Geyik
FÜVVE Kızıl boya dedikleri damarlar
FÜVVEHE Irmak ağzı * Sokak ağzı
FÜYAK Su kuşlarından uzun boyunlu bir kuş
FÜYUL (Fil C ) Filler
FÜYUZ (Feyz C ) Feyizler İnâyetler Keremler * Suyun çoğalıp taşması * İnsanın içindeki gizli şeyleri saklamayıp izhar etmesi * Bir haberin fâş ve şayi´ olması
FÜYUZAT Feyizler İnayetler Füyuzlar Mânevi tecelliler
FÜZUD f Çoğaltan, ziyadeleştiren, artıran Muhabbet-füzud $ : Muhabbet artıran, sevgi artıran
FÜZUL (Fazl C ) Ganimetten artıp taksimi mümkün olmayan şey
FÜZULAT (Bak: Fuzulât)
FÜZUN (Efzun dan) f Çok Fazla
FÜZUNÎ f Fazlalık, aşırılık, ziyadelik, çokluk
FÜZUN-TER f Pek fazla, pek çok
|