Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat H Harfi

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat H Harfi



H Harfi

HESAR (HESUR) Arslan
HESB şeref * Kifayet
HESHESE Karışıp görüşme
HESİS Gizli ses, gizli kelâm * Ezilmiş, ufalanmış nesne
HESM Kaba yemek Bütün bütün yutmak * Kesmek * Toplamak, cem´etmek
HESM Kırmak * Kesmek
HESMELE Gizli söz
HESR İki kat edip eğmek * Kırmak
HESS Dövmek * Kırmak, ufalamak
HESS Öldürmek, katl
HESS Sıkmak
HESTÎ f Varlık Var olma Mevcudiyet
HEŞAŞ (HEŞUŞ) Açık yüzlü şen yeynicek kişi * Sağan kimseye sevip sütünü veren koyun
HEŞAŞE(T) Şâdlık, hafiflik, irtiyah * Gevreklik
HEŞEME (C: Heşemât) Dağ keçisinin oğlağı
HEŞHEŞE Şâdlık etmek, neşeli olmak
HEŞÎLE Sahibinin izni olmayarak bir adamın bindiği deve
HEŞÎM Ufalanmak Kırılmış, ufalanmış olmak * Kırılmış, ufalanmış kuru ot
HEŞM Kırmak veya kesmek
HEŞŞ Gevrek, kolayca kırılabilir olan * Keyifli, şen
HEŞT f Sekiz
HEŞTAD f Seksen
HEŞTÜM f Sekizinci
HET´ Dikkatle bakmak Acele etmek
HETALAN Akmak * Göz yaşı ve yağmur pespeşe gelmek
HETALLA´ Uzun ve iri vücutlu erkek
HETEPETE Kekeleme Konuşurken şaşırıp tereddüd etme
HETEROJEN yun Kim: Cinsi ayrı olan Türlü özellikteki taneciklerden yapılan maddelerdir
HETF Bir şeyi gizlice hatırlatmak Seslenmek Fısıldamak
HETIL Akıcı, akan
HETÎT Birbiri ardınca tez tez gitmek
HETK Yırtma Yarma Perdeyi yırtmak Rezil olmak Rezil etmek
HETK-İ HİCAB-I İSMET Namus perdesini yırtma
HETL Ulaştırmak * (Yağmur) çok yağmak
HETLAN Sürekli yağan hafif yağmur
HETM Ön dişleri kökünden kırmak
HETMA´ Dişsiz olup kurban edilemeyen hayvan
HETME Çok kelâm, çok söz
HETMELE Gizli kelâm, gizli söz
HETN (HÜTUN) Yağmur yağmak
HETR Bunama, alıklaşma Ateh getirme, ihtiyarlıktan çocuk gibi olma * Sersemleşme, aptallaşma * Birisini kötüleme * Acib emir * Zahmet, meşakkat * Enine yarmak
HETR Ağaçla vurmak
HETT Yırtmak * İkiye büküp kırmak * Dökmek
HETTAK Yırtıp parçalayan, paramparça eden
HETTAL Dağ ismi
HETTAN Hafif kimse
HETUL Çok miktar akmak
HEV´ Himmet
HEV´ Kötü hırs
HEVA İstek Nefsin isteği Düşkünlük Gelip geçici olan heves Nefsin zararlı ve günah olan arzuları
HEVA VÜ HEVES Zevk ve şehvetler Boş ve geçici şeyler
HEVA (Bak: Hava)
HEVA (C: Ehviye) İki şeyin arasının uzaklığı * Yer ile gök arası * Yukarıdan aşağıya inmek * Her bir boş, ıssız yer
HEVACİ´ Geyik
HEVACİR (Hâcire C) Günlerin en sıcak olan anları * Göçenler, göç yapanlar, hicret edenler * (Hücr C) Hezeler, hezeyanlar, boş ve mânasız sözler
HEVACİS (Hâcise C) Vesveseler, kuruntular Akla gelen kötü düşünceler
