Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

Eski 11-04-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi



M Harfi

MUŞ f Fare
MUŞA İki renk üzere dokunmuş elbise
MUŞAMMA´ (şem´ den) Muşamba
MUŞATA Tararken dökülen saç veya sakal teli
MUŞEK f Yavru fare Fare yavrusu
MUŞ-GİR f "Sıçan tutan" Çaylak kuşu
MU-ŞİKÂF (C: Mu-şikâfan) f İnceden inceye araştıran
MU-ŞİKÂFAN (Mu-şikâf C) İnceden inceye araştıranlar
MU-ŞİKÂFANE f İnceden inceye
MU-ŞİKÂFÎ İnceden inceye araştırma
MUŞT f Avuç Yumruk
MUŞT (C: Mışât) Tarak
MUŞT-ÜL KADEM Ayak tarağı
MUŞTA Yumruk Kunduracıların deriyi inceltmek için kullandıkları mâdeni top
MUŞTA Saç tarağı
MUŞTZEN f Yumruk vuran Boksör, yumrukçu
MUTA´ Kendine itaat olunan Sözü dinlenen
MUT´A İntifa, faydalanma
MU´TA Verilen İ´tâ olunmuş, verilmiş olan
MUTAASSIB Bir şeyi müdafaada ifrat ve inat gösteren Körü körüne inad ve israr eden Aşırı derecede kendi tarafını tutan * Din, millet ve vatanı hakkında çok sevgi, bağlılık ve gayret gösteren (Bak: Taassub)
MUTAASSIBANE (Asab dan) Mutaassıbca Mutaassıba yakışır şekilde Körükörüne
MUTAASSIBÎN (Mutaassıb C) (Asab dan) Mutaassıb kimseler Taassubu olan insanlar
MUTAATTIL İşsiz kalan, işlemez olan Muattal
MUTAATTIR (Itr dan) Güzel kokular sürünen
MUTAATTIS Aksıran
MUTABAAT Karşılıklı anlaşma Uyma tâbi olma Bir şeye uyup muvafakat etme
MUTABAKAT Uygunluk Muhalif ve mugayir olmayıp, uygun ve muvafık olmak * Man: Lâfzın, mevzuu olduğu mânânın tamamına delâleti
MUTABASSIR Açıkgöz
MUTABBAK Tatbik olunmuş uydurulmuş
MUTABIK Uygun Muvafık Uyan
MU´TAD Âdet Âdet edilen iş İtiyad edilen Alışılmış olan
MU´TADEN Mu´tâd olduğu gibi Alışıldığı üzere
MU´TADÎ (Mu´tâdiye) Alışılmış Her zamanki
MUTAF (Tavâf dan) Etrafında tavaf olunan, dönülen
MUTAF f (Muy-tâb dan) Keçi kılından dokunmuş olan * Kıldan yapılan at takımı * Kıldan çul yapan, dokuyan veya satan
MUTAFATTIN (Fatânet den) Anlayışlı Hem anlayıp farkına varan Kavrayan
MUTAFFİF Alış verişde hilekârlık eden Fazla alıp noksan mal veren
MUTAFFİFÎN Ticârette hile yapanlar, fazla alıp noksan veren ve eksik tartanlar
MUTAHER Temizlenmiş
MUTAHERE Temizleme
MUTAHHAR Temiz Pâk Kudsi, pâklanmış Tâhir kılınmış Mübârek * Peygamberimizin (ASM) bir ismi
MUTAHHARA (Müe) Temizlenmiş Kirleri giderilmiş
MUTAHHEM Hilkati yerli yerine tamam olup noksan olmayan * Yuvarlak
MUTAHHİR Temizleyici Temiz eden * Fık: Hem kendi temiz, hem de temizleyici olan su
MUTAHİR Temizleyici
MU´TAK (MU´TAKA) Serbest bırakılmış köle, câriye veya esir
