Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi

Eski 11-04-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat K Harfi



K Harfi

KÜLA Kuş kanadının sonunda olan dört telek
KÜL´A Devenin arkasında olur bir hastalık * Koyun sürüsü
KÜLAE Tehir etmek, sonraya bırakmak
KÜLAH Takke Kalpak Baş örtüsü * Kazıkların toprağa girmesini kolaylaştırmak için uçlarına geçirilen huni şeklindeki demir gömlek
KÜLALE f Çiçek demeti * Kıvrım kıvrım olan saç Kıvırcık saç Bukle
KÜLBE f Kulübe
KÜLBE(T) Sıkıntı, zorluk, ıztırab Şiddet * İki sahtiyan arasına konup dikilen kırmızı kayış
KÜLAM Kaba, muhkem ve sağlam yer
KÜLÇE Eritilip tasfiye olunmamış veya topraktan çıkartıldığı gibi bulunan maden * Büyük parça şeklinde dökülmüş maden
KÜLEF (Külfet C) Külfetler, zahmetler, sıkıntılar, zorluklar * Merâsimler
KÜLENG f Turna kuşu
KÜLFET Zahmet Sıkıntı Yorgunluk Zahmetli iş Adetten ve lüzumundan çok yorularak çalışmakla iş yapmak * Merâsim
KÜLHAN f Hamam ocağı Hamamda su ısıtmak için ateş yakılan yer
KÜLHANİ f Serseri, çapkın, âvâre
KÜLİÇE f Külçe
KÜLİÇE-İ NÜHAS Bakır külçesi
KÜLKÜL (KÜLKÂL) Kısa boylu bodur adam
KÜLL Hep, tüm, bütün Çok Cüz´lerden meydana gelenBütün cüzlerin şumul ve istiğrak üzere ifadeleri (LR)
KÜLL-İ A´ZAM En büyük bütün En büyük küll
KÜLLAB (C: Kelâlib) Çengel, kanca Ucu eğri demir
KÜLLE f Topuk * Kâhkül
KÜLLE YEVM Her gün
KÜLLÎ Külle mensub Cüz´iyat ve ferdlerden meydana gelmiş olan Umumi, bütün * Çok, ziyade, fazla * Man: İnsan dediğimiz zaman küll´ü ve küllîyi ifade etmiş oluyoruz İnsanın eli, ayağı, kolu, gözü dersek cüz´ ve cüz´îyi ifade etmiş oluruz Dünya denilirse küll; dünyanın karaları, kıt´aları veyahut denizleri dediğimiz zaman küll´ün eczasını ifade etmiş oluyoruz Küll, cüz´lerden meydana geliyor
KÜLLİYAT (Külliyet C) Bütün Hepsi Hepsi birden * Bir müellifin bütün eserleri
KÜLLİYE (Külliyet) Bütünlük, umumilik, genellik * Bolluk, çokluk, ziyadelik * Tar: Osmanlı İmparatorluğu zamanında Arap vilâyetlerinde bazı medreselere, üniversite karşılığı verilen ad
KÜLLİYEN Kâmilen, tamamen Cüz´î olmamak üzere Büsbütün Tamamıyla, toptan, kâffesi
KÜLLÜ AMM Her sene, bütün sene
KÜLLÜ DAİN Bütün hastalıklar Bütün dertler
KÜLS Kireç
KÜLSE (C: Ekles) Kireç renginde olmak
KÜLSUM Yuvarlak yüzlü * Yanağı ve yüzü etli olanKÜLTÜR : Fr Her türlü fikir, san´at ve âdet varlıklarının hepsi * Bir kimsenin umumi bilgi seviyesi * Terbiye * Ziraat * Tıb: Tecrübe veya ilâç yapmak için mikrop besleme ve çoğaltma
KÜLUH Katı yüzlülük
KÜLÜNG f Taşçı kazması
KÜLVE (C: Külu-Külliyât) Dağarcık altına çepeçevre diktikleri deri * Tirşe dedikleri kayış
KÜM´ Ev, beyt
KÜMAHE f Nazarlık
KÜMAN f (Bak: Gümân)
KÜMAŞE Sürat, hız
KÜMAT (Kemi C) Yiğitler, kahramanlar, savaşçılar
KÜMDET Renk değiştirme
KÜMEYT Koyu doru at * Kırmızı şarap
KÜMM (C: Ekmâm-Ekmime) Gömlek yeni
KÜMME Kavuk