HEVADAR f Hevalı Nefsine uymuş Küstah * Etrafı açık, havalı yer
HEVADE Yavaşlık * Yumuşaklık * Kavmin içinde salah ve muvâfakata sebep olması mümkün olan kimse
HEVADÎ (Hâdî C) Rehberler, deliller, kılavuzlar * Hidayet edenler, istikametli ve selâmetli yolu gösterenler
HEVADİC (Hevdec C) Kadınların binip oturmaları için devenin üzerine konulan küçük mahfeler
HEVAHAH f Sevilen, muhib, dost
HEVAHAT Ahmak adam
HEVAHÎ Bâtıl nesne
HEVAÎ f Ciddi şeylerle alâkasız Nefsine düşkün Nefsine ve şehvetine mağlub Hevâ ve hevese âit ve müteallik
HEVA-İ NESİM f Güzel, lâtif, hoş hava Lâtif mânevi gıda * Hava (Atmosfer)
HEVAİYE Hava gibi hafif ve lâtif karakterde olan şeyler
HEVAKÂR f Günahlı işlere hevesli Hevâ ve hevesine bağlı
HEVAMM Böcekler, haşereler Pire, tahta kurusu, bit, örümcek, yılan gibi, kışın gizlenip yazın meydana çıkan, insan ve hayvanın vücudundan beslenerek yaşayan, insana zararı dokunan (parazit yaşayan) küçük canlılır
HEVAN Hakaret, zillet, alçaklık, zelillik, aşağılık, horluk
HEVAPEREST f Sadece gayr-ı meşru lezzet ve hevesinin peşinde Cenab-ı Hakk´ı, dinin emirlerini unutmuş, nefsine şiddetle muhabbet eden Nefsine tapınır derecede Haktan gafil
HEVAS Çok yiyen kişi
HEVATİF (Hâtif C) Hâtifler Gayıptan işitilen sesler * Nidâ eden melekler
HEVAYA Zayıflık
HEVB Yol, tarik * Ateş alevi * Karışık sözlü kimse
HEVBER Kırmızı gül
HEVC (C: Hüvüc) Uzun boylu ve akılsız olmak * Rüzgârın sert esmesi
HEVCELE Hiçbir işaret ve alâmet olmayan ev veya sahrâ * Yürügen deve * Uzun boylu, ahmak erkek
HEVD Tevbe etmek
HEVDA´ Deve kuşunun erkeği
HEVDE Bağırtlak kuşu
HEVDEC (C: Hevâdic) Kadınların binmesi için devenin sırtına konulan ufak mahfel
HEVEK Ahmaklık
HEVES Gelip geçici istek Nefsin hoşuna gitmek Devran edip gezmek Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek
HEVESAT f Arzu ve nefsâni emeller Boş, bâtıl ve günahlı şeylere dâir olan istekler Hevesler
HEVESÂT-I NEFSÂNİYE Nefsin hevesleri, arzuları ve kötü istekleri
HEVESDAR f Hevesli
HEVESKÂR f Hevesli istekli, arzulu Meyli ve arzusu olan, heves eden
HEVESKÂRÂN (Heveskâr C) İstekliler, hevesliler
HEVESKÂRÎ f Heveskârlık, heveslilik
HEVESNÂK f Hevesli, heves edici, istekli
HEVESNÂKÂN (Hevesnâk C) Hevesliler, heves edenler
HEVESPERVER f Hevesli, heveskâr
HEVEŞ (Karın) Göçük olmak
HEVHEVE f Ağacın yapraklarının rüzgâr esmesi ile çıkardığı sesler
HEVL Korku Korku verici * Ürkmek Dehşet Yılgınlık İhtilâl-ı dimağ (beyindeki bozukluk) sebebi ile bâzı hayâli suretler tevehhüm ederek ondan korkmak
