Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat G-Ğ Harfi

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat G-Ğ Harfi



G-Ğ Harfi

GAK Karga sesi
GAKFEKA Doğan sesi
GAL (Gâle) f Uzak, baid, ırak
GAL (C: Gılâl) Ağaçlı çukur yer * Muz ağacı * Selem ağacının bittiği yer * Bir ot cinsi
GALA Yüksek kıymet, pahalılık * Bir şeyin haddini aşması
GALA (GALEYÂN) Kaynamak
GALAK (C: Ağlak) Kapı kilidi
GALAKA Deri dibâgat ağacı
GALAL (Gılâl) (Galle C) Zahireler Mahsuller * Akarât kiraları
GALAN Çok susayan, çok susamış olan
GALAT Hata Yanlış * Kaideye uymaz söz
GALAT-I BASAR Görme duyusunun yanılması (Meselâ: Su içine batırılmış olan bir çubuğun, kırılmış gibi görünmesi)
GALAT-I MEŞHUR Yanlış olduğu hâlde herkes tarafından kullanılan kelime veya terkib
GALAT-I RÜ´YET Renk körlüğü Bir rengi, aslından başka renkte görme *Görme bozukluğu
GALAT-I TAHAKKÜMÎ Bir kelimenin gerek lâfzı ve gerekse mânası itibariyle herkesin kullandığı gibi kullanılmamasıBu, başlıca üş şeyden olur:1- Nazımda vezne uydurmak için bir kelimenin telâffuzunu değiştirmek, hecesini uzatmak ve kısaltmak yahut harfini gizlemek2- Çeşitli mânâları olan bir kelimeyi meşhur olmayan bir mânâda kullanmak3- Gramere ait kaide hatası yapmak Meselâ: Zen merde, civân pîre, keman tîrine muhtaçEczâ-yı cihân cümle biri bîrine muhtaçbeytindeki "bîr" kelimesinin hecesi uzatılarak galat-ı tahakkümî yapılmıştır
GALATAT Galatlar, hatalar, yanlışlar
GALAT-GÛ f Yalan yanlış söyleyen
GALAT-NÜVİS f Yalan yanlış yazan, yanlış tesbit eden
GALBA Ağaçları gür ve sık olan koruluk, bahçe * Pek yüksek ve büyük tepe
GALC Azgınlık * Su içtikten sonra dil ile yalanmak * Atın yelmeyip bir tarzda yürümesi
GALEB (Galb) Üstünlük Yeğinlik
GALEBE Üstün gelmek Yenmek Bozmak Çokluk * Bastırmak * Yeğin olmak
GALEBE ÇALMAK Galib olmak, üstün gelmek
GALEL (C: Eğlâl) Koruluktan akan su * Susuzluk
GALERİ Fr San´at eserinin sergilendiği salon veya koridor * Tiyatroda seyircilere ait balkon * Üstü örtülü uzun yer * Yer altında açılmış uzun, dar yol
GALES Gecenin sonunda olan karanlık
GALET Hesapta yanılmak
GALEYAN Kaynayış Çoşup taşmak Yerinde duramamak * Tuğyan ve azgınlık
GALEYAN-I EFKÂR Fikirlerin galeyanı Fikirlerin coşması
GALEYAN-I M´ Suyun kaynaması
GALFAK Geniş, vâsi * Yumuşak * Su içinde yetişen yassı yapraklı bir ot * Kurbağa yosunu
GALGALE Sür´atle gitmek * Gecenin gitmesi * Haber vermek
GALÎ Pahalı Kıymetli Ağır * Haddini tecâvüz eden, haddini aşan
GALİB Üstün Yenen Mağlub eden Ekser
GALİB-İ MUTLAK Tam olarak galip Kayıtsız şartsız hâkimiyet sahibi
GALİBA Tahminen Çok zaman Her halde Galiben, ekseriyetle
GALİBANE f Muzaffer ve galib olana yakışacak şekil ve surette
GALİBEN Ekseriya Çok zaman Üstün olarak Tahmin olduğu üzere
