Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi



K Harfi

KAD Gr : İsmiyye veya harfiyye olan bir kelimedir İsmiyye olduğunda iki vecihle kullanılır yerine muzari olur Yetişir, kifayet eder mânasınadır Yahut kelimesine müradif isim olur Harfiyye olduğunda dâhil olduğu fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir
KÂD Mahzun olma, hüzünlü ve kederli olma
KÂD f Hırs, tamahkârlık
KA´D Çuval
KAD´ Men etmek, engel olmak
KADAH Çömlek içinde pişen yemeğin kokusu
KADAH Küçük toprak çanak
KADANA Forsaların ayağına vurulan zincir
KADASTRO Fr Bir ülkedeki arazi ve mülklerin alanını, sınırlarını ve yerini belirtip plânlama işi
KADD Boy, bos
KADD-İ BÂLÂ f Yüksek, uzun boy
KADD-İ BÜLEND f Uzun, yüksek boy
KADD-İ MEVZUN Mevzun boy, biçimli boy
KADD-İ MÜSTESNA Müstesna boy Güzellikte emsalsiz ve benzeri olmayan endam
KADD Ü KAMET Boy bos
KADDA´ şiddetli
KADDAH Kadeh yapan Kadeh yapıcı * Zemmeden Gıybet eden Hicveden, yeren
KADDAHE Çakmak taşı
KADDESALLAH Allah mübarek ve mukaddes eylesin
KADDESE Takdis etti, takdis eder, takdis etsin, mutlu olsun (gibi mânada en mübarek bir şeyin kudsiliğini, kusur ve noksanlıktan uzaklığını, müberra olduğunu bildirir fiil)
KA´DE Bir defa oturuş Oturma * Ist: Namazdaki bir defa oturuş Teşehhüd için, Ettahiyyâtü duâsını okumak maksadı ile olan oturuş Birinci oturuşa Ka´de-i ulâ, ikinciye de Ka´de-i âhire denir
KADE Gr: Yardımcı fiillerdendir Cümlede ifade edilen hükmün yaklaştığını bildirmek için söylenir Mübtedâ ile haberin başına gelerek, birincisini isim adı ile merfu´ kılar, haberini de mansub eder Bu gibi fiillerin haberi muzâri olur
KA´DEL Yağhane sepeti
KADEM Ayak Adım Metrenin üçte biri kadar olan uzunluk Oniki parmak uzunluğu, yarım arşın * Uğur
KADEM-BUS f Ayak öpen
KADEME Derece, sıra * Merdiven basamağı
KADEME-İ ULÂDA İlk basamakta Başlangıçta
KADEME KADEME Basamak basamak, derece derece
KADEMÎ Ayakla alâkalı Ayağa mensub
KADEMİYYE Ayak bastı parası * Eskiden hükûmete ait bir davetiye veya emri tebliğ etmek için gönderilen memura, masrafları karşılığı olarak verilen ücret
KADEMKEŞ f Ayağını çeken Yanaşmayan, gitmeyen
KADEMNİH f Ayak basıcı
KADEMNİHADE f Gelmiş, ayak basmış olan
KADEMRAN f Adım atan, ilerliyen
KADEMRENCE f Lütfen kabul, tenezzül
KADER Cenâb-ı Hakk´ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması Takdir-i İlâhî * Ezelî kısmet * Tali´ Baht Şans(Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, halî ve vicdanî bir imanın cüz´lerindendir Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir Yâni, mü´min her şeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenab-ı Hakk´a vere vere, tâ nihayette teklif ve mes´uliyetten kurtulmamak için "cüz-i ihtiyarî" önüne çıkıyor Ona: "Mes´ul ve mükellefsin" der Sonra ondan sudur eden iyilikler ve kemâlât ile mağrur olmamak için "kader" karşısına geliyor Der: "Haddini bil, yapan sen