Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat M Harfi
M Harfi
MÜSAADAT (Müsâade C ) Yardımlar, muavenetler * Müsâadeler, izinler
MÜSAADE İzin, elverişli bulunma * Yardım
MÜSAAFE Bir kimse ile adavet edişmek, düşmanlık yapmak * Yardımlaşmak
MÜSAB Sevab kazanan, ettiği iyiliğin Allah´tan karşılığını gören (Bak: Musab)
MÜSABAKA Karşılıklı yarışma Hangisinin ileride olduğunu anlamak için yapılan tecrübe, imtihan Bir şeyde derece anlama için iki veya daha çok şahıslar arasında bazı şartlarla yapılan tecrübe
MÜSABAKAT Yarış, yarışma, müsâbaka
MÜSABEA Yırtıcı hayvanların yeri
MÜSABEGA Tamamlamak, yerli yerince etmek
MÜSABERET Sürekli olarak uğraşma * Bir şey yapmağa hemen girişme
MÜSABIK (Sebk dan) Müsabakaya giren, yarışmaya katılan * Geçen
MÜSABİR Devam edici, devam eden
MÜSACELE Nöbetleşmek
MÜS´AD Bahtiyar, mes´ud
MÜ´SAD Bağlanmış ve berkitilmiş nesne
MÜ´SADE (İsad dan ism-i mef´uldür) "Asadet-ül bab" denir ki; kapıyı kapadım, sımsıkı kilitledim demektir Üzerlerine ateşin yakılıp fırın gibi kapısının kapanması ateşin şiddetini icab edeceğinden, Cehennemde azabların şiddet ve ebediyetinden kinayedir (E T )
MÜSADEFE(T) (Suduf dan) Rast gelme Tesâdüf etme
MÜSADEMAT (Müsademe C ) Vuruşmalar, birbirine çarpmalar Müsademeler
MÜSADEME (C : Müsademat) Vuruşma, birbirine çarpma * Silâhlı çarpışma
MÜSADEME-İ EFKÂR Fikirlerin çarpışması, muhtelif fikirlerin birbirine karşı söylenişi
MÜSADERE (Sudur dan) Yasak edilen bir şeyin kanuna göre elden alınması Zulüm ve cebir
MÜSADİF Rastlayan, tesadüf eden
MÜSADİM Çarpışan, vuruşan
MÜSAF (Mesâfe C ) Uzaklıklar, mesâfeler
MÜSAFAT Hastayı tedâvi etme * Birbirine kötü muâmele yapma
MÜSAFEHA Zinâ etmek
MÜSAFENE Mülazemet edişmek, devamlı meşgul olmak
MÜSAFERET (Sefer den) Misafirlik * Yolculuk, seyahat
MÜSAFİR Seferde ve muharebede olan Yola çıkmış olan, yolcu Yoldan gelen, başkasının evine gelmiş olan * Fık: Onsekiz fersahtan uzak olan yerlere giden (Bak: Mukim, Seferî)
MÜSAFİRHÂNE f Yolcu konağı, han, otel * Misafir olarak geçen resmi kimselerin konaklıyacağı yer * Mc: Dünya
MÜSAFİRÎN (Müsafir C ) (Sefer den) Misafirler, konuklar Yolcular
MÜSAFİRPERVER f Müsafire çok hürmet eden, müsafiri iyi ağırlayan, kıymet veren
MÜSAG Kolay yutulmuş Boğazdan kolaylıkla geçirilmiş
MÜSAG (İsâga C ) Kalıba dökülmüş, akıtılmış olan
MÜSAGSAG Konuştuğu zaman dişleri ağzından hareket edip ızdırap çektiğinden sözü anlaşılmayan kimse
MÜSAHELE İşi sıkı tutmayıp gevşeklik göstermek Kolaylaştırarak, kıymet vermiyerek tutmak
MÜSAHELEKÂR f Kolaylık gösteren * Kolay sanan
MÜSAHEME Kur´a çekme
MÜSAHERE (Müsâheret) Geceleyin uyanık durma, uyumama
MÜSAHHAN (Suhunet den) Isıtılmış, teshin edilmiş, kızdırılmış
MÜSAHHAR (Sihriyy den) Fetih ve teshir olmuş, ele geçirilmiş Zaptedilmiş İtaat ve hizmete alınmış
MÜSAHHAR (Sihr den) Büyülenmiş, büyü ile aldatılmış, kendisine sihir yapılmış
MÜSAHHİR Teshir eden, zapteden İstediği gibi hareket ettiren ve kullanan
MÜSAHİL Müsâhele eden İşi sıkı tutmayıp gevşeklik gösteren
MÜSAHİM Kur´a çeken, kur´a atan
MÜSAİD Muvafık, uygun Yardım eden İzin veren
MÜSAİF İş bitiren, uygunluk gösteren
MÜSAKAT (Ka, uzun okunur) Meyvesinin bir kısmını almak şartiyle bir bağı veya ağaçları bir kimseye verme
MÜSAKATA Düşürme Peyderpey düşürme
MÜSAKE Bahillik
MÜSAKKAF (C : Müsakkafât) (Sakf dan) Üstü dam veya tavanla örtülmüş Tavanı veya damı olan
MÜSAKKAL Ağırlaştırılmış Sakilleştirilmiş
MÜSAKKIL (Siklet den) Ağırlaştıran, sakil eden
MÜSAKKİB (Sakb dan) Delen, delici, teskib eden
MÜSAL Sakal
MÜSALAHA (Sulh dan) Barışma Anlaşma Güvenlik
MÜSALAHANÂME f Barış antlaşması
MÜSALEBE Talan, yağma
MÜSALEFE (Müsâlefet) Birine refakat etme, yol arkadaşı olma * İleride ve önde bulunma * Biriyle birlikte seyretme
MÜSALEME(T) İki taraf arasında barışıklık, barış içinde olmak, sulh
MÜSALEMETKÂR f Barışçı, sulh taraftarı
MÜSALİF Yol arkadaşı * Birinden ileride bulunan * Biriyle birlikte seyreden * Bir işte beraber olan
MÜSAMAHA (C : Müsamahât) Hoş görürlük, dikkat etmemek, aldırış etmemek Kusurlara göz yummak
MÜSAMAHAKÂR f Müsamaha eden Göz yuman, hoş gören, görmemezlikten gelen * Aldırmayan, ihmalci
MÜSAMAHA KÂRÂNE f Görmemezliğe gelerek, müsamaha ederek, hoş görerek
MÜSAMAHAT (Müsamaha C ) (Semâhat dan) Müsamahalar, göz yummalar, görmezden gelmeler, hoş görmeler Aldırış etmemeler
MÜSAMERAT (Müsamere C ) Müsamereler, gece eğlenceleri
MÜSAMERE (Semr den) Gece eğlencesi * Mekteplerde talebelerin oynadıkları piyes