MUTALAA Bir mes´ele hakkında bilgi edinmek için tetkikatta bulunma, okuma, okuma ile meşguliyet
MUTALEBAT (Mutâlebe C) (Taleb den) İstenilen şeyler İstekler
MUTALEBE (C: Mutâlebât) (Taleb den) Hakkını isteme, talebde bulunma * Dâvâ, iddia
MUTALİ´ Mutâlaa eden Kitab okuyan Kitablarla tetkik ve bilgi için uğraşan
MUTALİÎN (Mutâli´ C) Mutalâa edenler Kitap okuyanlar
MUTALLA (Tılâ dan) Yaldızlanmış, yaldızlı
MUTALLAKA (Talak dan) Boşanılmış kadın Bırakılmış, nikâhı bozulmuş
MUTALSAM Tılsımlanmış olan Esrârengiz hâle gelmiş olan
MUTALSIM Tılsımlayan
MUT´AM Yiyeceği, içeceği çok olan
MUTAMENE Teskin etmek, sâkinleştirmek
MUTAMMER Anbarda veya çukur içinde saklanan şey
MUTAMMİRAT Zarar verici ve helâk edici gizli şeyler
MUTANTAN Debdebeli Tantanalı Gürültülü Gösterişli ve şatafatlı
MUTARAHA Birbirine söz söyleme
MUTARASSID Gözleyen Tarassud eden
MUTARASSIDÂNE f Tarassud edene yakışır şekilde
MUTAREDAT (Mutarede C) Saldırmalar, vuruşmalar, çarpışmalar
MUTAREDE (C: Mutaredat) (Tard dan) Saldırma, vuruşma, çarpışma
MUTAREKA Vuruşmak
MUTARHEF Tam güzellik
MUTARRA Tarâvetli Tâze
MUTARRAZ Zinetlendirilmiş Süslendirilmiş Dikiş ve nakışla kıymetlendirilmiş
MUTARRED Cemaatı usandıracak derecede okumayı uzatan imâm
MUTARRIZ Elbiseye kenar işleyen * Damga vuran
MUTARRİD Bir düziye, devamlı, aynı şekilde olan
MUTARRİDEN Bir düziye, bir teviye
MUTASADDI´ Dağlıyan, tasaddu eden, perakende olan, yarılıp çatlayan
MUTASADDIK Tasadduk eden Sadaka veren
MUTASADDIK-UN ALEYH Sadakayı kabul eden kimse
MUTASADDIKÎN (Mutasaddık C) Sadaka verenler Tasadduk edenler * Sâdık ve doğru olduğu anlaşılanlar
MUTASADDIR (C: Mutasaddırin) (Sadr dan) Baş köşeye kurulan Başa geçip oturan
MUTASADDIRANE f Baş köşeye kurulana yakışacak surette
MUTASADDIRÎN (Mutasaddır C) Baş köşeye kurulanlar, tasaddur edenler
MUTASADDÎ (Sadv dan) Bir işe girişen Tasaddi eden Başkasına saldıran, başka birine takılan
MUTASAFFÎ Tasaffi eden Saffet ve sâfilik hasıl eden Temiz olan Saflaşan
MUTASALLİB (Sulb dan) Sertleşen, katılaşan * Sağlam, sert * Salâbetli Din işlerinde çok gayretli
MUTASALLİBANE f Salâbetli gibi, kuvvet sâhibi olana yakışır surette
MUTASALLİF Haddinden, iktidarından hâriç fazilet ve zerafet iddiasında bulunan Şarlatan
MUTASALLİFANE Nezaket, bilgiçlik taslayanlar gibi
MUTASALLİFÎN Haddinden fazla fazilet ve zerâfet iddiasından bulunanlar Şarlatanlar
MUTASANNİ´ (C: Mutasanniîn) Kendini güzel ve süslü göstermek isteyen
MUTASANNİANE f Yapmacıklı olarak, tasannu ederek
MUTASANNİÎN (Mutasanni´ C) Tasannu´ edenler Kendilerini güzel ve süslü göstermek isteyenler
