Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi

Eski 11-04-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi



M Harfi

MÜNACAT-I RAHMAN Rahman´a yalvarmak Cenab-ı Hakk´a dua ve niyazda bulunmak
MÜNACEDE Muavenet, yardım
MÜNACEZE Bitip tükenmek
MÜNADA (Nidâ dan) Seslenilmiş, çağırılmış, nidâ edilmiş
MÜNADALE Müsabaka yarışına girmek Atışma Atış müsabakası
MÜNADAT Bağrışma
MÜNADEA Süngü ile birbirine hücum etmek * Kucaklaşmak
MÜNADEBE İyilikleri sayılıp ağlanılan ölü * Ölmüş bir kimsenin ahlâkını ve evsafını anıp ağlaşmak
MÜNADEMET (Nedm den) Nedimlik etme Bir arada bulunup konuşma
MÜNADESE Taan edişmek, çekiştirmek
MÜNADİ Nidâ eden, seslenen, çağıran Müezzin
MÜN´ADİL (Adul dan) Doğru yoldan sapan Cayan
MÜN´ADİM Ma´dum Ademe gitmiş Yok olan
MÜNADİM Nedimlik eden Meclis arkadaşı
MÜNADİMÎN (Münadim C) Nedimler Bir büyüğün yakını olan kimseler
MÜNAFAKA (Nifak dan) İkiyüzlülük, münafıklık
MÜNAFAT Birbirinin aksine olan Birbirine aykırı olmak Aykırılık, mugayeret, münafi, muhalefet
MÜNAFAZA Tozunu gidermek için silkmek
MÜNAFERAT (Nefret C) Nefret etmeler, tiksinmeler Arada olan soğukluklar
MÜNAFERET Birbirinden kaçıp nefret etmek, karşılıklı huzursuzluk * Adâvet, hased ve şeref cihetinde hakeme müracaat eylemek * Birbiri ile müfahere eylemek
MÜNAFESAT (Münâfese C) (Nefs den) Münâfeseler
MÜNAFESE Başkasında görülen bir kemale imrenip ona yetişebilmek ve daha ileri gidebilmek için, nefislerin nefâsette, iyi şeylerde yarışması hissidir ki, nefsin şerefinden ve uluvv-i himmetinden neş´et eder Hased ile arasında fark açıktır Hased eden kimse, kemâle düşmandır; hased ettiği kimsenin zararından, nimetinin zevâlinden memnun olurMünâfis, yarışçı ise kemâle aşıktır O, karşısındakinin sukutunu değil; kendisinden daha ileri gitmesini ister (ET)
MÜNAFESE Üfürüşmek
MÜNAFEŞE Hesap görürken iyice araştırıp, birşeyi terk etmemek
MÜNAFIK İki yüzlü, araya nifak sokan Fitnekâr * Ahdini bozan, yalan söyleyen, hıyanet eden * Görünüşte müslüman olup hakikatte kâfir ve düşman olan("Münafık öldükten sonra namazı kılınmaz" meâlindeki âyet, o zamandaki ihbar-ı İlâhî ile bilinen kat´i münafıklar demektir Yoksa zan ile, şüphe ile münafık deyip namaz kılmamak olmaz Mâdem "Lâ ilahe illallah" der, ehl-i kıbledir Sarih küfür söylemese veyahut tevbe etse, namazı kılınabilirMünafık itikadsızdır, kalbsizdir ve vicdansızdır Peygamber (ASM) aleyhindedir RN)
MÜNAFIKANE f Münafıklıkla
MÜNAFIKÎN (Münafık C) Münafıklar Fitnekârlar İkiyüzlüler Araya nifak sokanlar
MÜNAFIKUN (Bak: Münafıkîn)
MÜNAFIKUN SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 63 Suresidir Medenîdir
MÜNAFÎ Zıt, uymaz, aksi, aykırı Mugayir ve muhalif olan
MÜNAFİS Sırdaş
MÜNAGAT Çocukları sevindirecek ve güldürecek söz söylemek
MÜNAGGAS (Gussa dan) Kederli, gussalı
MÜNAGGASAN (Gussa dan) Tasalı olarak, gussalı olarak
MÜNAH Ağıt yakma
