Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi



M Harfi

MİR Amir Bey Baş Kumandan Vâli
MİR-İ KELÂM Güzel ve zarif konuşan
MİRA´ (Riya dan) Riya etme, riyakârlık yapma * Başkasının sözüne itiraz edip mücâdele etme * İçindekinin aksini söyleme
MİR-AB f Bir kentin su işlerine bakan kişi
Mİ´RAC Merdiven, süllem * Yükselecek yer * En yüksek makam * Huzur-u İlâhî Peygamberimiz Hz Muhammed (ASM) Efendimizin, Receb ayının 27 gecesinde Cenab-ı Hakk´ın huzuruna ruhen, cismen, hâlen çıkması mu´cizesi ki; en büyük mu´cizelerinden birisidir(Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nasılki Arz ahâlisine inşikak-ı Kamer mu´cizesini göstermiş; öyle de: Semâvat ahâlisine, Mi´rac mu´cize-i ekberini göstermiştir İşte Mi´rac denilen şu mu´cize-i âzamı, Otuzbirinci Söz olan Mi´rac Risalesi´ne havale ederiz Çünki o risale, o mu´cize-i kübrâyı, ne kadar nurani ve âli ve doğru olduğunu kat´i bürhanlarla, hattâ mülhidlere karşı da isbat etmiştir Yalnız, mu´cize-i Mi´racın mukaddimesi olan Beyt-ül-Makdis seyahatı ve sabahleyin Kureyş kavmi, Ondan Beyt-ül Makdis´in târifatını istemesi üzerine hâsıl olan bir mu´cizeyi bahsedeceğiz Şöyle ki:Mi´rac gecesinin sabahında, Mi´râcını Kureyş´e haber verdi Kureyş tekzib etti Dediler: "Eğer Beyt-ül Makdis´e gitmiş isen, Beyt-ül Makdis´in kapılarını ve duvarlarını ve ahvâlini bize târif et" Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman ediyor ki: $Yâni: "Onların tekziblerinden ve suâllerinden pek çok sıkıldım Hattâ öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim Birden Cenab-ı Hak, Beyt-ül-Makdis´i bana gösterdi; ben de Beyt-ül-Makdis´e bakıyorum, birer birer herşey´i târif ediyordum" İşte o vakit Kureyş baktılar ki: Beyt-ül-Makdis´ten doğru ve tam haber veriyorHem Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Kureyş´e demiş ki: "Yolda giderken sizin bir kafilenizi gördüm kâfileniz yarın filân vakitte gelecek Sonra o vakit kâfileye muntazır kaldılar Kâfile bir saat teehhür etmiş Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ın ihbarı doğru çıkmak için, ehl-i tahkikın tasdikıyla, Güneş bir saat tevakkuf etmiş Yâni Arz, O´nun sözünü doğru çıkarmak için; vazifesini, seyahatını bir saat tâtil etmiştir ve o tâtili, Güneş´in sükunetiyle göstermiştir İşte Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm´ın birtek sözünün tasdikı için, koca Arz vazifesini terkeder; koca Güneş şâhid olur Böyle bir Zâtı tasdik etmeyen ve emrini tutmayanın, ne derece bedbaht olduğunu ve O´nu tasdik edip emrine $ diyenlerin ne kadar bahtiyar olduklarını anla M)
