Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi



M Harfi

MEGAD Bir ot cinsidir, ağaca sarmaşır çıkar; üzüm çubuğundan ince olur ve yaprağı uzun olur
MEGAFİR (Miğfer C) Miğferler Eskiden muharebelerde başa giyilen demir başlıklar
MEGAFON Sesi yükseltip büyüten alet
MEGAK Mezar, kabir, çukur
MEGANİM Ganimet malları Harbde alınan mallar
MEGAVİL (Migvel C) Hançerler Ufak ve ince kılınçlar
MEGER f Meğer, halbuki, ancak, oysa ki, şu kadar ki
MEGES f Sinek
MEGES-İ ENGÜBİN Bal sineği Arı Nahl
MEGESGİR f Örümcek ağı
MEGESRAN f Yelpâze
MEGESVAR f Sinek gibi Sinek şeklinde
MEGLUL (Bak: Maglul)
MEGMUM (Bak: Magmum)
MEGS (Bak: Meges)
MEGZ (Bak: Magz)
MEH f Ay Kamer (Bak: Mah) * Senenin onikide biri Ay
MEHAB Dehşetli ve heybetli yer
MEHABB (Mehebb C) Rüzgârın estiği yerler
MEHABBET (Bak: Muhabbet)
MEHABET Heybet * Hürmetle karışık korku * İhtiram Azamet Büyüklük
MEHABİL (Mehbil C) Tıb: Rahim yolları
MEHACİM (Mihcem C) Hacamat şişeleri * Çekip emmeye yarayan âletler
MEHAFET (Bak: Mahafet)
MEHAH Tazelik, güzellik
MEHAİL (Mehil C) Tehlikeli ve korkunç yerler
MEHAK Durgun suyun yeşilliği
MEHAKİM (Bak: Mahâkim)
MEHAL Süre, mühlet, vâde * Korku yeri
MEHALİK (Mehleke C) Tehlikeler Tehlikeli işler Korkulan yerler
MEHAMİD Şükür ve hamdler Medihler Sebeb-i şükür ve hamd olan hasletler
MEHAMİL Mahmiller * İhtimaller (Bak: Mahmil)
MEHAMM (Mühim C) Mühim şeyler Kıymetli işler Umur-u azime * Düşündürücü şeyler
MEHAMMŞİNÂS f İşinin ehli İşden anlıyan
MEHAN Ağızdan akan su, ağız suyu
MEHAN (Bak: Mühan)
MEHANE Hakaret
MEHANEN Küçümsenerek, hafifsenerek
MEHANET Küçültme Küçük görülme * Hor ve zelil olmak Zayıf ve zebun olmak * Tedbiri azca olmak
MEHANNE Burun
MEHAR Noksan, eksik * Merci
MEHAR f Dizgin, yular * Devenin burnuna takılan burunluk
MEHARET Ustalık, beceriklilik, üstadlık Meleke ve mümârese * Kur´anda meharet: Hıfzın kuvvetiyle harflerin mahreçlerine riâyettir
MEHARİC (Mahrec C) Mahreçler Dışarı çıkacak şeyler
MEHARİC-İ HURUF Tecvidde: Ağızda harf seslerinin çıktığı yerler
MEHASİN (Bak: Mahasin)
MEHAŞ Ev eşyası Mal, mülk, metâ
MEHAT (C: Mehâ-Mehevât) Billur taşı * Güneş * Dağ sığırı * Tazelik * Güzellik
MEHATT Menzil, konak
MEHAVE Doğru * İnce olmak
MEHAVİ (Mehva C) Çöller, sahralar * Vâdiler * İki yükseğin arası
MEHAVİF Korkulu yerler
ME´HAZ Menba´ Bir şeyin alındığı, çıkarıldığı yer Bir şeyin aslının alındığı kaynak(Cumhur-u avâmı, bürhandan ziyâde me´hazdaki kudsiyet imtisâle sevkeder M)
MEHAZ Su akacak yer, su mecrası * Gebe kadının ağrısının tutması * Gebe deve
MEHAZA İşlek yol
ME´HAZÎ Me´hazle ilgili Bir şeyin aslının alındığı kaynakla ilgili
MEHAZİN Mahzenler Hazineler Mal doldurulan yerler
MEHBEL Rahim sonu (Veled yatağı derler) * Veled yolu
MEHBİL (C: Mehâbil) Rahim yolu * Rahim, döl yatağı
