Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi



Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

MÂ f Biz mânasınadır (Bak: Şahıs zamiri) * Mim ile elif harfinden ibâret "Mâ" Arabçada muhtelif isimleri vardır Ve çeşitli mânalara gelir Cansız şeylere işaret eder "Şu nesne, o şey ki" mânâlarına gelerek kelimelerle birleşir Meselâ: (Mâ-ba´d: Sondaki, alttaki)
MÂ-İ İSTİFHAMİYYE Sual için kullanılan kelimenin başında gelir (Mâhâzâ: Bu nedir Mâindek: Yanındaki nedir ) suallerinde olduğu gibi
MÂ-İ MASDARİYE Başında bulunduğu cümleyi masdar mânasına ve hükmüne sokar
MÂ-İ MEVSUFE Şey mânasında nekre olup bir sıfattan evvel kullanılır $ (Nazartu ilâ mâ mu´cebin leke: Sana hoş gelen şeye baktım) cümlesindeki gibiBazan da sıfatsız olur $(Ni´me-mâ: Ne güzeldir) $ (Meselen-mâ: Bir misâl olarak) kelimelerinde gördüğümüz gibi
MÂ-İ MEVSULE Buna ism-i mevsul de denir Kendinden sonra gelecek küçük cümleyi daha önce geçen cümleye bağlar $ (Ketebtu mâ kultü: Söylediğimi yazdım, ne söyledimse yazdım) cümlesinde olduğu gibi
MÂ-İ NÂFİYYE $(Ben kâmil değilim) misâlinde olduğu gibi mânayı nefyeder
MÂ-İ ŞARTİYE İki muzariyi cezmeder, şart ve cezâ mânasını ifade eder $(Ne yazarsan, yazarım) misalinde olduğu gibi
MÂ-İ ZÂİDE Bazı edat ve fiillerin sonuna fazladan olarak gelir $ kelimelerinde olduğu gibi
M´ Su Ab
MÂ-İ CÂRİ Akarsu (Çay ve ırmak suları gibi)
MÂ-İ LEZİZ Lezzetli ve tatlı su
MÂ-İ MAGSUL (Mâ-i müsta´mel) Kullanılmış su
MÂ-İ MUKATTAR İnbikten geçirilmiş (damıtılmış), saf su
MÂ-İ MUTLAK Yaratıldığı vasıf üzere duran su (Yağmur, kar, deniz, göl, ırmak, pınar, kuyu sularıdır)
MÂ-İ MUKAYYED Herhangi bir maddenin karışması ile yaratılmış oldukları hâlden çıkmış ve hususi bir ad almış sulardır (Gül, çiçek, üzüm, asma, et suları gibi)
MÂ-İ MÜKEDDER Bulanık su
MÂ-İ MÜNHEMİR Akıp giden su
MÂ-İ MÜSTAMEL Temiz olduğu halde temizleyici olmayan, kullanılmış olan sulardır
MÂ-İ RÂKİD Durgun su
MÂ-İ ZERRİN Altun suyu
MÂ-ÜL BAHR Deniz suyu
MÂ-ÜL HAYAT Hayat suyu (Bak: Ab-ı hayat)
MA´ Yer yüzüne yayılıp döşenmek
MAA (Beraber) mânasında bir kelime olup, iki türlü kullanılır:1- İzafetle (tamlama hâlinde):a) Zarf olarak: (Celestü maa zeydin: Zeyd ile beraber oturdum)b) Sıla (cümlecik) olarak: (Musaddıkan lima maaküm: Sizdekini tasdik ederek)c) Haber olarak: (Vehüve maahüm: O, onlarla beraberdir)2- İzafetsiz: Bu takdirde tenvinlenir ve hâl olarak bulunur: (Caû maan: Beraber geldiler)
MAAB Ayıp, eksiklik * Ayıp şey, utanılacak nesne, ayıp yeri
