Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat H Harfi

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat H Harfi



H Harfi

HAC (Hâcet C) İhtiyaçlar * Devedikenleri
HAC f Put, haç
HACA Haris olmak * Akıllı
HACA´ (C: Ahcâ) Akıl * Nahiye
HACAC (HİCÂC) Kaş kemiği
HACACE (C: Hıcc) Su üstünde olan yağmur kabarcığı
HACALET Utanma Utanç
HACALET-ÂVER f Utandırıcı Utanç veren
HACAMET (Hacamat) Tıb: Vücudun bir tarafından kan aldırmak
HACAT (Hacet C) Hâcetler İhtiyaçlar
HACB Men´etme Mahrum etme
HACB-İ HİRMÂN Huk: Bir vârisi mirastan tamamen mahrum etme
HACB-İ NOKSAN Bir vârisi mirastan kısmen mahrum etme
HÂCC (C: Hüccac) Hacca gitmiş kimse Hacı
HACC Kasdetmek Muârazada delil ve bürhan ile galip olmak * Bir yere çok tereddütle varıp gelme * Şâyan-ı tâzim bir şeye teveccüh * Bir şeyden feragat etmek * Fık: İslâmın şartlarından ve hâli vakti müsait olan her müslümana farz olan, Mekke-i Mükerreme´deki Kâbe-i Şerif´i usulüne uygun olarak Arabi Zilhicce ayı, Kurban Bayramı günlerinde bir defa ziyaret etmekFarz olan hacca, Hacc-ı Ekber denildiği gibi, umreye de Hacc-ı Asgar denilir Maamafih arefe günü cumaya tesadüf eden bir hacca da Hacc-ı Ekber denilir
HACC-I İFRAD Umreye niyet etmeksizin yalnız başına yapılan farz, vâcib veya nâfile hacdır ki, ihrama girerken yalnız hacca niyet edilmiş olur Bunu yapana "müfrid" denir
HACC-I KIRAN Hac aylarından önce veya hac aylarında hac ile umrenin ikisi için birden ihrama girilip umre yapıldıktan sonra usulü dairesinde ifa edilen hacca denir Bunu yapan kimseye "karin" denir
HACC-I TEMETTU´ Hac mevsiminde evvelâ umre için ihrama girilip umre yapıldıktan sonra; aynı mevsimde daha yurda, aile ocağına dönülmeden tekrar ihrama girilerek usulü dairesinde yapılan hacdır Bunu yapan kimseye "mütemetti" denir
HACC SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 22 suresidir
HACCAC Çok eskiden Irakta vâlilik yapan fakat, Hz Resul-ü Ekremin (ASM) soyundan gelenlere ve onlara taraftar olanlara çok zulmeden, haddini aşmış bir zâlimin ünvânı Asıl ismi Yusuf bin Sakafi´dir Haccac-ı Zâlim diye de anılır
HACCAL Şatafatlı, debdebeli, gösterişli
HACCAM Hacamat eden, kan alan
HACCAR Taş işçisi, taş işinde çalışan, taşçı
HÂCCE (C: Havâcc) Hacca giden, usulüne uygun olarak Kâbe´yi ziyaret ederek hac vazifesini yerine getiren kadın veya kız * (C: Hâcc) Bir cins diken
HACCE Cadde
HÂCC-ÜL HAREMEYN Usulüne uygun surette, Mekke-i Mükerreme´yi ve Medine-i Münevvere´yi ziyaret eden
HÂCE f Hoca, efendi, sâhib, muallim, âile reisi
HÂCE-İ ÂLEM (Hâce-i Kâinat) Peygamberimiz Hz Muhammed´in (ASM) bir ünvanı
HÂCE-İ EVVEL Milletin ilmen ve fikren terakki etmesi için, çeşitli bilgileri, halkın rahatlıkla anlayabileceği bir lisan ile yayan kimse
HACEB Gırtlak
HACEBE (Hâcib C) Perdeciler, kapıcılar * İnsanın oturak yeri olan uzvu, kalça (İkisine "hacebetan" derler)
HÂCEGÂN (Hâce C) f Hocalar * Eskiden yüzbaşı rütbesi karşılığında sivil rütbe * Bâb-ı Âli kalemleri efendilerinden hususi bir rütbe taşıyan adam
HÂCEGÂN-I DİVAN-I HÜMAYUN Eskiden devlet dairelerindeki yazı işlerinin başında ve bir takım mühim memuriyetlerde bulunanlar hakkında kullanılan bir tâbirdi İkinci Mahmud zamanında yenilikler yapılıp memuriyete mahsus rütbeler ihdas olunurken hâcegânlık da rütbe sayılmış ve bunlara ait nişanla, resmi günlerde giyecekleri elbise de tâyin olunmuştu Bu suretle hâcegân-ı divân-ı hümâyun tâbiri de tarihe karışmıştı (OTDS)
HACEGÎ f Tüccar, ticaretle meşgul olan kimse * Efendilik, hocalık
HACEL (Hacl) Utanma, sıkılma, hayâlılık
HACEL Keklik kuşu
HACELAN Ayağında köstek olan kişinin yürümesi * Bir ayak üstüne yürümek
HACELE (C: Hacel-Hacelân-Haclâ) Dişi keklik * Çeşitli elbiselerle süslü gelin evi
HACEN Eğrilik
HACER Taş, kaya * İsmail Peygamber´in anasının ismi
HACER-İ SEMAVÎ Gökten düşen taş * Gök taşı
HACERAT (Hacer C) Taşlar, kayalar
HACEREYN İki taş * Mc: Altun ile gümüş
