Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat G-Ğ Harfi
G-Ğ Harfi
GASA Uzunluk
GASAGIS Arslan, esed
GASAK (Gusuk-Gasekan) İlk koyu karanlık * Küfrün karanlığı * Gözün dumanlanıp, seçemez olması * Göz kararması * Herhangi bir şeyin akması, dökülmesi * Çok soğuk ve fena kokan içki veya su * Kuvve-i şeheviyye * Seyelân
GASAK-UL LEYL Gecenin ilk karanlığı
GASAS Dolu olma * Yediği ve içtiği şeyin boğazda durması
GASASE (Gasis-Gususe) Davarın zayıf olması * Sözün boş ve faydasız olması * Yaradan irinin akması
GASB Başkasına âit bir şeyi zorla, rızası olmadan almak Zorla almak * Zorla alınan şey
GASB-I EMVAL Malların gasbedilmesi, zorla alınması
GASB-I NUKUD Paraların cebren alınması
GASBEN (Gasb dan) Cebren alarak, zorla gasbederek
GASBEN ANH Ona rağmen
GASBEN ANK Sana rağmen
GASEM Gecenin sonunda olan karanlık
GASER Rüzgârın çukur yere getirip yığdığı
GASEYAN Mide bulantısı Kusmak
GASGASE Silahsız savaşmak
GASIB Gasbeden, zorla alan
GASIB-ÜL GASIB Gasbedilmiş malı gasıbdan gasbeden
GASIK Gecenin ilk karanlığı Gece Karanlık * Ay doğmak
GASÎL Yıkanmış
GASÎME Çekirgeli yemek
GASÎRE Cemaat, topluluk
GASL Yıkama Gusül Şartlarına uygun şeklide boy abdesti almak (Bak: Gusül) * Birisini döğüp vücudunu acıtmak
GASL-İ MEYYİT Ölünün yıkanması
GASLAK Pişmemiş ve tuzlanmamış olan şey
GASM Karanlık, zulmet
GASN Kesmek
GASR (GASRÂ) Asılsız, alçak kimseler
GASS İncelik, zavallılık * Biçare, zavallı * Tatsız, yavan
GASS Ü SEMİN Fakir ve zengin Zayıf ve semiz
GASSAK Ehl-i cehennemin vücudundan akan irin * Çok soğuk ve fenâ kokulu içilmez şey
GASSAL (Gasl den) Ölü yıkayıcı
GASSAN Dolu, mümteli
GASUK Karanlık olmak
GASUL Su Bir şey yıkamakta kullanılan su
GASUL Çöğen denilen şey
GAŞAM (C: Guşâm) Mübâlağa ile zulmeden
GAŞAN (Gaşayân) Gönül dönmek * Akıl gidip, bihoş olmak
GAŞEMŞEM Şecaatinden kimseye baş eğmeyen * Başını döndürüp yabana iltifat etmeyen * Zulmedici * Methi istediği gibi yapamamak
GAŞEYAN Kendinden geçmek Kendini kaybetmek Bayılmak Gaşyolmak
GAŞİYE Perde Örtü * Kıyamet * Dilenci ve cerrar * Ziyârete gelen dostlar gurubu
GAŞİYE-DÂR f At uşağı, seyis
GAŞİYE SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 88 suredir Mekkîdir
GAŞM Zulüm etmek, zulüm yapmak
GAŞMERE Yönelmek
GAŞŞ Örtmek, setretmek
GAŞUM Zâlim, gaddar * Muannid, inatçı
GAŞŞ Hâin
GAŞVE (Gışâve-Guşve) Perde, hicap, örtü * Göz kararmak
GAŞY Bayılma, kendinden geçme
GAŞY-ÂVER f Baygınlık veren, bayıltan
GAŞYET Kendinden geçme, bayılma * Örtmek * Hayret
GAŞYET-İ MEVT Koma hali
GAŞYOLMA Kendinden geçme Kendini bilemez hale gelmek
GATA (Gıtâ) (C: Agtıye) Perde, örtü
GATAMTAM Çok su
GATARİF(E) (Gıtrîf C ) Başkanlar, başlar, reisler, önderler * Soylu ve asaletli kimseler, itibarlı ve seçkin kişiler
GATAŞ (C: Agtaş) Karanlık * Devamlı su akan gözdeki zayıflık
GATATA (C: Gıtât) Bağırtlak cinsinden bir kuş
GATAYE Kertenkeleden büyük bir hayvan
GATFAN Ev içinde su dökmek için yapılan yer * Erkek ismi
GATGATA Çömleğin kuruyup kaynaması
GATİT Horlamak
GATRAFE Büyüklenmek, ululanmak, kibirlenmek
GATS Batırılma, daldırılma * Batırma, daldırma
GATT Birbirine tâbi olmak * Gizlemek * Mükedder etmek, üzmek * Suya dalmak
GÂV f Öküz, sığır, bakara
GÂV-I DEŞTÎ Yaban sığırı