MUTASARRIF Tasarruf hakkı ve salâhiyyeti olan Tasarruf eden Bir işi kendi isteğine göre idâre eden Bir malın sahibi * Eskiden, vilâyetten küçük olan Sancağın en büyük idâre âmiri
MUTASARRIFİYET Tasarruf etme hakkı Mutasarrıflık * Mutasarrıfın vazifesi
MUTASARRIM (C: Mutasarrımin) Kahramanlık ve yiğitlik gösteren
MUTASAVVER Tasavvur edilmiş İlerde yapılması düşünülmüş * Tasvir edilen Hatırdan geçen * Kabil, akıl kabul eder, akıl alır
MUTASAVVIF Tasavvufla uğraşan İlâhiyyatla uğraşan, tarikat ehli olan (Bak: Tarikat)
MUTASAVVIFÂNE f Sofuca Mutasavvıflara yakışır tarzda
MUTASAVVIFE Sofular, mutasavvıflar
MUTASAVVIFÎN Tasavvufçular Sofiler
MUTASAVVIT Ses çıkaran, seslenen, ses veren
MUTASAVVİR Tasavvur eden, zihinde suret veren
MUTASAYYİF Bir yerde yazlıyan Yaz mevsimini geçiren
MU´TASIM Günahtan çekinen * Eliyle tutan * Yapışan
MUTATABBİB (Tıbb dan) Yalandan hekim Doktorluk taslıyan
MUTATABIK Münâsib gelen Birbirine uyan Uygun
MUTATAFFİL Arkasından giden, uyan * Parazit olan, tatafful eden
MUTATAHHİR Pâk Günah işlemekten teberri ve imtina eden, çekinen Temiz kılınmış
MUTATA´IM Tadan Tadına bakan
MUTATARRİB (C: Mutatarribin) Coşan, şevke gelen, sevinen
MUTATARRİBANE f Coşarak, sevinerek, şevke gelerek
MUTATARRİBÎN (Mutatarrib C) Şevke gelip sevinenler Coşup sıçrayanlar
MUTATARRİF Bir yana çekilen
MUTATARRİK Yol bulan, geçen
MUTATAVİL Uzanan, uzun olan * Uzatmak suretiyle yükselen
MUTATAVVI´ (Tav´ dan) Nafile namaz kılan
MUTATAVVIK Gerdanlık gibi süs eşyası takınan
MUTATAVVİF Ziyâret gayesiyle bir şeyin etrâfını dolaşan Tavâf eden
MUTATAVVIS Tavus kuşu gibi rengârenk giyinen Tatavvus eden
MUTAVAAT İtaat etme Baş eğme Tâbi´ olma * Gr: Fâilleri ile mef´ulleri bir olan fiil
MUTAVASSIL (Vasl dan) Ulaşan, eren, kavuşan, vâsıl olan
MUTAVASSIT Ortada vasıtalık eden Arada ıslâh edici olan * Orta derecede Orta hâlli * Sebeb * İyi ile kötü arasındakini alan
MUTAVASSIT-ÜL KAME Orta boylu
MUTAVASSITÎN (Mutavassıt C) Aracılar, tavassut edenler, vasıta olanlar * Orta hâlliler
MUTAVASSIT SURELER (Bak: Evsat-ı mufassal)
MUTAVATTIN Yerleşmiş Vatan eylemiş Vatan eyleyen
MUTAVATTINÎN Vatan yapanlar, bir yere yerleşenler
MUTAVAZZIH (Vuzuh dan) Açıklanan, açık olan, tavazzuh eden
MUTAVELE (Tul dan) İşi uzatma, sürüncemede bırakma
MUTAVİ´ İtaat eden, muti, itaatli
MUTAVVAK (Tavk dan) Boynu halkalı, zincirli * Boynuna gerdanlık vs takılmış Boynuna halka olan
MUTAVVAKA Halka biçimi boynunda tüyler olan güvercin kuşu
MUTAVVEL(E) (Tul dan) Uzatılmış, uzun uzun
MUTAVVES Lâtif, güzel, renkli