MÜSAMİD Oyun âleti yapan kimse * Bahçesine ters ve pislik döken kişi
MÜSAMİH (Semâhat dan) Aldırış etmeyen, göz yuman, hoş gören
MÜSANAT Bir kimseyi bir yıllığına ücretle tutmak
MÜSANEDE (Müsânedet) Arka çıkma, yardım etme, muavenette bulunma
MÜSANEHA Akla veya hatıra gelme
MÜSANEHE Yıl başında verilecek ücret * Bir kimseyi bir yıllığına ücretle tutmak
MÜSAR Yükseğe kalkan toz
MÜSARAA (C : Müsâraât) Acele etmek Bir şeye doğru koşmak Sür´atle teşebbüse geçmek
MÜSARAAT (Sür´at den) Teşebbüs, girişme * Sür´at ve acele etme
MÜSARAATEN Sür´atli ve acele olarak
MÜSARAKA(T) (Sirkat den) Hırsızlık, çalma
MÜSARRE Sürurlaşmak, sevindirmek
MÜSATERE (Setr den) Örtme, setretme * Örtünme
MÜSAVAA Saatle verilecek ücret * Saatle ücrete tutmak
MÜSAVAT Denklik, beraberlik Müsavilik, eşitlik Aynı hâl ve derecede olmak Aynı haklara sahip olmak (Müsavat ise, fazilet ve şerefte değildir Hukuktadır  Hukukta ise şah ve gedâ biridir Münazarât)
MÜSAVATEN Müsavi ve eşit olarak
MÜSAVAT VE MÜVAZENE-İ ETVAR Bir kimsenin tavır ve hareketlerinin ölçülü ve dengeli olması
MÜSAVEME Pazarlık etme, pazarlaşma
MÜSAVERE Kalkmak * Sıçramak
MÜSAVİ Birbirine denk olmak, aynı seviyede olmak Denk, aynı derecede
MÜSAVİM Pazarlık eden
MÜSAYEFE (Seyf den) Kılıçla vuruşma birbirine kılıç çekme
MÜSAYERE (Seyr den) Birine yol arkadaşı olma
MÜSBET İsbât olunan Delilli Açık ve sabit olan * Menfinin zıddı Pozitif, olumlu * Yazılıp kaydedilmiş Tesbit edilmiş olan
MÜSBET HAREKET Doğruluğu âşikâr olan ve belli ve isbat edilebilen; doğru düşünenlerin kabul edebileceği kanun ve nizama uygun hareket * Allah´ın (C C ) emrine uygun, tahribkâr ve tecavüzkâr olmayan, yapıcı ve tâmir edici tarzda olan, mizan, adâlet ve insafa uyan hareket (Bir şeyin vücudu, bütün eczasının vücuduna vâbestedir Ademi ise, bir cüz´ünün ademi ile olduğundan; zayıf adam iktidarını göstermek için tahrib tarafdarı oluyor, müsbet yerine menfice hareket ediyor M )
MÜSBET İLİMLER (Pozitif ilimler) Tecrübe ve müşâhedeye dayanan ve nazari olmayan maddi ilimler Herkesin kabul ettiği ve isbat vasıtaları ile doğruluğu isbat edilen ilimler
MÜSBİG Tamamlayıcı, isbâğ edici
MÜSBİT İsbat eden, tesbit eden Hakikat olduğunu, doğruluğunu belli eden
MÜSBİT Hastalık ve yaralardan dolayı pek hâlsiz ve kuvvetsiz kalan
MÜSEBBA´ Edb: Yedişer mısralı bentlerden müteşekkil nazım
MÜSEBBAA Yedi kere okunması icab eden duâ
MÜSEBBEB (Sebeb den) Sebebleri ve vesileleri mevcut olan Sebeb ile meydana getirilmiş olan
MÜSEBBEBÂT Bir sebeple olanlar, sebeple meydana çıkanlar Neticeler
MÜSEBBEH İhtiyarlıktan dolayı aklı giden kimse Bunak
MÜSEBBET Sâbit kılınmış, tesbit olunmuş
MÜSEBBİB Sebep, vesile ve mucib olan Vücuda getiren, kuran
MÜSEBBİB-ÜL ESBAB Bütün sebeplere sâhip olan, hakiki müsebbib (Cenab-ı Hak) Bütün sebepleri meydana getiren, Allah (C C )
MÜSEBBİH Allah´ı tesbih edip anan, Allah´ı noksan sıfatlarından tenzih eden ve zikreden, Sübhanallah diye Allah´ı tesbih eden
MÜSEBBİHA Sağ elin ikinci parmağı Şehâdet parmağı
MÜSEBBİHAN f Tesbih edenler Bütün noksan sıfatlardan, her çeşit kusurdan Cenab-ı Hakkın uzak, temiz ve pâk olduğunu ikrar edenler, söyleyenler (Evet, her bir nebat, her bir ağaç, pek çok lisan ile Sani´lerini öyle gösteriyorlar ki; ehl-i dikkati hayretlerde bırakır ve bakanlara "Sübhanallah! Ne kadar güzel şehadet ediyor" dedirtirler  S )
MÜSEBBİHÂNE f Tesbih ederek Sübhânallah diyerek
MÜSEBBİT Tesbit eden, sabit kılan, devamlı kılan
MÜSEBBİTAT Uyuşturucu, bayıltıcı, dondurucu ilâçlar
MÜSECCA´ Secilendirilmiş Cümlelerin sonu veya ortası kafiyeli olan nesir (Bak: Seci´)
MÜSECCEL (Secl den) Kayda geçmiş, sicilli * Mahkeme defterine geçirilmiş * Kimseden men´olunmayan mübah nesne
MÜSECCİL (Secl den) Tescil eden Sicile, deftere geçiren
MÜSECHER Beyaz Ak nesne
MÜSEDDED (Sedad dan) Uzunlamasına doğrultulmuş * İstikametle amel eden kişi
MÜSEDDES Altı kısımdan meydana gelmiş * Altılı Altıgen
MÜSEDDİD (Sedd den) Tıkayan, sed yapan * Tıkanmış, sed yapılmış, mesdud * (Sedad dan) Doğrultan Doğru yola sevkeden
MÜSEHHİL Teshil eden, kolaylaştıran
MÜSEKKEN Ateşle kızmış su
MÜSEKKİN Teskin eden, sükun veren Elem ve ağrıyı izâle eden
MÜSELHAB Müstakim, doğru
MÜSELHEM Mütegayyer olmuş, değişmiş Bozulmuş
MÜSELLAH (Silâh dan) Silâhlı, silâhlanmış
MÜSELLAHAN (Silâh dan) Silâhlı olarak
MÜSELLAT Galip * Havâle olunmuş
MÜSELLEM(E) (Selm den) Teslim olunmuş olan, doğruluğu şeksiz kabul edilen Herkes tarafından kabul edilip emniyet ve itimad edilen * Tasdik edilip inkâr edilmeyen * Ayıplardan teberri olunmuş