KÜMMEL (Kâmil C) Kâmiller Olgunlar İlmen, dinen ve mânen kâmil olan büyük zatlar Büyük mâneviyat ve fazilet sahibi insanlar
KÜMMELÎN (Kâmil ve kümmel C) Kâmiller
KÜMMÎ Konik Koni biçiminde olan
KÜMSERAT (C: Kümsereyât) Armut
KÜMTE Kızıllık, kırmızılık, humret
KÜMTER (C: Kemâtir) Kısa boylu kaba adam * Yabani eşek Vahşi hımar
KÜMUN Pusulanıp gizlenmek * Tıb: Gözde "gümne" denilen bir dumanlı hastalık görünmesi
KÜMZE Bir yere toplanmış hurma
KÜN "Ol" mânasında emirdir Allah (CC) bir şeye Kün dese; o şey olur
KÜNA f Arâzi Tarla Etrafı çevrilerek ekilen yer
KÜNAM f Kuş yuvası * Hayvan ini * İnsanın rahat edip dinleneceği yer
KÜNAN f "Ederek, yaparak, eden, yapan" manâlarına gelerek kelimelere eklenir Meselâ: (Hande-künân: Gülerek)
KÜNASAT (Künâse C) Künâseler, süprüntüler
KÜNASE Süprüntü, zibil, çöp
KÜNAT (Kâni C) Kinâyeciler Kinâye söyliyenler
KÜNBED f Kubbe
KÜNBÜL Sağlam, dayanıklı, sert, katı
KÜNC (Günc) f Köşe Bucak Bodrum
KÜNC-İ KANAAT Kanaat köşesi
KÜNC-İ MİHEN Mihnet, sıkıntı ve ıztırab köşesi
KÜNCÜD f Susam
KÜND Biçimsiz, yakışıksız, kısa * Kesmez, kör * Yiğit, cesaretli, cesur * Anlayışsız Fehim ve idraki kısa
KÜNDE f Suçlu bir kimsenin ayaklarına geçirilen tomruk * Kalın ve yüksek ağaç
KÜNDEKÂR f Sedefçi Kıymetli ağaçları işleyen Marangoz
KÜNDGÛŞ f Sağır, işitmez
KÜNDÜR (C: Kenadir) "Günlük" denilen nesne * Şişman ve kısa boylu kimse * Vahşi hımar, yabani eşek * Büyük çuval
KÜNDÜS Saksağan kuşu
KÜNENDE f "Edici, yapıcı" mânâlarına gelerek kelimelere eklenir
KÜN FEYEKÛN (Bak: Emr-i kün)
KÜNGÂN f Toprak ve çimento gibi şeylerle yapılan su borusu, su yolu
KÜNGÜRE f Kubbenin en yüksek yeri, tepesi
KÜNH Bir şeyin aslı, cevheri, mikdarı Dip Kök Özü, nihâyeti, vechi * Vakit, zaman
KÜNİŞ(T) f Mecusi tapınağı * Yahudi havrası
KÜNNAŞE (C: Künnâşât) Kök
KÜNNE Ev kapısı üstüne yapılan sundurma
KÜNNES (Kânis C) Yuvasında ve yatağında olan geyikler * Gündüzün gizlenen, gece görünen seyyar yıldızlar (Bak: Hunnes künnes)
KÜNTAN Kısa boylu
KÜNU´ Yakın olmak
KÜNÜBDÜR Kaba nesne
KÜNUD Nankörlük Nimeti inkâr etmeklik
KÜNUN Birşeyi gizleme, saklı tutma
KÜNUN f şimdi El´an
KÜNUZ (Kenz C) Hazineler Defineler
KÜNUZÂT Kenzler Hazineler
KÜNYE Bir kimsenin nereden ve kimden olduğunu bildiren ve hüviyeti yazılı olan kâğıt
KÜPEŞTE Geminin kenarlarındaki tahta siper * Parmaklığın üzerindeki düz ve kalın tahta
KÜRA´ (C: Ekru-Ekâri) İnsanda boyundan aşağısı; hayvanda topuktan aşağısı * Koyun ve sığır baldırı
KÜRABE Ağaç dibine düşen hurmaları toplamak
KÜRAIYY Paça satan
KÜRAN f Al renkli at
KÜRAT (Küre C) Küreler Yuvarlak olan nesneler
KÜRAZ Ağzı dar bardak
KÜRBAK Dükkân
KÜRBE f Dükkân
KÜRBET (Kerb den) Sıkıntı Tasa Keder * Belâ Musibet
KÜRBET-İ GURBET Gurbetten dolayı olan keder
KÜRDABE Büyük su içinde olan çürüntü
KÜRDE (C: Kürüd) Sürülmüş tarla
KÜRDEVS (C: Kerâdis) Kemik başı * At sürüsü