değilsin" S)( Eğer kader ve cüz-i ihtiyarîden bahseden adam, ehl-i huzur ve kemal-i iman sahibi ise; kâinatı ve nefsini Cenab-ı Hakk´a verir, Onun tasarrufunda bilir O vakit hakkı var, kaderden ve cüz-i ihtiyarîden bahsetsin Çünkü, madem nefsini ve her şeyi Cenab-ı Hak´tan bilir, o vakit cüz-i ihtiyarîye istinad ederek mes´uliyeti deruhde eder, seyyiata merciiyyeti kabul edip, Rabbini takdis eder, daire-i ubudiyyette kalıp teklif-i İlâhiyyeyi zimmetine alır S)(İrade-i cüz´iye-i insaniye ve cüz´-i ihtiyariyesi; çendan zaiftir, bir emr-i itibarîdir, fakat, Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zaif, cüz´î iradeyi, irade-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdi yapmıştır Yâni, mânen der: "Ey abdim; ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm Öyle ise mes´uliyet sana aittir!" Teşbihte hatâ olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan O´nu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen O Çocuk, yüksek bir dağı istedi, götürdün Çocuk üşüdü yahut düştü Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip üstünde bir tokat vuracaksın İşte Cenab-ı Hak, Ahkem-ül-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini, bir şart-ı âdi yapıp irade-i külliyesi ona nazar eder S)
KADER-İ İLÂHÎ Allah´ın takdiri
KADERÎ Kader ile alâkalı Kader, tali´ nev´inden olan
KADERİYE "Kul, kendi yaptıklarının halıkıdır" deyip ifrat ederek Hak mezhebinden ayrılan bir dalâlet fırkası (Bak: mu´tezile)
KADH Zemmetme, çekiştirme Bir kimsenin ayıb ve kusurlarını söyleyerek gıybet etme * Men´etmek, engel olmak * Çakmak taşını çakmak * Bir kimsenin işine halel vermek
KADIM(A) Kemirici hayvan
KADIRGA Buharlı gemilerin icadından evvel kullanılan harp gemilerinden biri Kürek ve yelkenle kullanılırdı Kadırgalar 25 oturaklı idi ve her küreği dörder adam tarafından çekilirdi (OTDS)
KADIZ Hep olduğu yerde kalan büyük fıçı
KADÎ Hâkim Peygamber (ASM) nâmına suçluyu ve suçsuzu ayırıp şeriatla hükmeden hâkim * Kaza eden
KADÎ-ÜL HÂCÂT Bütün ihtiyaçları yerine getiren Hâkim Allah (CC)
KADİ-L KUDAT Kadıların kadısı En büyük kadı Kazasker veya şeyhül islâm makamında bulunan kimse
KADÎB (C: Kıdbân) İnce ve düz fidan, dal veya çubuk * Erkeklik âleti
KADÎD Kurutulmuş et * Pek zayıf, kuru ve çelimsiz insan * Etleri dökülmüş olup yalnız kemikten ibaret olan gövde İskelet
KADİH(A) (Kadh dan) Bir kimse hakkında kötü söz söyleyen Zemmedici, çekiştirici, kötüleyici
KADÎH Tencere dibinde arta kalan
KADÎ İYAZ Lâkabı: Ebu-l Fadl bin Musa el Yahsabî´dir Muhaddislerin meşhurlarından ve edebiyatçılardan olup, 476 hicrî tarihinde Site kasabasında doğmuş, sonra Endülüse geçerek Kurtuba´da ve diğer ilim merkezlerinde ilim tahsili yapmıştır Daha sonra Site kasabasında uzun bir zaman durmuş, bir ara Garnata şehrinde kadılık yapıp, son ömrünü geçirdiği Merakiş şehrine gidip hicri 544 tarihinde vefat etmiştir Te´lifatı pek çoktur Kitab-ül İkmâl, Envâr-ül Meşârik, Ettenbihat kitapları hadis ilminde meşhurdur