HEVL-ÂVER f Korkunç, korku getiren, korku veren
HEVL-ENGİZ f Korkunç korkulu
HEVL-NÂK f Korkulu, korkunç
HEVLUL Hafif adam
HEVM Uyuklayıp başını her tarafa eğmek
HEVN Kolaylık, sühulet * Vakar Teenni * Sükunet Sekine Rıfk * Ufak şey Hor ve zelil olmak
HEVR Birisini itham etmek, töhmet Zan Takdir ve tahmin etmek * Binayı yıkmak, yıkılmak * Sulu, ağaçlı yer * Koyun sürüsü
HEVRE Dövmek * Çok fazla yemek
HEVS Bir şeyi vurarak kırmak * İfsad etmek * Dolaşmak * Davarı yavaşça ileri sürmek
HEVŞ Çok miktar
HEVTE Suya gidecek yol
HEVZEB Yaşlı deve
HEVZELE Depretmek, hareket
HEY´ Gönül dönmek * Yaramaz gönüllü olmak * Korkak olmak
HEY´A Yere dökülen birşeyin akması * Korkutucu ses
HEYAKİL Heykeller
HEYÂKİL-İ KADÎME Eski heykeller
HEYAM Hayranlık hâli * Çok yumuşak kum
HEYAMOLA Eskiden ramazanlarda para toplamak gayesiyle mahalle çocukları tarafından teşkil edilen bir nevi dilenci alaylarında söylenen bir tâbirdir * Eskiden gemiciler gemi demirini çekerken veyahut bir amele inşaatta ağır bir şey kaldırırken yahut da şahmerdanı yukarı çekerken kuvvetbirliğini sağlamak için hep bir ağızdan "hayemola, yelesa, heyamo heyamo" diye bağırırlardı
HEY´ARE Bir yerde karar etmeyen kadın
HEY´AT Hey´etler Ayrı ayrı mânalar Kısımlar
HEYATİLE Hind taifesinden bir kavim
HEY´ATIN FELETÂTI Birini taklit eden kimsenin taklitçiliğini gösterip ilân eden sürçmeleri, falsoları Kemalât-ı ruhiye veya mükemmelliğin iktizası olan umum ahvaldeki fıtrîlik ve müvazeneyi o seviyede olmayanın sun´î taklitteki gayr-ı fıtrîliği
HEYBAN Korkunç, korku getiren * Çok utangaç çekingen * Korkak * Çoban
HEYBE Eşya koymaya mahsus iki taraflı küçük torba
HEYBET Hürmetle beraber koruk hissini veren hal Sakınıp korkulacak hal Azamet
HEYBUB Korkak
HEYC Heyecan, telaş * Galeyan, tahrik * Kavga, harp, savaş, cenk
HEYCA Cenk, cidal, vuruşma, birbirini öldürme, kıtal
HEYCAGÂH f Muharebe meydanı, savaş yeri
HEYCEMANE Büyük inci
HEYD Depretmek * Zahmetli olmak
HEYD f Ekinci yabası
HEYDEB Yere yakın olan bulut
HEYDEBÎ Atın bir çeşit yürümesi
HEYECAN Birden bire şiddetle hislenme Ürperme * Coşkunluk Coşmak
HEYEF İnce belli olmak
HEYELAN Toprak kayması
HEYEMAN (Heym) Şaşkınlık Tutkun olmak, âşıklık
HEY´ET Şekil Suret Görünüş * Birlik teşkil eden şahısların mecmuu * Gök ve yıldız ilmi Astronomi * Duruş, vaziyet, keyfiyet Tabiat ve cibilliyet Bir şeyin cibilli vaziyeti
HEY´ET-İ ASLİYE Aslındaki şekil ve suret
HEY´ET-İ A´YÂN Senato * Mertebesi yüksek ve itibar edilenlerin heyeti
HEY´ET-İ HÂKİME Hâkimler hey´eti
HEY´ET-İ İÇTİMAİYE İçtimaî heyet Topluluğa âit heyet Toplantı heyeti