MUTAYEBAT (Mutâyebe C) Eğlenceli hikâyeler Fıkralar * Şakalaşmalar, lâtife yapmalar
MUTAYEBE Lâtifeleşme, şakalaşma
MUTAYERE Uçurup gönderme Uçurma
MUTAYTA Sallana sallana kibirlenerek yürüme İzzetli ve kibirli yürüme
MUTAYYEB (Tayyib den) Güzel kokular sürünmüş * Gönlü hoş edilmiş, sevindirilmiş, taltif olunmuş
MUTAYYİBEN Güzel kokular sürünmüş olarak * Sevindirilerek, gönlü hoş edilerek
MUTAYYEN Balçıklanmış, sıvanmış
MUTAZACCI´ Üşengeç, tenbel
MUTAZACCIR Sıkıntılı İçi sıkılan Rahatsız
MUTAZALLİL (Zıll den) Gölgede oturan, gölgede bulunan, gölgelenen * Korunan, muhafaza ve himaye olunan
MUTAZALLİM (C: Mutazallimîn) (Zulm den) Kendisine yapılan haksızlık ve zulümden şikâyet eden, sızlanan
MUTAZALLİMÂNE (Zulm den) Kendine yapılan zulüm ve haksızlıkdan dolayı sızlanan kimseye yakışır şekilde
MUTAZALLİMÎN (Mutazallim C) (Zulm den) Sızlananlar Kendilerine yapılan haksızlık ve zulümden dolayı şikâyet edenler Tazallüm edenler
MUTAZAMMIN İçine alan, tazammun eden * Üstüne alan Tazmini kabul eden * Muhit ve müştemil olan
MUTAZANNİ (Mutazannin) (Zan dan) Zan ile iş gören
MUTAZARRI´ Tazarru eden Alçak gönüllülük eden * Bir şeye gizlice varıp yaklaşan * Can ve gönülden tezellül ile yalvaran * Noksan ve kusurlarını bilerek kibirden, büyüklenmekten çekinip tevazu eden
MUTAZARRIÂNE f Kendi kusurlarını bilerek, ihtiyacını anlayarak, tevazu ile niyaz ederek, yalvararak
MUTAZARRIF (C: Mutazarrıfîn) (Zarf dan) Zarafet taslayan, tazarruf eden
MUTAZARRIFÎN (Mutazarrıf C) (Zarf dan) Zariflik taslayanlar, tazarruf edenler
MUTAZARRİÎN (Mutazarrı´ C) Yalvaranlar, tazarru´ edenler, yalvarıp yakaranlar
MUTAZARRIR Zarar ve ziyana uğrayan, zarar görmüş olan
MUTAZAVVI´ Güzel kokusu etrâfa yayılan
MU´TAZIB Birbirine yardım eden Birbirine muavenette bulunan
MUTBAKA (Bak: İtbak)
MUTBEİN Çukur yer * Kalbi karar etmiş kişi, mutmain
MUTBİK(A) (Tıbk dan) Genel ve umumi olan Değişmeyip devam eden Bütün Tam * Bir şeyin etrâfını örten, bürüyen
MU´TEBER İtibâr gören Beğenilen * İnanılır Güvenilir Hatırı sayılır Hükmü geçen
MU´TEBERAN (Mu´teber C) Şerefli, haysiyetli ve itibarlı kimseler * Bir yerin, bir mesleğin veya bir sınıfın ileri gelenleri Hükmü geçip, inanılır olanlar
MU´TEBERAT (Mu´teber C) İtibarlı, hükmü geçer şeyler
MU´TEBERİYET Yürürlükte olma, geçerlilik * Muteberlik, güvenirlik
MU´TECİR Sadaka veren
MU´TED Zâlim kimse
MU´TEDD Ta´dâd edilmiş Sayılmış
MU´TEDÎ Sesini yükselten Yüksek sesle dua eden * Haddini aşan, tecâvüz eden * Zâlim
MU´TEDİL Yavaş ve mülâyim Ne pek az, ne pek çok olan Orta hâlli İtidalli
