Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi
M Harfi
MEL´ Seri seyr
MELA (C : Emlâ) Ova, sahra * Vakit * Sıcak kül MELA´Â : Meşveret * Cemaat Güruh * Bir kavmin ileri gelen mes´uliyetli şahısları * Huy, ahlâk (Bak: Mele´) * Doldurmak
MELA Gece ve gündüz
MELA´ Otu olmayan yer
MELAB Bir cins güzel koku
MEL´AB (La´b dan) Eğlence yeri Oyun yeri
MEL´ABE (La´b dan) Oyun Eğlence vasıtası Oyuncak
MEL´ABE-İ SIBYÂN Çocuk oyuncağı
MEL´ABEGÂH f Oyun oynanan yer Mel´abe yeri
MELABİS Elbiseler Giyecek şeyler
MELACE Husumeti uzatmak, düşmanlığı çoğaltmak
MELACİ´ (Melce C ) İlticâ edilecek ve sığınılacak yerler
MELAGIM Ağız çevresi
MELAH f Çekirge
MELAH Atın ayağında olan verem
MELAHA (MÜLUHA) Tuzluluk * Güzellik
MELAHA (MÜLUHA) Tatsızlık, tuzsuzluk
MELAHAT Yüz güzelliği Cemal * Tuzluluk Tuzlu su
MELAHİ Oyunlar, eğlenceler Cümbüşler
MELAHİDE Mülhidler Dinsizler İmânsızlar
MELAHİF (Milhaf ve Milhafe C ) Sarınacak veya bürünecek şeyler Yorganlar
MELAHİM Muharebe ve cenk yerleri (Bak: Melhame)
MELAİB (Mel´ab-Mel´abe C ) Oyuncaklar Oyun oynanacak yerler
MELAİK (Mil´aka C ) Tahta kaşıklar
MELAİK(E) (Melek C ) Melekler Nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, makamları sabit, kendileri ma´sum mahluklar
MELAİKE-İ KİRAM Büyük meleklerin büyükleri: Cebrâil, Mikâil, İsrâfil, Azrâil (A S )(  Melâike, bir ümmet-i azimedir ki; sıfat-ı iradeden gelen ve şeriat-ı fıtriyye denilen evamir-i tekviniyesinin hamelesi ve mümessili ve mütemessilleridirler S )(  Hem meselâ küre-i arz, küre-i arzın nevileri adedince başlar ve o nevilerin ferdleri sayısınca diller ve o fertlerin a´za ve yaprak ve meyveleri mikdarınca tesbihatlar yaptığı için elbette o haşmetli ve şuursuz ubudiyyet-i fıtriyeyi bilerek, şuurdârâne temsil edip Dergâh-ı İlâhiyeye takdim etmek için kırk bin başlı ve her başı kırk bin dil ile ve her bir dil ile kırk bin tesbihat yapan bir melek-i müekkeli bulunacak ki, ayn-i hakikat olarak Muhbir-i Sâdık haber vermiş ve hilkat-ı kâinatın en ehemmiyetli neticesi olan insanlarla münasebât-ı Rabbâniyeyi tebliğ ve izhâr eden Cebrâil (A S ) ve zihayat âleminde en haşmetli ve en dehşetli olan diriltmek ve hayat vermek ve ölümle terhis etmekteki Halika mahsus olan icraat-ı İlâhiyeyi, yalnız temsil edip ubudiyetkârâne nezâret eden İsrafil (A S ) ve Azrâil (A S ) ve hayat dâiresinde rahmetin en cemiyetli, en geniş, en zevkli olan rızıktaki ihsânât-ı Rahmâniyeye nezâretle berâber şuursuz şükürleri şuur ile temsil eden Mikâil (A S ) gibi meleklerin pek acib mâhiyette olarak bulunmaları ve vücudları ve ruhların bekaları, saltanat ve haşmet-i Rububiyyetin muktezasıdır Onların ve her birinin mahsus tâifelerinin vücudları, kâinatta güneş gibi görünen saltanat ve haşmetin vücudu derecesinde kat´idir ve şüphesizdir Melâikeye âid başka maddeler bunlara kıyas edilsin Ş )