MÜSELLEMAN (Selm den) Tar: Yeniçeri zamanında yol işleriyle vazifeli asker kısmı
MÜSELLEMAT (Müsellem C ) Doğruluğunda şüphe edilmeyen umumi bilgi ve kaideler İslâmiyete ait, sağlamlığında şüphe olmayan esâslar * Man: Dinleyenin hemen münakaşasız kabul ettiği kaziyeler
MÜSELLES (Selase den) Üç, üçlü Üçleştirilen Üç köşeli olan Üçgen
MÜSELLESÎ Üçgen biçiminde olan
MÜSELLÎ Yarış atlarının üçüncüsü
MÜSELLİM (Selm den) Teslim eden, veren * Tar: Eyalet valileriyle sancak mutasarrıflarının uhdelerinde bulunan yerlerin idaresine memuR edilen kimseler Vali ve mutasarrıflardan uhdesine tevcih olunan iki yerden mühim olanında kendisi oturur, diğerini gönderdiği adam idare ederdi Yine bunlar tarafından bir kazanın varidatını tahsil için gönderilen memurlara da "mütesellim" denilirdi
MÜSELMAN (Bak: Müslim)
MÜSELSEL (Silsile den) Teselsül eden, birbirine bağlı olan, bir sırada devam eden Zincir halkaları gibi bir sırada olan * Edb: Bütün mısraları kafiyeli manzume
MÜSELSELEN (Silsile den) Birbirinin ardından, aralıksız Teselsül ederek, zincirleme, birbirine bağlı olarak
MÜSEMMA İsimlendirilen, ad verilmiş olan, bir ismi olan * Muayyen zaman Belirli vakit
MÜSEMMA-YI AKDES En kudsî isimlerin sahibi olan Cenab-ı Hak
MÜSEMMA-YI MEŞRUTİYET Meşrutiyet diye isimlendirilen
MÜSEMMEM (Semm den) Zehirlenmiş, ağulu, içine zehir atılmış
MÜSEMMEN Edb: Sekizer mısralı bentlerden müteşekkil nazım * Sekiz renkli Sekiz parçadan meydana gelen * Fık: Paha biçilmiş ve takdir edilen kıymet karşılığında satılmış olan şey
MÜSEMMEYAT İsim verilenler Ad konulanlar
MÜSEMMİM Zehirleyen, zehir katan
MÜSENNA Kat kat olan * İkili İki bölümden meydana gelmiş olan İki kat olan, iki noktalı olan, iki defa nâzil olan Sure-i Fâtiha Gr: İki şahsa veya iki şeye delâlet eden kelime (Bak: Seb´ul-mesâni)
MÜSENNAH İki kat olmuş, ikiye bükülmüş
MÜSENNAT (C : Müsenneyât) Su bentlerinin veya arkların kenarı
MÜSENNEDE Arka yastığı, arkaya dayanılacak yer
MÜSENNEM Kabartma Kabartmalı olarak hakkedilmiş olan * Ev çatısı veya dam şeklinde olan
MÜSENNEYAT (Müsennât C ) Arkların veya su bentlerinin kenarları
MÜSERRAH Bırakılmış, boşanmış
MÜSERREC (Serc den) Eyerlenmiş, eyerli, eyer vurulmuş
MÜSERRED Halkaları birbirine girmiş olan zırh
MÜSERRİ´ (Sür´at den) Sür´atlendiren, hızlandıran
MÜSEVVED Karalanmış
MÜSEVVEG (C : Müsevvegat) Râzı olunmuş, rıza gösterilmiş, izin verilmiş
MÜSEVVEGAT (Müsevveg C ) Râzı olunmuş, izin verilmiş şeyler
MÜSEVVEM Alâmetli, işaretli * Süslü, ziynetli * Yabana otlamaya salıverilen davar
MÜSEVVEME Talim ve terbiye görmüş, hilkaten tamamen olan at * Nişan edilmiş * Süslü
MÜSEVVER(E) Etrafı sur ile çevrilmiş olan * Kaplanmış İhâta olunmuş * Kolun bilezik takacak yeri
MÜSEVVES Kurtlanmış
MÜSEVVİD Müsvedde yapan, ilk nüshaları yazan, temize çekilecek olan yazıyı yazan * Resmi dairede kâtip
MÜSEVVİDE Abbasiye tâifesinden bir fırka
MÜSEVVİDÎN (Müsevvid C ) Müsevvidler Müsvedde yapanlar * Kâtipler
MÜSEVVİF (C : Müsevvifin) (Sevf den) Geciktiren, atlatan
MÜSEVVİFÎN (Müsevvifûn) Atlatanlar, geciktirenler, müsevvifler
MÜSEVVİK Sevk eden, gönderen
MÜSEYLEME (Adı: Müseylemet-ül-kezzâb olan) Yalancı Müseyleme, Arabistan´da Asr-ı Saadette Yemame´li bir yalancı, peygamberlik iddia ederek maskara olmuş, Hicri onbirinci yılda öldürülmüştür
MÜSEYTIR Galip * Havâle * Musallat kişi
MÜSEYYEB (Seyb den) Tenbel, uyuşuk, üşengeç
MÜSFAH Erkeğinin kendinden başka iki karısı daha olan kadın
MÜSFİR Ziyâ verici Işıklandıran, nurlandıran
MÜSGAR Dişi çıkmış çocuk
MÜSHANFER Vâsi, bol, geniş
MÜSHEB Çok konuşan Çok söyleyici
MÜSHİL (C : Müshilât) (Sehl den) Kolaylaştıran * Bağırsakları temizleyen İshal veren Kazuratı kolaylıkla dışarı attıran ilâç
MÜSHİLÂT (Müshil C ) İshal veren, bağırsakların temizlenmesine yardımcı olan ilâçlar
MÜSHİT Helâk edici
MÜ´SÎ Kederli kimseyi avutan, gamlı kimseye teselli veren (Bak: Üsvet)
MÜSİ´ (Sev´ den) Yaramaz, itaatsiz, iş görmez Kötülük işleyen
MÜS´İD Mes´ud eden, bahtiyar eden
MÜSİL (Seyelan´dan) Akıtan, isale eden
MÜSİNN Yaşlı, ihtiyar
MÜSİR Koparan, kaldıran
MÜSİRE Çift öküzü
MÜSKAB Erkek doğuran
MÜSKAL Yük altında ezilen Ezilmekte olan
MÜSKE Müracaat olunacak hayır ve fayda * Her şeyin artığı * Akıl, kâmil zihin * Kendine temessük olunacak şey * Geçinecek kadar kuvvet ve gıda
MÜSKİR (Sekr den) Sarhoşluk veren, şuuru kaybettiren, kullanılması ve içilmesi haram olan zararlı madde