MU´TEDİLANE Orta hâllice Ne çok hızlı, ne de çok yavaş olmadan
MUTE HARBİ Mute, Şam´a bağlı, Kudüs´e iki konak mesafede bir yerdi Mute harbi müslümanlarla Rumlar arasında vuku bulan muharebelerin başlangıcıdır Sebebi de Peygamber´in elçisinin öldürülmesidir Resul-ü Ekrem Busrâ emiri Şürahbil bin Amr´e, ashâbından Hâris bin Umeyr ile bir mektub göndererek İslâma dâvet etmişti Hâris, Mute´den geçerken Şürahbil´e tesadüf edip, elçi olduğunu bildirdi Bunun üzerine Şürahbil, Haris´i küstahça öldürdü Şimdiye kadar Resul-ü Ekrem´in elçilerinden hiç birisinin hayatına taarruz edilmemişti Bunun üzerine Resul-i Ekrem üç bin kişilik bir kuvvet hazırlayıp azadlı kölesi Zeyd bin Hârise´nin komutasında gönderdiResul-ü Ekrem : "Şâyet Zeyd şehid olursa komutanlığı Cafer alsın, Cafer de şehid düşerse Abdullah bin Revaha komutan olsun!" buyurdu Ve ordunun Hâris bin Umeyr´in şehid edildiği Mute kasabasına kadar gitmesi ve orada Şürahbil ile tabiiyetinin İslâma dâvet olunması, kabul ederlerse ne âlâ, kabul etmezlerse harbedilmesi Resul-ü Ekrem´in emirleri cümlesindendi Peygamber Efendimiz bu küçük ordusunu "Seniyetülveda - Ayrılık tepesi" mevkiine kadar uğurladıÖbür tarafta Şürahbil de bu hareketten haberdar olarak, vaziyeti tâbi olduğu Kayser Hirakl´e bildirdi Aynı zamanda Şurahbil, Vâil Beni Bekir, Lahim, Cüzam gibi Arap kabilelerinden yüz bin kişilik büyük bir kuvvet hazırladı İmparator Hirakl de bu işe önem vererek Belka´daki Meab şehrine kadar geldi Nihayet iki ordu karşılaştı Bu muazzam ordu karşısında üç bin kişinin ne ehemmiyeti olabilirdi Fakat dönmek de müşkildi, felâketi mucibdi Bu sebeple Zeyd bin Hârise hemen harbe atıldı Zeyd şehid oldu, sancağı Cafer aldı Muharebe meydanında hârikalar gösterdi, sağ eli kesildi, sancağı sol eliyle tuttu O da kesilince kesilmiş kollarıyla sancağa sarıldı En sonunda Cafer de şehid edildi Sonra sancağı, Abdullah bin Revâha aldı, şiirler okuyarak harbetti, o da şehid edildi Bunun üzerine orduda umumi bir panik başgösterdi Fakat Halid bin Velid askeri önledi, bu paniğin dehşetini anlattı Bütün mucahidlerin reyleriyle komutan seçilerek sancağı eline aldı Akşama kadar harbedildi Mahir bir komutan olan Halid bin Velid, askeri yeni nizamda tertibledi Sağ cenah mücahidlerini sola, soldakileri sağa, öndekileri arkaya ve arkadakileri de öne aldı Bu suretle düşmanın her fırkası, karşısında yeni kuvvet görüyor ve İslâm ordusuna imdat geldiği zannında bulunuyordu Bunun üzerine Halid, şiddetli hücumlar yaparak düşmanı bozdu, düşmana bir hayli telef verdirdi Düşmanın bu panik ve bozgunundan istifade ederek askerleri geri çekti ve bir bozguna uğratmadan muntazam ricat ederek sâlimen Medine´ye getirdi (SBM)
