Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi
M Harfi
MÜDAABE (Müdâabet) Karşılıklı takılma, lâtife yapma, şakalaşma
MÜDAASE Süngü ile dürtüşmek
MÜD´ABE Lağv ve lâtife etmek Şaka yapmak
MÜDABERE (Dübr den) İki kişi birbirine arkalarını dönme
MÜDACA(T) Adâvetini gizlemek, düşmanlığını belli etmemek
MÜDACENE Horluk * İki yüzlülük, riyâkârlık
MÜDAFAA Bir hücuma ve zarar veren bir harekete karşı durmak Def´etmek Savmak * Düşman hücumunu men´etmek * Mahkemede: İddiacının dâvasını def´ edecek bir surette bir iddia dermeyân etmek, beyânatta bulunmak
MÜDAFAA-İ MİLLİYE Milli müdafaa, milli savunma
MÜDAFAA-İ NEFS Kendini koruma Nefsini müdafaa etme
MÜDAFAAT Müdafaalar Karşı hücuma mukabil müteaddit def´edici hareketler Savunmalar
MÜDAFAATEN Müdafaa ve korunma suretiyle
MÜDAFİ´ Müdafaa eden Koruyan Def eden
MÜDAFİ-İ NEFS Kendini koruyan, kendini müdafaa eden
MÜDAFİÎN (Müdafi´ C ) Müdafaa edenler, savunanlar, koruyanlar
MÜDAHALAT (Müdahale C ) Müdahaleler, karışmalar, araya girmeler
MÜDAHALE İşlere ve lüzumlu hallere, icabettiği için karışmak Zararlı bir hal var ise, işe karışıp zararın def´ine çalışmak * Araya girme Sokulma
MÜDAHENE Dalkavukluk Menfaat beklediği bir kimseyi yüzüne karşı medhetmek Koltuklamak Bir kimsenin yüzüne karşı iyi görünmek Münâfıklık
MÜDAHENE-KÂR F Dalkavuk, koltukçu
MÜDAHERE Çekinmeden ve sakınmadan mukavele yapma
MÜDAHHAN (Duhan dan) Dumanlı, tütmüş
MÜDAHHAR İddihar olunmuş, yığılmış (Bak: Müddehar)
MÜDAHHİR İddihar eden, yığan
MÜDAHİL Dâhil olan İçeri giren El atan Müdahale eden Karışan
MÜDAHİLAN (Müdahil C ) Karışanlar Müdahil olanlar
MÜDAHİLÎN (Müdahil C ) Müdahil olanlar, karışanlar, dâhil olan kimseler
MÜDAHİN Dalkavuk Yüze gülen Birisini yalandan yüzüne karşı medheden Menfaat koparmak için dostluk eden
MÜDAHMES Gizli, saklı
MÜDAKEE Kalabalık, izdiham, müzahame
MÜDAKKIK (Bak: Müdekkik)
MÜDALESE Aldatmak, hile etmek, muhâdaa
MÜDAM Devam eden Sürekli Dâim ve bâki olan * Mübtelâ olan (Her nefeste Allah adın de müdamAllah adı ile olur her iş temamSüleyman Çelebi)
MÜDAM(E) şarap, mey, hamr (Bak: Medmum)
MÜDAMELE İdare etme, yüzü gülme
MÜDAMERE Sıkıntı ve mihnet içinde sabahlama
MÜDA´MES Gizli, saklı
MÜDAMÎ Devamlı olarak şarap içen
MÜDAM-KÂRE f Her zaman yapan, işleyen
MÜDANA(T) Yakınlık
MÜDANÎ f Yakın Eş Benzer
MÜDARA Dost gibi görünme Yüze gülme * Başkalarının fikirlerine uyarcasına hareket etmek * Sulh ve salâh üzere bulunmak (Meşru bir surette ve iyi bir netice için yapılan müdârâ memduhtur Fena bir netice için ise, kötüdür; İslâmlığa yakışmaz, İslâm onu men´eder ) (Bak: Mümaşat)
MÜDARAT (Dery den) Dost gibi görünme, yüze gülme
MÜDAREE Def´edişmek * Muhalefet edişmek, birbirine zıt ve karşı olmak
MÜDARESE (Ders den) Ders verme
MÜDARRE El değirmeni
MÜDAVAT Deva bulma Hastaya bakma İlâç bulma Tedavi etme