MEHBİT Bir şeyin indiği yer İnilecek yer Yukarıdan aşağı inilecek yer Düşülen yer
MEHBİT-İ VAHY Vahyin indiği kimse Vahyin ineceği yer Münzel-i aleyh
MEHBUT Korkudan şaşırmış Hayret ve korkuya kapılmış
MEHBUT Hastalık veya bir illetten zayıf nahif olmuş olan
MEHC Cömert, eli açık
MEHCEBİN f Ay alınlı Alnı ay gibi parlak olan
MEHCENET Küçük hurma ağacı
MEHCUR(E) (Hicr den) Uzaklaşmış, uzakta kalmış, ayrı düşmüş Bırakılmış, metruk, unutulmuş, gayr-i müstâmel * Saçma sapan, hezeyan Amel edilmeyen Kullanılmaz olmuş Ayrılmış
MEHCURİYET Uzaklık, ayrılık * Bırakılıp unutulma, metrukiyet
MEHCÜV Hicvolunmuş Zemmolunmuş Kötülüğü ilân ile zevklenilmiş
MEH-ÇE Minâre, kubbe ve bayrak direğinin üstüne konulan küçük hilâl, ay
MEHD Beşik Beslenilecek, büyüyecek yer * Yeryüzü * Yayıp döşemek * Kâr kazanmak * Hazırlanmak
MEHD-İ UHUVVET Uhuvvet beşiği Kardeşlik kazanılan yer
MEHD-ARA f Beşik süsleyen
MEHDED Hindibâ otu * Acı marul
MEHDİ Hidâyete eren veya hidayete vesile olan Sâhib-üz-zaman "Hususi ve şahsi bir tarzda Allah´ın hidayetine mazhar olan, kendisine Cenâb-ı Hak tarafından yol gösterilen" mânasınadır Bu kelime ihtida etmiş olanlar için de kullanılmıştır Mehdi-yi Resul, Mehdi-yi muntazır da denir Ahir zamanda gelip bütün müslümanları Hakaik-ı imâniye ve Kur´âniyeyi câmi´ eserleri ile uyandıracak, dinlerini takviye ve imânlarını tecdit edecek olan ve Peygamberimizin (ASM) Al´inden bir Zâttır Hz Peygamberimizin Mehdi hakkındaki tavsiflerinden anlaşılıyor ki; "Cenab-ı Hak kemâl-i kereminden Din-i Muhammedinin (ASM) ebediyyetine bir alâmet olarak her asırda, her fitne zamanında Mehdi mânâsında bir zâtı gönderip onunla Din-i İslâmı te´yid buyurmuştur" Mehdi-misâl zâtlar gelmişlerdir Deccâl ismiyle tâbir edilen dehşetli bir şahsın, Müslümanları İslâmiyetten uzaklaştırmak ve sefâhet ve dalâlete ve dinsizliğe sevk etmeğe çalışmasına karşı, İslâmiyyeti, Kur´ânî eserleriyle müdafaa eden ve Kur´ânın ve imânın hakikatlarını izah ve isbat ile müslümanların imânlarını kuvvetlendiren, taklidi imânları tahkiki imân kuvvetine tebdil eden ve ehl-i imânı ikâz edip uyandıran ve her hâliyle Hz Peygambere (ASM) tâbi olan evliyaullahtan, mücâhid, ferid ve cadde-i Kübra-i Kur´âniye yolunda giden ve bu cadde-i kübrayı gösteren rehber-i zaman, yüksek bir zâttır (Bak: Deccâl)(Suâl : Ahir zamanda Hz Mehdi geleceğine ve fesada girmiş âlemi ıslâh edeceğine dâir müteaddid rivâyât-ı sahiha var Halbuki, şu zaman, cemaat zamanıdır; şahıs zamanı değil Şahıs ne kadar dâhi ve hattâ yüz dâhi derecesinde olsa bir cemaatin mümessili olmazsa, bir cemaatin şahs-ı mânevisini temsil etmezse; muhalif bir cemaatin şahs-ı mânevisine karşı mağlubdur Şu zamanda kuvvet-i velâyeti ne kadar yüksek olursa olsun böyle bir cemaat-i beşeriyenin ifsâdat-ı azimesi içinde