Mİ´RAC-UN NEBİ Hazret-i Peygamber´in (ASM) huzur-u İlâhîde yükselmesi(Mi´râc-un Nebi : Zât-ı Ahmediyye (ASM) Efendimizin seyr-i sülukundan ibârettir Zât-ı Muhammediye´nin bütün kâinatın fevkine çıkıp, bütün mevcudattan geçip, bütün mahlukatın Hâlikı ile umumî, küllî, ulvî bir sohbetidir)(Mi´rac meselesi erkân-ı imaniyyenin usulünden sonra terettüb eden bir neticedir Ve erkân-ı imaniyyenin nurlarından medet alan bir nurdur Erkân-ı imaniyyeyi kabul etmeyen dinsiz mülhidlere karşı elbette bizzat isbat edilmez Çünkü Allah´ı bilmeyen, peygamberi tanımayan ve melâikeyi kabul etmeyen veya semâvatın vücudunu inkâr eden adamlara Mi´rac´dan bahsedilmez Evvelâ o erkânı isbat etmek lâzım geliyor S) (Bak: Bast-ı zaman)
Mİ´RAC GECESİ Leyle-i Mi´rac da denir Arabî aylardan Receb-i şeri´fin yirmiyedinci gecesidir
Mİ´RACİYYE Mi´raca âid Mi´rac hakkında Peygamberimiz Hz Muhammed´in (ASM) Mi´rac mu´cizesi hakkında yazılmış manzume veya bu hususta yazılan eser
MİRADE Mancınık taşı
MİRADES (C: Merâdis) Kuyu içinde su var mıdır diye bilmek için bıraktıkları taş * El değirmeni
MİRAH Sürur, neşat, sevinç
MİR-AHUR f Sarayda at işlerine bakan memurun ünvanıdır
MİRALAY Alay kumandanı Albay
MİRAN (Mir C) Beyler
MİRAN (C: Mârin) Vahşi canavar yatağı
MİRAN AŞİRETİ Cizre havalisinde Bühti ismi ile de anılan bir aşiret adı
MİRAR Kerreler Def´alar
MİRAREN Defalarca, birçok kere
MİRAS Ölen kimseden akrabalarına ve yakınlarına kalmış olan mal, mülk( $ olan hükm-ü Kur´anî, mahz-ı adâlet olduğu gibi, ayn-ı merhamettir Evet adâlettir Çünki; ekseriyet-i mutlaka itibariyle bir erkek, bir kadın alır, nafakasını taahhüt eder Bir kadın ise, bir kocaya gider, nafakasını ona yükler; irsiyetteki noksanını telâfi eder Hem merhamettir, çünki: O zaife kız, pederinden şefkate ve kardeşinden merhamete çok muhtaçtır Hükm-ü Kur´ana göre o kız, pederinden endişesiz bir şefkat görür Pederi ona, "Benim servetimin yarısını, ellerin ve yabanilerin ellerine geçmesine sebeb olacak zararlı bir çocuk" nazariyle endişe edip bakmaz O şefkate, endişe ve hiddet karışmaz Hem kardeşinden rekabetsiz, hasedsiz bir merhamet ve himayet görür Kardeşi ona, "hânedanımızın yarısını bozacak ve malımızın mühim bir kısmını ellerin eline verecek bir rakib" nazariyle bakmaz; o merhamete ve himayete bir kin, bir iğbirar katmaz Şu halde o fıtraten nazik, nâzenin ve hilkaten zaife ve nahife kız, sûreten, az bir şey kaybeder; fakat ona bedel akaribin şefkatinden, merhametinden, tükenmez bir servet kazanır Yoksa rahmet-i Hak´tan ziyade ona merhamet edeceğiz diye hakkından fazla ona hak vermek, ona merhamet değil, şedit bir zulümdür Belki zaman-ı câhiliyette gayret-i vahşiyaneye binaen kızlarını sağ olarak defnetmek gibi gaddarâne bir zulmü andıracak şu zamanın hırs-ı vahşiyanesi, merhametsiz bir şenâate yol açmak ihtimali vardır M)