MÜDAVELE Elden ele gezdirme Alıp verme, devretme * Fikir verme, konuşma * Çevirme, döndürme
MÜDAVELE-İ EFKÂR Birbirinin fikirlerinden istifade ile karşılıklı konuşmak ve fikir alış-verişi yapmak (Müdavele-i efkârdan bârika-i hakikat çıkar N Kemal)
MÜDAVEMET Devamlılık Bir işte devamlı çalışmak Aralıksız bir işe devam etmek
MÜDAVERE (Devr den) Döndürme, tedvir etme
MÜDAVÎ Tedavi eden İyileştirmeğe hizmet eden İlâç veren
MÜDAVİM Aralıksız devam eden Devamlı olarak çalışan * Bir yere devamlı olarak gidip gelen kimse
MÜDAVİMÎN (Müdavim C ) Müdavimler Bir yere devamlı olarak gidip gelenler Bir yere devam edenler Bir işe aralıksız olarak çalışanlar
MÜDAYENE Borç alıp vermek Ödünç almak ve vermek
MÜDBİR (Dübur dan) Tâlihsiz, düşkün
MÜDD İki avuç dolusu kadar bir ölçü Ağırlıkça da 875 gr kadardır
MÜDDAHAR Toplanıp saklanmış * Biriktirilmiş
MÜDDAHİR Biriktiren Toplayıp saklayan
MÜDDEÂ İddia olunan Dâvâ olunan şey Asılsız iddia edilen
MÜDDEÂ ALEYH Aleyhinde dâvâ açılan
MÜDDEÂ BİH Dâvâcının dâvâ ettiği, dâvâya sebeb olan şey
MÜDDEAYAT İddia olunan şeyler İddialar
MÜDDEHAR Biriktirilmiş, yığılmış İstif edilmiş İddihar edilmiş
MÜDDEHİN Güzel kokulu yağ sürünen İdhan eden
MÜDDEHİR Biriktirilen, toplayıp saklayan İddihar eden
MÜDDEÎ İddia eden İddiacı Davacı * Bir hükümde ayak direyen Hak olduğunu veya herhangi hakkın zayi olduğunu dâvâ eden * İnatçı, muannid
MÜDDEİ-Yİ UMUMÎ Milletin umum haklarını korumak üzere muhakemede hazır bulunan vazifeli, hukuk tahsilini bitirmiş hükümet memuru Adliye bakanlığına bağlı, icra kuvvetini birlik halinde temsil eylemek üzere teşekkül eden, adlî idare makamında bulunan şahıs Savcı
MÜDDESSİR Örtünen, bürünen Gizlenen * Kur´an-ı Kerimde Peygamberimiz Resul-i Ekreme (A S M ) "Ey müddessir!" diye hitâb vardır
MÜDDESSİR SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 74 Suresi olup, Mekkîdir
MÜDDET Belli ve muayyen vakit
MÜDDET-İ İDDET İddet müddeti (Bak: İddet)
MÜDDET-İ MA´LUME Malum olan ve bilinen zaman
MÜDDET-İ MEDİDE Uzun zaman, uzun müddet
MÜDDET-İ SEFER Orta hâlli bir gidiş ile üç günlük yol, mesâfe
MÜDE´AS Kırda Arabların ekmek pişirdikleri tennur * Sıcak kül döküp üstünde et pişirilen yer
MÜDEBBAG Tabaklanmış, dibâgat olunmuş
MÜDEBBER (Dübur dan) Azat olması efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle * Düşünce ile hareket edilmiş ,
MÜDEBBİR Evvelden düşünüp işleri ona göre ayarlayan Her şeyin evvelden tedbirini yapan, gören * İlmi ile her şeyin akibetini ihâta edip ona göre hikmetle iş yapan Allah (C C )