MÜNAHE Parmaklarıyla taksim etmek Paylaştırmak
MÜNAHEBE Malı yağmalama
MÜNAİME Naz içinde büyüyen kadın
MÜNAKADE Bir şeyin iyisini kötüsünden seçip ayırmak
MÜNAKAHA Pâk etmek, temizlemek
MÜNAKALAT Nakiller Nakil işleri Ulaştırma işleri
MÜNAKALE Taşımak, ulaştırmak, aktarmak
MÜNAKARE Talep edişmek, karşılıklı istemek
MÜNAKASA (C: Münakasât) (Noksan dan) İhale ve alışveriş gibi şeylerde eksiltme
MÜNAKASAT (Münakasa C) Eksiltmeler, münakasalar
MÜNAKAŞA Mücadele Münazaa Karşılıklı sözle çekişmek Bir mes´eleyi sormayı çok ileri götürerek çekişmek (Bak: Hakperest)(Hadis-i Şeyheyn´in ittifakına alâmet olan işaretiyle bir hadis bana gösterildi "Hadis midir, değil midir " sual edildiBen dedim : Böyle mu´teber bir kitapta Şeyheyn Hadisinin ittifakına hükmeden bir zâta itimad etmek lâzım; demek hadistir Fakat hadisin, Kur´an gibi bazı müteşabihatı var Ancak havass onların mânâlarını bulabilir Şu hadisin zâhiri dahi, müşkilât-ı hadisin müteşabihat kısmından olmak ihtimali var, dedim Eğer bilseydim medar-ı münakaşa olmuş, öyle kısa değil, belki böyle cevap verecektim:Evvelâ: Bu çeşit mesâili münakaşa etmenin birinci şartı; insaf ile, hakkı bulmak niyetiyle, inadsız bir surette, ehil olanların mabeyninde, su´-i telâkkiye sebeb olmadan müzakeresi câiz olabilir O müzakere hak için olduğuna delil şudur ki: Eğer hak, muârızın elinde zâhir olsa, müteessir olmasın, belki memnun olsun; çünki bilmediği şey´i öğrendi Eğer kendi elinde zâhir olsa, fazla birşey öğrenmedi, belki gurura düşmek ihtimâli varSâniyen : Sebeb-i münakaşa, eğer hadis ise; hadisin merâtibini ve vahy-i zımnînin derecâtını ve tekellümât-ı Nebeviyenin aksâmını bilmek lâzım Avam içinde müşkilât-ı hadisiyeyi münakaşa etmek, izhar-ı fazl suretinde avukat gibi kendi sözünü doğru göstermek ve enaniyetini hakka ve insafa tercih etmek suretinde deliller aramak câiz değildir M)
MÜNAKAŞÂT (Münakaşa C) Çekişmeler
MÜNAKAZA İki sözün mânasının birbirine zıd olması * Bir sözü evvelce söylediği kelâma zıd ve muhâlif söylemek
MÜNAKEHA (C: Münâkehât) (Nikâh dan) Nikâhlanma Nikâh kıyışma
MÜNAKEHAT Nikâhlanmalar * Fık: Nikâhla alâkalı olan bahisler
MÜNAKERE Kavga ve niza etmek * Karşılıklı inkâr
MÜN´AKID İn´ikad eden, bağlanan, bağlanmış, düğümlenmiş * Teşkil olunmuş, resmi olarak iki taraf arasında kabul olunmuş Kurulan, ictima eden
MÜNAKIZ Birbirini tutmayan, zıt olan, nakzeden * Başka kelâmın mânasına muhalif olan
MÜN´AKİS Akseden, geri dönmüş, bir yere çarpıp geri gelen
MÜNAKKAH (Nakh dan) En iyileri seçilmiş Müntehab, güzide * Soyulmuş, temizlenmiş, ayıklanmış * İdâre gayesiyle fazlası kesilmiş masraf
MÜNAKKAHİYET Ayıklanma, soyulma En iyileri seçilme
MÜNAKKAS (Noksan dan) Eksiltilmiş, azaltılmış, tenkis edilmiş
MÜNAKKAŞ Nakışlı, süslü, nakşedilmiş, işlemeli, resimli
MÜNAKKAT (Nokta dan) Noktalı, noktalanmış Nokta konmuş
MÜNAKKAYAT Temizlenmiş şeyler
MÜNAKKID (Bak: Münekkid)
