Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi



K Harfi

KÖFTEHOR (Bak: Kuftehar)
KÖHNE f Eski, eskimiş * Zamanı geçmiş Demode olmuş
KÖHNEBAHAR Sonbahar
KÖLE t Bütün tarihî devirlerde başka milletlerden, yabancılardan zorla kaçırılıp hürriyetten mahrum hale getirilerek hizmette kullanılan erkek (İslâmiyet köleliği en âdil usullerle kaldırmağa çalışmış ve Resul-i Ekrem (ASM), insanları kölelikten kurtarmayı ibadet olarak ilân etmiştir)
KÖRÜK Ateşi havalandırmak için yapılmış bir âlet * Hava ile çalışan bazı çalgıların hava vermeğe mahsus kısmı
KÖŞE (Bak: Kuşe)
KÖŞELİ PARANTEZ t Cümleden tamamıyla ayrı "haşiye" gibi bir sözü içine alır
KRAMP Fr Adalenin kasılması
KRATER (Bak: Atmiye)
KRİTİK yun Tenkid Sıkışık durum, sıkıntılı * Tıb: Hastalığın en kötü zamanıKRUVAZÖR : Fr Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te´min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi
KUAL Üzüm çiçeği
KUAS Koyunun burnunda olan bir hastalık
KUAS Boynun içine geçik olması
KUAS Bir hastalık (ki göğüsü tutar)
KUB f "Vuran, vurucu, döven" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: (Leked-kub: Tekme vuran)
KUBA´ Hınzır avazı * Büyük ölçek
KUBAA Serçe gibi küçük bir alaca kuşun adı * Avcıların giydiği hırka
KUBAKIB Acele eden kimse, aceleci* Bir yıldan sonra olan yıl
KUBALE Mukabele * Kapı önü
KUBAN (Kub C) f Vurucular, dövücüler * Vurarak, döverek mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır
KUBB Kürk
KUBBE Yarım küre şeklinde yapılan bina damı
KUBBE-İ ÂLİYE Yüksek kubbe
KUBBE-İ HADRÂ Yeşil kubbe
KUBBE-İ KANEK Ağzın tavanı Damak
KUBBE-İ MİNA Gökyüzü Gök kubbesi
KUBBE-İ ULYÂ Sema, gökyüzü
KUBBE-İ ZERRİN Güneş, şems
KUBBET-ÜL İSLÂM İslâmın kubbesi * Belh şehrinin başka bir adı
KUBBE ALTI Tar: Topkapı Sarayı´nda başta sadrazam olmak üzere devlet adamlarının ve vezirlerin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer
KUBBE-NİŞİN f İstanbulda Topkapı Sarayı´nda Kubbealtı denen yerde toplanan kabine üyeleri denebilecek toplantıya katılan vezirlerin herbiri
KUBBERE (C: Kubber-Kabbere) Turgay dedikleri küçük kuş * Bacaksız, kısa boylu kimse
KUBBİTÎ Beyaz helva satan kimse
KUBEB (Kubbe C) Kubbeler, kemerler Tepesi yuvarlak, yarım küre şeklinde yapılan binâ damları
KU´BERE Bileği meydana getiren iki kemiğin küçüğü
KUBH Günah ve çirkin hareket Kabahat Suç * Fık: Aklen ve şer´an müstehcen olup dünyada zemme, âhirette azaba ve itaba mahal olan şey
KUBHİYYAT (Kubh C) Çirkin hareketler ve işler Günah ve çirkin şeyler
KUBKUBA Acele etmek
KUBLE Öpme
KUBTİYYE (KIBTIYYE) (C: Kubâti) Mısırda yapılır parlak ince keten bezi
KUBU´ Kirpinin büzülüp başını derisine çekmesi * Bir kimsenin başını yakasına çekmesi
KUBUB Kuruluk
KUBUL Erlerin ve kadınların önü * Evvel, önce, ilk
KUBUN Gitmek
KUBUR (Kabr C) Kabirler, mezarlar, türbeler
KUBUS Sür´atle yürüdüğünden yere tırnağının ucundan başka yeri değmeyen at
KUBZA (KABZA) (C: Kubzât) Bir tutam nesne
KUÇE f Dar sokak, küçük sokak * Pazar, çarşı
KUDAHİS Bahâdır, kahraman, şucâ
KUDAM f Hangisi Hangileri (mânasına sorudur)
KUDAR Büyük yılan * Aşçı, tabbah Deve boğazlayıcı, deve kasabı
KUDAS Gümüş boncuk
KUDAT (Kadı C) Kadılar Şeriat kanunlarıyla hâkimlik edenler
KUDDAM Ön taraf İleri taraf
KUDDAMÎ Ön
KUDDİSE "Mübarek, kudsi ve mukaddes olsun" anlamına gelen bir kelimedir