MÜDEBBİR-İ HAKÎM Hikmetle tedbir eden Her işini çok hikmet ve tedbirle yapan Cenab-ı Hak (Evet, hiçten birden hârika bir gürültü ile cevvi konuşturmak ve fevkalâde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi ışıkla doldurmak ve dağvâri, pamukmisâl ve dolu ve kar ve su tulumbası hükmünde olan bulutları ateşlendirmek gibi hikmetli ve garâbetli vaziyetlerle baş aşağı, gafil insanın başına tokmak gibi vuruyor "Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen faal ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak Sen başıboş olmadığın gibi bu hâdiseler de başı boş olamazlar, her birisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar" diye ihtar ediyorlar Ş )
MÜDEBBİRÂNE f Müdebbir olana yakışır şekilde Tedbirlice Her işi önceden ayarlayarak, dikkatlice geleceği düşünerek
MÜDEBBİRÂT Müdebbirler, tedbir ve idarede vazifeli olanlar * Melekler
MÜDEBBİRE Azat olması, efendisinin ölümüne bağlı olan câriye
MÜDEBBİRÎN (Müdebbir C ) (Dübur dan) Tedbirli ve düşünceli olan kimseler
MÜDEBDEB Debdebeli, tantanalı
MÜDEHHAR Biriktirilip cem´ olunmuş, bir araya getirilmiş olan
MÜDEHHARÂT İstif edilmiş, yığılmış ni´metler Biriktirilmiş mallar
MÜDEHHEN Güzel kokulu yağ sürünmüş
MÜDEHHİR Biriktirip toplayan Cem´eden Depo eden * Müdehhar mânasına da gelir
MÜDEHMES Gizli, saklı
MÜDEKKİK Dikkatle araştıran İnceden inceye tetkik eden En ufak gizli şeyleri bilmeğe, görmeğe çalışan (Konuşurken ekseriyetle müdakkik denir )
MÜDEKKİKANE f İnceden inceye tedkik ederek, en ince noktaları, mes´eleleri de görmeğe, bilmeğe çalışarak
MÜDEKKİKÎN (Müdekkik C ) İnceden inceye araştıranlar, tedkik edenler
MÜDEKKİR Teemmül eden Düşünen, Mütezekkir
MÜDELLEL Delilli ve isbatlı olan İsbat ve tasdikine delil gösterilmiş olan İsbatlı
MÜDELLELEN Delil gösterecek ve şahid ile isbat edilerek
MÜDELLİS Sattığı malın kusur ve ayıbını müşteriden saklıyan
MÜDEMDİM Azap eden, zulmeden
MÜDEMLAK (Müdemlek) Yuvarlak nesne
MÜDEMLİC (C: Demâlic) Yuvarlak nesne * Yumuşak nesne
MÜDEMMA Atın çok kırmızı olanı * Çok kırmızı nesne * Üzerinde kan kırmızılığı olan ok
MÜDEMMAG Budala, ahmak, salak
MÜDEMMEC Düzgün bir tarzda birbiri içine dürülmüş yuvarlak şey
MÜDEMMEM Dar olmuş, dar yapılmış * Örülmüş ve yapılmış kuyu
MÜDEMMER Mahvedilmiş, yok edilmiş
MÜDEMMİL Çıban yapan
MÜDEMMİR Tedmir eden Yok eden Helak eden Mahveden
MÜDENNES Kirletilmiş, tednis edilmiş
MÜDENNİS Kirleten, tednis eden
MÜDERHEM Zengin Parası çok
MÜDERREB Mutad olunmuş, alışılmış
MÜDERRİS Ders veren Ders okutan Muallim İlim talebelerine ders veren Ders vermeğe izinli ve salâhiyetli olan kimse Profesör
MÜDERRİSÎN (Müderrisûn) (Müderris C ) Müderrisler Muallimler Profesörler
MÜDESSÎ Baştan çıkartan Doğru yoldan saptıran
MÜDEVVED Kurtlanmış
MÜDEVVEN (Divan dan) Tedvin olunmuş Kitap hâline getirilmiş Bir arada toplanıp tanzim edilmiş
MÜDEVVER (Müdevvere) Yuvarlak, değirmi hâlde olan Döndürülmüş, tedvir olunmuş
MÜDEVVERİYYET Yuvarlaklık
MÜDEVVÎ Gök gürültüsü olan bulut
MÜDEVVİN Tedvin eden (Bak: Tedvin)
MÜDEVVİR (Devr den) Döndüren, çeviren, tedvir eden
MÜDEVVİS Harman dövecek ve yumuşatacak âlet * Cilâ âleti