MÜNAKKIS Eksilten, azaltan Tenkis eden
MÜNAKKİ Pâk edici, temizleyici * Koruyan, hıfzeden
MÜN´AL Altına gön ve sahtiyan konulmuş nesne
MÜN´AM Çok kıymetli ve nazlı olarak büyütülmüş
MÜNAMESE Birbiriyle sırlaşmak
MÜN´AMİD Direğe dayanmış
MÜNASAFA (Nısf dan) Yarıyarıya paylaşma İki eşit parçaya ayırma
MÜNASAFATEN Yarıyarıya olarak
MÜNASAHA Nasihat etme, nasihatta bulunma
MÜNASARA Birbirine yardım etme Muavenette bulunma
MÜNASAT Unutma, nisyan
MÜNASEBAT (Münasebet C) Münasebetler, ilgiler İki kişi veya hey´et arasındaki bağlar, ilişkiler Alâkalar
MÜNASEBE Benzemek
MÜNASEBET İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alâka
MÜNASEHA Bir şeyi diğerine nakletmek * Döndürmek * Tebdil etmek, değiştirmek * Huk: Bir vârisin, kendine bırakılan mirası alamadan ölmesi
MÜNASERE Saçmak
MÜNASİB Benzer, uygun, lâyık, yakışır, yaraşır
MÜNAŞEDE (Neşide den) Karşılıklı neşide söyleme
MÜN´ATAF Meyledici, yönelen * Dere açığı
MÜNATAHA Boynuzlu hayvanların birbiriyle vuruşması Süsüşme
MÜN´ATIF Bir tarafa doğru teveccüh etmiş Meyillenen, bir tarafa yönelen Mütemâyil, meyledici
MÜNAVAT Düşmanlık
MÜNAVEBE Nöbetle iş görmek, nöbetleşmek
MÜNAVEBETEN Nöbet ile, nöbetleşerek Sırayla
MÜNAVEHA (Nevh den) Feryad ile ağlama
MÜNAVELE Takdim, bir şeyi el ile öne uzatmak Sunmak, arzetmek
MÜNAVEME Uyku hususunda yarışma
MÜNAYA (Bak: Menâyâ)
MÜNAZAA Ağız kavgası, mücadele, çekişmek
MÜNAZAAT Ağız kavgaları, çekişmeler
MÜNAZALA (Bak: Münadala)
MÜNAZARA Karşılıklı konuşmak İlmî ve kaideye uygun olarak yapılan münakaşa Mübahese (Bak: İnsaf)
MÜNAZARAT (Münazara C) Görüşler, fikirler Münazaralar * Bediüzzaman Said Nursî´nin bir eserinin adı
MÜNAZAT Zina edişmek
MÜNAZA-UN FİH Hakkında ihtilaf mevcut olan şey, münakaşa edilen mes´ele Aradaki husumete sebeb olan
MÜNAZIR Münazara eden, münakaşa eden * Misil, denk, eş
MÜNAZIRÎN Münazara edenler
MÜNAZİ´ (Nez´ den) Çekişen, nizâ eden Ağız kavgası yapan
MÜN´AZİL Ayrılan, elini eteğini çeken, in´izal eden * Memurluktan, vazifeden çıkarılmış olan Bir vazifeden azledilen
MÜN´AZİLEN (Azl den) Vazifesinden çıkarılmış olarak Azledilerek
MÜN´AZİLÎN (Mün´azil C) Azledilenler, vazifelerinden çıkarılanlar
MÜNAZZIC Yumuşatıcı Öldürücü
MÜNBASİT İnbisat eden, yayılan, genişleyen Yaygın, münteşir, yayılmış, açık Şen
MÜNBAGİ (Bugye den) Lâyık, yakışan, şâyân
MÜNBAİS İnbias eden, gönderilen * İleri gelen Çıkan Doğan
MÜNBESİR Yüksek, mürtefi
MÜNBESS Dağılmış, toz hâline gelmiş
MÜNBİT Verimli, verimi bol İnbat eden, ekini güzel yetiştiren
MÜNCEDİL Bırakılmış
MÜNCELİ Parlayan, meydana çıkıp görünen
MÜNCEMİD Donmuş, buz hâline gelmiş * Donuk
MÜNCER Nihâyet bulmak * Bir tarafa çekilmek * Sürüklenme * Sona eren, neticelenen
MÜNCEZ Sözü yerine getirilmiş, incâz edilmiş
MÜNCEZİB Beriye çekilen, cezbedilen İncizab eden
MÜNCEZİBÂNE f Çekilerek, çekilircesine, cezbedilerek * Kendini kaptırmak suretiyle
