Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi



Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi

K Osmanlı alfabesinin yirmidördüncü harfi olan kaf ile, yirmibeşinci harfi olan kef harfini karşılar
KA´ (C: Akva´) Düz yer
KAA Ev avlusu
KAA´ Acı su
KAAKI´ Birbiri ardınca meydana gelen gök gürlemesi
KAAN Hükümdar, hâkan
KAARET Derinlik
KAARET-İ DERYÂ Denizin derinliği
KAAS Boynu göğüse girmek
KAAT Gadap, hiddet, öfke * Darlık * Yaşlı koyun * Davar memesi * Bağırma ve çığlık şiddeti
KA´B Topuk kemiği, ayak bileği, aşık kemiği * Mc: Şan, şeref, mecd, büyüklük * Geo: Sekiz yüzlü, sekiz köşeli (mükâb) cisim
KA´B (Ölm: Hi: 32) Yahudi âlimlerinden olup İsrailiyatı İslâmiyet´e en çok aktaranlardan biridir Hz Ebubekir devrinde Müslüman olmuştur Sa´lebi ve Kisai gibi İslâm tarihçileri ondan çok rivayetlerde bulunmuşlardır
KAB Çok eski devir silâhlarından olan yayın kabzası (tutacak yeri) ile köşesi arasındaki mesafe, her "yay" da "iki kab" olan miktar
KAB-I KAVSEYN İmkân ve vücub ortasında bir makam * İki yay uzaklığı mesafesi( İşte mevcudatın en eşrefi olan zihayat; ve zihayat içinde en eşref olan zişuur; ve zişuur içinde en eşref olan hakiki insan; ve hakiki insan içinde geçmiş vezaifi en azamî bir derecede, en ekmel bir surette ifa eden zât, elbette o mi´rac-ı azîm ile Kab-ı Kavseyn´e çıkacak, Saadet-i Ebediye kapısını çalacak, hazine-i Rahmetini açacak, imanın hakaik-ı gaybiyesini görecek, yine o olacaktır S)
KA´B (C: Kıâb) Ağaç çanak
KAB´ Seyahat edip gezmek * Nefesi tutulmak * Atın burnu içinden çıkan hırıltı
KA´B Yemek yemek Su içmek
KABA´ (C: Akbiye) Üste giyilen elbise Kaftan, cübbe
KABA-YI ÂHENİN Demirden yapılmış elbise Zırh
KABAÇE f Entari Hafif giyecek
KABADAYI Mc: Cesur, kahraman, cengâver Eskiden kabadayılar ağırbaşlı, fenalıktan kaçınır, iyiliği sever insanlar oldukları için muhitlerinde hürmet görürlerdi (OTDS) * Kimseden korkmaz görünerek şuna buna meydan okuyan kimse, yiğit taslağı
KABAHÂT (Kabahat C) Kusurlar, kabahatler Suçlar, çirkin hareketler
KABAHAT Kusur, çirkin iş, tekdir edilmeğe müstehak hareket
KABAİH (Kabayih) (Kabiha C) Kabahatlar Çirkin işler, kabih haller
KABAİL (Kabile C) Kabileler Bir soydan türemiş cemaatler, silsileler
KABAİL-İ ARAB Arap kabileleri
KABAKULAK Tıb: Daha ziyade tükrük bezlerini şişiren bulaşıcı ve ateşli bir hastalık
KABALE Kadı´nın (hâkimin) verdiği hüccet * Toptan, götürü ile yapılan satış * Yahudilerin kendi cemaatlarına verdikleri vergi
KABAS Ciğer hastalığı * Yüksek ve kalın * Hafiflik * Neşat, sevinç
KABA´SER (C: Kabâis) Büyük, kuvvetli, sağlam Zayıf deve yavrusu * Deniz canavarlarından bir canavar
KABATÎ (Kıbtî C) Çingeneler
KABAZA Hız Sür´at
KABB İnce belli olmak * Gönlün eğlendiği gönül eğlencesi * Makara ortasındaki ağaç
KABBA İnce belli, zayıf kadın (Müz : Akbeb)
KABBAN Büyük terazi, baskül
KÂBBE Hüzünden ve gamdan dolayı, hali kötü ve kalbi kırık olmak
KABBE Yağmur damlası * Gök gürlemesi