MİRASHAR f Mirasyedi Kendine kalan mirası yiyen Mirashor
MİR´AŞ (MER´AŞ) Çok yüksekten uçan güvercin
MİR´AT Ayine Ayna * Meşhur bir cins lâle
MİR´AT-ÜL AYN Bir şeyin dış görünüşü
Mİ´RAZ (C: Meâriz) Zıpkın adı verilen yeleksiz uzun ok * Bir sözün gizli mânâsı Ta´riz
Mİ´RAZ Süs için giyilen güzel elbiseler
MİRAZZA Harmanı sürecek döven
MİRBA Ganimet malının dörtte biri
MİRBA (MİRBÂE) Gözcülerin üstüne çıkıp baktıkları yüksek yer
MİRBAA Asâ, değnek, sopa
MİRBAT Davar bağlanacak bağ
MİRBED (C: Merâbid) Ev içinde olan küçük hücre (içine esvap koyarlar) * Davar ahırı * Davar duracak yer * Hurma kuruttukları yer
MİRCEL (C: Merâcil) Kazan
MİRDA Gemicilerin kullandıkları uzun ağaç
MİRDİYAN (Mirdiyane) Mersin ağacı
Mİ´RE (C: Miâr) Kin, adâvet, düşmanlık
MİREMME Sığır ve deve gibi tırnaklı hayvanların dudağı
MİRFA(T) İttifak etmek, bir olmak, birleşmek
M

MİRFAK Dirsek * Mutfak Kiler * Semânın şimal tarafında bir yıldız ismi
MİRFAKA Dirsek yastığı
MİRFED Büyük kâse
MİRFEŞE Kürek
MİRGAH Kaymak alacak âlet
MİRHA İrhâ denilen yelmekle yelip seğirten at
MİRHA(T) (C: Merâhâ) Yürüyücü at
MİRHA(T) Salıverilmiş, bırakılmış perde
MİRHAZ (MİRHÂZA) Gasilhâne, abdesthâne, kenif * Çamaşır tokmağı
MİR´IZZA (MİR´IZÂ) Keçi kılının altında olan tiftik
MİRÎ Devlete âid Devlet hazinesine mensub
MİRİLU Uzayan harblerde ve askerin kifayetsizliği zamanlarında aylıkla toplanan askerler Bunlar talimsiz, intizamsız oldukları için "Nefer-i âm: Bütün halkın cenge sürülmesi" hükmünde kalıyor, bir istifade te´min olunamıyordu Yeniçeri Ocağı´nın ilgasıyla muntazam askerî teşkilât yapılınca bu türlü asker istihdamından vaz geçilmiştir * Hükümete ait gelir menbaları yerinde de mirilu tabiri kullanılırdı
MİRKAK Oklava
MİRKAM (C: Merâkım) Kalem
MİRKAT Merdiven Basamak Derece
MİRKEN (C: Merâkin) Don yıkayacak kap * Küçük leğen
MİRLİVA Tugay kumandanı Tuğgeneral
MİRMA(T) (C: Merâmâ) Nişan oku
MİRRE Kuvvet * Öd * Akıl * Kat * Sağlamlık
MİRRİD Müfsid, kötü ve şerir kimse
MİRRİH Şâd, neşeli ve mesrur kimse
MİRRİH Uzun ok ("Pertev oku" derler) * Yeleği olmayan ok * Bir yıldız adı
MİRSAD Gözetleme yeri Rasad yeri * Gözetleme âleti * Suçluları gözleyip duran * Pusu * Suçlular için hazır bekleyen
MİRSAD-I İBRET İbretle seyretme yeri
MİRSAD-I TEFEKKÜR Tefekküre sebep olan
MİRSAD (C: Merâsıd) Geniş yol