MÜNCEZİR Kesilen
MÜNCİ İncâ eden Kurtaran, necat verenResul-i Ekremin (ASM) insanların azabtan kurtulmasına ve dünyâ ve âhiret saadetlerine sebeb olmasından mübarek isimlerinden birisi de münci olmuştur
MÜNCİBE (C: Müncibât) İyi kimseler doğuran kadın
MÜNCİZ Verdiği sözü yerine getiren Ahdini yapan İncâz eden
MÜNCÜLAB Murdar su
MÜNDEFİ´ İndifâ etmiş, geçmiş, atlatılmış Def olunmuş
MÜNDEFİAT Yaralardan çıkan irin, cerahat gibi şeyler
MÜNDEFİC Yuvarlak nesne
MÜNDEHİŞ Dehşet içinde kalmış olan İndihâş etmiş
MÜNDEKK Düz, düzleşmiş
MÜNDELL Kılavuzluk edilmiş, yol gösterilmiş
MÜNDEMİC İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan İçine alınmış olan
MÜNDERİC Yer almış İndirac eden, derc olunan * Bir şeyin içine konulmuş bulunan İçinde bulunan
MÜNDERİCÂT İçindekiler Dercolunmuş olanlar
MÜNDERİS İndiras eden Eseri, izi nişânı kalmamış olan
MÜNDERİSÂT Yıkılıp mahvolmuş olan harâbeler
MÜ´NE (C: Müen) Zahmet * Ağırlık
MÜNEBBİH(E) Uyandıran, tenbih eden, dalgınlıktan kurtaran Uyuşukluğu gideren
MÜNEBBİHÂT Uyandıranlar Tenbih edenler Uyuşukluğu giderici olanlar
MÜNECCEM Parçalar, parça parça olan şey
MÜNECCEMEN Parça parça yapılmış olarak Kısım kısım
MÜNECCES Pis, mülevves, kirli, murdar
MÜNECCİ Halaskâr, kurtarıcı
MÜNECCİD Denenmiş, sınanmış, tecrübe edilmiş
MÜNECCİM Yıldızların hareket ve hâllerini tedkikle uğraşan, mevki ve harekâtından mâna ve hüküm çıkaran Falcı
MÜNECCİMÂNE f Müneccim gibi, müneccime yakışacak şekilde
MÜNECCİMÎN (Müneccim C) Müneccimler
MÜNEDDEB (Nedbe den) Kapanmış ve iyileşmiş yara
MÜNEFFİS Nefes verdiren, rahat ettiren
MÜNEHMES Örtülü, saklı, gizli
MÜNEKKA Temizlenmiş
MÜNEKKAH Tenkıh edilmiş, fazlalıkları atılarak düzeltilmiş, temizlenmiş
MÜNEKKER Tenkir edilmiş, bilinmeyen, nekre kılınmış *Belirli olmayan şeye delâlet eden
MÜNEKKES Başaşağı edilmiş
MÜNEKKİ Temizleyici
MÜNEKKİB Yüzüstü düşen, kapanan
MÜNEKKİD Tenkid edici Kötüyü iyiyi ayıran ve onları söyleyen, kusurları söyleyen(Her sözün doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değil Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok M)
MÜNEMNEM Nakışlı Zinet verilmiş
MÜNEMNİM Ziynet verici, süslendirici
MÜNESSAK Sıralı ve düzgün bir tarzda dizilmiş * Pek düz
MÜNESSİM Hayat veren, ruh veren Allah * Lâyık olana maaş bağlıyan kimse * Köle âzâd eden
MÜNEVVEM Uyutulmuş Gaflet verilmiş Unutturulmuş
MÜNEVVER (Nur dan) Mc: Kur´anî ve imanî eser okumakla ve ibadet ve taatla nurlanmış Nurlandırılmış, ışıklı * Uyanık İntibaha gelmiş Akıllı âlim İmanî ve İslâmî tahsil ve terbiye görmüş * Parlatılmış
MÜNEVVERİYET Nurlu oluş, münevverlik Aydınlık
MÜNEVVERİYET-İ EFKÂR Fikir aydınlığı
MÜNEVVİL Nimet veren İhsan eden
MÜNEVVİM Uyutucu Uyku veren ilâç
MÜNEVVİR Mc: Hakaik-ı Kur´âniye, hakaik-ı imâniye, ibâdet ve tâat gibi nurlarla nurlandıran * Nur veren, aydınlatan