MELAİN (Mel´ane C ) Lânet edilecek iş ve hareketler
MELAİN (Mel´un C ) Herkesin nefretini kazanmış olanlar La´netlenmiş olanlar
MELAK Lütuf, muhabbet, sevgi
MELAK Mala
MELAL Can sıkıntısı Usanç Gamlılık Zaaf ve fütur
MELAL-AVER f Usanç verici, usandıran, sıkan
MELAM Kınanmış * Rezillik Hakirlik Kıymetsizlik
MELAMET Kınanmışlık İtab ve serzenişlik Rezillik ve rüsvaylık
MELAMETZEDE (C : Melametzedegân) f Melamete uğramış, ayıplanmış, azarlanmış, kınanmış
MELAMET-ZEDEGÂN (Melametzede C ) f Ayıplanmış, kınanmış kimseler, azarlanmış olanlar
MELAMÎ Kınanmış ve ayıplanmışlardan olan * Hükema-i Kelbiyyun (Bak: Kelbiyyun) * Melami adındaki tarikata mensub olan
MELAMİ´ (Lem´a C ) Parıltılar Aydınlıklar
MELAMİH (Lemha C ) Lemhalar Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları Güzellik ve çirkinlik eserleri
MELAMİYYUN (Melamî C ) Melamî tarikatından olanlar
MEL´AN Dolu olan, taşkın
MEL´ANE(T) (La´n dan) Lânete sebeb olan Lânete müstehak iş * Yol ayrımı ve insan menzili
MEL´ANETKÂRANE f Lânete müstehak surette
MEL´ANET-PİŞ f Mel´unluktan başka işi olmayan İşi gücü mel´unluktan ibaret olan
MELAS Saracak ve dürecek yer
MELAS Kaypakça olmak
MELASET Yumuşaklık (Zıddı: Huşunet)
MELASSA Hırsız ve haydut yatağı
MELAVET Vakit, zaman
MELAZ Sığınılacak yer Melce´
MELAZE f Küçük dil
MELAZE Badem ağaçları olan yer
MELAZİB (Milzâb C ) Çok tamahkâr ve cimri olanlar
MELAZZ Yalancı, kezzab (Melzuz C ) Leziz nesneler, lezzetli şeyler
MELBES Giyecek şey Elbise
MELBES Ü ME´KEL Giyecek ve yiyecek
MELBUS Giyilen Giyilmiş olan * Giyinmiş Elbise giymiş
MELBUSÂT Giyilecek şeyler Elbiseler
MELC(E) Emmek
MELCE´ Sığınılacak yer Halas olacak, kurtulacak yer
MELD Yumuşak olmak
MELDA Çok genç ve körpe vücud veya dal İnce ve nâzik bedenli kız
MELDUG (Ledg den) Zehirli bir hayvan tarafından ısırılarak sokulmuş
MELE´ (C : Emlâ) Bir cemâatin ileri gelenleri * Hırs, tama´ * Zan * Güzellik * Fls: Kâinatta hiçlik şeklinde boşluk olmadığını, her yerin dolu olduğunu ifade eden bir tabirdir * Dolu mekân * Kalabalık, güruh, cemaat, topluluk Halk
MELE-İ A´LÂ Kerrubiyyun ve melâike cemaati En yüksek hey´et Melekler âlemi Felekler ve unsurlar
ME´LE (C: Miâl) Hazırlanmak * Şişman kadın, semiz avret * Bahçe
MELED Tazelik, körpelik, nâziklik, gençlik
MELEK Nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, masum mahluk * Güzel huylu ve güzel olan kimse (Bak: Melâike)
MELEK-ÜL BİHAR Denizlere nezaret eden melek
MELEK-ÜL CİBÂL Dağlara nezâret eden melek
MELEK-ÜL EMTÂR Yağmurla vazifeli olan melek
MELEK-ÜL MEVT İnsanların ruhlarını kabzeden Azrâil (A S )
MELEK-İ MÜEKKEL Muayyen bir işle tavzif edilmiş melek (Bak: Melâike)
MELEK-İ SİYÂNET Allah´ın emri ile insanları koruyan, muhafaza eden melek
MELEKA Düz kayacak nesne