MÜSKÎR Çok sarhoş olan
MÜSKİRAT (Müskir C ) İçilmesi ve kullanılması Allah (C C ) tarafından men´edilmiş sarhoşluk veren şeyler
MÜSKİT Susturan, söyliyecek söz bırakmayan, susmağa mecbur eden
MÜSKİTÂNE f Sustururcasına Susturma suretiyle
MÜSLİM İslâm olan, Allah´a teslim olmuş olan, selâmette olan
MÜSLİMAN (Selâmet den) İslâm olan İslâm dininde bulunan, mü´min ve mütedeyyin olan (Bak: Muhammed (A S M ), Mefhar, Münacat)
MÜSLİMANAN Müslümanlar İslâm olanlar
MÜSLİMÂT Kadın müslümanlar
MÜSLİME Müslüman kadın veya kız İslâm olan kadın
MÜSLİMÎN (Bak: Müslimûn)
MÜSLİMÛN Müslümanlar Erkek müslümanlar Müslimîn
MÜSMEGIDD şişirici, şişiren
MÜSMEGILL Uzun, tavil
MÜSMEKAT (Mesmükât) Gökler, semavat
MÜSMİ´ İşittiren, sesi duyuran
MÜSMİN Semiz, şişman
MÜSMİR Hayır veren, meyve veren, faydalı netice veren
MÜSNED (C : Mesânid) İsnad edilmiş, nisbet edilmiş olan * Gr: Haber (yüklem) Meselâ: "Bu yazı güzeldir" cümlesindeki (güzeldir) kelimesi gibi * Edb: Açık olmayan heceye (kapalı heceye) de müsned denir * Ehl-i Hadis ıstılahınca: Müsned; içindeki metinler, senetleri ile mezkur olan hadis kitabı demektir Müellifin her sahabeden gelen rivâyetleri kendine kadar olan isnadları ile bir yere toplamak sureti ile vücuda getirdiği kitabdır Doksana yakın Müsned olan Hadis kitabları vardır, bunların en mu´teberi Müsned-i Ahmed İbn-i Hanbel´dir Sadece Müsned denildiğinde Ahmed İbn-i Hanbel´in Müsned kitabı kasdedilir (Bak: İmam-ı Hanbelî)
MÜSNEDÜN İLEYH Özne, fail Edebiyatta sözün birinci rüknüne denir Kendine isnad edilen (Nahivde buna mübtedâ denir)
MÜSNEDE Arka yastığı Arkaya dayadıkları nesne
MÜSNİD Söyleyene isnad edilen söz * Zaman, dehr
MÜSRAH Taranmış
MÜSRİ´ Tesr´i eden Sür´at ve hız veren, acele ettiren, çabuk gider olan
MÜSRİF Boş yere malını harcayan, tutumsuz, Allah´ın (C C ) razı olmayacağı şeylere parasını, malını ve zamanını harcayan
MÜSRİFÂNE f İsraf ederek, boş yere harcayarak
MÜSTA´BED Köle haline getirilen, kul olan, kulluğu istenen
MÜSTA´BİD (Abd dan) Kul veya köle edinen * Kendine ibadet ettiren
MÜSTA´BİR (C : Müsta´birîn) Rüya tabir ettiren
MÜSTA´BİRÎN (Müsta´bir C ) Rüyâ tabir ettiren kimseler
MÜSTA´CEB Şaşılacak olan
MÜSTA´CEL Acele yapılması lüzumlu olan, çabuk yapılması gereken
MÜSTA´CELEN (Acele den) Çabuk ve acele olarak Sür´atli bir tarzda
MÜSTA´CELE Büziydan otu
MÜSTA´CİB (Aceb den) Şaşan, taaccüb eden
MÜSTA´CİBEN Şaşakalarak, şaşırarak, taaccüb ederek
MÜSTA´CİL Acele yapan, çabuklaştıran
MÜSTA´Fİ Bir işten isteği ile çekilen, istifa eden * Suçunun bağışlanıp afvedilmesini isteyen
MÜSTAFZIL Bir şeyden arta kalan
MÜSTAGFİR (Gufran dan) İstiğfar eden Günahlarının örtülmesini, bağışlanmasını Allah´tan (C C ) isteyen
MÜSTAGİS Medet bekleyen, yardım dileyen
MÜSTAGİSÎN (Müstagis C ) Yardım dileyenler
MÜSTAGNİ (Gani den) Kimseden bir menfaat beklemeyen, bir şey istemeyen, istiğna eden, kimseye ihtiyacı olmayan Gönlü tok, tok gözlü Çekingen, nazlı * Gerekli ve lüzumlu bulmayan
MÜSTAGNİYANE f Müstağni olanlara yakışır surette
MÜSTAGNİYETÜN ANHÂ Kendilerine hiç ihtiyaç olmayanlar
MÜSTAGRAK (Gark dan) Garkolmuş, dalmış, batmış * Mânevi bir vaziyete dalmış * Kendini bilmiyecek derecede dalgın olan Bir şeye dalmış veya daldırılmış olan
MÜSTAGREB (Garabet den) Garip ve tuhaf görülmüş, şaşılmış
MÜSTAGRIK (Gark dan) Kendini bilmeyecek derecede dalgın * Garkolmuş, batmış, dalmış
MÜSTAGRİB (C : Müstagribîn) Gurbete gitmek isteyen * (Garabet den) Şaşakalan, şaşıran, garibine giden
MÜSTAGRİBANE f Garibine ve tuhafına giderek, şaşırarak
MÜSTAGRİBÎN (Müstagrib C ) (Garabet den) şaşakalanlar Garibine gidenler, taaccüb edenler
MÜSTAGŞİ Örtünüp bürünen
MÜSTAHAK Hak eden, hak etmiş * Kendisi kazanmış
MÜSTAHAZA (Bak: İstihaza)
MÜSTAHBER (C : Müstahberât) (Haber den) Haber alınmış, işitilmiş, duyulmuş
MÜSTAHBERÂT (Müstahbere C ) (Haber den) Öğrenilmiş, alınmış haberler
MÜSTAHBİR (Haber den) Duyan, işiten, haber alan
MÜSTAHCER (Hacer den) Taş hâline gelmiş Sertleşip taşlaşmış
MÜSTAHDEM Ücretle çalışan, hizmette bulunan, hademe
MÜSTAHDES Sonradan ihdas edilmiş, sonradan meydana çıkarılmış
MÜSTAHDİM Hizmette kullanan, istihdam eden
MÜSTAHDİS Yeni bir şey bulucu
MÜSTAHFAZ (C : Müstahfazin) (Hıfz dan) Koruyan, hıfzeden, muhafaza eden
MÜSTAHFAZÎN (Müstahfaz C ) Müstahfazlar