nasıl ıslâh eder Eğer Mehdinin bütün işleri harika olsa, şu dünyada Hikmet-i İlâhiyyeye ve Kavânin-i Adetullâha muhalif düşer Bu Mehdi mes´elesinin sırrını anlamak istiyoruz Elcevab: Cenâb-ı Hak, kemâl-i rahmetinden, Şeriat-ı İslâmiyyenin ebediyyetine bir eser-i himâyet olarak, her bir fesâd-ı ümmet zamanında bir müslih veya bir müceddid veya bir halife-i zişân veya bir kutb-u a´zâm veya bir mürşid-i ekmel veyahud bir nevi Mehdi hükmünde mübârek zâtları göndermiş, fesadı izâle edip milleti ıslâh etmiş Din-i Ahmediyi (ASM) muhafaza etmiş Mâdem âdeti öyle cereyan ediyor; âhir zamanın en büyük fesadı zamanında; elbette en büyük bir müctehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mühdi, hem mürşid, hem kutb-u a´zâm olarak bir zât-ı nurâniyi gönderecek; ve o zât da Ehl-i Beyt-i Nebeviden olacaktır Cenâb-ı Hak, bir dakika zarfında beynes-semâ ve-l arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadir-i Zülcelâl, Mehdi ile de Alem-i İslâmın zulumatını dağıtabilir ve vâdetmiştir, vâdini elbette yapacaktır Kudret-i İlâhiyye noktasında bakılsa, gâyet kolaydır Eğer dâire-i esbâb ve Hikmet-i Rabbâniye noktasında düşünülse, yine o kadar ma´kul ve vuku´a lâyıktır ki; "Eğer Muhbir-i Sâdıktan rivâyet olmazsa dahi, her hâlde öyle olmak lâzım gelir ve olacaktır", diye ehl-i tefekkür hükmeder M)
MEHDİ-Yİ ABBASÎ (Hi: 120-163) Abbâsi Halifesidir Ebu Abdullah Muhammed diye de anılır Halife Mansurun oğludur Meşhur ve iyiliği ile umumi kabul gören bir zat olup hususan sulh zamanında imparatorluğun inkişafı için çok çalışmıştır Yeni yollar yaptırmış, postayı ıslâh etmiş ve Abbâsi Sülâlesinin en iyi hükümdarı olarak tanınmıştır
MEHDİ-İ MUNTAZIR (Şiilerin itikadına göre) Kıyameti bekleyen mehdi
MEHDİ-MİSAL Mehdiye benzer surette Mehdi gibi hidayete vesile olan
MEHDİYYE Mehdiye âit ve mensub olan Mehdiye dâir ve müteallik * Hediye Armağan
MEHDUM(E) (Hedm den) Yıkılmış, hedmolunmuş, yıkık
MEHDUR (Hedr den) Yazık edilmiş, ziyan edilmiş Boş yere gitmiş
MEHEBB (C: Mehâbb) Rüzgârın estiği yer
MEHEL (C: Mühul-Emhâl) Yavaş yapmak * Sonraya bırakmak, te´hir etmek
MEHENK Ölçü Miyar * Altın ve gümüş ayarını anlamaya mahsus taş Üzerinde altın tecrübe edilen siyah taş
MEHERE (Mâhir C) Mâhirler, ustalar, üstadlar Hüner sahibi ve elinden iş gelen kimseler
MEHFAK Bol nesne
MEHÎB İnsanın kendisinden korktuğu Heybetli, azametli, korkunç kimse * Arslan, esed, gazanfer
MEHÎL Korkulu yer Korkunç ve tehlikeli yer
MEHÎN Hor ve hakir Zayıf Zebun * Az şey * Rey´, fikir ve tedbirde temyizi zayıf, ahmak
MEHÎR f Ay, kamer
MEHÎRE Usta, mâhir, hünerli * Hür olan kadın * Nikâh bedeli çok olan kadın
MEHİST f Ağır, sakil
MEHÎZ Ayran * Yağı alınmış yoğurt
MEHK Suyun rengi yeşil olmak
MEHK İyice ezme
MEHL Vakit verme Vâde Mühlet Bir işi belli bir zamana kadar te´hir etme