GAVA Yoldan çıkmış Yolunu şaşırmış Azgın
GAVADÎ Sabah bulutu
GAVAFİL (Gafile C ) Gafiller, gaflette bulunanlar
GAVAİL (Gaile C ) Musibetler, belâlar * Dertler, sıkıntılar, kederler, hüzünler * Felâketler, âfetler GAVALÎ $ (Galiye C ) Güzel kokular
GAVAMIZ (Gamız C ) Anlaşılması zor hakikatler İnce ve derin mes´eleler
GAVANÎ (Ganiye C) Zenginler * Kadın şarkıcılar
GAVAŞ (Gaşiye C ) Örtücü, örten
GAVAŞÎ (Gaşiye C ) Kıyametler * Örtü At takımından sayılan bir nevi örtü
GAVAYA (Gaviyye C ) Sapmışlar, sapıtmışlar
GAVAYET Dalâlete düşme, hak yoldan sapma * Azgınlık
GAVAYET-İ NEFS Nefsin azgınlığı
GÂV-BAN f Sığır çobanı, sığırtmaç
GAVC Enli ve yassı olmak * Muzdarip olmak, acı çekmek
GAVELAN Acı bir ot
GAVGA f Döğüşme, kavga, vuruşma Gürültü Savaş, muhârebe, harp
GAVGA Çekirge * İnsanların rezilleri Adi, aşağılık olan kimseler
GAVÎ (A, uzun okunur) Çok azgın Çok sapkın Yoldan şaşıp azıtan zâlim
GAVİYY Azgın Zâlim * Tek başına kalan
GAVL (C: Gavâyil) Helâk etmek * Kin tutmak * Çok miktar toprak * Feyizden uzaklık
GAVR Bir şeyin dibi Çukur * Batmak * Derinlik, nihayet Kök, esas, temel * Tefekkür, teemmül * Dolanmak * Hakikat
GAVR-I AMÎK Derin dip
GAVR-I İN´İDAM Yokluk çukurunun dibi
GAVR-I MES´ELE Mes´elenin esası, mevzuun künhü
GAVS Suya dalmak Dalgıçlık * Mc: Bir mes´elenin derinliğine ve hakikatine muttali´ olup bilmek * İyi anlamak * Maslahata gayret ile girmek
GAVS Çağırma Nida Medet istemek * Yardım edici Medet verici * Kurtuluş (Bak: Aktâb)
GAVS-ÜL A´ZAM Abdülkadir-i Geylanî (K S ) Hazretlerinin nâmı En büyük Gavs Evliyâullahın büyüğü Gavs-i Ekber de denir (Bak: Geylanî)(Bir zaman Hazret-i Gavs-ı Azam Şeyh Geylâni´nin (K S ) terbiyesinde, nazdar ve ihtiyâre bir hanımın bir tek evlâdı bulunuyormuş O muhterem ihtiyare gitmiş oğlunun hücresine, bakıyor ki, oğlu bir parça kuru ve siyah ekmek yiyor O riyazattan za´fiyetiyle vâlidesinin şefkatini celbetmiş  Ona acımış Sonra Hazret-i Gavs´ın yanına şekva için gitmiş Bakmış ki, Hazret-i Gavs kızartılmış bir tavuk yiyor Nazdarlığından demiş: "Ya Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor Sen tavuk yersin!" Hazret-i Gavs tavuğa demiş: "Kum Biiznillâh" O pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp, tavuk olarak yemek kabından dışarı atıldığını mutemed ve mevsuk çok zatlardan Hazret-i Gavs gibi kerâmât-ı hârikaya mazhariyeti dünyaca meşhur bir zatın bir kerâmeti olarak mânevi tevatürle nakledilmiş Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye gelirse, o zaman, o da tavuk yesin " İşte Hazret-i Gavs´ın bu emrinin mânâsı şudur ki: Ne vakit senin oğlun da, ruhu cesedine, kalbi nefsine, aklı midesine hâkim olsa ve lezzeti şükür için istese, o vakit leziz şeyleri yiyebilir  L )
GAVSİYYET Evliyaullahın başı olmak Velâyet mertebelerinden yüksek bir makam sahibi olmak (Bak: Aktab)
GAVT Derin çukur * Bir şeyin içine girme, batma, garkolma
GAVTA Ağaçlık, sulak yer * Toprakta çukurluk
GAVTA f Suyun içindeki derinlik
GAVTA-BAZ f Dalgıç
GAVTA-BAZÎ f Dalgıçlık
GAVTA-GÂH f Dalma yeri
GAVTA-HAR f Dalan, batan
GAVUN (Gavi C ) Azgınlar, azmışlar, doğru yoldan çıkıp dalâlete düşmüş olanlar
GÂVUR Kâfir Merhametsiz, inatçı
GAVVAS Çok gayretli Çalışkan * Suya dalan * İnci arayan dalgıç
|