MÜSTAHFIZ Tar: Yeniçeriliğin kaldırılmasından evvel, kale, hisar ve memleket muhafazasında bulunan kimseler hakkında kullanılan bir tabirdi İlk zamanlardaki müstahfızlık, daim hizmet hâlinde olduğu için kendilerine timar verilirdi Sonraki müstahfızlık ise, harp gibi lüzum görüldüğü zaman askerlik hizmetine çağrıldığı için bu gibilere yalnız hizmete çağırıldıkları zaman, diğer askeri efrad gibi, maaş ve tayin verilirdi
MÜSTAHİK Hak etmiş, hak kazanmış, lâyık
MÜSTAHİKKÎN Hak kazanmış olanlar, haketmiş olanlar
MÜSTAHİL İmkânsız, olmayacak şey Boş
MÜSTAHİLAT (Müstahil C ) İmkânsız şeyler * Mânâsız, boş ve saçma şeyler
MÜSTAHİLL Helâl addedici olan Helâllaşmayı isteyen
MÜSTAHKAR (Hakaret den) Hakir, hor görülen, küçümsenen
MÜSTAHKEM Sağlamlaştırılmış, istihkâm edilmiş (Bak: Muhkem)
MÜSTAHKIR (Hakaret den) Hakir gören, istihkar eden, küçük gören, küçümsiyen
MÜSTAHKİM Sağlamlaştıran, istihkâm eden
MÜSTAHLAS (Halâs dan) Kurtarılmış, halâs edilmiş
MÜSTAHLEB Süt gibi beyaz ve sübye tarzında hazırlanmış, süt haline getirilmiş ilâç
MÜSTAHLEF (Halef den) Kendi yerine geçirilmiş Başkasının yerine konulmuş
MÜSTAHLİB (Halb dan) Tırmalayan
MÜSTAHLİB (Halb dan) Sağan
MÜSTAHLİB-İ LEBEN Süt sağan
MÜSTAHLİF (Halef den) Kendi yerine geçiren Başkasının yerine koyan
MÜSTAHLİS (Halâs dan) Kurtaran, halâs eden Kurtarıcı
MÜSTAHMİL (Haml dan) Yüklenen, istihmâl eden
MÜSTAHREC Alınmış, çıkarılmış, istihrâc edilmiş olan
MÜSTAHRİC (Huruc dan) İstihrac eden, çıkaran İbâreden mâna çıkarmak istidadında olan
MÜSTAHSAL (C : Müstahsalât) (Hâsıl dan) Yetiştirilmiş, hâsıl olmuş, üretilmiş
MÜSTAHSEN Beğenilen Güzel ve herkesin beğendiği * Dinimizin güzel gördüğü şeylerin her biri
MÜSTAHSİL (Hâsıl dan) Yetiştiren, hâsıl eden, husule getiren, elde eden Üretici
MÜSTAHSİLÎN (Müstahsil C ) Yetiştirenler, müstahsiller, üreticiler
MÜSTAHSİN Beğenen, iyi gören, iyi bulan
MÜSTAHSİNÂNE f Beğenerek, beğenmek suretiyle, beğenircesine
MÜSTAHSİR Yorulup halsiz düşen
MÜSTAHYİ (Hayâ dan) Utanan, utangaç Hayâ eden
MÜSTAHZAR (Huzur dan) Hazır, hazırlanmış * Huzura getirilmiş Zihinde tutulan
MÜSTAHZARAT (Müstahzar C ) Hazırlanmış şeyler
MÜSTAHZIR (Huzur dan) Hazırlıyan * Huzura getiren
MÜSTAİD İstidadı olan, kabiliyetli, uyanık, anlayışlı, akıllı
MÜSTAİDDÂN (Müstaid C ) İstidatlı kimseler, müstaid kişiler
MÜSTAİN (Avn dan) Yardım isteyen, istiâne eden
MÜSTAİNEN (Avn dan) Birinin yardımına sığınarak, istiane ederek, yardım dileyerek
MÜSTAİR (Ariyet den) Ödünç alan
MÜSTAKARR (Karar dan) Karar bulan, bir yerde sabit ve sakin olan Kararlı * Karargâh Durulan yer
MÜSTAKBEH (Kubh dan) Tiksinilen, beğenilmeyen, kabih görülen
MÜSTAKBEL Karşılanan, istikbâl edilen, önde bulunan İlerdeki, gelecek * Gelecek zaman
MÜSTEKBELÂT (Müstakbel C ) Gelecek zamanlar, istikbâller * Önde bulunanlar
MÜSTAKBİH (Kubh dan) Tiksinen, beğenmiyen
MÜSTAKBİL İstikbâl eden, karşılayan * Kıbleye dönen
MÜSTAKBİLÎN (Müstakbil C ) (Kabl dan) Karşılayanlar, karşılayıcılar, istikbâl edenler * Kıbleye dönenler
MÜSTAKDİM (Kıdem den) İleride ve önde bulunan İstikdam eden * (Kadem den) Çok ayaklı olan
MÜSTAKIRR (Karâr dan) İstikrar bulmuş, yerleşmiş, sâbit
MÜSTAKISS Kısas istiyen
MÜSTAKÎL Pazarlığın bozulmasını isteyen
MÜSTAKİLL Kendini idare edebilen Başlıbaşına Bağımsız
MÜSTAKİLLEN (Kıllet den) Yalnız, ancak * Başlı başına olarak, kendi başına, bağımsız olarak
MÜSTAKİM (Kıyam dan) Doğru, istikametli * Eğri olmayan, düz, dik * Hilesiz, temiz
MÜSTAKİMÂNE f Doğrulukla, namuslulukla, adâlet dâiresinde
MÜSTAKRAZ(A) (C : Müstakrazât) (Karz dan) Borç alınmış, istikraz olunmuş
MÜSTAKRAZAT (Müstakraz C ) (Karz dan) Borç olarak alınmış paralar
MÜSTAKRİB (Kurb dan) Yaklaştırıcı, yaklaştıran
MÜSTAKRİZ (C : Müstakrizin) (Karz dan) Borç eden, medyun
MÜSTAKRİZÎN (Müstakriz C ) (Karz dan) Borç alanlar, istikraz edenler
MÜSTAKSÎ (Kusv dan) Dikkatle araştıran * Sonuna, nihâyetine varmak isteyen
MÜSTAKSİM (Kısım dan) Bölüşen, pay eden, taksim eden * (Kasem den) Yemin isteyen
MÜSTAKTIR (Katre den) Damlatan, istiktar eden
MÜSTAKTİL (Katl dan) Ölüme karşı göğüs geren İstiktal eden
MÜSTAKZAR Kirli, pis, murdar
MÜSTA´LİM (İlm den) Mâlumat ve bilgi isteyen
MÜSTA´LİYE (İsti´la dan) İsti´la eden, yükselen, üstün gelen, üste çıkan
MÜSTA´MEL Kullanılan, kullanılmış * Eski, köhne
MÜSTA´MER Muhacir yerleştirilerek imar edilen yer * Müstemleke, sömürge
MÜSTA´MERÂT (Müstâ´mere C ) (Umrân dan) Sömürgeler, müstemlekeler
MÜSTA´MİL İstimal eden, kullanan
MÜSTA´MİR İsti´mar eden, bir yere muhacir yerleştirerek orasını mâmur hâle getiren * Müstemlekeci Sömürgeci
MÜSTANSIR (Nusret den) Yardım dileyen, muavenet isteyen, istinsâr eden