KUDDİSE SIRRUHU "Sırrı ve hakikatı muazzez ve müşerref olsun" meâlinde bir hürmet ifadesidir(S- Sahabe-i Kiram Hazeratına Radıyallahu Anh denildiğine binaen, başkalara da bu mânada söylemek muvafık mıdır Elcevap: Evet, denilir Çünkü Resul-i Ekrem´in bir şiarı olan Aleyhissalâtü Vesselâm kelâmı gibi Radıyallahu Anh terkibi, sahabeye mahsus bir şiar değil, belki sahabe gibi Veraset-i Nübüvvet denilen Velâyet-i Kübrada bulunan ve makam-ı rızaya yetişen Eimme-i Erbaa, Şâh-ı Geylâni, İmam-ı Rabbani, İmam-ı Gazali gibi zatlara denilmeli Fakat örf-ü ulemada Sahabeye, Radıyallahu Anh; Tâbiin ve Tebe-i Tâbiine, Rahimehullah; onlardan sonrakilere, Gaferehullah; ve Evliyaya, Kuddise Sırruhu denilir M)
KUDDUS Kusur ve noksanlıklardan müberrâ olan, en mukaddes Hiç eksiği olmayan, pâk, temiz Cenab-ı Hakk´ın sıfatlarındandır * Mübarekliğin hadsiz derecesini ifâde eder "En mukaddes" gibi
KUDDUSÎ Cenab-ı Hakk´ın Kuddus sıfatına dair ve müteallik Kusursuz olan Cenab-ı Hakk´a ait * Kudsi ve temiz olana ait ve ona müteallik
KUDEGÎ f Çocukluk
KUDEK (C: Kudegân) f Çocuk, sabi
KUDEK-MENİŞ f Çocuk tabiatlı Çocuk mizaclı
KUDEMA (Kadim C) Kadimler Eski büyükler Eski adamlar İleri gelen büyükler Eski zamanda gelmiş olanlar
KUDEYH Küçük kadeh, kadehcik
KUDMUS Kadim nesne, eski
KUDRET Güç Takat * Her yeri kaplayan kudretullah * Varlık Ehliyet Becerebilme * Zenginlik * Kabiliyet * İlm-i kelâmda: Allah Teâlâ´ya mahsus ezelî ve ebedî ve bütün kâinatta tasarruf eden sıfattır(Arkadaş bir kelime-i vâhidenin işitilmesinde; bir adam, bin adam birdir Yaratılış hususunda da Kudret-i Ezeliyeye nisbeten bir şey, bin şey birdir Nev ile fert arasında fark yoktur MN)
KUDRET-İ İLÂHİYE Allah´ın kudreti(Cenab-ı Hakk´ın kudret, ilim, iradesi; şemsin ziyâsı gibi bütün mevcudata âmm ve şâmil olup, hiçbir şeyle müvazene edilemez; Arş-ı Azama taalluk ettikleri gibi, zerrelere de taalluk ederler Cenab-ı Hak, şems ve kameri halkettiği gibi, sineğin gözünü de O halketmiştir Cenab-ı Hak; kâinatta vaz´ettiği yüksek mizan gibi, hurdebinî hayvanların bağırsaklarında da pek ince ve lâtif bir nizam vaz´etmiştir Semadaki ecramı birbiriyle rabteden câzibe-i umumî kanunu gibi, cevahir-i ferdi de, yani zerratı da o kanunun bir misliyle nazmetmiştir Sanki bu zerrat âlemi, o semavî âleme küçük bir misaldir Hülâsa, aczin müdahalesi ile, kudret mertebeleri ayrılır Aczi mümteni´ olan kudretçe; büyük, küçük birdirKudret-i Ezeliye, en evvel eşyanın melekût, yani içyüzüne taalluk eder bu yüz ise, alelumum güzel ve şeffaftır Evet, şems ve kamerin yüzleri parlak olduğu gibi, gecenin ve bulutların da iç yüzleri ziyadardır İİ)
KUDRET-İ KÜLLİYE Cenab-ı Hakk´ın küllî ve mutlak olan kudreti
KUDRETYÂB f Gücü yetebilen, yapabilen, kuvvet ve kudreti olan
KUDS Mübareklik Kudsilik Nezafet Pâk olmak Noksanlardan uzak olmak
KUDSÎ (Kuds dan) Mukaddes, kutsal, muazzez
KUDSİYAN Kudsiler * Melekler Melâike taifesi
KUDSİYET Kudsilik, mukaddeslik, azizlik * Temizlik, paklık
KUDSÜMAN Erkek örümcek
KUDUM Uzak ve uzun bir yoldan gelmek * Ayak basmak * İleri geçmek İlerilik
KUDUMİYYE Uzak yoldan gelen bir büyük zâta, oranın halkı tarafından takdim edilen hediye * Edb: Böyle bir vaziyetten dolayı yazılan kaside
KUDUR (Kıdr C) Çömlekler, tencereler Yemek pişirilen kaplar
KUDURÎ (Hi: 362 - 428) Bağdadlıdır Ahmed İbn-i Muhammed Bağdâdi diye de anılır Hanefi fıkıh âlimlerindendir Bu zatın, fıkha dâir meşhur kitabının ismi de Kudurî´dir
KUDVE Halkın uyup tâbi oldukları kimse

Alıntı Yaparak Cevapla