MEHLEKE (C: Mehâlik) Tehlikeli yer veya iş
MEHLİKA f Güzel Ay yüzlü
MEHMA-EMKEN Olabildiği kadar Mümkün mertebe
MEHME (C: Mehâme) Irak, uzak * Issızlık * Korkunç sahrâ Büyük çöl
MEHMED Muhammed isminin Türkçede meşhur olmuş değişik şeklidir Resul-i Ekrem Efendimize verilen ve sadece ona lâyık bulunan Muhammed (ASM) ismine hürmeten bu değişiklik âdet olmuştur
MEHMED AKİF (1873-1936) Şiir ve manzumeyi sırf İslâmiyete hizmet için yazdı İlk Türkiye Büyük Millet Meclisinde İstiklâl Marşı manzumesi kabul edilerek milletin mâneviyatına büyük faydalar sağladı Çanakkale Şehidlerine hitaben yazdığı manzumesi de aynı mahiyettedir Bu İslâm mücahidinin şiirleri Safahât isimli yedi kısımdan ibâret bir kitabda toplanmıştır (R Aleyh)
MEHMEDCİK Kahraman ve mücahid mânasında Türk askerine verilen ünvandır
MEHMUM Endişeli Düşünceli
MEHMUSE Gizli Gizlenmiş eşya * Örtülmüş * Tecvidde: Gizli okunan harfler Fısıltı ile okunan harfler $ sözü, bu harfleri toplamıştır Bunun zıddı "Huruf-u mechure" dir
MEHMUSEN Gizli olarak
MEHMUZ Gr: Hemzeli kelime Harfin kökünde hemze varsa o kelimeye denir
MEHMUZ-UL AYN Kelime kökündeki ikinci harf "hemze" olursa, o kelimeye denir Birinci harfi "hemze" olursa ona: Mehmuz-ul fâ; üçüncü harf hemzeli olur ise ona da: Mehmuz-ül lâm denir
MEHN (MİHN) Hizmet * Mübtezellik, değersizlik
MEHPARE f Ay parçası * Çok güzel kimse
MEHPEYKER Nurlu, ay yüzlü Yüzü ay gibi parlak ve güzel olan
MEHR Aşk, şefkat, muhabbet * Güneş * Huk: Mihr Evlenme muamelesinde erkek tarafından kadına verilen nikâh bedeli
MEHR-İ MUACCEL Nikâhta erkek tarafından kız tarafına verilen ağırlık, para
MEHR-İ MÜECCEL Boşanma veya ölüm halinde, kız tarafına verilmesi nikâhta kararlaştırılmış olan para
MEHR-İ MÜSEMMA İki tarafın rızası ile nikâh bedeli olarak kararlaştırılan para
MEHRAK (C: Mehârik) Sahife, sayfa
MEHREB Sığınılacak yer * Ürküp kaçma
MEHREC (Bak: Mahrec)
MEHRECAN Eylül ayının onaltıncı günü
MEH-RU (C: Mehruyân) f Ay yüzlü, güzel
MEHRU´ Sar´alı kimse Sar´a hastalığı olan kişi
MEH-RUYAN f Ay yüzlüler Ay gibi parlak olanlar * Mc: Manevî güzellik Ahlâk sahibi ve dindar olanlar
MEH-ŞİD f Ay, kamer * Ay ışığı, mehtâb
MEHTAB f Mâhtâb Ay ışığı
MEHTER (Mih-ter) f Daha büyük * Reis * Seyis Osmanlı askeri mızıkası ve buna mensub müzikçiler * Vaktiyle Bâb-ı âli çavuşu * Rütbe, nişan veya vazife alanların evlerine müjde götürenler * Tanzimattan önce Pâdişah çadırını kurmağa vazifeli asker * At uşağı
MEHTERÂN (Mehter C) Mehterler
MEHTERHANE f Tar: Zurna, nakkare, nefir, zil, davul ve kösden kurulu askeri mızıka takımı
MEHTUK (Hetk den) Bozulmuş, yırtılmış, hetkolunmuş
MEHUB Heybetli Azametli Korkunç * Arslan
MEHUL Yumuşak yay
ME´HUL Ma´mur, imar edilmiş
MEHUL Benli, benekli