MÜSTANSİH (Bak: Müstensih)
MÜSTANTIK İstintak eden, soran * Mahkemede ilk ifadeyi alan, ilk soruşturma tahkikatı açan hâkim * Sorgu hâkimi * Sual soran Sorguya çeken
MÜSTA´REB Araplaşmış
MÜSTA´RİB (Arab dan) Araplaşmış Aslen Arap olmadığı hâlde sonradan Araplaşmış olan
MÜSTA´RİK (Arak dan) Terlemek için yatan
MÜSTASFİ (Safâ dan) Hâlisini ve safını alan
MÜSTASGİR (Sagir dan) Küçük gören, istisgar eden, küçümseyen
MÜSTASGİRÂNE f Küçümseyerek, küçük görerek
MÜSTASHAB (Sohbet den) Birine yanında arkadaş olarak bulundurulan
MÜSTASHİB (Sohbet den) Beraber bulunduran, yanına alan
MÜSTASHİBEN (Sohbet den) Beraber ve birlikte olarak Yanında bulundurarak
MÜSTAS´İB (Suubet den) Her şeyi güç sayan ve zor gören kimse
MÜSTASVEB (Savâb dan) Doğru sayılmış, mâkul görülmüş
MÜSTASVİB (Savâb dan) Doğru sayan, mâkul gören
MÜSTATIBB (Tıbb dan) Çare arayan, deva arayan
MÜSTA´TIF (Atıfet den) Sevgi ve şefkat isteyen
MÜSTA´TIFÂNE f Şefkat istercesine, sevgi taleb edercesine
MÜSTA´TIR Kendine gökçek ve güzel kokular sürünen
MÜSTA´TÎ Bahşiş isteyen
MÜSTA´TİB Afv talep eden, afvını isteyen
MÜSTATİL İstitâle eden, uzanan * Geo: Dikdörtgen * Tecvidde müstatil harfi için (Bak: İstitâle)
MÜSTATİR Uçan, uçuşan * Yangının veya sabahın intişarı gibi müstaid olan
MÜSTATRAF Nâdide sayılmış
MÜSTATRİB (Tarab dan) Neşe, âhenk ve eğlence isteyen
MÜSTATRİF (Turfa dan) Nâdide sayılan
MÜSTAVSILA Takma saç kullanan kadın
MÜSTAVZI´ Pazarlık eden
MÜSTAVZİH İzâhat isteyen
MÜSTAZHİR (Zahr dan) Dayanan, arka veren
MÜSTAZHİREN (Zahr dan) Arka vererek, dayanarak
MÜSTAZILL (Zıll dan) Gölgelenen, gölge altına girmiş olan * Mc: Birinin himayesine sığınmış olan
MÜSTA´ZIM (Azm den) Büyük gören, isti´zam eden, büyük tutan * Gururlu, kibirli, enaniyetli
MÜSTAZÎ (Ziya dan) Işık ve ziya alan Işıklanan * Alâ, makbul, iyi
MÜZTAZ´İF (Za´f dan) Zayıf gören
MÜSTAZRAF (Zarf dan) Etrâfı kuşatılmış İçine almış
MÜSTAZRIF (Zarf dan) Etrâfını kuşatan, içine alan Kuşatmış olan
MÜSTEAN (Avn dan) Kendisinden yardım beklenen, yardım istenen
MÜSTEAR (Ariyet den) Kendi malı olmayan, iğreti alınmış, emâneten alınmış olan * Kendini belli etmemek için kullanılan takma bir isim
MÜSTEAR-ÜN MİNH Kendisinden eğreti olarak birşey alınmış olan kimse
MÜSTEB´AD (Bu´d dan) Uzak görülen, akla yakıştırılmayan, olacağı sanılmayan
MÜSTEBAN Vâzıh, âşikâr, beyanı açık olarak anlaşılan, açıklanmış
MÜSTEBDEL(E) (Bedel den) Değiştirilmiş, istibdâl edilmiş
MÜSTEBDI´ Kazancı, kârı kendine yani veren kişiye âit olmak üzere sermaye verilen kimse
MÜSTEBDİ´ Eşi emsâli benzeri pek az bulunur sanan
MÜSTEBDİL (Bedel den) Değiştiren, istibdal eden
MÜSTEBGÎ Bir şeyin olması için yardımda bulunan
MÜSTEBHİR (Bahr den) Deniz gibi geniş olan (kimse)
MÜSTEBIK (Sebak dan) Yarışa çıkan, istibak eden
MÜSTEBÎ Esir eden
MÜSTEB´İD Uzak farzeden, uzak gören, uzak sayan Uzaklaşmış
MÜSTEBİD Başlı başına, müstakil olan Emri altındakilere söz ve hürriyet hakkı tanımayan, istibdat yapan Despot
MÜSTEBİDÂNE f İstibdat yaparak, müstebitçe
MÜSTEBİN Açık ve meydanda olan Zâhir, âşikâr
MÜSTEBKÎ (Beka dan) Bâki olmasını isteyen
MÜSTEBRÎ İstibra eden Tenasül uzvunda idrar damlası bırakmayan
MÜSTEBŞİR Müjdeleyen Müjde ile sevinen
MÜSTEBTIN Bir şeyin ledününe, içyüzüne âşinâ olan
MÜSTECAB Hoş görülen * İstediği kabul edilen İcâbet olunmuş
MÜSTE´CEL Belirli bir vakte kadar geciktirilen Muayyen bir zamana kadar te´hir edilmiş olan
MÜSTE´CER Kira ile tutulmuş olan
MÜSTE´CERÜN-FİH Kiralama maksadı
MÜSTECHİL Câhil sayan, istichâl eden
MÜSTECHİLÂNE (Cehl den) f Cahil sayarak
MÜSTE´CİR (Ecr den) İsticar eden, kira ile tutan, kiracı
MÜSTECİR (İcaret den) Eman dileyen, himaye isteyen Korunmasını dileyen
MÜSTECİRÂNE f Aman dileyerek, müstecircesine
MÜSTE´CİREN Kiracı olarak
MÜSTE´CİRÎN (Müste´cir C ) Kiracılar * Kira ile tutanlar
MÜSTECLİB (Celb den) Kendine doğru çeken İsticlâb eden
MÜSTECMİ´ Toplayan, cem´eden Toplanan
MÜSTECVİB (Cevâb dan) Cevap isteyen İfâdesini alan, suâl sorup cevabını isteyen
MÜSTED´A (C : Müsted´ayât) İstenen, arzu edilen, istidâ edilen, dilenen * Dilekçe ile istenilen şey
MÜSTED´Â-ALEYH (Da´va dan) Kendisinden şikâyet edilen kimse
MÜSTEDAM (Devam dan) Sürekli, devamlı Sürüp giden * Devâmı istenilen
MÜSTED´AYAT (Müsted´â C ) İstenilen, dilenen şeyler Dilekçe ile talebedilen şeyler
MÜSTEDBİR (Dübr den) Yüz çeviren, arkasını döndüren İstidbâr eden
MÜSTEDELL (Delâlet ten) İstidlâl olunmuş Bir delil ile isbat edilmiş (Müstedlel, yanlıştır )