HACER-ÜL ESVED (El-Hacer-ül Esved) Kâbe´de bulunan meşhur siyah taş Rengi siyah olduğundan "Esved" denmektedir (İslâm Ansiklopedisi´ne göre: Kâbe´nin şark köşesinde olup, yerden bir buçuk metre yükseklikte kapıya yakın bir yerde yerleştirilmiş, üç büyük ve bir kaç tane de küçük parçadan müteşekkil ve gümüş bir halka ile çevrili ve bir adı da El-Ruh-ul Esved denilen taştır)Rivayetlere göre; bu semavi bir taş olup Hzİbrahim Aleyhisselâm´a Cebrail Aleyhisselâm tarafından getirildi Daha evvel Ebu Kubeys Dağı´nda muhafaza ediliyorduHz Ömer Radiyallahu anhu, Hacer-i Esved´e yaklaşıp öpmüş ve demiştir ki; "Çok iyi bilirim ki, sen zararı ve menfaatı olmayan bir taş parçasısın Eğer Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm seni takbil ettiğini görmese idim, aslâ seni takbil etmezdim" (Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih Tercemesi) Kâbe´nin şark köşesinde ve yine yerden bir buçuk metre yüksekte diğer bir taş, El-Hacer-ül Es´ad (Mes´ud) da vardır ki; tavaf esnasında buna yalnız el ile temas edilir
HÂCE-SERA f Haremağası, hadımağası
HÂCET (C: Hâcât) İhtiyaç, lüzum, muhtaçlık
HÂCETAŞ f Eskiden bir efendinin müteaddit kölelerinden her biri
HÂCETMEND f İhtiyaç sahibi, muhtaç
HÂCET-MENDÂNE f Muhtaçcasına, ihtiyaçlı olarak
HÂCET-MENDÎ f Muhtaçlık, ihtiyaçlı olma
HÂCETREVA İhtiyacı gideren, ihtiyaç olan bir şeyi te´min eden
HACEVCA´ Uzun ayaklı adam * Uzun adam
HACEZE Zâlimler
HACFE (C: Hucuf) Sade demirden olan kalkan
HACHACE Korkudan melul olmak * Sırrını demek isteyip yine dememek
HACHACE Gizlenmek
HACI (C: Hüccâc) Hacc farizasını yerine getirmiş olan müslüman
HACIYATMAZ Dibindeki ağırlıktan dolayı yere ne şekilde bırakılırsa bırakılsın, dik bir durum alan oyuncak * Mc: Zor durumlarda kendisini çabucak toparlamayı beceren kişi
HACÎ (Hicv den) Hiciv yazan, hicveden, yeren
HÂCİB Perde * Perdeci Kapıcı * Eskiden Osmanlı İmparatorluğu zamanında Devlet Reisinin en yakın me´muru Vezirler veya âmirler * Kaş
HÂCİB-İ BÂRİ Cebrail (AS)
HÂCİB-İ YEMİN Sağ kaş
HÂCİB-İ YESAR Sol kaş
HÂCİBEYN İki kaş
HACÎC (Hâcc C) Hacılar
HACİD Uyuyucu, uyuyan
HACİF Karın gurultusu
HACİL Utanmış Utanan Utanmaktan yüzü kızaran
HACİL Ayaklarından üç tanesi beyaz olan at
HACİL Otu çok olan yer
HACİM Saldıran Hücum eden
HACİM (Bak: Hacm)
HACİN Küçük hayvan * Büluğdan önce evlenmiş olan kız
HACİR Hicret eden Bir yerden bire yere göçen * Sayıklıyan
HACİRE (C: Hâcirât) Terbiye sınırlarına sığmayan kötü söz ve hezeyan * (C: Hevâcir) Günün en sıcak anları
HACİRÎ Yapıcı, kurucu
HACİS Tasa, keder, hüzün, gam * Hâtıra Kalb ve hissin en derin ve gizli sesleri
HACİSE (C: Hevâcis) Merak, kalbe gelen endişe
HACİYAN (Hâcı C) Hacılar, hacc farizasını yerine getirmiş olan müslümanlar
HACİZ Ayıran Bölen * Vücudun içindeki bazı uzuvları ayıran karın zarı gibi zarların adı * Haczeden Borcunu ödeyemeyenin diğer mallarına el koyan * Tıb: Bâdemin içindeki bazı oyukları ayıran bölme zarlarına denir (Bak: Hicab)
HACL (HİCL) (C: Ahcâl-Hucul) Köstek * Bukağı * Küçük deve yavruları
HACLA´ Ayakları beyaz olan koyun
HACLE (Haclegâh) f Gelin odası Gerdek odası
HACLET Şaşırma, acaibine gitme, taaccüb * Utanma, arlanma
HACLET-ÂVER f Utanç verici, utandırıcı
HACLET-DİH f Utanç verici, utandırıcı
HACLET-ENGİZ f Utandırıcı, sıkıltıcı
HACM (Hacim) Bir cismin kapladığı yer Cirm Cüsse * Emmek Massetmek
HACM-İ İSTİABÎ Bir şeyin içine alabildiği miktar
HACMEN Büyüklükçe Hacim bakımından
HACR (Hicr) Men´etmek Birisine bir şeyi yasak etmek Malını kullanmaktan men´etmek * Kucak Ağuş
HACRA´ Taş gibi katı ve sert olan şey
HACREN Malını kullanmaktan menetmek suretiyle
HACUC şiddetli esen rüzgâr
HACUN Eğrilik * Uzak * Mekke´de bir dağ
HACUR (C: Hucerât) Dere kenarı
HACZ Men´etmek Mâni olmak * İki şeyin arasını ayırmak * Alacaklı, borçludan alacağını alabilmesi için borçlunun malına el konulmak
HAÇ (Ermeniceden) Put Haç İstavroz

Alıntı Yaparak Cevapla