MÜDFEE Yünü ve yağı çok olan deve
MÜDGAM (Dagm dan) Peş peşe gelen iki kelimeden birincisinin son, ikincisinin ilk harflerinin aynı olması
MÜDHAL İdhal olunmuş, sokulmuş, girdirilmiş, dâhil edilmiş
MÜDHAMME Ağaçlarının ve nebatlarının çok ve taze olmaları dolayısıyla uzaktan koyu yeşil renkte görünen bahçe
MÜDHAMMETAN Her tarafı yemyeşil nebatat, hazrevat ile kaplı iki Cennet
MÜDHAR Hor ve hakir görülmüş İdhâr olunmuş
MÜDHEN (C: Medâhin) Yağ koyacak kap * Dağlarda olan çukur taş (İçinde yağmur suyu birikir )
MÜDHEŞ Hayret verici, hayret veren, şaşırtan
MÜDHİKE (Bak: Mudhike)
MÜDHİL (Dahl den) Dâhil eden, girdiren, idhal eden, sokan
MÜDHİR Hor ve hakir gören İdhar eden
MÜDHİŞ (Müthiş) Dehşet veren, korkutan (  Arkadaş! O Zât-ı mürşid nev´-i beşeri korkutmak için pek müdhiş hakikatlerden bahsediyor ve insanları tebşir için kalbleri cezb ve akılları celb eden mes´elelerden haber veriyor M N )
MÜDHİŞE Korkunç, ürküten, ürkütücü
MÜDHÜN İçerisine güzel kokulu yağ, ıtır gibi şeyler konulan şişe, kap
MÜDÎR (Müdür) İdâre eden Çeviren bakan * İdareden anlayan * İdare memuru Bir dairede memurların başı * Nâhiye merkezinin idare memuru
MÜDÎRAN (Müdir C ) Müdürler, idare âmirleri
MÜDÎRE Kadın müdür
MÜDÎRİYYET Müdürün makam ve vazifesi Müdürlük
MÜDİRR İdrar veren, idrar verici
MÜDİRRÂT (Müdirr C ) İdrar verici ilâçlar
MÜDKI´ Katı, şiddetli, şedid
MÜDLA Sarkıtılmış İrsal olunmuş
MÜDLEHİMM Karanlık
MÜDLÎ şâhid ve delil gösteren
MÜDMEC İçine girdirilmiş
MÜDMİC İçine girdiren, sızdıran İdmâc eden
MÜDMİN (İdmân dan ) Devam eden İdman eden
MÜDMİN-İ HAMR Gece gündüz devamlı sarhoş olan kimse
MÜDN (Müdün) (Medine C ) şehirler Medineler
MÜDNEF Hastalıktan dolayı zayıflamış olan
MÜDNÎ Yakınlaştıran
MÜDREC (Derc den) İçerisine konulmuş İdrac olunmuş
MÜDRENFIK Sür´atle yürüyen kişi, hızlı giden kimse
MÜDRÎ Bildiren, idra eden
MÜDRİK Aklı eren Anlayan Kavrayan, akıllı * Büluğ çağına, erginlik yaşına gelmiş olan
MÜDRİKAT (Müdrik C ) Akıllılar İdrak sahipleri
MÜDRİKE İdrak kuvveti Akıl Anlama kabiliyeti
MÜDRUZ Kapı üstünde veya sokak başında duran kimse
MÜDÜN (Medine C ) şehirler, medineler
MÜDÜN-İ CESİME Büyük şehirler
MÜEBBED Ebedî Dâimî Sonsuz Ömrün sonuna kadar
MÜEBBEDEN Dâimî olarak Ebedî surette
MÜECCEL Mühletli, peşin olmayan Sonradan yapılmak üzere vakti belli olan Te´cil edilmiş olan
MÜECCELEN Te´cil edilmek suretiyle Müddeti sonraya bırakılarak
MÜECCİL İleriye bırakan, te´cil eden
MÜEDDA (Edâ dan) Mânâ, anlam, mefhum, kavram * Eda olunmuş
MÜEDDEB Te´dip edilmiş Edeblendirilmiş Terbiye edilen Edepli
MÜEDDEBEN Edebli bir tarzda Müeddeb olarak
MÜEDDÎ Eda eden Te´diye eden Ödeyen * Sebep olan Meydana gelmesine vesile olan
MÜEDDİ-İ NİZA Kavgaya sebebiyet veren Nizaya sebep olan
MÜEDDİB (C : Müeddibîn) (Edeb den) Terbiye eden Edeblendiren Terbiye, bilgi ve görgü veren