MÜSTED´Î (Da´vâ dan) Dilekçe veren, istida eden kimse
MÜSTE´DÎ Birinin zulmüne karşı başka birinden yardım dileyen * Birini sıkıştırıp malını zorla alan
MÜSTE´DİB (Edeb den) Bilgi ve edeb öğrenen
MÜSTEDİLL (Delâlet den) Delil ve hüccet gösterilerek isbat edilen
MÜSTEDÎM (Devam dan) Devamlı, daimî, sürekli * Devamını isteyen, istidame eden
MÜSTEDÎN (Deyn den) Ödünç alan, borç alan, istidane eden
MÜSTEDÎR Daire şeklinde olan, deyirmi
MÜSTEDLEL (Bak: Müstedell)
MÜSTEDREK İdrak edilmek, anlaşılmak istenen şey * Arabçada bir vezin
MÜSTEDREK-İ HÂKİM (Bak: Hâkim Ebu Abdullah)
MÜSTEDRİK İstidrak eden, anlamak isteyen
MÜSTEFAD (Feyd den) Anlaşılıp istihrac olunan * Kazanılmış olan, istifade edilmiş * Mâna, mefhum
MÜSTEFAZ Dağılıp yayılmış
MÜSTEFHEM (Fehm den) Anlaşılan, fehmedilen
MÜSTEFHİM (Fehm den) Soran, anlamak isteyen
MÜSTEFİD (C : Müstefidân) İstifade eden, fayda gören, faydalanan
MÜSTEFİDAN f (Müstefid C ) Faydalananlar, müstefidler, istifade edenler
MÜSTEFİDANE f Faydalanarak, istifade ederek
MÜSTEFİZ (Feyz den) İstifaze eden, feyz alan Kazanç sâhibi olan
MÜSTEFİZANE f Feyizlenerek, feyiz alarak
MÜSTEFİZ Münteşir, açılmış, yayılmış
MÜSTEFREŞE (Firaş dan) Odalık, câriye
MÜSTEFREZ Ayrılmış, tefrik edilmiş
MÜSTEFRİG (Ferag dan) Kusan, istifrağ eden * Kusturan
MÜSTEFSİR (C : Müstefsirîn) (Fesr den) Soruşturup anlamak isteyen Açıklanmasını, izah edilmesini ve geniş anlatılmasını isteyen
MÜSTEFSİRÎN (Müstefsir C ) Müstefsirler
MÜSTEFTÎ (Fetva dan) Bir müftüye müracaat edip bir mes´ele hakkında fetva isteyen * Bir müşkülün halledilip çözülmesini isteyen
MÜSTEFTİH (Feth den) Açan, istiftah eden, başlıyan
MÜSTEGAS (Gıyas dan) Kendisinden yardım istenen * Allah (C C )
MÜSTEGİS (C : Müstegîsîn) (Gıyas dan) Yardım dileyen, istigase eden
MÜSTEHAB Sevilmiş şey Yapılması sevaplı olan * Fık: Peygamber efendimizin (A S M ) bazen yapıp bazen terkeylediği şeydir Farz ve vacibin dışındaki sevaplı iş, sevap olduğu bilinen iş Nafile, mendub, fazilet, tatavvu, edeb namları da verilir
MÜSTEHAK (Bak: Müstahak)
MÜSTEHAM Şaşırmış, şaşa kalmış, hayran
MÜSTEHAMM Sıcak su mevzii, hamam
MÜSTEHAN Değersiz, alçak, âdi, hakir sayılan
MÜSTEHAS Toprağın altında kalıp saklanmış
MÜSTEHAZA (Bak: İstihâza)
MÜSTEHCEN Açık, saçık Edepsizcesine, ayıp, iğrenç
MÜSTEHCİN (Hücnet den) Kötü, çirkin ve ayıp sayan Fenâ gören
MÜSTEHDÎ (Hedy ve Hidâyet den) Hak yolu, doğru yolu, müslümanlık yolunu isteyen
MÜSTEHDİF (Hedef den) Hedef tutan Hedef tutulan Hedef gibi dikilip duran
MÜSTEHİFF Hor ve hakir görüp aşağı ve bayağı sayarak alay edip eğlenen
MÜSTE´HİL (Ehl den) Lâyık ve ehil olan
MÜSTEHÎL(E) (C : Müstehilât) (Havl den) Mânâsız ve boş şey * Mümkün olmayan, imkânsız şey
MÜSTEHİLAT (Müstehil C ) (Havl den) Mümkün olmayan şeyler, kabil olmayan şeyler * Mânasız, saçma şeyler
MÜSTEHİLL (Helâl den) Helâllaşan Helâllık dileyen
MÜSTEHİLL Hilâl şeklinde görünen * Yeni doğmuş
MÜSTE´HİR(E) Teehhür eden, geciken, geri kalan
MÜSTEHLEK İstihlâk edilmiş, yiyip içilerek bitirilmiş
MÜSTEHLİK (Helâk den) İstihlâk eden, satın aldığı şeyi bizzat kullanıp sarfeden, harcayan Tüketici
MÜSTEHVÎ Hayran eden, aklını alan, istihva eden
MÜSTEHZÎ İstihza eden Biriyle eğlenen Herkesle eğlenmek isteyen
MÜSTEHZİYANE f İstihza ederek, alay ederek ve eğlenerek Oyuncak haline koyarak
MÜSTEÎR (Ariyyet den) Ödünç veya borç alan İstiare eden
MÜSTEKA (C : Mesâtık) Uzun yünlü kürk
MÜSTEKARR (Bak: Müstakarr)
MÜSTEKBİR (Kibir den) Kibirlenen, kendini büyük gören, büyüklenen
MÜSTEKBİRANE f Büyüklenerek, kibirlenerek
MÜSTEKBİRÎN (Müstekbir C ) Kibirlenenler, kendini büyük görenler
MÜSTEKFÎ Yetecek kadarını isteyen
MÜSTEKİFF Bakarken gözünü muhafaza etmek için, elini kaşının üzerine koyan * Dilenmek için elini uzatan
MÜSTEKÎN Alçak gönüllülük ve tevazu gösteren
MÜSTEKİNN (Kenn den) Saklanan, gizlenen
MÜSTEKİNNE İçteki kin ve hased
MÜSTEKMİL (Kemâl den) Tam ve olgun bir hâle getiren Eksiksiz olarak bitiren
MÜSTEKMİN (Kemn den) Saklanan, gizlenen
MÜSTEKNİH (Künh den) Künhünü, doğrusunu ve esâsını araştıran
MÜSTEKRA Kiraya verilen eşya
MÜSTEKREH İğrenç, kerahetli, istikrah edilmiş, tiksinilen
MÜSTEKREHAT (Müstekreh C ) (Kerahet den) Tiksinilen, istikrâh edilen ve iğrenç şeyler
MÜSTEKRÎ (Kira dan) Kira ile tutan, kiralayan
MÜSTEKRİH (Kerâhet den) İğrenen, tiksinen, istikrah eden, kerih gören, nefret eden
MÜSTEKSİR (Kesret den) Çok gören, çok kabul eden, büyüten
MÜKTEKŞİF (Keşf den) Keşfetmeğe çalışan
MÜSTEKTİB Dikte eden, söyleyip yazdıran