GALİBİYYET Üstünlük Yenmek Mağlub etmek
GALİF Gön ve deri dibâgat etmekte kullanılan bir ot
GALİL (C: Gılâl) Güneşin harareti * Susuzluk harareti * Kin, hased * Devenin yulafına karıştırıp yedirdikleri hurma çekirdeği
GALÎS (GALS) Kenger otu
GALİS Arpa ve buğday karışımından yapılan ekmek
GALİYE Galeyan eden * Değerinden çok pahalı * Misk ve amberden yapılmış meşhur koku * Hoş kokulu kıymetli madde
GALİYE-BÂR f Güzel kokulu şey saçan
GALİYE-DÂN f Güzel kokulu şeylerin muhafaza edildiği kap, mahfaza
GALİYE-GUN f Güzel siyah renkli
GALİYUN Çoban mayası
GALÎZ(E) Çirkin * Terbiye dışı * Yoğun Kaba * Kokmuş madde
GALK Kapıyı kapamak, kapıyı kilitlemek
GALL Girmek, sokmak, akmak * Boynunu, elini zincir ile bağlamak * Hâinlik yapmak Hıyanet etmek * Ganimet malından hırsızlık etmek
GALLAT (Galle C) Mahsuller, zahireler * El emekleri, çalışmanın semereleri * Ev kirası gelirleri
GALLE Mahsul geliri Ekin, irat, gelir * Akarât kirası * Hammaliye kirası * Susamak
GALLE-İ VAKF Vakfın faide ve mahsulü Bununla vakfın tabiî ve hukukî semereleri anlaşılır Vakıf paraların ticareti ve vakıf akarların kirası, vakıf bahçelerin sebze ve meyveleri bu kabildendir
GALLE-DAN f Tahıl anbarı, zahire deposu
GALLE-FÜRUŞ f Zahireci, zahire ve hububat satan
GALS Karıştırmak * Lâzım olmak * Cür´et etmek
GALSAME Solungaç Suda yaşıyan hayvanların nefes alma organları * Gırtlak ağzı, hançere * Boğaz deliğinin başlangıcı
GALTAN f Yuvarlanan, tekerlenen
GALTÎDE f Tekerlenmiş, yuvarlanmış
GALUTA (C: Gulutât) Kişiyi zora düşüren meseleler
GALVA´ Yiğitliğin başlangıcı * Gençlik sür´ati
GALVE (C: Galevât) Bir okatımı miktarı yer
GALYOT Baş ve arka tarafları birbirinin aynı olan eski cins bir gemi
GAM (Bak: Gamm)
GAM f Köy, karye * Hatve, adım * Ayak, kadem
GAMA Örtmek, setretmek
GAMA´ (GIMÂ) Ev örtüsü, çatı
GAMAİM (Gımâme C) Hayvanların, yem yemelerini veya ısırmalarını önlemek gayesiyle ağızlarına takılan torba gibi şeyler
GAMAK Rutubet, ıslaklık Rutubetli hava
GAMAM(E) Bulut Beyaz bulut * Örtmek
GAMARE Bönlük, ahmaklık, bilmezlik
GAMAS Göz pınarından akan irin ve çapak
GAMAZA (GUMUZA) Çukur, çukurluk * Sözün anlaşılmasını zorlaştırmak
GAMC Suyu sora sora içmek * Deve yavrusunun anasının karnı ve ayaklarının altına gelmesi
GAMCE (GUMCE) Kabın dibinde kalan su
GAMD Zarf, mahfaza Kın
GAMEM Saçın, alnı ve başı örtmesi
GAMET Cinsiyet hücresi
GAMEZ Malın ve davarın kemi ve küçüğü
GAMGAMA Haykırma Muharebe edenlerin bağırtısı * Kalb dinlendiğinde işitilen ses * Sözü, belirsiz söylemek * Kalbin bulunduğu yer
GAM-GÎN Gamlı, kederli
GAMIZ Anlaşılmaz, anlaşılması güç * Kapalı ve karışık söz * Çukur yer * Zayıf kişi
GAMIZA Kolay anlaşılmayan ince mes´ele Derin * Mâruf ve mütebeyyin olmayan hesab