MÜEDDİBÎN (Müeddib C ) Terbiye edenler Edeplendirenler
MÜEHHER (Müahhar) Sonraya bırakılmış, te´hir edilmiş
MÜEHHİR (Müahhir) Sonraya bırakan, te´hir eden
MÜEKKED Te´kidli, kuvvetli, sağlamlaştırılmış, kuvvetlendirilmiş Tekrar edilmiş
MÜEKKEDEN Tekrarlanarak, te´kid edilerek
MÜEKKEL Vekil edilen kimse Vekil tâyin olunmuş olan (Bak: Müvekkil)
MÜEKKİD Te´kid eden, sağlamlaştıran, tekrar eden, tenbih eden
MÜEKKİL Vekil tayin eden İşine vekilini ikame eden İşleri için başkasını yerine bırakan
MÜELLEF(E) (Ülfet den) Yazılmış toplanmış * Te´lif edilmiş, kitap olarak meydana getirilmiş, birleştirilmiş
MÜELLEFAT Te´lif olunmuş olanlar Yazılmış eserler
MÜELLEFE Ülfet ve imtizac ettirilmiş Alıştırılmış * Nâkıs Noksan * Adedi bine çıkarılmış
MÜELLEFET-ÜL KULUB Asr-ı Saadette kalbleri te´lif için mübâşeret edilenler İslâmiyete ısındırmak için kıymet vererek farklı ve lütufla muamele edilenler
MÜELLEM Elemli, kederli
MÜELLİF (Ülfet den) Te´lif eden Kitab tertib eden, kitab yazan Kitab meydana getiren * İmtizac ettiren
MÜELLİFÎN (Müellif C ) (Ülfet den) Kitap yazanlar, eser sâhipleri Te´lif edenler
MÜELLİM (Elem den) Acı ve elem veren Acıtan, ağrıtan
MÜEMMEL Yarış atlarının sekizincisi veya yedincisi
MÜENNES Dişi Müzekkerin mukabili * Gr: Hakiki, itibarî veya söylenişi cihetiyle "dişi" olan kelime Müennes-i hakikî : Müzekker kelimenin sonuna bir "e-a" ilâve ederek yapılan kelime Meselâ: (Kâtib: ): Erkek yazıcı (Kâtibe: ): Kadın yazıcı Sonu "e" ile biten kelimeler ekseriyetle müennestir Muallime, Müdire, Sıddıka, Şahide gibi
MÜENNES-İ SEMAÎ Gr: Kelimenin kendisinde müenneslik edatı olmadığı halde, müennes sayılan ve öyle kullanılagelen kelime Yed, şems  gibi
MÜERNEB İpliği tavşan yünüyle karışık nesne
MÜESSEL Müebbed Devamlı * Mal, mülk
MÜESSER Tesir edilmiş, kendisine bir şey tesir etmiş olan
MÜESSES Tesis olunmuş, temeli atılmış, bina edilmiş
MÜESSESÂT (Müessese C ) Müesseseler Kurumlar, kuruluşlar * Yapılmış olanlar Binalar Daireler
MÜESSESÂT-I HUSUSİYE Hususi daireler ve müesseseler
MÜESSESÂT-I RESMİYE Resmi daireler
MÜESSESE (C : Müessesât) (Esas dan) Bina, kuruluş * Kurum
MÜESSİF (Müessife) Esef edilen ve ettiren Keder veren Acı ve acınacak haller
MÜESSİR(E) Te´sir eden İz bırakan Te´sirli Dokunaklı * Hükmünü yürüten * Eserin sahibi
MÜESSİS Kurucu, te´sis edici Te´sis eden, kuran, temel atan * Kanun ve usul gibi şeyleri vaz´edip temelleştiren
MÜESSİS-İ DEVLET Devlet kuran Bir devletin kurucusu
MÜESSİSÎN (Müessis C ) (Esas dan) Meydana getirenler, tesis edenler Kurucular, kuranlar
MÜEVVEL Te´vil edilmiş Zâhirî mânâdan başka mânâ verilmiş Tefsir edilmiş olan Tabir edilmiş (Bak: Te´vil)
MÜEVVİL Rüya tabir eden * Başka mânâ veren Başka mânâ ile açıklayan Te´vil eden
MÜEYYED Te´yid edilmiş Doğrulanmış Kuvvetlendirilmiş Sağlam Sağlamlaştırılmış Tekzib edilmemiş Yardım görmüş