KÜRDİSTAN Kürdlerin oturdukları bölge * İran´ın Ardelân eyaletinin eski adı
KÜRE (Kürre yanlıştır) Yuvarlak cisim * Şeklin sathındaki bütün noktalar merkeze aynı uzaklıktadır Dünya da yuvarlak olduğundan "Küre-i arz" denilmiştir "Küre-i zemin" de denir
KÜRE-İ ARZ Dünya (Yuvarlak olduğundan dolayı bu isim verilmiştir)(Küre-i arz, küçüklüğüyle beraber semâvata karşı gelebilir Çünki nasılki "Dâimi bir çeşme, varidatsız büyük bir gölden daha büyük" denilebilir Hem, bir ölçek ile bir şey ölçerek başka yere nakledilen ve onun elinden geçmiş ve ona girmiş çıkmış bir mahsulâtla, zâhiren binler def´a ölçekten büyük ve dağ gibi bir cisimle o ölçek muvâzeneye çıkabilir Aynen öyle de: Küre-i arz, Cenâb-ı Hak onu san´atına bir meşher ve icadına bir mahşer ve hikmetine medar ve kudretine mazhar ve rahmetine mezher ve Cennetine mezraa ve hadsiz kâinata ve mahlukat âlemlerine ölçek ve mâzi denizlerine ve gayb âlemine akacak bir çeşme hükmünde icad etmiş Her sene kat kat ve katmerli yüzbin tarzda, masnuattan dokunmuş gömleklerini değiştirdiği ve çok def´a dolup mâziye boşaltarak gayb âlemine döktüğü bütün o müteceddid âlemleri ve arzın müteaddit gömleklerini nazara al; yani bütün mazisini hazır farzet; sonra yeknesak ve bir derece basit semavata karşı muvazene et Göreceksin ki: Arz, ziyade gelmezse, noksan da kalmaz İşte $ sırrını anla S)
KÜRE-İ AYN Tıb: Göz yuvarlağı
KÜRE-İ HÂK Yeryüzü * Zemin yüzü
KÜRE-İ HAVA Dünyayı kaplayan hava tabakası Atmosfer
KÜRE-İ KAMER Ay
KÜRE-İ ZEMİN Dünya, küre-i arz
KÜRE f Toprak ocak Mâdenci ocağı
KÜREK CEZASI Tanzimattan önce ve yelkencilik devrinde işledikleri ağır cürümden dolayı harp gemilerinden kürek çekmek üzere gemi hizmetine verilen kimseler Bu gibiler, gemilerde kürek çektikleri için bu tâbir meydana gelmiştir
KÜREMA (Kerim C) Kerimler
KÜREND (Küreng) f Al at
KÜREVÎ Yuvarlak Küre şeklinde
KÜREVİYAT (Küreviyet C) Küre gibi oluşlar Küreler Yuvarlaklıklar
KÜREVİYET Yuvarlaklık Küre gibi oluş
KÜREYC Dükkân
KÜREYVAT Kandaki küçük yuvarlak cisimler Küçük küreler
KÜREYVAT-I BEYZA Kandaki beyaz renkte ve çok küçük kürecikler Kan ve lenf gibi vücud mâyilerinde bulunan çekirdekli ve yuvarlak hücreler Kırmızı küreciklere nisbetle azdırlar Vazifeleri hastalık gibi düşmanlara karşı asker gibi müdafaadır Ne zaman müdafaaya girseler Mevlevi gibi iki hareket-i devriye ile sür´atlı bir vaziyet-i acibe alırlar
KÜREYVAT-I HAMRA Kırmızı kan kürecikleri Kana kırmızı rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük hücrecikler olup kanın her mmküpünde beş milyon kadar bulunurlar, beden hücrelerine erzak dağıtırlar ve bir kanun-u İlâhî ile hücrelere erzak yetiştirirler (Tüccar ve erzak memurları gibi)
KÜREYVE (C: Küreyvât) Küçük yuvarlak
KÜRH Sıkıntı, meşakkat, zahmet
KÜRİZ f Hizmetkâr, hâdim, hademe
KÜRİZÎ f Beli bükük ve sefil ihtiyar