MİRSAL (C: Merâsil) Tenbel yürüyüşlü davar * Küçük ok
MİRSAT Gemi demiri Lenger
MİRŞAH (Mirşaha) Süzgeç
MİRŞAHA Eyer altına konulan keçeyi davardan almak
MİRŞEKA (C: Merâşik) Terzi yüksüğü
MİRŞEM Ekmek tozunu silecek tüy süpürge
MİRT (C: Mürât) Yünden veya haz denilen kumaştan elbise * Kadınların, esvapları üstüne giydikleri elbise
MİRTAC Kapı kilidi * Dar yol
MİRTAC Yarış atlarının beşincisi
MİRTAL (MİRTALE) Bulaşmak
MİRTAZ Dinin yasaklarından sakınan kimse
MİRVAHA (C: Merâvih) (Rih den) Yelpaze
MİRVAHA CÜNBÂN f Yelpaze sallıyan
MİRVED (C: Merâvid) Milve makara ortasındaki demir, mihver
MİRYE Şek, şüphe * Münazara Cedel (Bak: Temâri)
MİRZA Reis Bey * Büyük kimselerin çocuğu Beyzâde * Bazı İslâm topluluğunda iyi sülâleden olanlara, şehzâdelere, seyyidlere verilen ünvân olmakla beraber, bugün bir isim olarak çokca kullanılmaktadır
MİRZAB (C: Merâzib) Ululuk * Uzun ve büyük gemi
MİRZAH (C: Merâzıh) Çekirdek ve ona benzer şeyleri dövüp ezdikleri taş
MİRZAH Üzüm çubuğunu yerden kaldırıp bağlayıp sardıkları ağaç
MİRZAZ Havan eli
MİRZEBE (C: Merâzib) Tokmak
MİS f Bakır
MİS´ Şimal yeli, kuzey rüzgârı
MİS´AB (C: Mesâib) Değirmen oluğu * Havuz oluğu
MİSAFİR Seferde olan (Bak: Müsafir-Mukim)
MİSAHA Ölçmek, miktarını bilmek
MİSAK Anlaşma Sözleşme Yeminleşme Verilen söz
MİSAK Sürme, gütme, sevketme * Havada uçarken kanadını birbirine vurup uçan güvercin
MİSAL Bir şeyin benzer hali Benzer Örnek * Düş Rüya * Ahlâk ve âdâbla ilgili kıssa ve hikâye * Bir şeyin örneği ve sıfatı Kısas * Gr: İlk harfi harf-i illet olan (yani; elif, vav veyahut da yâ olan) fiil veya kelime
MİSAL-İ VAVÎ İlk harfi "vav" olan kelime
MİSAL-İ YAYÎ İlk harfi "ye" olan kelime
MİSALİYYE Misale dair
Mİ´SAM Nabız yeri Bilek
MİSANE Dizgin kayışı
MİS´AR (MİS´ÂR) (C: Mesâir) Uzun * Ateş küsküsü yapılan ağaç Ateş karıştırmağa mahsus âlet
Mİ´SAR (Mi´sara) Mengene
MİSAS El sürme, değme, dokunma * Cima etmek * Almak
MİSBAH Lâmba (Bak: Mısbah)
MİSBAH Yüzgeç
MİSBAH-I SADRÎ Göğüs yüzgeçi
MİSBAH-I ZENEBÎ Balıkların kuyruğu
MİSBAR (C: Mesâbir) Yaraya konulan fitil
MİSBEKE Mâden eritilip dökülecek kap
MİSDAK (Bak: Mısdak)
MİS´EB Bal konulan tulum, bal tulumu
Mİ´SELE (Asel den) Arı kovanı
MİSELLE (C: Misâl) Çuvaldız
MİSELLÎ Çuvaldızcı kimse
MİSEM Dağlama eseri * Dağ yapılan âlet * Güzelin çehresindeki cemâl eseri
MİSENN Bileği taşı
MİSFAT Süzgeç Tasfiye âleti
MİSFEN Törpü
MİSFERE Süpürge
MİSHA(T) (C: Mesâhi) Demir kürek, bel
MİSHAB Bel âletinin sapı
MİSHAB (C: Mesâhib) Sacayak
MİSHAL Eğe, törpü gibi yontma aletleri
MİSHANE Taş parçaladıkları nesne