MÜEYYED MİN İNDİLLAH Allah tarafından te´yid edilen ve yardım görmüş olan
MÜEYYİD Te´yid eden Doğrulayan Sağlamlaştıran Yardım eden Kuvvet veren
MÜEYYİDE Te´yid eden Te´yid edici Kuvvetlendirici * Kanun ve ahlâk emirlerinin yerine getirilmesini te´min eden kuvvet
MÜEYYİS (Ye´s den) Ümidsizliğe sevk eden Üzücü Yeis veren
MÜEZZER Muhkem, sağlam, dayanıklı
MÜEZZİ (Ezâ dan) Eziyet veren Ezâ çektiren
MÜEZZİN (C : Müezzinîn) Ezan okuyan
MÜEZZİNÎN (Müezzin C ) (Ezan dan) Müezzinler Ezan okuyanlar
MÜFACAT Ansızın olmak
MÜFACEE Ansızın olmak
MÜFAD Sözün ifade ettiği mâna İfade edilen * Herhangi bir vesile ile kazanılmış menfaat (Mefâd galattır)
MÜFADALE Faziletli olmada rekabet etmek
MÜFADAT (Fidâ dan) Bir fidye-i necatı kabul etme veya ödeme
MÜFADAT-I ÜSERÂ Eskiden muhârib iki kavmin karşılıklı olarak esirlerini değişmeleri
MÜFAFAZA Şeref hususunda akrânına üstün olmak
MÜFAGAME Öpme
MÜFAHARE(T) (Fahr den) Karşılıklı övünme
MÜFAHEME (Fehm den) Anlaşma
MÜFAHHEM (Bak: Müfehhem)
MÜFAHİR (Fahr den) Övünen, fahreden
MÜFAKAME Cima etmek * Büyük olmak
MÜFAKEHE şakalaşma, lâtife yapma
MÜF´AM Kabarmış ve yükselmiş su
MÜFARAKAT Ayrılık Bir yere bırakıp gitmek Dostlarından ayrı düşmek * Fık: Karı-kocanın talâk veya fesh ile birbirlerinden ayrılmaları
MÜFAREZE Bir şeyden kesilip ayrılma
MÜFARIK (Fark dan) Ayrılan, ayrılmış Müfarakat eden
MÜFASALE Ayrılışmak
MÜFASERE Beyan edişmek
MÜFAVASA Ayırmak * Halâs etmek
MÜFAVAZA Ortaklık, işbirliği * Eşitlik, müsavilik
MÜFAVAZATEN Ortaklıkla, işbirliği yaparak * Eşitlikle, müsavilikle
MÜFAYELE Yüzük saklama oyunu
MÜFAZ (Feyz den) Bol Bereketli, feyizli
MÜFAZA Geniş, vâsi, bol
MÜFCİR Birden kaynayıp akıtan Tefeccür eden
MÜFDEM Kızıla boyanmış nesne
MÜFE´AT Yılan suretinde olan alâmet
MÜFECCİ´ Acıtan, üzen, keder veren, dertli eden
MÜFEHHAM Kömürleşmiş Kömür halini almış
MÜFEHHAM (Müfahham) Muhterem Hürmete lâyık Tazim edilmiş olan
MÜFEHHİM (Müfahhim) Büyük bilip hürmet gösteren
MÜFEHHİM Tefhim eden Anlatan, idrak ettiren
MÜFEHHİMANE f Anlatarak Anlatana yakışır şekilde
MÜFEKKİR Fikir yürüten Düşünen Düşündüren Düşünme kuvveti
MÜFEKKİRE Düşünme gücü ve kuvveti
MÜFELFEL Biberli
MÜFELLES Huk: İflâsına hükmedilen kimse
MÜFENNAK Nâzenin, nazlı
MÜFENNEN İlim hâline, fenni şekle gelmiş olan Fennileşmiş
MÜFERRAG Dökülmüş
MÜFERRAH Ferahlanmış Sıkıntıdan, üzüntüden kurtulmuş
MÜFERRAK (Fark dan) Ayrılmış, tefrik edilmiş
MÜFERREC Meydanı olan Geniş
MÜFERRES Farsçalaştırılmış
MÜFERREŞ Döşenmiş, tefriş edilmiş
MÜFERRİ´ (Fer´ den) Dal budak salan Tefri´ eden
MÜFERRİC Ferahlandıran Ferah veren İç açıcı * Kurtarıcı Ferec veren
MÜFERRİG Dolu kabı boşaltan
MÜFERRİH Ferahlık veren Ferahlandıran Ferahlandırıcı, iç açıcı
MÜFERRİHÂT İç açıcı, ferahlık verici şeyler
MÜFERRİK (Fark dan) Ayıran, tefrik eden, ayırıcı