HEY´ET-İ MECMUA Bir şeyin teferruatına ve cüz´lerine bakılmaksızın bütününün gösterdiği hal ve manzara
HEY´ET-İ TEMSİLİYE Temsil hey´eti * Tar: Erzurum Kongresinde Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ismini alan cemiyetin nizamnamesi iktizasınca seçilen şahıslardan teşekkül etmiş olan hey´et (6 Ağustos 1919)
HEY´ET-İ UMUMİYE Umumi hey´et Bir şeyin teferruatları nazara alınmadan olan umumi durumu
HEY´ET-İ VEKİLE Vekiller hey´eti, icra vekileri hey´eti Bakanlar Kurulu Başbakanın riyaset ettiği heyet
HEY´ETŞİNAS f Astronomi bilgini Sema ve ecramın ahvâline vâkıf olan
HEYF Sıcak rüzgâr
HEYG Çoğaltmak
HEYHA Deveyi yulafa çağırmak
HEYHAT Teneffür ve tehassür ifâde eder; "sakın, savul, yazıklar olsun, uzak ol" mânalarına geldiği gibi, daha ziyade; Eyvah, yazık, ne yazık, ne kadar uzak gibi mânalar için söylenir
HEYÎ f Varlık, madde
HEYKEL Taş, tunç, kil ve alçı gibi maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğurulup, pişirilerek yapılan insan, hayvan vs şekli * Büyük bina, anıt, büyük ve yüksek yapı, âbide * Mc: Soğuk ve duygusuz kimse * Güzel ve yakışıklı kişi
HEYKELTRAŞ Heykel yapan kimse
HEYL Dökmek * Bir şeyi ölçüsüz def´etmek
HEYLELE "Lâ ilâhe illâllah" demek
HEYLEMAN Çok, kesir
HEYLULET (Bak: Haylulet)
HEYM (Heyemân) Şaşkınlık * Âşık olma, tutkun olma * Yüzü yere koymak
HEYMERE Koca avret İhtiyar kadın
HEYN (Heyyin) Kolay Rahat * Vakar Sükunet
HEYNE Tıb: Kolera hastalığı
HEYNEME (C: Heynem) Gizli ses
HEYR Rüzgâr adı * Sağlam ve sert taş
HEYRA´ Korkak, ahmak kimse
HEYREA Çoban düdüğü * Meyyitin kabrine toprak dökmek
HEYRUN Bir nevi hurma
HEYS Atâ etmek, vermek, bağışlamak * Hareket
HEYS Yürümek
HEYSAM Arslan * Kısa boylu kişi
HEYSAR Arslan
HEYSEM Toy kuşunun yavrusu * Tavşancıl yavrusu * Akbaba yavrusu * Kurt eniği
HEYŞ Hareket * Davar sağmak * Fitne * Iztırab, acı
HEYŞE (C: Heyşât) Husumet, hasımlık * Çekişmek, nizâ etmek
HEYŞER Ot * Ağaç
HEYŞUR Ot * Ağaç
HEYTAL Tilki
HEYTALE (C: Heyâtıl) Helva kazanı
HEYTELEK "Gel" mânasınadır
HEY´UA Kusmak, kay * Yavaşlık
HEYUB Azametli, heybetli, gösterişli
HEYULA Zihinde tasarlanan korkunç hayal * Gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir te´siri ve değeri olmayan şey * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı Madde (Bak: Esir)
HEYULÂNİYYUN Maddeciler
HEY´URUR Meşakkat, zahmet
HEYYİN Kolay, sühuletli
HEYZ Kırık kemik sarılıp ovulduktan sonra tekrar kırmak
HEYZA Fazlaca kusma, istifra etme * Tıb: Kolera hastalığı