MU´TEKADAT İtikad edilenler İnanılan hususlar
MU´TEKİD Bağlanmış * İnanmış Dindar İtikad eden Dini bütün olan
MU´TEKİF İtikâfa çekilmiş olan İtikâf için bir camiye veya bir odaya kapanıp ibâdete çalışan Devamlı olan (Bak: İtikâf)
MU´TEKİFÎN (Mu´tekif C) İtikâfa çekilmiş olanlar
MU´TEKİL Sağmak için koyunun ayaklarını iki bacağı arasına çekip alan * Devenin dizini büküp bağlıyan * Güreşte rakibini sarmaya getirip yıkan
MU´TEKİS (Aks den) Tersine çevrilmiş Aksolunmuş
MU´TELL İlletli Hasta Sakat Alil * Gr: İçinde harf-i illet bulunan kelime kökü
MU´TEMED Kendine güvenilen İtimad edilen kimse Kendinden emin olunan Ziyadesiyle doğru ve müstakim olan
MU´TEMEDÜN-ALEYH Kendisine itimad edilen ve güvenilen kimse
MU´TEMİD İtimad eden İnanan Güvenen
MUTEMİDÂNE f Bağlanarak, güvenerek İtimâd etmek sureti ile
MU´TEMİL Zorlukları göze alarak tek başına iş gören
MU´TEMİR Kasdedici, kasdeden * Ziyaret eden * Umre yapan
MU´TENA İhtimam edilmiş Özenilmiş Dikkat ve itinâ olunur hâlde olan
MU´TENİ İtina eden Özenen Dikkat ve ehemmiyet veren
MU´TENİK Birinin boynuna sarılan
MU´TER (MU´TERİZ) Bir nesneye mütecâviz olan, bir şeye tecâvüz eden
MU´TEREF Gizlenmeyip söylenmiş İtiraf olunmuş
MU´TEREK Cenk ve kıtal yeri Savaş meydanı
MU´TERİF İtiraf eden Kendi noksan ve kabahatlerini kabul edip anlatan ve söyleyen
MU´TERİZ İtiraz eden Kabul etmeyen Bir şeyi beğenmeyip bozulmasını isteyen, aksini iddia eden
MU´TERİZÂNE f İtiraz eder şekilde Muteriz suretinde
MU´TERİZE Parantez Kavseyn denilen ( ) işâretinin adı
MU´TERİZÎN (Mu´teriz C) Muterizler İtiraz edenler
MU´TERİZÜN-FÎH İtiraz olunan karar, hüküm
MU´TERR Pek fakir olduğu hâlde dilenmeyip lisân-ı hâl ile durumunu anlatan kimse
MU´TESİF (Asf dan) Zulüm yapan Doğru yoldan ve adaletten ayrılıp haksızlık yapan
MU´TEŞÎ Akşam vakti yola çıkan
MU´TEZİL İ´tizal eden Cemaatten ayrılıp bir tarafa çekilen
MU´TEZİL Hatâsını itiraf edip, idrâk ederek melâmeti kabul eden Kendi kötülüğünü kabul eden
MU´TEZİLE Aklına güvenerek ve "kul, fiilinin hâlikıdır" demekle hak mezheblerden ayrılan bir fırka Bunlar dalâlet fırkalarının birincisidir Vâsıl İbn-i Atâ nâmında birisi buna sebeb olmuştur Bu kişi Hasan Basri Hazretlerinin talebesi iken, günah-ı kebireyi işleyen bir kimsenin ne mü´min ve ne de kâfir olmayıp, tövbesiz âhirete giderse ebedi cehennemde kalacağını söyleyerek hocasından ayrılmıştır İtizal etmiştir Mu´tezile tâifesi: "İnsanlar kendi ef´âl-i ihtiyâriyelerini halkederler" diyerek, bu fiillerde kaza ve kaderin tesirini inkâr ederler Kendilerine kaderiyeciler de denmektedir (Bak: Mülk)