KADİM (A, uzun okunur) Ayak basan Ulaşan Varan * Azanın mukaddemesi olan insanın başı
KADÎM Eski zaman * Başlangıcı olmayan Uzun zamandan beri var olan * Evveli bilinmeyen hâl ve keyfiyet
KADİME Ordunun ileri karakolu * Kuşun kanadının ön tarafındaki uzun tüyleri
KADÎMEN Eskiden beri Kadim olarak
KADÎMÎ Eskiden beri var olan Eski
KADÎ NAİBİ Kadıların (hâkimlerin), gitmedikleri yerlere gönderdikleri vekiller
KADİR Bir işi yapmaya gücü yeten Kudret sâhibi ve herşeye kudreti yeten (Allah CC)
KADÎR Mukaddir Muktedir Kudreti mutlak olan ve her hususa muktedir olan Nihayetsiz kudret sahibi (Allah CC)(İnsan kâinatın ekser envâına muhtaç ve alâkadardır İhtiyâcâtı âlemin her tarafına dağılmış; arzuları ebede kadar uzanmış Bir çiçeği istediği gibi, koca bir baharı da ister Bir bahçeyi arzu ettiği gibi ebedî Cenneti de arzu eder Bir dostunu görmeğe müştak olduğu gibi, Cemil-i Zülcelâli de görmeğe müştaktır Başka bir menzilde duran bir sevdiğini ziyâret etmek için o menzilin kapısını açmağa muhtaç olduğu gibi, berzaha göçmüş yüzde doksandokuz ahbabını ziyâret etmek ve firak-ı ebediden kurtulmak için koca dünyanın kapısını kapayacak ve bir mahşer-i acâib olan âhiret kapısını açacak, dünyayı kaldırıp âhireti yerine kuracak ve koyacak bir Kadir-i Mutlakın dergâhına ilticaya muhtaçtır İşte şu vaziyette bir insana Hakiki Ma´bud olacak; yalnız her şeyin dizgini elinde, her şeyin hazinesi yanında, her şeyin yanında nâzır, her mekânda hâzır, mekândan münezzeh, acizden müberra, kusurdan mukaddes, nakıstan muallâ bir Kadir-i Zülcelâl, bir Rahim-i Zülcemâl, bir Hakim-i Zülkemâl olabilir S)
KADİR ALAYI Tar: Kadir gecesi padişahların saraydan çıkıp, civardaki camilerden birinde namaz kılmaları münâsebetiyle yapılan merâsim
KADİR-AŞİNA Değer ve kadir bilen
KADİRDAN f Kadirbilir Değerbilir
KADİR-DANLIK Kadirbilirlik Herkesin mertebesini bilip ona göre muamele yapan Kadir ve kıymet bilen
KADİR-ENDAZ f İyi ok atan ve attığı her oku hedefe isâbet ettiren kimse
KADİR GECESİ (Bak: Leyle-i Kadir)
KADİRÎ Abdülkadir-i Geylanî Hazretlerinin yolunda olan, onun tarikatına mensub olan (Bak: Geylanî)
KADİR-ŞİNAS f Kıymet ve değerden anlayan Değerli kimseleri tanıyabilen
KADİYE Azlık Az cemaat
KÂDİYE Soğuk * Afet, belâ
KADKEŞİDE f Boy atmış, uzamış Boyu uzamış
KADR İtibar Değer, kıymet Haysiyet Derece miktarı Miktar Meblağ Takat Takdir, rızkı taksim eylemek Gına
KADR SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 97 sure olup İnna Enzelna diye de söylenir
KADRO ing Bir işin yürütülebilmesi için icab eden bir cinsten şeylerin, bilhassa insanların tamamı veya bütünü
KADR-ŞİNAS (Bak: Kadir-şinas)
KADUM (C: Kudm) Keser * Şam yakınında bir köyün adı
KADV Yemeğin kokusu iyi olmak
KADY Yemeğin kokusu güzel olmak

Alıntı Yaparak Cevapla