MELEKÂT (Meleke C ) Melekeler Tecrübe neticesi elde edilen alışılmış bilgiler İsti´datlar
MELEKÂT-I AKLİYYE Tecrübe neticesi aklen bilinen kolaylık, tecrübeden doğan bilgililik
MELEKE Tekrar tekrar yapılan bir iş veya tecrübeden sonra hasıl olan bilgi ve mehâret * Mümârese
MELEKÎ (Melekiye) Meleğe mensub, melekle alâkalı * Paklık, temizlik, ismet * Hükümdara, melike âit Melikle alâkalı
MELEKUT Tam bir hâkimiyyetle, Saltanat-ı İlâhiyyenin müessiriyyet ve idâresinin esrarı Her şeyin kendi mertebesinde, o mertebeye münâsib ruhu, canı, hakikatı Bir şeyin iç yüzü, iç ciheti * Hükümdarlık Saltanat * Ruhlar âlemi (Bak: Arş)(İnsan mülk ciheti ile kalbe zarf olur, melekut cihetiyle de mazruf olur M N )
MELEKUTİYÂN Melekut âleminden olanlar
MELEK-ZAD Melekten olmuş gibi, çok güzel
MELEL Bıkma, usanma, bezme
MELEM Yaramaz tenbel kimse
MEL´EM (MİL´EM) Ölçüsünde cimrilik yapan
MEL´EME Cem´etmek, toplamak * Terbiye etmek, düzeltmek, ıslâh etmek * Yara yırtığını bağlamak
MELEVAN Gece ve gündüz
MELEZ (Meles) İki ırkın karışması neticesi hâsıl olan yeni bir nesil Ayrı iki cinsten doğmuş olan * Aydınlıkla karanlık arası, alaca karanlık
MELFUF Sarılı Bir mektup veya bir şey içine konulmuş olan
MELFUFAT (Melfuf C ) Zarf içinde veya tezkereye ilişik yazılar
MELFUFEN Sarılı olarak Melfuf olarak Leffen, ekli olan şey
MELFUHA (C: Melâfih) Ana karnındaki erkek çocuk
MELFUZ (Lâfız dan) Telâffuz olunmuş, okunmuş olan Söylenmiş * Ağızdan çıkan söz, hece, kelime veya harf
MELFUZÂT (Melfuz C ) Konuşulan şeyler
MELH Yemeğe tuz koymak * Çocuk emzirmek
MELH Kibirlenmek, gururlanmak * şiddetli seyir
MELHAME Kanlı harb * Büyük muharebe sahası
MELHAME-İ KÜBRÂ Büyük ve kanlı savaş, harp
MELHEC (C: Melâhic) Darlık
MELHED Kabrin çukur açılacak yeri
MELHEM Hurma ağacı çok olan yer
MELHEZ (C: Melâhız) Darlık çekecek yer
MELHUB (Lehb den) Alevli, alevlenmiş
MELHUD (Lahd dan) Mezara sokulmuş, kabre konulmuş Lâhid içine konulmuş
MELHUF Hasrette kalan * Kederli, tasalı * İmdad bekleyen
MELHUFÂN (Melhuf C ) Kederliler, tasalılar, kaygılılar, üzüntülüler * Hasrette kalanlar
MELHUFÎN Hasrette kalıp yardım isteyenler
MELHUK Karışmış, kavuşmuş İltihak etmiş
MELHUZ Mülâhaza ve tefekkür olunmuş olan veya olunabilen Düşünülebilen Akla gelebilen Olabilir
MELHUZÂT (Melhuz ve Melhuze C ) Olabilir şeyler Hatıra gelen şeyler İhtimâller
MELİ´ Otu olmayan yer
MELÎH Tatsız tuzsuz yemek
MELÎH (C : Milâh-Emlâh) Güzel, şirin Sâhib-i melâhat * Tuzlu
MELİK Mülk ve melekut sâhibi Padişah Mutasarrıf * Bir kavmin başı Mâlik (İsimdir)
MELÎK Hâkim-i Mutlak Hükümdar Sultan Memleket sahibi Padişah Kadir (Daimî sıfattır )
MELÎKÂNE f Hükümdar ve melike mensub Onunla alâkalı
MELÎKE Kadın hükümdar Hükümdar karısı Kraliçe
MELÎL (MELİLE) Kül içinde pişirilen ekmek * Hararet, sıcaklık * Üzgün, kederli Melul