KÜRK Kızıl, kırmızı, ahmer
KÜRKÎ (C: Kürâki) Turna kuşu
KÜRMİH f Çivi, mıh
KÜRNÜB Kelem dedikleri lahana
KÜRR (C: Ekrâr) Yediyüz bin kırksekiz dirhem * Ölçek
KÜRRAS Pırasa
KÜRRASE (C: Kerâris) Elyazma kitapların sekiz sahifeden meydana gelen forması
KÜRRE f Hayvan yavrusu Sıpa Tay
KÜRRE-İ HAR Eşek yavrusu Sıpa
KÜRRE (Bak: Küre)
KÜRRE Deve ve koyun terslerinin parçası
KÜRREC Top
KÜRREZ İki yaşına girmiş doğan kuşu * Kötü ve hâzık kimse
KÜRSİ Oturulacak yüksekçe yer Câmilerde vâizin, medreselerde müderrisin oturduğu yer * Taht, serir Erike Koltuk * Kaide * Merkez * Vazife * Saltanat, kudret ve mülk * Başkent, hükümet merkezi * Mânevi makam * Arş´ın altına bir semâ tabakası (Bak: Arş)
KÜRSİ-NİŞİN f Tahtta oturan hükümdar, pâdişah * Vâli * Câmide vaaz eden
KÜRSU´ Bilek kemiğinin ucunun serçe parmak tarafında olan yumruca kısmı
KÜRSÜB Kesbetmek, kazanmak, çalışmak * Sert ve sağlam ağaç
KÜRSÜF (C: Kerâsif) Pamuk
KÜRTAJ Dölyatağı (rahim) veya kemik apsesi boşlukları içinde bulunan yabancı cisim veya hasta organları özel bir âletle çıkarıp almak işlemi Rahmin temizlenmesi ameliyesi
KÜRUB (Kerb C) Kederler, tasalar, kaygılar, gamlar
KÜRUM (Kerm C) Üzüm kütükleri Bağ kütükleri
KÜRUR Bir şeyin tekrarlanması * Geri çekmek * Menetmek, engel olmak
KÜRUR-U A´VAM Senelerin birbirini takib etmesi Yılların ard arda geçmesi
KÜRUŞ (Keriş C) İşkembeler
KÜRUZ Dühul etmek, girmek, dâhil olmak * Bir kimseye ilticâ etmek, sığınmak
KÜRÜK f Deve yavrusu
KÜRZ (C: Karaze) Çan * Dağarcık, torba
KÜS´ Tâbi olmak, ittiba etmek, uymak
KÜSAHA Süprüntü
KÜSBE Yağı veya suyu çıkartılmış her çeşit nebâti artıklar Yağ posası
KÜSBE Bir parça süt ve hurma * Taamdan veya başka şeyden az iken çoğalıp toplanan nesne
KÜSBÜRE Kanbel otu
KÜSEYRA Bir dikenli ağacın zamkı
KÜSEYRE Hurma koruğu
KÜSFÜRE Kanbel otunun tohumu
KÜSİSTE (Güsiste) f Gevşek, uyuşuk, tembel * Kopuk, kopmuş
KÜSR Çok mal
KÜSSAB Küçük ok
KÜSSAR(E) Kırılan şeyin parçaları
KÜSSE Kaba sakal
KÜSTERDE f Döşenmiş, yayılmış
KÜSTİC (C: Kesticât) Mecusiler kuşağı
KÜSUD Kesad
KÜSUD Az nesne
KÜSUD Çekilme, vaz geçme Ric´at Gayeye varmadan geri dönme
KÜSUF Güneş tutulması Ay´ın, dünya ile güneş arasına gelerek dünya üzerinde gölge yapması * Mc: Birisinin felâketli hâlinde çok teessür göstermesi hâli(Güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibâdet-i mahsusanın vakitleridir Yâni gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibâdını o vakitte bir nevi ibâdete davet eder Yoksa o namaz, (Açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabiyle muayyen olan) ay ve güneşin husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir Ve beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki; insan o vakitlerde aczini anlar, dua ile, niyaz ile Kadir-i Mutlakın dergâhına iltica eder Eğer dua, çok edildiği halde, beliyyeler def olunmazsa; denilmiyecek ki: "Dua kabul olmadı" Belki denilecek ki: "Duanın vakti, kaza olmadı" Eğer Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle belâyı ref etse; nurun alâ nur o vakit dua vakti biter, kazâ olur Demek dua, bir sırr-ı ubudiyettir S)