MAABİD (Meâbid) (Mabed C) İbadet edilen yerler Mâbetler * (Abd C) Hizmetçiler Kullar
MAABİD-İ İSLÂMİYE İslâm mâbetleri Mescid ve câmiler
MAABÎD (Ma´bud C) Ma´budlar
MAABİR (Ma´ber C) Köprüler, geçitler, kemerler
MAACİL (Ma´cel C) Yollar,
MAACÎN (Ma´cun C) Macunlar Hamur kıvamındaki yoğurulmuş şeyler
MAAD (Meâd) (Avdet den) Âhiret Dönülüp gidilecek yer * Dönüş * Ahiret işleri Uhrevi işler
MAADA Başka Fazla Bundan gayrı (Bak: Adâ) (İstisnâ kelimesidir)
MAADİN (Maden C) Madenler
MAAFİR Hemedan´da bir kabilenin adı
MAA-HAZA Bununla beraber Bununla birlikte
MAAHİD (Ma´hed C) Buluşma yerleri Anlaşma yapılan ve sözleşilen yerler
MAAHU Onunla beraber Onunla
MAAK Meslek, mezheb * Sığınacak yer
MAAKAT Derinlik
MAAKID (Ma´kad C) Ma´kadlar, akdedilecek yerler Toplantı yerleri * Düğümler Düğüm yerleri veya noktaları
MAAKIL (Ma´kıl, Ma´kale ve Ma´kule C) Sığınacak yerler * Kan pahaları
MAAKIM (Ma´kım C) Eklemler, eklemeler
MAAKKA Çocuğun, anababaya isyan etmesi Veledin valideyne itaatsizliği
MAAL Yükseklik İlerilik Şereflilik
MAALCEMAA (Maa-l-cemâe) Cemaatle beraber, cemaatle birlikte
MAALEM İz Eser Nişân * Dinî mes´ele
MAAL-ESEF Yazık ki Maalesef
MAAL-FARZ Farzedilerek Doğruluğu kabul edilmekle Kabul edilmiş sayılmakla
MAAL-FARIK Yanlış olarak Farklı olarak Farklı olmakla beraber
MAAL-GAYR Başkası ile birlikte Gayrısı ile
MAALÎ şerefler Yükseklikler * Yüksek fikirler * şerefli vazifeler
MAALİF (Ma´lef C) Ot, saman gibi yem konan yerler Samanlıklar
MAAL-İFTİHAR İftiharla Sevinerek Kemal-i şevk ile
MAALİM (Ma´lem C) Dinî inançlara, itikadlara dair mes´eleler * İzler Nişanlar Eserler
MAALİYAT İnsan aklının yetişemediği veya zor yetiştiği yüksek fikir ve derin bilgiler
MAAL-KERAHE Kerih, çirkin, kötü olmakla beraber Kerahetle beraber Mekruh olarak
MAAL-KİFAYE Kâfi olmakla, yetmekle beraber
MAAL-MEMNUNİYYE Memnun olmak suretiyle İsteyerek Gönül rızası ile Memnuniyetle
MAAMİ´ (Ma´maa C) Ateş çatırtıları
MAAN Birlikte Beraber
MAAN Menzil, mekân
MAANÎ (Mâna C) Mânalar * Belâgatın üç şubesinden biri Lafzın muktezâ-yı hâl ve makama uygunluğuna mahsus bir ilim adı (Bak: Belâgat)
MAANÎ-İ KUDSİYYE Kudsi mânâlar
MAANÎ-İ MEDLULE Anlaşılan mânâlar
MAANÎ-İ MUKADDESE Mukaddes mânâlar
MAANÎ-İ MÜTEZAHİME Bir kelimenin çok mânaya gelip birbiri ile yarışma hâli
MAANÎ-İ SÂNEVİ İkinci derecedeki mânâlar İşarî, mecazî, remzî mânâlar gibi
MAANÎ-İ ÛLÂ Evvelki mânâlar, vesileler
MAAR Ar ve hayâya sebep olacak şeyler