MÜFERRİT (Fart dan) Tefrit eden, kısaltan
MÜFERTAH Yassı başlı
MÜFESSER Tefsir edilmiş izah ve beyan edilmiş Mânası izah suretiyle bildirilmiş Açıklanmış * Beyan-ı tefsir veya takrir edilmiş olması sebebiyle manası "nass" dan daha vâzıh olan sözdür * Mücmel olmayan söz
MÜFESSİR Tefsir eden, izah eden Anlayabildiği mânayı söyleyen ve yazan * Kur´an-ı Kerim´i tefsir edebilmek salahiyetini hâiz olan, âlim, fâzıl ve kuvve-i kudsiye sahibi zât
MÜFESSİRÎN Kur´an-ı Kerim´in mânasını hakkıyla anlayıp tefsir edebilen, ilmi ile âmil, kâmil ve sâlih muhakkikler
MÜFETTAH Açılmış, açık * Bir çeşit yazı ismi
MÜFETTEL (Fetl den) Fitilleştirilmiş Fitil gibi bükülmüş
MÜFETTİH Feth eden, açan, açıcı * Geğirten, geğirtici
MÜFETTİH-ÜL EBVAB (Hayır) kapıları(nı) açan Bütün müşkilleri giderip ferahlatan (Cenab-ı Hak)
MÜFETTİL (Fetil den) Büken, bükücü
MÜFETTİN (Fitne den) Meftun ve hayran eden Şaşkın bir hâle getiren * Fitneye düşüren
MÜFETTİŞ Teftiş eden, tetkik ve tahkik ile kusur ve iyilikleri görüp anlayan ve lüzumlu merci´lere bildiren * Araştıran
MÜFETTİT (Fett den) Kıran, ezen, ufalayan Didik didik eden
MÜFEVVEZ (Tefviz den) Sipariş ve ihâle olunmuş
MÜFEVVİZ (Tefviz den) Sipariş veren, ihâle eden
MÜFEZZAZ Gümüşlü, süslü
MÜFEZZİ´ Hayretle ve şaşkın şaşkın baktıran
MÜFHAM Susturulmuş, iskât edilmiş olan
MÜFHİM İfham eden Delil ile susturan Ağız açtırmayan
MÜFHİŞ Kötü söz söyleyen
MÜFÎD İfâde eden, meramı güzel anlatan * Mânalı, mânidâr * Faydalı, faydayı mucib olan * Mütâlâsından istifade olunan
MÜFÎK İyileşen, ifâkat bulan hasta
MÜFÎZ (Feyz den) Feyiz veren, feyizlendiren * Esmâ-i İlâhiyedendir
MÜFKİR (Fakr dan) Fakirleştiren
MÜFLİC (Felc den) Felçli
MÜFLİH İflâh olan, selâmet bulan Kurtulan Felâha eren
MÜFLİHANE f Selâmete çıkarak Felâh bularak
MÜFLİHÎN (Müflih C ) Selâmete çıkanlar, kurtulanlar, felâha erenler
MÜFLİHÛN (Müflih C ) Kurtulanlar, iflâh olanlar, felâha erenler, müflihler, selâmete çıkanlar
MÜFLİS İflas etmiş Parasız kalmış Ticarette kâr elde edemeyip veya bazı sebeplerle sermayesini batırmış olan
MÜFLİSÂN (Müflis C ) İflas etmiş olanlar, müflisler Parasız kalmış olan kimseler
MÜFLİSÎN (Müflis C ) Müflisler, iflas edip parasız kalmış olan kişiler
MÜFNİ (Fena dan) Yok eden, ifna eden, mahveden
MÜFRAG Dökülmüş, ifrağ olunmuş
MÜFRAT Terk olunup unutulmuş
MÜFRED (Müfret) Tek, yalnız Müteaddid olmayıp yalnız birden ibaret olan * Basit, mürekkeb olmayan * Gr: Yalnız bir şey veya şahsa işaret eden veya bire mahsus olan kelime Cemi veya tesniye olmayan * Edb: Başı ve sonu olmayan tek ve kafiyesiz beyit
MÜFREDAT Bir bütünü meydana getiren şeylerin her biri * Bir şeyin içindekiler * Basit ve gayr-i mürekkeb şeyler * Toptan mâlum olan şeylerin tafsilâtı, birer birer zikrolunmuşları * Edb: Tek tek ve ayrı ayrı beyitler * Gr: Bir ibareyi meydana getiren kelimelerin her birisi * Tıb: Her biri kendi başına bir devâ olan edviye-i basiteden sayılan nebatlar ve bunlardan bahseden tıp kitabı