KÜSUF-U CÜZ´Î Güneşin bir kısmının tutulması
KÜSUF-U KÜLLÎ Güneşin tamamının tutulması
KÜSUL Tembel, uyuşuk, gevşek
KÜSUR (Kesir C) Artan parçalar, geri kalan adetler Artık
KÜSURÂT (Küsur C) Artan kısımlar, küsurlar, artıklar
KÜSV Bir yere yığılmış ve toplanmış nesne * Az, kalil
KÜSVE Az, kalil
KÜŞ f "Öldüren, öldürücü" mânalarına gelerek tamlama yapmada kullanılır Meselâ: Düşman-küş: Düşman öldüren
KÜŞA f "Açan, açıcı" mânâlarına gelerek tamlama yapımında kullanılır Meselâ: Dil-küşâ : Gönül açan, gönül açıcı, ferahlık veren
KÜŞAD (Küşât) f Açış İlk açılış merasimi * Açma, fethetme * Yeni yapılan resmi bir yapının ilk defa olarak açılması
KÜŞADE (Küşude) Açık Açılmış Ferahlı
KÜŞADETMEK Açmak Açış merâsimi
KÜŞAYİŞ f Açıklık Ferahlık
KÜŞENDE f Öldüren, katil, öldürücü
KÜŞİŞ f Öldürme, öldürüş Katletme
KÜŞLE Hind vilâyetinde yetişen zehirli bir ot kökü
KÜŞTAR f Kesilmiş veya kurban edilmiş koyun * Et
KÜŞTE (C: Küştegân) f Öldürülmüş, maktul
KÜŞTEGÂN (Küşte C) Öldürülmüşler, öldürülmüş olanlar
KÜŞTEGÂN-I ZİNDE Şehitler Şehid olmuş kimseler
KÜŞTEN f Öldürmek
KÜŞTERE f Uzun dülger rendesi
KÜŞTÎ f Pehlivanlık, güreşme
KÜŞTÎGİR f Pehlivan, güreşçi
KÜŞTÎGİRÎ f Pehlivanlık
KÜŞUD Memesi küçük davar
KÜTA´ (C: Küt´ân) Tilki eniği * Kötü adam * Tamamlanmak, toplanmak
KÜTALE Ağırlık, sıklet
KÜTAR Kereviz
KÜTBE Dikiş
KÜTEH (Kutah) f Kısa
KÜTFANE (C: Kütfân-Ketâyif) Çekirgenin evvel kanatlanıp uçanı
KÜTLE (Kitle) Bir cismi terkib ve teşkil eden kısımların bütün hey´etine denir Toplu şey Deste Yığın Külçe
KÜTT Malı kazanıp yığan kimse
KÜTTAB (Kâtib C) Kâtipler * Mektep, okul * Başı yuvarlak küçük ok (Oğlancıklar onunla ok atmayı öğrenirler)
KÜTÜB (Kitâb C) Kitablar
KÜTÜB-Ü MENSUHA-İ SEMAVİYYE İslâma ve bütün beşeriyyete gönderilen Kur´an-ı Kerim´den evvel eski peygamberlere gelen -Tevrat, İncil, Zebur- namlarındaki şimdi hükmü kalkmış olan mukaddes kitablar
KÜTÜB-Ü MUKADDESE Mukaddes kitablar
KÜTÜB-Ü MÜNZELE Vahiy ile Cenâb-ı Hak tarafından indirilmiş, ihsan edilmiş mukaddes kitaplar( Kur´anı nâzil eden Zât-ı Zülcelâl, Mu´cizat-ı Ahmediye (ASM) ile, Kur´an vahiy olduğunu gösterir; isbat eder Ve nâzil olan Kur´ân dahi üstündeki i´caz ile gösterir ki; Arştan geliyor Ve münzel-i aleyh olan Resul-i Ekrem´in (ASM) bidayet-i vahiydeki telaşı ve nüzul-i vahy vaktindeki vaziyet-i bihuşu ve herkesten ziyade Kur´ana karşı ihlâs ve hürmeti gösteriyor ki; vahiy olup ezelden geliyor, O´na misafir oluyor M)
KÜTÜB-Ü SÂLİFE Geçmişteki eski mukaddes kitaplar
KÜTÜB-Ü SEMÂVİYYE Mukaddes kitaplar Tevrat, Zebur, İncil ve Kur´an