MİSHAT Şarap koyacak kap
MİSHEB Siyah at
MİSHEL Dil, lisan * Eğe, törpü * Ziynet verecek nesne * Yabâni eşek * Dizgin
MİSHELÂN Geminin iki tarafındaki iki halka
MİSİL (Misl) Benzer Nâzır Tıpkısı
MİSİLLİ (Misillü) Benzeri Gibi Aynısı
MİSK Bir cins güzel koku ismi (Asya´nın büyük dağlarında yaşayan bir cins erkek ceylanın karınderisi altındaki bir bezden çıkarılır)
MİSK İLE ANBER Tamamıyla isteğe uygun (Misk ü anber de denir)
MİSK´ Sıklık vermek
MİSKAB (C: Mesâkıb) Mâden, kemik veya tahta gibi şeyleri delmekte kullanılan âlet, matkap
MİSKAL Yirmidört kıratlık (4,5 gr kadar) bir ağırlık ölçüsü (Bir kırat, beş normal arpa ağırlığında olup, bir dirhemin 1/14 üdür)
MİSKAL Devamlı tenbel olmak
MİSKAM Hastalıklı, illetli
MİSKA(T) (C: Mesâki) Su bardağı Su kovası
MİSKATA Düşürtücü ilâç veya sebep
MİSKET Fr Alaybozan tüfeği Patlayan bombadan etrafa sıçrayarak tahribe, yaralanmaya ve ölüme vesile olan sert parça Eskiden kullanılmış geniş çaplı bir silâh * Güzel kokulu meyve (Elma, üzüm vs)
MİSKİN Uyuşuk, tenbel, hareketsiz Zavallı * Cüzzam hastası * Fık: Kendi kendini idâre edemiyen, iktisabtan âciz, mal ve mülkü hiç olmayan kimse
MİSKİNÂNE f Tenbelcesine, miskincesine
MİSL (Bak: Misil)
MİSLAH Ham iken hurması dökülen hurma ağacı
MİSLAK Fesih lisanlı, güzel konuşan * Kırkbeş sene yaşayan adam
MİSLAK Fesih, beliğ konuşan kimse
MİSLAT (C: Mesâlit) Anahtarın bir dişi
MİSLİYET Benzeri ve misli olmak Benzerlik
MİSMA´ (C: Mesâmi´) (Sem´den) Kulak * Hastanın iç organlarını dinlemeğe yarıyan âlet
MİSMAK Çadırı yükseğe kaldıracak ağaç
MİSMAR Ensiz çivi, mıh Demir kazık
MİSMAR-I ÂHENİN Demir kazık
MİSMAS Karıştırmak
MİSMAZ Deyyus kimse
MİSRED Büyük taş, çanak
MİSSİK Çok cimri Hasis ve tamâhkâr
MİSTAH Yatık bardak * Çadır direği * Hurma yayıp kuruttukları yer
MİSTAR (Bak: Mıstar)
MİSTİK Fr Mistisizm ile âlâkalı * Fls: Bâtıni Kalben çok dindar Sofi
MİSVAK Kullanılması pek çok faydalı olan ve Peygamberimiz Hz Muhammed´in (ASM) ehemmiyetle tavsiye ettiği, diş fırçası vazifesini de gören, hoş kokulu ve meyvesiz bir ağacın dallarından kesilip kullanılan parça
MİSVAT Ekincilerin sürgüsü
MİSVAT Kazan kepçesi
MİSYON Fr Bir vazife ile bir yere gönderilen hey´et * Bir şahıs veyâ hey´ete verilen vazife
MİSYONER Fr Hıristiyanlığı neşre ve tanıtmağa çalışan kimse
MİŞ f Koyun, ganem
MİŞ´ Aşı dedikleri kızıl balçık
MİŞA´ Kumsuz yer
Mİ´ŞAB Otu bol olan çayırlık yer
MİŞAİL (Bak: Mihâil)
MİŞ´AL (C: Meşâıl) Köylülerin deriden yaptıkları ayaklı küp
Mİ´ŞAR Mat: Onda bir (1/10) * Bâzılarınca da binde bire denir
MİŞ´AR Şan, şeref, haysiyet ve vakar