MELÎS şişman ve tenbel olan kişi
MELÎS Bir şeyi şiddetle tutmak
MELÎT Cenin
MELİYY Uzun zaman * Zengin Varlıklı Maldâr Gani Eşraf
MELK Dalkavukluk * Yumuşaklık yapmak * Mahvetmek * Yıkamak * Emmek * Vurmak
MELK Kudret, kuvvet Şiddet * Mübalağa
MELKEAN Kötü, yaramaz kimse
MELKEME El ile vurulan yerin yarası
MELKUHA (C: Melakih) Anasının karnında olan çocuk
MELKUT Yerden kaldırılıp alınan şey * Sokağa, virâneliğe, câmi veya kilise kapısına bırakılmış çocuk
MELL Küsmek, darılmak * Yorgunluk * Kakma, dürtmek * Mahzun olmak, kederli olmak * Hamuru külün içinde pişirmek
MELLA Zengin kimse
MELLAH (C : Mellâhân-Mellâhin-Mellâhun) Gemici Kaptan Denizci
MELLAH Dalkavukluk eden, yaltaklanan Tez tez yürüyen, hızlı yürüyen
MELLAHA Tuz çıkan yer
MELLAHAN (Mellâh C ) Kaptanlar, denizciler, gemiciler
MELLAHÎN (Mellâh C ) Denizciler, gemiciler, kaptanlar
MELLAHE Tuzla
MELLASE Yeri düzeltmede kullanılan âlet, sürgü
MELLE Çukur
MELMUS (C : Melâmis) (Lems den) El ile dokunulmuş
MELMUSAT (Melmus C ) El ile dokunmalar El ile temas etmeler
MELS Enemek Hayvanı iğdiş etmek, erkekliğini gidermek
MELS Yalan vâde, yalan söz * Güzellik, hüsün
MELSA´ Pürüzsüz ve düz yer * şarap
MELSUK Yapıştırılmış Bitiştirilmiş
MELSUN (C : Melâsin) Yalancı, kezzâb
MELTAFA Güzellik, lâtiflik yeri olan şey veya vasıf
MELTEM Yaz mevsiminde karadan denize doğru esen rüzgâr
MELTUT Karışmış, mahlut
MEL´UB Salyalı ağız
ME´LUF Alışılmış Ünsiyyet edilmiş * Alışık Huy edinmiş
ME´LUFİYET Alışıklık, ünsiyet
ME´LUK Deli Divâne
MELUL Usanmış Bıkmış Bezmiş * Mahzun
MELULÂNE Acıklı ve mahzun bir hâlde
ME´LUM Kederli Eleme, derde tutulmuş
MELUM Azarlanmış, tahkir edilmiş, levmolunmuş
MEL´UN Lânetlenmiş Lânete lâyık * Kovulmuş, tard olunmuş
MELVAN Gece ve gündüz
MELYENE Yumuşaklık
MELZE At seğirtirken koltuklarını uzatmak * Süngü ile veya gayrı nesne ile ta´n eylemek
MELZUM Mevcud bir şeyle birbirinden ayrılmayan Mevcud bir şeyle beraber bulunması lâzım gelen Lüzumlu olmuş olan Lüzumlu kılınmış
MELZUMİYET Lüzumlu kılma Melzumluk
MEMALİK (Memleket C ) Memleketler
MEMALİK-İ HÂRRE Sıcak memleketler İklimi çok sıcak olan mıntıkalar
MEMALİK-İ OSMANİYE Osmanlı memleketi Osmanlılara aid memleketler
MEMALÎK (Memluk C ) Köleler kullar
MEMAT Ölüm Ahirete göç etmek (Bak: Mevt)
MEMDUD (Medd den) Uzatılmış, yayılmış olan Çekilmiş
MEMDUDE Balçıklı ve kesekli yer
MEMDUDÎ Tel çeken
MEMDUH(A) Beğenilmiş Medholunmuş Övülmüş * Fık: Peygamberimizin (A S M ) sevmiş olduğu hareket, iş
MEMDUHAT (Memduh ve Memduha C ) Medhedilecek ve övülecek şeyler Övülmeğe değer şeyler
MEMDUHİYYET Makbul oluş Makbullük Beğenilmiş oluş
MEMEDD (Masdar-ı mimî ve mekân ismi) Bir şeyin uzandığı, serildiği yer
ME´MEN Sağlam Güvenilir Emin yer
MEMERR Geçilecek yer Cadde, sokak Geçit yeri
MEMERR-İ NÂS Herkesin geçtiği yol Geçit