ME´HUZ Ahzolunmuş Çıkarılmış Alınmış * Ödünç olarak başka bir yerden alınmış
ME´HUZÂT Alınmış olanlar Alınan paralar ve bu paraların defterde yazılı kısmı
MEHV İnce kılıç * Sulu süt
MEHVA (C: Mehâvâ) Sahrâ, çöl, * Uçurum, yar * İki dağ arası * İki şeyin arası
MEHVARE f Ay gibi * Aylık maaş Aylık ücret
MEHVAT Çöl, sahra * İki şeyin arası
MEHVEŞ f Ay gibi * Mc: Güzel
MEHYUM Şaşmış, hayrette kalmış, şaşırmış * Sevgi ve aşkdan serseme dönmüş
MEHZUL Düşkün Zayıf Arık
MEHZUM Hezimete uğramış Mağlub olmuş olan
MEIK Gayretli kişi * Hiddeti galip kimse
MEİN Ağlanacak ve inlenecek yer
MEJENG f Keder, hüzün, tasa, gam * Hoşa gitmeyen, beğenilmeyen, nefret edilen, iğrenilen
ME´K (MÜ´K) (Amâk-Emâk) Göz pınarı
MEKA (C: Emkâ) Tilki, tavşan ve bunlara benzer hayvanlar * Canavarların inleri ve yatakları
MEKABİR (Bak: Makabir)
MEKAD(E) Yakın olmak, yakınlık
MEKADİR (Bak: Makadir)
MEKAHİL (Mikhal, mikhel ve mükhüle C) Göze sürme çekecek âletler, miller
MEKAİD (Mekide C) Hileler, aldatmalar, düzenler, dalavereler
MEKAL (Bak: Makal)
MEKAMİN (Mekmen C) Gizlenilecek yerler, pusular
MEKÂN (Kevn den) Yer Durulan yer Ev, hane, mesken Mahal
MEKÂN-I BAÎD Uzak mekân, uzay yer (Mekân-ı baîd, yâni: İmanın faide vereceği teklif zamanı, teklif dünyası geçtikten, azab gelip çattıktan sonra iman, iman-ı yeis faydasızdır ET)
MEKÂNE (C: Emkine-Emâkin) Kudret, kuvvet, güç
MEKÂNEN Mahal ve yer bakımından
MEKÂNET Ağır başlılık * Kuvvet Güç
MEKANİK Lât Cisimlerin hareketleriyle alâkalı hâdiseleri inceleyen ilim Mihanikiyetten bahseden kitap * Makina Makina aksamının hey´et-i mecmuası * Kafa yormaksızın el veya makina ile yapılan
MEKÂNİS (Miknese C) Süpürgeler
MEKANİZMA Lât Bir şeyin makina kısmı * Mc: Oluş ve işleyiş Meydana çıkış
MEKÂRE Eskiden kira ile tutulan yük hayvanı * Tar: Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan hayvanlara verilen ad (Mekâre denilen at, katır, deve gibi hayvanlar, harp zamanlarında halktan satın alınırdı Bazen geçici bir zaman için, savaş bölgesindeki halktan hayvan toplanır ve belirli miktar ücret ödenirdi)
MEKÂRİB (Mikreb C) Çift sürülen sabanlar
MEKÂRİH (Mekrehe C) İnsana tiksinti veren şeyler * Sıkıntılar, dertler
MEKÂRİM (Kerem C) Keremler İyilikler * Güzel ahlâk sahibi olmak * Ahlâk-ı hamide, Cenâb-ı Hakk´ın sevdiği, beğendiği güzel ahlâk
MEKÂRİM-İ AHLÂK Hz Muhammed´in (ASM) ahlâkına ve onun sünnet-i seniyesine ittiba ve imtisâl edenlerin ahlâkı
MEKÂRİMKÂR f Cömert, eliaçık Kerem sâhibi
MEKARÎS (Mıkrâs C) Makaslar, kesecek aletler
MEKÂSİB (Mekseb ve Meksib C) Kazançlar Kazanç yer ve araçları Kesbedilen ve kazanılan yerler
MEKÂTİB (Mekteb C) Mektebler, okullar
MEKÂTİB-İ ÂLİYE Yüksek mektebler Yüksek okullar Üniversite ayarındaki mektebler
MEKÂTİB-İ HUSUSİYE Hususi mektebler Özel okullar
MEKÂTİB-İ İBTİDÂİYYE İlk mektebler, ilk okullar