MÜNEZZEH (Nezahet den) Tenzih edilmiş, teberri edilmiş * Pâk, kusur ve noksanlıklardan uzak Hiç bir şeye muhtaç olmayan Kötülükten, kusurdan ve noksanlık gibi şeylerden tenzih edilen
MÜNEZZİL (Nüzul den) Tenzil eden, indiren * Kur´an-ı Kerim´i vahiy ile insanlara rahmet olarak ihsan eden Allah (CC)
MÜNFAİL(E) İnfiâl eden Te´sir ile harekete geçen * Muztarib, kederli ve muğber olan Bir şeyden canı sıkılan Alınmış, gücenmiş (Bak: İnfiâl)
MÜNFAİLEN Gücenerek, darılarak, münfail olarak
MÜNFAİLANE f Gücenmiş ve darılmış olarak Münfail bir tarzda
MÜNFASIL(E) (Bak: Munfasıl)
MÜNFASIM Kesilmiş
MÜNFATIR Yarılmış * Ayrılmış
MÜNFEC Çukur * Açık * Gedik
MÜNFECİR Açılan, söken * Yerden kaynayıp akan
MÜNFEDİ Fidye verilerek kurtarılan esir
MÜNFEHİM (Fehm den) Anlaşılan, kavranılan, fehmedilen
MÜNFEİL (Bak: Münfail)
MÜNFEKK (Fekk den) Sökülen, ayrılan İnfikâk eden Ayrılmış olan
MÜNFELİK (Felak dan) Açılan, yayılan, görülen *İnfilâk eden, patlıyan
MÜNFERİC İnfirac eden Çok açık Açılan, genişleyen * Gam, gussa ve kederden kurtulmuş * Arası geniş Açık olan İki tarafı birbirinden uzak olan
MÜNFERİD (Münferit) Tek başına, tek, yalnız, kendi başına * Hapishânede tek kişilik hücre
MÜNFERİDEN Tek tek, yalnız olarak, ayrı ayrı, birer birer
MÜNFERİK (Fark dan) İnfirak eden, ayrılan
MÜNFESİH (Füsh den) İnfisah eden, bollaşan, genişleyen
MÜNFESİH(A) (Fesh den) İnfisah eden, bozulan, bozulmuş, hükmü kaldırılmış olan, hükümsüz kalan
MÜNFETİH İnfitah eden, açılan, açılmış
MÜNFETİHA Tecvidde: Kur´an okurken dil, üst damaktan ayrılır vaziyette iken ağızdan çıkan harflere denir Şunlardır; mim, nun, elif, vav, cim, hı, zel, dal, sin, ayın, te, fe, kaf, lem, he, şın, be, ye
MÜNFİK (Nafaka dan) Nafaka veren, besliyen
MÜNFİS Ağır, pahalı, değerli
MÜNGALİKA Kapalı, mesdud * Kilitli
MÜNGAMİS Suya batmış
MÜNGAZZ Zindeliği kalmamış
MÜNGAZZEN Zindeliği kalmamış olarak
MÜNHA Bildirilmiş, tebliğ edilmiş
MÜNHADAR İnecek yer
MÜNHADİ´ (Had´ dan) Birinin hilesine aldanmış olan * Bir kimsenin hile $ve tuzağına düşme
MÜNHADİB (Hadeb den) Kamburlaşmış, eğri
MÜNHADİR İnişli, eğik * Yokuşaşağı inen
MÜNHAFIZ İnhifaz eden, alçalan * Kesre harekesiyle harekelenmiş harf
MÜNHAFIZA Harf söylenirken alt damaktan dilin ayrılması hâli * Aşağılanmış olan
MÜNHALL Boş, meşguliyetsiz, işsiz * Çözülmüş, çözülen * Memuru bulunmayan * Kim: Erimiş
MÜNHALLÂT (Münhall C) Açıklıklar Açık bulunan memuriyetler
MÜNHAMENNA Muhammed (ASM) manâsına, Tevratta geçen İbrânice isimdir
MÜNHANÎ Eğri, kamburlu, eğilen, eğrilen Beli bükülmüş yaşlı kişi
MÜNHANİK (Hank dan) Boğulmuş Boğuk
MÜNHANİYAT (Münhani C) Eğri olan şeyler Eğri şekiller
MÜNHANİYE Eğilmiş, eğri ve çarpık olan Bükülmüş * Geo: Eğri çizgi Hatt-ı münhani
MÜNHARIT İpliğe dizilmiş Biçilmiş
MÜNHARİF (Harf den) İnhiraf eden, yoldan çıkmış Eğilmiş, çarpık Usulünden çıkmış, sağlam olmayan * Tecviddeki mânâsı için "İnhirâf"a bakınız * Geo: Dört kenarlı, fakat hiçbir kenarı birbirine müsâvi ve müvâzi (eşit ve paralel) olmayan şekil Sadece iki kenarı birbirine müvâzi (paralel) olursa, ona şibih-i münharif denir