MİŞAR Testere
Mİ´ŞAR (MİŞÂR) (C: Meâşir) Dülger testeresi
MİŞAT (Meşt C) Taraklar, baş taramağa mahsus taraklar
MİŞATİYE Tarak kılıfı
MİŞ´AT (C: Meşâi) Kuyunun toprağını çıkardıkları zenbil
MİŞCEB (C: Meşâcib) Üzerinde çamaşır kuruttukları kafes * Yüksek yere erişmek için yapılan sandalye
MİŞCER (C: Meşâcir) Çamaşır asacak yer * Mahfe ağacı * Ağaçlık
MİŞEZAR f Küçük koruluk, ağaçlık, meşelik
MİŞHAZ Bileği taşı
MİŞİN f Meşin
MİŞK Aşı dedikleri kızıl toprak
MİŞKA Tarak
MİŞKAS (C: Meşâkıs) Ensiz uzun demir
MİŞKAT İçine lâmba konan küçük hücre Duvarda içine ışık konulan yer * Kandil
MİŞMAA Şamdan
MİŞMAK Kağnının iki kolu * Bir nevi araba
MİŞMEL Kaftan altında götürüldüğü hâlde görünmeyen küçük kılıç
MİŞMİŞ Zerdali yemişi
MİŞRAK Her zaman güneşli olan yer
MİŞRAT (C: Meşârit) Keskin bıçak
MİŞTAT Kış günlerinde oturulacak yer
MİŞVAR Tarz, tavır, gidiş, gidişât * Gümeçten bal peteği sağılan âlet * Davar satılacak yer
MİŞVARE Testi, çömlek
MİŞVARGÂH f Gösteri yeri * Pehlivanların güreştikleri saha * At pazarı Satılık atların koşturulduğu meydan
MİŞVAZ Sarık
MİŞVEL Orak
MİŞVERE Minder
MİŞVEZ (C: Meşâviz) Tülbend
MİŞYA´ Boşboğaz Çok konuşan
MİŞYE Bir yürüme çeşidi
MİŞZEB Dişli orak * Bağcıların asma çubuğu kesecek âletleri
MİTA´ Bir şeyin son bulduğu yerin sonu * Geniş yol * Yolların birleştiği yer
MİTADE Matkap başı
MİT´AM (C: Matâim) Çok yemek yiyen Yemeği bol olan
MİTAM Her zaman ikiz doğuran kadın
MİTAN (C: Meyâtın) At yarıştırdıkları yer
MİTAT (Bak: Midhat)
MİTE Bir nevi ölmek
MİT´EM Bir defalık ikiz doğuran kadın
MİTHARA (Tahâret den) Matara
MİTİN f Taşları kayaları paçalamada kullanılan büyük çekiç
MİTİNG İng İçtimaî ve siyasî bir mes´ele için yapılan büyük toplantı
MİTOLOJİ Fr Efsane bilgisi
MİTRALYÖZ Fr Makinalı tüfek
MİTRES Kapı ardınca koydukları ağaç
MİV f Kıl
Mİ´VAN Ahâliye yardım eden, halka yardımı çok olan kimse
MİVE Meyve kelimesinin aslıdır
Mİ´VEL (C: Meâvil) Büyük taşları ve kayaları parçalamaya yarıyan sivri kazma
Mİ´VEZ(E) (C: Meâviz) Çocuk sardıkları bez, kundak * Eski kaftan
MİYAH (Mâ C) Sular
MİYAH-I CÂRİYE Akar sular
MİYAH-I HÂRRE Kaplıca suları gibi olan sıcak sular
MİYAH-I MALİHE Tuzlu sular
MİYAH-I MERRE Acı sular
MİYAN f Orta, ara, vasat, meyan
MİYANBEND f Kemer, kuşak
MİYANBESTE f Bel bağlamış * Mc: Hemen işe hazır
MİYANE f Ara * Orta, vasat * Helva gibi bazı yemeklerin pişme kıvamı * Ortaya serilen halı * Gerdanlığın ortasındaki büyük inci
MİYANÎ (Minâ C) Limanlar
MİYANSER f Yarısı kıymetli taşlarla süslü bir cins taç
MİYANSERA (Miyânserây) Avlu Ev meydanı