MEKÂTİB-İ İ´DÂDİYYE Yüksek mekteblere talebeyi hazırlayan, rüştiyeden sonra gidilen mektebler Liseler
MEKÂTİB-İ LEYLİYYE Yatılı mektebler
MEKÂTİB-İ RÜŞDİYYE Orta mekteb derecesinde ve altı sınıflık olan Osmanlı Devleti devrindeki mektebler
MEKÂTÎB (Mektub C) Mektublar
MEKÂYİD (Mekide C) Hileler, düzenler, aldatmalar
MEKÂYİL (Mikyâl C) Ölçekler, tahıl ölçekleri, kileler
MEKAYÎS Mikyaslar Ölçüler * Mukayeseler
MEKÂZA Şiddetli mümârese Alışkanlık
MEKBİR İhtiyarlama, yaşlanma
MEKBUD Ciğerinde hastalık olan
MEKBUT Mahzun kişi Hüzünlü, üzüntülü kimse
MEKD Azlık * İkamet, oturmak
MEKDUR Kederlenmiş, kederli
ME´KEL (Ekl den) Yemek yenecek yer Geçim yeri * Yemek
ME´KELE (C: Meâkil) Yenilecek, eklolunacak şey
MEKENE Kertenkele yumurtası
MEKER (C: Mükur) Bir ağaç cinsi
MEKERR Cenk edecek yer, savaş meydanı
MEKFERE Örtecek, sertredecek yer
MEKFUF Kulplarından sıkıca bağlanıp heybe gibi asılmış * Kilitlenmiş * Heybe * Dürülmüş, toplanmış * Men olunmuş Yasak edilmiş
MEKFUF-ÜL AYN Gözü keffolmuş Kör, âmâ
MEKFUL (Kefâlet den) Kefil olmuş veya kefil olunmuş
MEKFUL-ÜN ANH Kendisine kefillik edilen kimse
MEKFUL-ÜN BİH Kefâlet olunan kimse veya şey
MEKHUL(E) (Kuhl dan) Sürme çekilmiş, sürmeli
MEKÎD Tuzağa düşen veya düşecek olan
MEKÎDE (C: Mekâid) Hile, aldatma, düzen, dalavere
MEKÎDET Düzen, hile, fesat
MEKÎL Ölçmek * Kilo ile ölçülen şey
MEKÎLÂT (Mekîl C) Buğday, arpa gibi kile ile ölçülen şeyler
MEKÎN Yüksek rütbe sâhibi Vakarlı Temkinli Nüfuz ve iktidar sahibi * Yerleşmiş Oturmuş Sâkin, Muhkem
MEKÎNET Onur, vakar, ciddiyet, ağırbaşlılık
MEKİR (Mekr) Hile Aldatma Oyun Düzen (Birisinin kötü veya iyi hâllerini öğrenmek veya kötülüğe sevketmek ya da gayesinden alıkoymak için yapılır)
MEKÎS Vakarlı Onur sahibi Ciddi ve ağırbaşlı kimse
MEKK Emmek * Helâk etmek * Noksan etmek, eksiltmek
MEKKÂR Hilekâr Düzenbaz Çok aldatıcı Mekir yapan
MEKKÂRÎ Mekkârlık, hile, düzen Hilekârlık
MEKKE Hicaz´da Kâbe´nin bulunduğu en mukaddes şehrin ismidir Aynı zamanda Hazret-i Peygamber´in (ASM) doğduğu şehirdir
MEKKE-İ MÜKERREME İlk ismi Mekke olan bu şehire, Hz Peygamber´in (ASM) gelmesi ve Mukaddes Kâbe´nin putlardan temizlenmesi ile Mükerrem Mekke mânâsında bu isim verilmiştir
MEKKÎ Mekke´den olan Mekke´ye dâir ve mensub * Mekke´de nâzil olan âyet veya sure
MEKKUK (C: Mekâkik) Birbuçuk sa´ alır kile
MEKLA´ Otlu yer
MEKLUM Yaralı, mecruh Yaralanmış
MEKMEN (C: Mekâmin) Gizlenilip pusu kurulan yer Pusu yeri
MEKMENE Pusu, gizlenilecek yer * Define, hazine
MEKMUN Gizli Saklı
MEKN Kudret, kuvvet, güç
MEKNAN Bir ot cinsi
MEKNE (C: Miken-Mekenât) Kuş yuvası
MEKNİYYAT (Mekniyye C) Kinayeli cümleler
MEKNUN Örtülü, gizli Saklı * Dizilmiş Dizili Manzum
MEKNUS Süpürülmüş
MEKNUZ Gömülü define, örtülü, gizli Hıfzedilmiş, mahfuz