MEMERR-ÜL MAHLUKAT Mahlukatın geçtiği yer Dünya
MEMHUR Mühürlenmiş Damgalanmış
MEMHURE Nikâh bedeli verilmiş olan kadın
MEMHURE Sürülüp nadas olmuş yer
MEMHUS Parlatılmış, cilâlanmış * Etli, şişman, dolgun insan veya hayvan
MEMHUVV (Mahv dan) Mahvolmuş, perişan olmuş
MEMHUZ Yağı alınmış yoğurt
MEMÎL Meyletme, bir yana eğilme, temâyül etme
MEMKÛR (C: Memâkir) Av kanıyla kirlenmiş * Kızıla boyanmış
MEMKÛRE Uysal, yakışıklı
MEMKURE Sirkeli ve sarmısaklı balık
MEMKUT Düşmanlık edilen, hased edilen
MEMLAHA (Milh den) Tuz çıkarılan yer Tuzla
MEMLEKET (C : Memâlik) Bir devletin toprağı, ülke, yurt * Şehir İl, kasaba * Bir insanın doğup büyüdüğü yer
MEMLU Doldurulmuş Dolu
MEMLUH Tuzlanmış Tuzlu
MEMLUHAT (Memluh C ) Tuzlanmış şeyler Tuzlu şeyler
MEMLUK Köle Kul Esir Bende Hizmetkâr * Birinin malı olan
MEMLUKÂNE f Köleye yakışır hâlde Kölece * Eskiden çok defa bir büyüğe sunulan yazılarda, kendinden bahsederken kullanılırdı
MEMLUKİYYET Esirlik Hizmetkârlık Kulluk Kölelik
MEMLUL (Memlule) Usanmış, usanılmış, bıkılmış, bezilmiş
MEMNU´ Yasak Menedilmiş Mâni olunmuş
MEMNUAT (Memnu ve Memnua C ) Yasak şeyler
MEMNUİYYET Yasaklık Haram veya yasak oluş
MEMNUN (Minnet den) Hoşnud Razı Minnet altında bulunan İyiliğe nâil kılınmış Çok muteber olan şey Çok beğenilen Ölçülü ve hesaplı olan * Kesilmiş
MEMNUNEN Sevinerek, memnun olarak
MEMNUNİYYET Mesrur oluş Şâdlık Mesruriyet
MEMRU´ Otlu yer
MEMSUD Vücudu kuvvetli ve sağlam yapılı olan
MEMSUDE Devrik yüzlü, münkabız kimse
MEMSUH Suratı, daha çirkin şekle sokulmuş Biçimsiz ve çirkin surete girmiş olan
MEMSUH El ile sıvanmış, mesh olunmuş Temas edilmiş
MEMSUN Mesâne hastalığına tutulmuş kimse
MEMSUS Massolunmuş, emilmiş * Baldır, incik
MEMSUS Dokunulmuş
MEMŞA (Meşy den) Ayak yolu Üzerine basıp yürüdükleri yer
MEMŞUK Yazılmış olan, meşkolunmuş * Uzun boylu zayıf at
MEMTUL Çekiçle döğülerek işlenmiş
MEMTUR Üzerine yağmur yağmış Yağmur yağarak ıslanmış
MEM´UD Midesinde hastalık olan
ME´MUL Umulan Ümid edilen Beklenilen
ME´MUM İmama uyan kimse İlerdekine uyan
ME´MUME Beyine ulaşan yara
ME´MUN Emin Mahfuz Korkusuz Emniyyet verilmiş Sağlam Tehlikeden azâde olan * Abbasi halifelerinden Hârun Reşid´in kendisinden ve kardeşi Eminden sonra hükümdar olan oğlunun adı
ME´MUN-ÜL ÂKİBE Akibetinden emin Sonu emin, korkusuz
ME´MUR Emir ile hareket eden Emir altında olan Vazifeli Kendi istediği gibi olmayıp başka emre göre çalışan Bir emir alan Bir işe tâyin olunmuş adam
ME´MUR-ÜN BİH Emrolunan şey
ME´MUREN Me´mur olarak, memurlukla Bir iş ile vazifelendirerek
ME´MURÎN (Me´mur C ) Devlet hizmetinde bulunan kimseler Me´murlar
ME´MURİYET Me´murluk Vazife, görev, hizmet
ME´MURİYET-İ ASLİYE Asıl me´murluk
MEMUT Meyyit Ölmüş
MEMZUC Bitişik Karışık Karışmış Birlik olmuş Birbirine mezc olmuş * Şakalaşmak * Oynamak
|