MÜFREZ Toptan ayrılıp bir tarafa bırakılmış İfraz olunmuş, ayrılmış
MÜFREZE Bir kaç alaydan müteşekkil Ordudan ayrılmış bir kol asker
MÜFREZE-İ ASKERİYE Asker müfrezesi
MÜFRİD (Ferd den) Tek başına, yalnız bırakan
MÜFRİG (Müfriga) Döken, dökücü İfrağ eden
MÜFRİT (Fart dan) İfrat eden Haddini aşan * Ölçüsüz ve taşkın hareket eden * Mübalağalı
MÜFRİZ Ayıran, ifraz eden * Virgül işareti (,)
MÜFSİD İfsad eden, fenalaştıran Bozan * Başlanmış ibadeti bozan * Nifak koyan, fesad ilka eden (Hiç bir müfsid, ben müfsidim demez Daima suret-i haktan görünür Yahut, bâtılı hak görür Evet kimse demez "ayranım ekşidir " Fakat siz mihenge vurmadan almayınız Zira çok silik söz ticarette geziyor Hatta, benim sözüme de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz Belki ben de müfsidim Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum Öyle ise; her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz ) (Münazarat)
MÜFSİD-İ Mİ´DE Mideyi bozup ifsad eden
MÜFSİDÂNE f İfsad etmek suretiyle Nifak meydana getirmekle Fesadlıkla Ara bozuculukla
MÜFSİDÎN (Müfsid C ) Bozanlar, ifsad edenler, müfsidler Fesatlık yapanlar, ara açanlar
MÜFSİR Nur ve ziya veren Işıklandıran
MÜFŞİL Korkutucu, korkutan
MÜFT f Beleş, bedava, parasız
MÜFTAAL Uydurma, sahte, düzme
MÜFTABİH Fık: Hakkında fetva verilmiş olan Kendisiyle amel olunması icab eden hüküm
MÜFTAC Bevletmek için iki ayağını ayırıp duran deve
MÜFTAH Yassı
MÜFTASID Kan alan Kan alıcı
MÜFTAZIH Rezil ve kepaze olmuş adam
MÜFTEDÎ Fidye verip esirlikten kurtarılan
MÜFTEH Hazine, define
MÜFTEHAN Hoca ile talebeler arasındaki bir kitaba başlangıç ziyafeti * f Hazineler
MÜFTEHİR (Fahr dan) İftihar eden Öğünen * Sırf Allah rızası için menfaatsiz hizmet eden * Şanlı, şerefli
MÜFTEHİRÂNE f İftihar ederek, karşılık beklemeden * Elbette Memnuniyetle
MÜFTEKİR (Fakr dan) Muhtaç * Fakir, züğürt
MÜFTERA-ALEYH Kendisine iftira edilen
MÜFTEREYAT Başkasının üzerine atılan suçlar, kabahatler İftiralar
MÜFTERÎ İftira eden Başkasına suç isnad eden Yapmadığı kötülüğü isnâd eden
MÜFTERİH (Ferah dan) Keyifli, neşeli Şen, ferah içinde olan
MÜFTERİK (Fark dan) Ayrılan, iftirâk eden * Perişan olan, dağılan
MÜFTERİS Fırsat bilen Fırsat bulan
MÜFTERİS Yırtıcı Parçalayıcı İftiras eden Zorla yere yıkıp parçalayan
MÜFTERİŞ Secdede iken iki kolunu yere koyan
MÜFTERİYANE f İftira edercesine
MÜFTÎ (Fetva dan) Fıkha dair mes´elelerin şeriattaki hükümlerini beyan ve açıklamağa memur olan zat * Genç ve kavi (Bak: Fetvâ)
MÜFTİY-ÜL ENAM Şeyh-ül İslâmın bir ismi Herkesin müftüsü
MÜFTİR İftar eden * Orucu bozan şey
MÜFTİRAT Orucu bozan şeyler
MÜFZI´ Katı * Alçak, şeni´
MÜFZÎ Yetiştiren, ulaştıran, vâsıl eden
|