HEYZALE İnsan sesleri * Cemaat, topluluk * Çok asker * Büyük deve * Belinden aşağısı şişman olan kadın
HEYZAM Bahâdır, kahraman
HEYZÜM f Kuru odun
HEYZÜM-PÂRE f Odun parçası
HEZ Eğlence Ciddi olmayan söz
HEZ´ Kırmak
HEZABİR (Hizebr C) Arslanlar, esedler * Yiğitler, kahramanlar
HEZAR f Bin (1000) * Pek çok * Bülbül
HEZARAN f Binler Binlerce Pek çok * Bülbüller
HEZARDASTEN (Hezârdestân) f Bülbül
HEZAREN Sıcak memleketlerde yetişen; ve baston, sandalye gibi şeyler yapmakta kullanılan bir cins kamış
HEZARFENN f Çok bilen, bir çok san´atı birden çok yüksek derecede yapabilen * Minâre ustası
HEZARMÎH f Bin yerinden yamalı derviş hırkası * Çok süslü * Gök yüzlü
HEZARPA f Çok ayaklı, bin ayaklı * Kırkayak
HEZARPARE f Bin parça, çok ufak
HEZARTABE f Güneş, şems
HEZARYAR f Bin defa Bin kerre
HEZAZÎK Süratle kat´etmek, çok çabuk kesmek
HEZB (C: Hizâb-Ehazıb) Yağmur damlası birbiri ardınca damlamak
HEZBE (C: Hüzub-Hizâb Hizabât) İri katreli yağmur * Otu az olan yüksek tepe
HEZEC Gök gürültüsü * Güzel sesle şarkı söylemek
HEZECAT (Hezec C) Yağmur çisiltisi Yağmur sesi
HEZELİYAT (Hezl C) Ciddi olmayan sözler Saçma sapan konuşmalar Deli saçması
HEZEYAN Kötü sözler Soğuk şakalar * Sayıklama Saçma sapan konuşma
HEZEYANAT (Hezeyan C) Sayıklamalar * Saçma sapan ve mânâsız konuşmalar
HEZF Yaşlı devekuşu
HEZHAZ Keskin kılıç
HEZHAZ Aygırları boyunlarından sıkıp zebun eden yavuz aygır
HEZHEZE Cisimlerin, hava yahut başka bir şey dokunmasiyle titremesi
HEZÎ Ahmak * Vakit, saat
HEZÎC Ahmak kimse * Süratle yürüyen kimse
HEZÎL Zayıf, arık Bitkin
HEZÎM Sağanaklı yağmur * Gök gürültüsü * Koşarken kişneyen at
HEZÎMET Bozgunluk, mağlubiyet
HEZÎZ Deprenmek
HEZK şiddetli gök gürültüsü * Uçurmak * Yuvarlamak
HEZL Ciddi olmayan söz Saçma, uydurma, yalan konuşmak * Edb: Meşhur bir manzumeye lâtife tarzından nazım yapmak Bu tarzda yapılan nazım
HEZLÂMİZ Şaka ile karışık söz Mizahlı kelâm
HEZL-GÛ Şakacı Lâtifeci, mizahlı söz söyleyen
HEZLİYÂT (Hezl C) Mizah ve şakayla ilgili söz veya şiirler
HEZM Çok çabuk kesmek * Sür´atle yemek
HEZM Bozma, mağlub etme, hezimete uğratma * Sıkıştırma, sıkma, bir şeyi sıkıp ezme
HEZM Seğirtmek * Taze olmak * Kırmak
HEZME Elle basıldığında veya sıkıldığında oluşan çukur
HEZMELE Bir cins yürüyüş
HEZR Saçmasapan, boş ve mânâsız söz
HEZRA (C: Hezrât) Vurmak
HEZREME Sür´atle okumak Sür´atli kelâm
HEZZ Hızlı okumak * Süratli kesmek
HEZZ Hareket ettirmek Depretmek Tahrik
HEZZ Vurmak, dövmek * Isırmak
HEZZA İnsan topluluğu, hayvan sürüsü
HEZZAM Keskin
HEZZAR Devamlı saçmalayan adam
HEZZUZ Keskin

Alıntı Yaparak Cevapla