KABCE (C: Kubec-Kibâc) Keklik kuşu
KABE Usanmak, bıkmak * Kırılmak
KABE Yumurta
K´BE (Kâbe) Dünyanın en kudsi ma´bedi Beytullah, Beyt-ül Ma´mur, Beyt-ül Atik Bütün mü´minlerin ibâdet esnâsında yöneldikleri merkez Dört köşe olduğu için Kâbe denir Bu mukaddes makamın etrafına Mescid-ül Haram ismi verilir İçinde bir kısım olarak Makam-ı İbrahim mevcuddur Burası İbrahim Aleyhisselâm´ın Kâbe´yi bina ederken, yahut insanları hacca davet ederken, üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir Tavaf namazı burada kılınır Kâbe´nin ilk inşası Hz Âdem (AS) tarafından olduğuna dair rivayetler vardır Bedahetle malûm olan ise; Sahih-i Buharî Tercümesine ve çok kıymetli delillere binaen İbrahim ve İsmail Aleyhisselâmlar inşa etmişlerdir Bu husus âyet-i kerime ile de sâbittir(Beyt-ül Muazzam´ın âmir-i inşası: Allah-ü Zülcelil; mübelliği ve mühendisi: Cibril; ilk bânisi: İbrahim Halil, muavini de İsmail olduğu en sahih rivayet olarak kabul edilmek icabeder diye Sahih-i Buharî Tercümesinde Hâfız İbn-u Kesir´den nakledilmiştir) Kâbe kıblegâhtır Üzerine farz olan müslümanların, hacc zamanında gidip ziyaret etmeleri icabeden en mühim ve en büyük mabedimiz
K´BE-İ KEMALÂT Kemâlât kâbesi Yâni herkesin teveccüh etmesi gereken en yüksek kemalât merkezi
K´BET-ÜL ÂMÂL İsteklerin ve emellerin yönelmiş olduğu yer
K´BET-ÜL ULY şerefi ve kudsiyyeti pek yüksek Kâbe
KABELE (C: Kıbel) Göz boncuğu
KA´BERÎ Ailesine, arkadaşına, yoldaşına, kabilesine ve halkına katılık eden, kötü ahlâklı kişi
KABES Ateş parçası * Ateş şulesi * Öğretmek * Öğrenmek
KABET Kederli ve ıztırablı olma
K´BETEYN İki Kâbe Mekke-i Mükerreme´deki Kâbe-i Muazzama ile, Kudüs´teki Mescid-i Aksâ
KABINA SIĞMAMAK t Sabırsızlık, acelecilik * Şişmanlamak
KABIZ Kabzeden, tutan
KABIZ-I ERVAH Ruhları kabzeden Hz Azrail
KABIZ-I MÂL Tahsildar
KABİA Kılıç kabzasının başında olan gümüş veya demir
KABİH (Kabiha) Çirkin, fena, kötü, yakışıksız, ayıp
KABİH-ÜL VECH Çirkin yüzlü Suratı, siması güzel olmayan
KABİHA (C: Kabâih) Çirkin davranış, ayıp iş Fena muamele
KÂBİ´ Dolu kap
KABİL Kabul eden Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan
KABİL-İ EMÂNET İnsan
KABİL-İ GAYR-İ TELAKKUH Gebeliği mümkün olmayan
KABİL-İ HİTAB Sözden anlar Kendisi ile konuşulabilir olan kimse
KABİL-İ İNKİSAR Kolaylıkla kırılabilir şeyler, kırılması kolay olan nesneler
KABİL-İ KIYAS Düşünülebilen, ölçülebilen, kabul edilebilir olan
KABİL-İ NESH Kaldırılması, iptal edilmesi mümkün olan
KABİL-İ TEMYİZ Huk: Temyiz mahkemesinde görülebilecek olan dâvalar
KABİL Gibi, türlü, biraz evvel, az önce Aşikâr İleri gelen Kabul eden * Sınıf, nevi, soy * Kefil * Birbirine muhalif kavimden üç beş kişi
KABİLE Birlikte yaşayan, konup göçen, bir sülâleden türemiş insanlar Bir reisin idaresi altında bulunan ve ekserisi aynı soydan gelen insanlar
KABİLE Kadın ebe * Kabul edici * Ses alıcı