MU´TEZİM Giden, i´tizam eden
MUTEZİR Özür dileyen İtizâr eden Özürü makbul olan
MUTEZİRÂNE f Özür dileyerek Kusurunu kabul edip yalvarırcasına
MUTFÎ Söndüren, itfa eden
MUTFİL (C: Metâfil) Yanında genç buzağısı olan geyik * Yavrulu deve
MUTHEF Hediye, armağan İthaf olunan şey
MUTHİF Hediye veren, armağan eden İthaf eden
MUTIRR Uzun
MU´TÎ Veren İtâ eden
MUTδ İtaatli Terbiyeli İsyan etmeyen * Rahat
MU´TIK Köle azad eden Esir veya köleyi serbest bırakan
MUT´İM (Taam dan) Yemek veren, yemek yediren, doyuran
MUTLAK Salıverilmiş Itlak olunmuş Serbest * Kat´i Şüphesiz * Aslâ bir şarta bağlı olmayan Yalnız, tek (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size Ey müttakî! Sen Cehennem´den felâh bulursun Ey Arif! Sen Rızâ-yı İlâhîye nâil olursun Ey âşık! Sen rü´yete mazhar olursun Ve hâkezâ İşte Kur´an, câmiiyyet-i lâfziyye cihetiyle kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan her birisinin binler misâllerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin S)
MUTLAKA Ne olursa olsun, her halde, illâ
MUTLAKIYYET Şartsız ve kayıtsız olarak bir hükümdarın emri ile bir hükümet, devlet veya bir topluluğun idare usulü
MUTLAKIYYET-İ İDARE Bir kişinin arzu ve isteklerine bağlı olan idare sistemi
MUTLIK Serbest bırakan Boşayan Salıveren Köle veya esiri serbest bırakan, azad eden
MUTLIK-UL ÜSÂRÂ Esirleri salıveren, esirleri serbest bırakan
MUTMAİNN(E) İtmi´nanlı İçi rahat Müsterih Şüphesi kalmamış Emin
MUTMAİNÂNE f Şüphesizce Rahatlık ve emniyet içinde olarak
MUTNEB Uzatılmış Uzatılan söz Sözdeki itnâb, yâni; uzunluk
MUTREF (C: Metârif) Haz kumaşından dokunmuş bir kaç alemli Arap kaftanı * Başı ve kuyruğu beyaz veya siyah olup, vücudu başka renk olan at
MUTREKA Üstüne sahtiyan bürünmüş kalkan
MUTRIZ İşaret ve damga koyan Alem yapan
MUTRİB (Tarab dan) Çalgıcı, çalgı çalan Şarkıcı, şarkı söyliyen Hânende
MUTTALA´ Gelecek yer * Ittıla´ mevzii
MUTTALİ´ Haberli Bilgisi olan Bir yüksek yerden bakarak görüp anlayan Vâkıf Derk eden
MUTTARİD Muntazaman devam eden Bir düziye olan Bir küllî kaideye mümasil ve muvafık olan Sıralı Düzgün
MUTTARİDEN Bir düziye, bir teviye
MUTTASIF İttisâf eden İyi veya kötü bir sıfatla tarif edilen Vasıflanmış, vasfı mevcut olan
MUTTASIL Bitşik Aralıksız Fâsılasız Hiç durmadan İttisâl eden, ulaşan, kavuşan
MUTTASILAN Bitişik olarak * Bir düziye

Alıntı Yaparak Cevapla