MEKR (Bak: Mekir)
MEKRE (C: Mekârih) Şiddet * Bıkkınlık * Kerahet, iğrençlik
MEKREME İzzet, ikram yeri Seha, cud, şeref Cömertlik
MEKREME-İ UZMÂ Büyük ikrâm, izzet yeri
MEKREMET-GÜSTER Merhamet dağıtan, merhamet yayan
MEKRUB Kederlenmiş Musibete uğramış Tasalı, gamlı insan
MEKRUBİYET Kederli, hüzünlü ve tasalı olma
MEKRUH İğrenç, nahoş görülen şey * Fık: Şeriatın haram etmediği, fakat zaruret olmadan yapılmasına izin vermediği, zanna dayanan delil ile işlenmesi caiz olmayan iş * Mihnet Şiddet
MEKRUHA Keder, mihnet şiddet
MEKRUHAT (Mekruh C) Mekruh olan şeyler
MEKRUHİYET İğrençlik, mekruhluk
MEKRUME (Bak: Mekreme)
MEKS Durma, eğlenme, bekleme
MEKS (C: Mükus) Bir şeyin pahası noksan olma * Öşür Vergi Vergi almak
MEKSEB (C: Mekâsib) (Kisb den) Kazanç, gelir * Kazanç yeri Kazanç vasıtası
MEKSEFE (Bak: Miksefe)
MEKSUB(E) Kesbolunmuş Kazanılmış * Sonradan tahsil olunmuş, elde edilmiş * Yüksekten dökülen * Çağlayan
MEKSUF Kesafetli, sık ve çok olmuş Koyu
MEKSUF Küsufa uğramış, ziyâsı, aydınlığı tutulmuş Kararmış
MEKSUR Çoğaltılan, çoğaltılmış
MEKSUR (Kesr den) Kırılmış, kesrolunmuş * Gr: "İ" şeklinde kesreli okunan harf
MEKŞUF Keşfolunmuş, meydana çıkarılmış Açık Belli
MEKŞUF-ÜL AVRE Görünmemesi icab eden yeri açık olan kimse
MEKŞUF-ÜR RE´S Başı açık
MEKTEB (C: Mekâtib) Yazı yazacak yer * Okul
MEKTEB-İ ÂLÎ Yüksek mekteb, yüksek okul
MEKTEB-İ HARBİYE Harp okulu
MEKTEB-İ HUSUSÎ Özel okul, hususi mekteb
MEKTEB-İ İBTİDAÎ İlk mekteb, ilk okul
MEKTEB-İ İ´DADÎ Osmanlılar devrindeki rüştiyeden, yani eski orta mektebden sonra gelen ve talebeyi yüksek mektebe hazırlayan tahsil devresi Lise
MEKTEB-İ LEYLÎ Yatılı mekteb, yatılı okul
MEKTEB-İ SULTANÎ İstanbul´da Galatasaray Lisesi
MEKTUB Yazılı, yazılmış kâğıt
MEKTUB-U SAMEDANÎ Hiç bir şeye muhtaç olmayan Allah´ın eserleri Yeryüzü İnsanlar, ağaçlar, çiçekler, çekirdekler, dağlar, denizler gibi çok hakikatlı mâna ifâde eden Allah´ın mektupları
MEKTUB-U SÂMÎ Başbakanlık (sadaret) makamından yazılan resmi mektublar
MEKTUBAT Mektublar Yazılı kâğıtlar * Bazı meşhur ve mühim kitapların ismi * Bir yerden başka bir yerdeki şahsa gönderilen yazılı kâğıtlar * Risale-i Nur Külliyatından bir mecmuanın ismi
MEKTUF İki eli arkasına bağlanmış olan
MEKTUM Gizli Saklı Gizli kalmış * Hükümetten gizli tutulan
MEKTUMAT (Mektume C) Hükümetten kaçırılarak gizlenmiş ve yazdırılmamış nüfus, mal veya gelir
ME´KUL Ekl olunmuş, yenmiş şey, yiyecek
ME´KULÂT (Me´kul C) Yenilecek gıdâ maddeleri
ME´KUM Tilki ve tavşan ini ve yatağı
MEK´UM Ağzı bağlı deve
MEKUR Hileci, yalancı, dolandırıcı
MEKYES Akıllılık ve ferâsetle bilinen kimse
MEKYUL Kile ile ölçülmüş
MEKZEBE Yalan söz, doğru olmayan kelâm Palavra
MEKZUBE Palavra, yalan söz
MEKZUM Kederli, hüzünlü, tasalı, üzüntülü, gamlı

Alıntı Yaparak Cevapla