Mİ´YAR Ölçü Bir şeyin kıymet ve vasfını gösterir olan
MİYERE Taam, yemek
MİYSERE (C: Mevâsir) Eyer yastığı * Eyer altına koydukları keçe * Çul içine koyulan keçe * Yatacak döşek, yatak
MİZ Misâfir * Sofra, mâide * Temiz, pak
MİZ´A Ayıracak alet Kesecek alet
Mİ´ZA Ufak taşlı sert yapılı sağlam yer
Mİ´ZAB (C: Meâzib) Dam oluğu
MİZAB (C: Meâzib) Oluk, su yolu
MİZAB-I BÂRÂN Yağmur oluğu
MİZAC Huy, tabiat, fıtrat, bünye * Bir şeyle karıştırılmış olan başka bir şey
MİZAC-I NÂZİK İnce yaradılış Nâzik tabiat
MİZ´AC Bir yerde karar etmeyen kadın
MİZAC-DAN f Mizac bilen, mizaçtan anlıyan
MİZACGİR f Mizâc ve keyiflere göre hareket eden
MİZAD Sürur, sevinç, neşe
Mİ´ZAD Ağaç veya tahta budama bıçağı * Pazvant, kolçak
MİZAE Abdest alacak kap
MİZAH Şaka, lâtife * Edb: Bâzı düşünceleri nükte, şaka veya takılmalarla süsleyip anlatan bir yazı çeşidi Hoş, nükteli söz (Zıddı ciddiyettir)
MİZAHÎ Mizahlı, eğlenceli
MİZAH-NÜVİS f Eğlenceli mizahlı yazılar yazan
Mİ´ZAL (C: Meâzil) Zayıf ahmak adam * Silâhsız kimse * Davarını halktan ayırıp uzak yerlerde otlatan kimse
MİZAN Terazi, ölçü, tartı * Akıl, idrak, muhakeme Mikyas * Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir * Mat: Yapılan hesabın doğruluğunu anlamak için yapılan diğer bir hesap Sağlama
MİZAN-ÜL HARARE Sıcaklığı, soğukluğu ölçen âlet Termometre (Mikyas-ul hararet de denir)
Mİ´ZAR (C: Meâzir) Örtü, perde
MİZBAH Bıçak
MİZBAN (C: Mizbanân) f Ev sahibi Misafir kabul eden kimse
MİZBANÂN (Mizban C) Misafirleri ağırlayanlar, ev sahipleri
MİZBED (C: Mezâbid) Hayvan ahırı
MİZBER (C: Mezâbir) Kamış kalem
MİZCEL "Harbe" denilen küçük kılıç
MİZDEA Yüz yastığı
MİZEBBE Yelpaze
MİZEC Küçük süngü
Mİ´ZEF (Mi´zefe Azf) Çalgı âleti, saz vs
MİZEFFE Gelin mahfesi
MİZEK f İdrar, sidik
Mİ´ZENE (MİZENE) Ezan okunacak yer
Mİ-ZENEND (f Fiil) Söylüyorlar, vuruyorlar " : Zeden" vurmak" masdarındandır
Mİ´ZER (C: Meâzir) Peştemal
MİZKÂR Dâima erkek doğuran dişi
MİZLAC (MİZLÂK) El ile açılan kilit
MİZLAKA Uzun burunlu ışık fitili makası
MİZMAN f Misâfiri ağırlıyan, misâfire ikram eden ev sâhibi
MİZMAR (C: Mezâmir) Meydan At yarıştıracak ve at oynatacak yer * İnce belli at
MİZMAR Düdük, kaval * Mukaddes Zebur Kitabının her bir suresi * Hançere, nefes borusu (Bak: Mezâmir)
MİZMAR-ZEN f Düdük çalan
MİZR Bir nevi meşrubat * Ahmak kimse
MİZRA (C: Mezâri) Yaba, kürek
MİZRAK (C: Mezârık) Harbe, kısa kılınç
MİZRAKA Küçük şırınga
MİZVAC Çok koca değiştiren kadın Çok kocalı kadın
MİZVED Dil, lisan
MİZVED (C: Mezâvid) Azık koyacak kab
MİZZ Bir şeyin diğeri üzerine olan fazlı, üstünlüğü

Alıntı Yaparak Cevapla