KABİLİYET Dıştan gelen te´sirleri alabilme gücü * İstidat, anlayış, kabul edebilirlilik Kabul edici yüksek bir kuvvete mâlik olmak, olabilirlilik
KABİN f Güveğinin geline verdiği ağırlık, eşya, para
KABİNE Fr Vekiller hey´eti Bakanlar kurulu * Küçük oda * Doktorun muâyene yeri
KABİR Büyük, ulu
KABİR (Bak: Kabr)
KABİS Hızlı giden at Süratli at
KABİS Yusuf Aleyhisselâm´ın rüyasında gördüğü yıldızlardan birisi
KABİSA Parmak ucuyla yenen şey
KABİSE Üveyik kuşu
KÂBİSE Ucu üstüne eğri ve kıvrık olan burun
KABKAB Karın, batn
KABKABA Haykırma, kükreme (Deve ve arslan hakkında kullanılan bir tâbirdir)
KABKABA-İ İBİL Devenin bağırması
KABKABA-İ ŞİR Arslanın kükremesi
KABL Önce Evvel İleride Evvelki
KABL-EL BÜLUĞ Büluğdan evvel
KABL-EL MİLÂD İsa´dan (AS) önce, milâddan evvel
KABL-ET TAAM Yemekten önce
KABL-ET TELAKİ Buluşmazdan önce
KABL-EL VUKU´ Vuku´dan evvel Olmadan evvel
KABL-EL VÜCUD Gelmeden önce
KABL-EZ ZEVAL Öğleden önce
KABL-EZ ZUHR Öğleden evvel
KABL-EZ ZUHUR Zuhurundan ve meydana çıkmadan evvel
KABLÎ İlke ve önceliğe âit Hiçbir tecrübeye dayanmadan Yalnız akıl ile
KABLO Fr : Telgraf, telefon hatlarında veya elektrik akımı iletmede kullanılan izole edilmiş tellerin bütünü
KABOTAJ Fr Bir ülkenin kendi limanları arasında gemi işletme işi
KABR (Kabir) Mezar Merkad Ölünün toprağa gömüldüğü yer (Bak: Âlem-i berzah)
KABR-İ HÂMUŞ Sessiz mezar
KABRİSTAN f Mezarlık
KABS Parmak ucuyla yemek
KABS Her şeyin esası, aslı * Tâlim etmek
KABSA Başı büyük ve sivri olan kadın
KABT El ile bir şey toplamak
KABTARÎ Yünden dokunan bir elbise
KÂBUK f Yuva Kuş yuvası
KABUK Bir şeyin dışındaki sert örtü, kışır * Bazı hayvanların katı mahfazaları
KÂBUL Avcıların kemendi
KABUL Bir malı satın almak için kabul ettiğini bildiren sözdür (Bak: İcab)
KABUL-İ ADEM Kalben ademi kabul etmektir Hakkı inkâr etmek, hatalı bir hüküm ve itikattır Hak mesleği kabul etmeyip indi ve şahsi görüşünü ileri sürerek başka bir yolda gitmektir, bir iltizamdır İmânın zıddına şahsi görüşüne tâbi olmak, bâtılı kabul etmektir
KABULGÂH f Kabul yeri
KABURGA Göğüs kemiklerinin beheri Göğüs kemiklerinin bel kemiğine bağlanmak suretiyle meydana getirdikleri şeklin bütünü * Gemi, sandal, kayık gibi deniz nakil vasıtalarının hayvan kaburgasına benzeyen ve omurga üzerine kaldırılan eğri ağaçları
KABUS Uykuda ağırlık basması Korkulu ve insanda hareket bırakmayan rüya Karabasan
KABZ Tutmak Ele almak Kavramak Almak * Tahsil etmek Teslim almak * Amelde zorluk çekmek * Kuşun süratle uçması * Mülk
KABZ-I RUH Ruhun alınması Ölmek
KABZA Kılınç gibi şeylerin tutacak yeri Sap * El, pençe * Bir tutam, bir avuç şey
KABZA-İ TÎG Kılıncın kabzası, sapı
KABZIMAL Meyve ve sebze yetiştiricileriyle, satıcı arasındaki aracı
KABZ U BAST Ruhen sıkıntı Daralma ve genişleme Sıkıntı ve ferahlık * Birini diğeri üzerine tercih etme * Münkabız bir adama ferahlık ve sürurluluk vermek, sevindirmek * Beyan ve ifâde etmek * Uzun uzun ve etraflıca anlatmak
KÂC f Küçük bir çeşit çam

Alıntı Yaparak Cevapla