MÜNHARİF-ÜL MİZAC Rahatsız, keyifsiz
MÜNHARİT (İnhirat dan) Bir yola süluk eden
MÜNHASIR (Hasr dan) Belli bir sınır içinde olup harice tecavüz etmeyen, inhisar eden, her yanı çevrili * Yalnız bir kimseye veya bir şeye mahsus olan
MÜNHASIRAN Sadece, sâde * Bir işe veya bir şeye âit olarak
MÜNHASİF (Husuf dan) İnhisaf eden, sönükleşen, daha mükemmel bir $şeyin yanında sönük kalan Değersiz Gölgelenmiş
MÜNHAŞİ´ Kibiri kırılma
MÜNHATT Aşağı inen, inhitât eden Alçak Çukur
MÜNHAZİM (Hazm dan) Sinen, hazmolunan
MÜNHEBİT (Hübut dan) Yukarıdan aşağı inen İnmiş, düşmüş
MÜNHEDİL Sarkmış, aşağı salıverilmiş Sarkık
MÜNHEDİM (Hedm den) Yıkılmış, inhidam olmuş, harab olmuş
MÜNHEM Erimiş
MÜNHEMİK (Hemk den) Bir işin üzerine çok düşen Bir işte çok uğraşan
MÜNHEMİR Akıcı, seyyal * Dökülen Yıkılıp viran olmuş
MÜNHEZİM Hezimete uğramış, bozguna uğrayan, inhizam eden * Bozgun
MÜNHEZİMEN Yenilerek, münhezim olarak, bozularak, bozguna uğrayarak
MÜNHEZİMÎN (Münhezim C) Hezimete uğrayanlar Bozgunlar
MÜNHÎ (C: Münhiyân) (Nehy den) Haberci Haber getiren
MÜNHİYAN (Münhi C) Haberciler Haber getirenler
MÜNHİYE Haber veren, haberci
MÜNHUL (C: Menâhül) Elek
MÜNİB Hakk´a yönelen, günahları terk ile hakka dönen Pişman olup dönen * Kâinattan yüzünü çevirip Bâki-yi Hakiki´ye yönelen * Güzel yağan faydalı yağmur * Bereketli ve verimli bahar
MÜNİF(E) Meşhur, âli, yüksek, büyük, ulu, bülend
MÜN´İM Nimet veren, yedirip içiren
MÜN´İM-İ HAKİKÎ Bütün nimetleri yaratan ve veren Allah (CC)
MÜNİMM (Nemim den) İnsanlar arasında kovuculuk yapan, fitne verip alan kimse Nemmam
MÜNİR Nurlandıran, nur veren, ziya veren, ışık veren, parlak
MÜNKABIZ (Bak: Munkabız)
MÜNKAD (Kavd dan) İnkiyad eden, boyun eğen, muti olan, itaat eden
MÜNKALEB Rücu etmek, geri dönmek
MÜNKALİ´ (Kal´ dan) Kökünden sökülen
MÜNKALİB İnkılab eden Dönen, dönmüş Başka bir hale girmiş olan Değişen
MÜNKARIZ Kesilmiş
MÜNKASIM (Kısım dan) Bölünen, kısım kısım ayrılan, taksim edilen
MÜNKAŞIR (Kışr dan) Kabuğu soyulan İnkışar eden
MÜNKATI´ (Kat´ dan) İnkıta eden, kesilmiş, kesilen Aralıklı ve son bulan * Arada bağ kalmıyan, ayrılmış * Herkesten ayrılıp bir kişiye bağlı kalan
MÜNKAZİ (Münkaziye) (Kazâ dan) Bitmiş, tükenmiş, sona ermiş, ardı kesilmiş
MÜNKEMİŞ(E) Acele eden, işini çabuk gören * Buruşan, büzüşen
MÜNKER Allah´ın (CC) râzı olmadığı şey * İnkâr edilmiş olan * Şeriatın kabâhat ve haram diye bildirdiği şey Makbul ve müstehab olmayıp, günah ve kabahat olan * Mezardaki suâl meleklerinden birisinin ismi Diğerinin ise "Nekir" dir
MÜNKERÂT (Münker C) Haram işler Şeriatın menettiği, Allah´ın yasak kıldığı şeyler
MÜNKESİF Küsufa uğramış, tutulmuş, tutulan
MÜNKESİR (Kesir den) İnkisar eden, kırılan, kırılmış, kırık Gücenmiş