GAMİC Huy ve tabiatı doğru ve istikametli olmayan
GAMİDE Yemen´de bir kabilenin adı
GAMÎL Tüyü gitmiş yumuşak deri
GAMÎM Yoğurt yapmak için kaynatılan süt * Yoğurt
GAMÎN Yumuşak
GAMÎN f Tasalı, hüzünlü, kederli, gamlı
GAMİR Ekilmemiş, terkedilmiş ıssız yer * Faydalanılmamış şey * Mamur olmayan harap yer
GAMİR Kurumamış yeşil ot
GAMÎS Üstü kuru, altı yaş olan ot * Ağaç ve otların arasında olan küçük su arkları
GAMÎZE Akıl zayıflığı, ahmaklık, geri zekâlılık
GAML Tüyünü yolmak için deriyi dürüp gömmek
GAMM Keder, tasa, dert, elem, kaygı
GAMM-I FİRKAT Uzaklık gamı, ayrılık derdi
GAMM-GÜSÂR f Teselli veren, hüzün ve kederi defeden
GAMM-ABAD f Keder ve hüznü bol Gamlı
GAMM-ALUD f Kederli, gamlı, hüzünlü, kaygı veren
GAMMAZ Birisine iftira ederek zarar veren Münafık, fitneci * Adamın ayıplarını arayıp gizli şikâyet eden * Tersane kethüdalarına mahsus altı çifte kayık
GAMMAZANE f Fitnecilikle, gammazlıkla, koğuculukla
GAMMAZİYYET Koğuculuk, fitnecilik, gammazlık
GAMM-DÎDE Kederli, tasalı, gamlı, hüzünlü
GAMM-FEZA f Kederi artıran, hüznü çoğaltan
GAMM-GÎN f Kederli, hüzünlü, gamlı
GAMM-GÜSAR f Teselli veren, gam ve kederi defeden dert ortağı Arkadaş
GAMM-HANE f Hüzün ve tasa yeri * Mc: Dünya
GAMM-HAR f Kederlenen, hüzünlenen, tasalanan
GAMM-NAK Gamlı, kederli
GAMM-NİSAR f Hüzün veren, kederli eden
GAMM-PENAH f Tasalı yer, kederli yer Kederin, tasanın sığındığı yer
GAMM-PERVER f Keder veren, hüzünlendiren, gam artıran
GAMM-ZEDE f Kederli, hüzünlü, gamlı, tasalı
GAMN Yumuşaklık
GAMR Derinlik, suyun derinliği Çok su, büyük deniz * Uzun, geniş libas * Cehalet, gaflet * Şiddet
GAMRE (C: Gamerât) Tecrübesizlik, görgüsüzlük, anlayışsızlık * İzdiham, kalabalık * Fenalığa dalmak * Şiddet * Zahmet
GAMS Suyu şiddetli içmek * Bir şeyi hakir görmek, birisine iftira etmek * Nimete şükretmemek * Göz yummak
GAMS Yıldız kayması * Suya dalmak
GAMT Minnetsiz ve şükürsüz olmak * Horlamak, hakir görmek
GAMT Çok yemekten dolayı midenin şişmesi * Ağırlık olmak
GAMTAŞ Gözü zayıf gören
GAMUS f Manda, kömüş
GAMUS Şiddetli emir * Süngü ile vurup, ucunu diğer taraftan çıkarmak * Karnındaki yavrusu belli olmayan deve
GAMUZ İtham olunan, töhmet altında bırakılan * İçinden kan giden dişi deve
GAMZ (C: Gamuz) Göz yummak, gizli olmak, yumuşak muamele etmek * Kolay görerek ihmal etmek * Çukur yer
GAMZ Kaş ve gözle işaret, göz kırpmak * Çene veya yanak çukurluğu
GAMZE Süzgün bakış
GAMZE-İ CÂDU Büyüleyen gamze Süzgün bakış
GAMZE-İ CELLÂD Cana kıyan yan bakış
GAMZE-İ DİL-DUZ Gönül delen süzgün bakış
GAMZE-İ FETTÂN Câzibedar ve süzgün bakış
GAMZE-İ HUNHAR Kan içen yan bakış
GAMZE-FİGEN f Gamze saçan, süzgün süzgün bakan

Alıntı Yaparak Cevapla