MAARIZ (MEÂRİZ) (Muarraz C) Bir sözü söyleyip başka bir şey murad etme ve cem´ olmak, toplamak itibariyle ma´razlar, ta´rizler, adem-i tasrihler, sarahatsizlikler
MAARÎ İnsanın daima çıplak kalan organ veya azası
MAARÎC (Mi´rac C) Merdivenler
MAARİF Tahsil ile elde edilen ilim, malûmat, bilgi * Meharet Üstadlık Hüner * Marifetler Mâruflar Kültürler * Çehrenin manzarada zâhir olan yerleri * Bir memleketin okullarını ve tahsil ihtiyacını idâre ve te´mine çalışan bakanlık
MAARİF-İ MÜTENEVVİA Çeşit çeşit bilgiler
MAARİF-İ UMUMİYE NEZARETİ Maarif vekâleti Milli Eğitim Bakanlığı
MAARİF-MEND (C: Maarifmendân) f Bilgili, bilgi sahibi Kültürlü
MAARİF-MENDÂN (Maarifmend C) Bilgi sahibi kimseler, bilgililer
MAARİF-PERVER f Maarifin yayılıp intişar etmesine çalışan Maârife ait şeyleri muhafaza eden
MAARİK (Ma´rek ve Ma´reke C) Savaş meydanları, muharebe alanları Harp sahaları
MAARÎZ (Mi´raz C) Kapalı mânâlar * Edb: Birden fazla mânası olan bir kelimenin, en uzak mânasını kasdetmeler
MAARÎZ-ÜL KELÂM Kelâmda irad olunan kapalı mânâlar Bir sözün asıl mânâsından başka mânâyı istemeler
MAAS Ayağın siniri çekilip büzülmek * Ayağın eğri olması
MAASIR (Ma´sara C) Üzüm, susam gibi şeylerin sıkıldığı yerler
MAASÎ (Ma´siyyet C) Günahlar * İsyanlar
MAAŞ Geçinilecek şey Yaşayış Aylık para
MAAŞAT (Maâş C) Maaşlar Memur, emekli, dul, yetim vs gibi kimselere verilen aylıklar
MAAŞEN Yaşayış bakımından
MAAŞİR (Ma´şer C) (Bak: Ma´şer - İlticâ - Melce´)
MAATIF (Ma´tıf ve Mı´taf C) Gözlenilecek veya bakılacak yerler
MAATÎR (Mı´târ C) Devamlı güzel koku sürünenler
MAA-T-TEESSÜF Yazık ki Esefle Teessüfle beraber
MAAVİL (Mi´vel C) Taş, kaya parçalamakta kullanılan sivri kazmalar
MAAVİN (Maunet C) Yardımlar, muâvenetler * Yol yiyecekleri Azıklar
MAAYİB Ayıplar Lekeler Kusurlar
MAAYİR Ayıplanmış
MAAYİŞ (Maişet C) Geçinmek için gerekli şeyler
MAAZ Sığınacak yer Penah
MAAZ Şiddetle gadap etmek, çok fazlasıyla hiddetlenmek * Bir nesne güç gelmek, zor gelmek
MAAZALİK Şu var ki Bununla berâber
MAAZALLAH Allaha sığındık Allah korusun
MAAZIM (Mu´zam C) Bir şeyde en büyük kısımlar
MAAZİR (Bak: Meâzir)
MAAZİYADETİN Fazlasıyla, ziyadesiyle, çok miktarda, bol bol
MA-BA´D Sonra Gelecekteki
MA-BA´DETTABİA (Mâba´de-t tabia) Metafizik Beş duygu ile bilinmeyen varlıklar hakkında fikrî araştırma yapan felsefe kolu Bu felsefe ile alâkalı olan
MABA´Dİ (Mâbadi) Sonrası Bundan sonrası
MABAKİ Geri kalan, kalan, artan
MA´BED (Mâbet) (İsm-i mekân) İbadet edilen yer (Mescid, câmi gibi)
MA´BED-İ FERSUDE f Eskimiş, yıpranmış mâbed