MÜNKESİR-ÜL KALB Kalbi kırılmış İncitilmiş, gücenmiş
MÜNKESİREN Kırgınlıkla * Kırık olarak Münkesir tarzda
MÜNKEŞİF (Keşf den) Açılmış, meydana çıkarılmış Açılan, keşfolunan, yeni bulunmuş
MÜNKIZ Kurtaran Kurtarıcı
MÜNKİR (Nekr den) İnkâr eden, kabul etmiyen, hakikatı tasdik etmiyen, dinsiz
MÜNKİR-İ HAKİKAT Hakkı, hakikatı inkâr eden * İmansız
MÜNKİRÂNE f Münkircesine, inkâr edercesine
MÜNKİRÎN İnkâr edenler, münkir olanlar
MÜNKUR (C: Menâkır) Dar açılmış kuyunun ağzı
MÜNNE Kudret, kuvvet
MÜNSAK Gönderilmiş olan * Birine bağlı olan ve peşinden giden
MÜNSAKİB Delinen İnsikab eden
MÜNSAL Kılıç, seyf
MÜNSEBİK (Sebk den) Kalıba dökülmüş olan
MÜNSECİL (Sicil den) Mahkeme defterine yazılmış, sicile geçmiş
MÜNSECİM Düzgün, insicamlı * Dökülmüş, saçılmış, dağılmış
MÜNSECİR Uzanıp sarkan
MÜNSEDD (Sedd den) Seddedilen, kapanan, tıkanan Tıkalı
MÜNSEDİL Salıverilmiş Gevşetilip sarkıtılmış olan
MÜNSEKİB Dökülüp akan
MÜNSELİB (Selb den) Kaçırılmış, kalmamış, kaldırılmış (Bu tâbir; huzur, asayiş, emniyet ve rahat hakkında kullanılır)
MÜNSELİH (Selh den) Soyulmuş, derisi yüzülmüş * Sıyrılıp çıkan, soyunan * Son güne yetişmiş
MÜNSELİK (Silk den) Bir yola girip orada giden Bir tarikata girmiş Bir meslek tutmuş
MÜNSERİH Çabuk ve çevik davranan * Hızlı hızlı giden hayvan
MÜNŞAİB (Şa´b dan) Şubelenen, dallanan, çatallanan, kollara ayrılan, ayrılmış Bölük bölük, kol kol, kısım kısım olan
MÜNŞAKK (Şakk dan) İnşikak eden, yarılan, yarılmış * Yaymak
MÜNŞEAT Kaleme alınmış şeyler Nesir yazılar Mektublar
MÜNŞEE (C: Münşaât) Müsvedde yazılan kâğıt * Yelkeni çekilmiş gemi
MÜNŞEİL (Şa´l dan) Alevli Parlıyan
MÜNŞELL Şelâle hâlinde atılarak akan
MÜNŞERİH (Şerh den) İnşirahlı, gönlü sıkılmayan, neş´eli
MÜNŞERİH-ÜL BÂL Gönlü neşeli
MÜNŞETT Dağınık Perişan
MÜNŞİ (Neş´et den) İnşâ eden, yapan Yapısı, üslubu güzel olan * Edb: Maksadı kâğıt üzerinde tasvir ve tesvid eden İyi nesir yazı yazan, kâtib
MÜNŞİD (Neşide den) İnşad eden, iyi şiir okuyan * Bir şeyi zâyi edip " Varmı" diye bağıran
MÜNŞİF Su gibi sıvı şeyleri sünger gibi çeken
MÜNŞİFE Sünger gibi suyu emen şey
MÜNŞİYANE f İyi kâtiplere yakışır surette
MÜNTABIK Mutabık ve muvafık, uygun olan
MÜNTABIKA Söylenirken dilin üst damağa kapanması Bu hâlde ağızdan çıkan harfler; sad, dad, tı, zı
MÜNTAHAB (Nahb dan) (Bak: Müntehâb)
MÜNTAHİB (Nahb dan) Seçen, intihâb eden Seçmen
MÜNTAHİL Başkasının eserini kendi malı imiş gibi gösteren
MÜNTAKIS Eksilen, azalan
MÜNTAKIŞ İşleme ile süslenmiş
MÜNTAKIZ (Nakz dan) Bozulan, nakzedilen
MÜNTAKİL (Nakl den) intikal eden, geçen Bir yerden bir yere göç etmiş, taşınmış olan * Miras kalmış * Karine ile sözün gelişinden anlayan
MÜNTAKİM (Nakm dan) İntikam alan, öç alan, suçluya cezasını veren
MÜNTAKİMÂNE f Cezalandırırcasına, öç alırcasına
MÜNTASIB (Nasb dan) Direk gibi dikili duran
MÜNTEBİH Uyanık, intibah eden Agâh ve habir olan Gafletten ayrılmış olan