KÜTÜB-Ü SİTTE-İ HADİSİYYE Hadise dair altı Kitab Bu eserler en çok tetkik edilmiş, en sahih, en doğru ve mu´teber hadis kitablarıdır1- Sahih-i Buhâri Müellifi: Hâfız Ebu Abdullah Muhammed İbn-i Câfii-i Buharî´dir Sahih hadisleri tesbit için İslâm ilim merkezlerini dolaşmış, hadis âlimlerinden istifade etmiştir Cumhurun telâkkisine göre Kur´an-ı Kerim´den sonra en sahih kitab ve ilim menbaıdır Hicri 256´da vefat etmiş olup bu mezkur kitabında 7395 adet hadis nakletmiştir2- Sahih-i Müslim Müellifi: İmam-ı Müslim bin El-Haccac (Hi: 204-261) Kitab-üs-sahihini yüzbin hadisten seçmiş ve onbeş senede vücuda getirmiştir Mezkûr eserinde 2775 hadis nakletmiştir3- İbn-u Mâce (Sünen-i İbn-i Mâce) Müellifi: Ebu Abdullah Muhammed Yezidi Kazvinî´dir Vefatı: Hicri 273 senesidir4- Ebu Dâvud (Sünen-i Ebu Dâvud 4800 hadisi muhtevidir) Müellifi : Ebu Davud Süleyman Es-Sicistânî´dir Hicri 275´e kadar yaşamıştır Câmi-üs-Sünen isimli kitabı meşhurdur 500 bin hadis hıfzetmiştir İslâm hukukçuları arasında çok mühim yeri vardır5- Tirmizî: (Sünen-i Tirmizî) Müellifi: Hâfız Ebu İsa et-Tirmizî olup, hicri 275 de vefat etmiştir6- Nesaî: (Sünen-i Nesaî) Müctebâ da denir Müellifi Hâfız Ebu Nesaî olup Hicri 303 tarihine kadar yaşamıştırBuharî ile Müslim Hadis Kitablarına: "Sahihân"; diğer dört Hadis kitabına da: "Sünen" tabir edilir
KÜTÜB-Ü TEVARİH Tarih kitabları
KÜTÜBHANE Kitapların bulunduğu salon veya bina * Belli bir kaideye göre tasnif edilmiş kitaplardan meydana gelen bütün * Kitap koymağa yarayan bölmeli dolap
KÜTÜBHANE-İ UMUMİYE Umumi kütübhâne
KÜTÜM Bir otun yaprağı (Mersin yaprağına benzer; kına ile karıştırıp boya yaparlar)
KÜUB (Küubet) Kızın memesinin büyümesi
KÜUL İspirto Alkol
KÜUS (Ke´s C) Kaplar, çanaklar, çömlekler * kadehler Bardaklar
KÜV´ Bileğin başparmak tarafı
KÜVAR (Kivar) f Petek, bal peteği, kiler (Bak: Kevare)
KÜVB (C: Ekvâb) Kulpsuz bardak Küp
KÜVBE Tavla oyunu * Dümbelek
KÜVET Fr Leğen olarak kullanılan kapların umumi adı
KÜVH (C: Ekvâh) Penceresiz ev
KÜVM Bir yere toplanmış olan bir miktar deve * Yükseklik, yücelik
KÜVR (C: Ekvâr-Ekvür-Kirân) Deve palanı * İz * Ateş yakacak yer * Arı kovanı
KÜVRE (C: Küvr-Kirân) Ateş yakacak yer * Düz nâhiye * şehir
KÜVS Göç vakitlerinde çalınan meşhur bir büyük sazın adı
KÜVSİYY Küçük yürügen at
KÜVVARE (C: Küvvârât) Arı kovanı
KÜVVE (KİVVE) (C: Kivâ) Evin duvarına açılan delik Pencere
KÜVVİRET (Tekvir den) Toplandı, dürüldü
KÜVVİRET SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 81 Suredir İzeşşemsü Küvviret veya Tekvir Suresi de denir Mekke-i Mükerreme´de nâzil olmuştur
KÜVZ (C: Ekvâz-Kizân-Kize) Bardak
KÜYY Pencere
KÜZAZ Tıb: Tetanos Sinir gerilmesi
KÜZAZE Soğuğun şiddetinden olan bir hastalık
KÜZB Küsbe
KÜZEBZİB Çok yalancı
KÜZİNYAK Bez yıkayanların tokmağı
KÜZR Yay gezi
KÜZUM Ağzında dişi olmayan yaşlı deve

Alıntı Yaparak Cevapla