MA-BEKA Arta kalan, bâkiye, geri kalan
MA´BER (C: Maâbir) (Ubur dan) Geçit, kemer, köprü * Geçilecek yer
MABEYN Ara Aradaki şey İki şeyin arası * Haremle selâmlık arasındaki oda * Padişah yakınlarının bulunduğu oda
MABGUZ (Bugz dan) Nefret ve buğzedilmiş Sevilmemiş
MA-BİHİ-L-HAYAT Yaşamaya sebep olan, hayata vesile olan
MA-BİHİ-L-İFTİHAR Kendi ile ve onunla iftihar edilecek şey
MA-BİHİ-L-İMTİYAZ Kendisi ile imtiyaz kazanılan şey
MA-BİHİ-L-İSTİHKAK Hak etme sebebi
MA-BİHİ-L-İ´TİMAD İtimada vesile ve sebep olan şey
MABSARA Bedihî ve zâhir olan hususlar Açık ve meydanda olan hususlar
MA´BUD (Mâbud) Kendine ibadet edilen Allah (CC)
MA´BUD-U Bİ-L HAK Hak olan ma´bud Hakkıyla ibadete lâyık olan Allah (CC)
MA´BUD-U HAKİKÎ Hakiki ma´bud olan Cenab-ı Hak (CC)
MA´BUDE Şirk, evham ve putperestlikten doğan kadın heykeli ve emsali put
MA´BUDİYYET Mâbud oluş Kendine ibâdet edilmeğe lâyık olan, ki bu sıfat ancak Allah´a mahsustur Uluhiyyet(İşte şu vaziyette bir insana hakiki ma´bud olacak; yalnız, her şeyin dizgini elinde, her şeyin hazinesi yanında, her şeyin yanında nâzır, her mekânda hâzır, mekândan münezzeh, aczden müberra, kusurdan mukaddes, nakstan muallâ bir Kadir-i Zülcelâl, bir Rahim-i Zülcemâl, bir Hakîm-i Zülkemâl olabilir Çünkü, nihayetsiz hâcat-ı insaniyyeyi ifa edecek ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sâhibi olabilir Öyle ise mabudiyete lâyık yalnız Odur S) (Bak: Taabbüd)
MA´C Süratle gitmek, hızlı gitmek * Yürürken dolaşmak
MAC Tuzlu su
MACC Ağzından sular akan yaşlı deve
MA´CEL (C: Maâcil) Yol Menzile ulaştıran yol
MA´CEME Sabırlı, tahammüllü kimse
MACERA Olup geçen şey Baştan geçen hadise
MACERAPEREST f Maceracı Macera meraklısı
MA´CES Yay kabzası
MA´CEZ Çalışmaktan ve maişetten âciz oldukları yer
MACİD Çok âli Şerif Yüce Kerim * Hoş Nâzik meşreb
MACİN (C: Micân) Her dileğini yapan kimse * Hile yolunu öğreten
MACUN Hamur kıvamındaki ilâç * Hamur gibi yoğurulmuş şey
MACUŞUN Gemi, sefine * Boyanmış elbise
MAÇ f Öpüş
MAÇİN Çin´e tâbi, Doğu Türkistan tarafındaki çöllerde ve Târim nehrinin güneybatısındaki dağlarda oturan Türk milletinden bir kavimdir ve simaca Moğol ile Aryâ cinslerinden mürekkeb oldukları anlaşılıyor İçlerinde sarı saçlı ve mavi gözlü adamlar dahi bulunuyorsa da lisan bakımından Doğu Türkistan´ın ahalisinden farkları yoktur Çağatay dili konuşurlar Kendileri çok tembel; ve zevk ve eğlenceye çok düşkündürler Ziraat vs işleri kadınları tarafından yapılır Tamamı müslüman ve sünnîdirler

Alıntı Yaparak Cevapla