MÜNTEBİZ Safın arkasında yalnız duran kişi
MÜNTEC Neticelenmiş, sonu belli olmuş
MÜNTECA´ Otlu yer
MÜNTECİB Güzide, seçkin
MÜNTECİM Yıldızın doğması
MÜNTEFAUN BİH Kendisinden istifade edilen
MÜNTEFİ Sönen, ortadan yok olan, intifa eden
MÜNTEFİ´ (Nef´ den) Fayda gören, menfaatlenen, istifade eden
MÜNTEFİH (Nefh den) Şişmiş, şişkin Hava ile doldurulmuş, üfürülmüş
MÜNTEFİL Nâfile namaz kılan
MÜNTEHA Son, en son derece, en son yer, nihayet Son uç
MÜNTEHA-YI ÂMÂL Emellerin sonu
MÜNTEHA-YI HİÇÎ Hiçliğin en sonu, nihayeti
MÜNTEHA-YI KİTAB Kitabın sonu Kitabın nihayeti
MÜNTEHAB Seçilmiş Güzide İntihab ve ihtiyar olunmuş
MÜNTEHABÂT Güzideler, seçilmiş olan şeyler
MÜNTEHİ Sona eren Son Bir şeyi tamamlayan Biten
MÜNTEHİB (Nehib den) Yağma eden, talan eden, yağmacı
MÜNTEHİK Halsiz ve yorgun bırakan
MÜNTEHİL Yüz suyunu döken
MÜNTEHİR Devamlı akan
MÜNTEHİR (Nahr dan) İntihar eden, kendini öldüren
MÜNTEHİRÂNE f İntihar ederek, kendini öldürüyor gibi
MÜNTEHİRÎN (Müntehir C) Kendilerini öldürenler İntihar edenler
MÜNTEHİZ (Nehz den) Vakit ve fırsatı kaçırmayan
MÜNTEİL Nâlin giyen
MÜNTEKA Muhtar Güzide, seçkin
MÜNTEKIB Yüzü perdeli kişi
MÜNTEKIŞ (Nakş dan) Nakşolunan
MÜNTEKİS Başaşağı dönen Tersine yuvarlanan
MÜNTEMİ (İntimâ dan) İlgisi ve ilişiği olan Yakınlık peydâ eden * Birinin adamı olan
MÜNTEMİS Gizlenen, saklanan Gizli
MÜNTESAF İkiye bölünmüş ve yarı olmuş
MÜNTESIB Bekleyen Muntazır kimse * Ayak üstüne dikilip duran
MÜNTESİB İntisab etmiş, intisab eden, giren, alâkası olan
MÜNTESİBÎN İntisab edenler, alâkası olanlar, girenler,
MÜNTESİC (Nesc den) Dokunmuş olan
MÜNTESİK (Nask dan) Düzgün, bir sıraya dizilmiş
MÜNTESİR (Nesr den) Saçılan, yayılan, dağılan
MÜNTEŞIK Burna çekilmiş olan
MÜNTEŞİR Açılmış, yayılmış, dağılmış, neşredilmiş, basılmış * Duyulmuş, etrafa yayılmış
MÜNTEVİ Birşey yapmaya niyetlenen
MÜNTEZA Çekilmiş, kabından çıkarılmış
MÜNTEZİ´ (Nez´ den) Yerinden çekip koparan Bir şeyi söken
MÜNTİC İntâc eden, netice veren Sebebiyet veren, meydana getiren Bir şeyin neticelenmesine sebep olan
MÜNTİF (Netf den) Kılları döken Koparan, çeken
MÜNTİN (Netânet den) Pis kokan, kokmuş Bozuk Müteaffin
MÜNÜH Tüketici
MÜNYE Arzu edilen, istenilen şey Maksad Temenni olunan
MÜNZECİR Yasak edilmiş, men edilmiş, yapılmaması emredilmiş, alıkonulmuş, mâni olunmuş
MÜNZEL(E) (Nüzul den) İndirilmiş, yukardan aşağıya kısım kısım inmiş olan
MÜNZELİK Kaygan, kaypak
MÜNZEVİ Yalnız başına çekilip kimse ile görüşmeyen, çekilip tek başına bir tarafta duran * Yalnızlık içinde ibadet eden
MÜNZEVİYÂNE f İnzivaya çekilircesine, tek başına kalır gibi
MÜNZİL İnzal eden, aşağı indiren Bir şeyi indiren
MÜNZİR (Nezir den) Olacak bir şeyi haber vererek korkutan, akibetin kötülüğünü bildiren * Kâfir ve münafıkların Cehennem´e gideceğini haber veren
MÜNZİRÂT Haber verip kötülüğünü söyleyerek korkutanlar
MÜNZÜ (Bak: Müz)

Alıntı Yaparak Cevapla