MÜSTELEZZ (C : Müstelezzât) (Lezzet den) Lezzet alınmış, tadına varılmış
MÜSTELEZZÂT (Müstelezz C ) (Lezzet den) Lezzet alınan şeyler
MÜSTELÎM (Levm den) Beğenilmeyecek iş yapan
MÜSTEL´İM Zırhlı, zırh giymiş kişi
MÜSTELİZZ (Lezzet den) Lezzet alan, tadına varan, tad alan
MÜSTELKÎ Arka üstü yatan veya uyuyan
MÜSTELZİM Lüzumlu, gerektiren Mucib ve sebep Bais olan Bir şeyin lüzumunu deruhde eden
MÜSTEMEDD Kendisine yardım edilmiş olan, yardım edilen
MÜSTE´MEN (Emn den) Ecnebi tebaasından olan, yabancı * Kendisine aman verilmiş olan
MÜSTEMEND Gamlı, kederli, mahzun * Şikâyet eden
MÜSTEMHİL (Mehl den) Belirli bir vakit ve zaman isteyen Mühlet isteyen
MÜSTEMİ´ İstima eden, dinleyici, işiten * Bir okula dinleyici olarak devam eden
MÜSTEMİAN (Semi´ den) İşiterek, duyarak Dinleyici olarak
MÜSTEMİDD (Meded den) Meded isteyen, yardım isteyen
MÜSTEMİDDÂNE f Yardım isteyerek, istimdad ederek, meded bekliyerek
MÜSTEMİÎN (Müstemi´ C ) Dinleyenler, dinleyici olanlar, dinleyiciler
MÜSTE´MİN Eman dileyen Emane, emniyete erişen, nâil olan (Gerek müslim, gerek zimmî veya harbî olsun ) İstiman eden Emin edilmiş * Canının bağışlanması şartiyle teslim olan * Tar: Osmanlı ülkesinde oturmalarına müsaade olunan yabancı devlet tebaası Osmanlı devleti ile sulh halinde bulunan ecnebiler Ecnebi memleketlerde seyahat ve ikamet eden müslümanlar da bu sıfatla anılırlardı * Kendisine aman verilmiş olan
MÜSTEMİRR(E) (Mürur dan) Devam eden, sürekli, arasız * Sağlam, muhkem, kavi, metin
MÜSTEMİRRÂNE f Devamlı olarak, aralıksız surette
MÜSTEMİRREN Aralıksız olarak, bir düziye
MÜSTEMİT Harpte ölmekten yılmayan yürekli kimse
MÜSTEMLEK (Mülk den) Satın alınmış mülk
MÜSTEMLEKÂT Müstemlekeler Başka devletlerin emri ve idaresi altında olan yerler Memleketler
MÜSTEMLEKE Başka bir devletin idaresi altında bulunan memleket Hicret etmişlerle iskân edilmiş yerler Sömürge
MÜSTEMSİK Bırakmamak üzere sıkı tutan
MÜSTEMTİ´ Temettü´ eden, faydalanan, menfaatlenen
MÜSTEMZİC (Mezc den) Soran, soruşturan Fikir yoklayan Anket için düşüncelerini soran
MÜSTENBAT İstinbat olunmuş, zımnen anlaşılmış
MÜSTENCİZ Va´din yerine getirilmesini isteyen
MÜSTENED Bir şeye istinad etmiş veya o şey sened kabul edilmiş
MÜSTENEDÜN İLEYH Kendine dayanılan, temel
MÜSTENFİK Başkalarını beslemek için malını sarfeden
MÜSTENFİR Ayaklandırma Ürkme, kaçma
MÜSTENHİC Birinin mesleğine giren
MÜSTENHİR (Nehr den) Aka aka yeri oyan
MÜSTENİD Bir şeye dayanan Bir şeyin üzerine koyulmuş * İstinad eden, dayanan, güvenen * Bir delili, şâhidi olan
MÜSTENİDEN İstinad ederek, dayanarak, güvenerek * Bir delil ve şâhid göstererek
MÜSTE´NİF Yeniden başlayan * Daha üst mahkemeye baş vuran, davasını istinaf eden
MÜSTE´NİFE Gr: Evvelki cümlelerle bağlı olmayıp ilerdeki veya mukadder olan suallere cevap teşkil eden cümle
MÜSTENÎM (Nevm den) Uyumadığı halde uyur gibi görünen
MÜSTENİR (Nur dan) Işık ve nur alan, parlak
MÜSTE´NİS Ünsiyet peyda etmiş olan, alışık Alışılmak istenen
MÜSTENKER İnkâr edilmiş
MÜSTENKIH Anlayan, idrak eden
MÜSTENKIS (Naks dan) Fiyatı indirmek isteyen
MÜSTENKÎ Temizlenen, tâhir olan
MÜSTENKİF İstinkâf eden, geri duran Kaçınan, çekimser
MÜSTENKİH Araştıran İnceliyen, tedkik eden * Ağız koklıyan
MÜSTENKİR İnkâr eden Münkir
MÜSTENSİH İstinsah eden Yazıyı çoğaltan, kopya çıkaran * Teksir makinesi Çoğaltma makinesi
MÜSTENŞIKK (şakk dan) Temizlemek için burnuna su çeken
MÜSTENŞİD (Neşide den) Birisinin şiir okumasını isteyen
MÜSTENŞİE Kâhinlik yapan kadın
MÜSTENTİC (Netice den) Sonuç çıkaran, netice çıkaran, istintac eden
MÜSTERA(T) İhtiyar olunmuş, beğenilmiş, seçilmiş
MÜSTERAH (Rahat dan) Dinlenme yeri Rahat edecek yer * Abdesthane, ayakyolu, helâ
MÜSTERAK(A) (Sirkat dan) Çalınmış, sirkat olunmuş
MÜSTERCA (Reca dan) Rica edilmiş, yalvarılmış * Umulmuş, ümid edilmiş
MÜSTE´REB Medyum kimse
MÜSTEREDD (Redd den) Geri alınmış
MÜSTERFİH (Refah dan) Rahatlık isteyen Refah ve bolluk taleb eden
MÜSTERHAM İstirham olunmuş, niyaz olunmuş, yalvarılmış bulunan
MÜSTERHÎ (Reha dan) Gevşek, sarkık, gevşemiş
MÜSTERHİB Korkutan, istirhab eden
MÜSTERHİM (Rahm dan) İstirham eden, niyaz eden, yalvaran Merhamet dileyen
MÜSTERHİMÂNE f İstirham edene, yalvarana, merhamet dileyene yakışır şekilde, yakışır halde
MÜSTERHİN (Rehn den) Rehin alan Rehin isteyen
MÜSTERHİS (Ruhs dan) Ucuz sayan
MÜSTE´RIS Vâlidesi ile arasında ayrılık olan
MÜSTER´Î Bir kimseden bir şeyin saklanıp muhafaza edilmesini isteyen
MÜSTE´RİB Borçlu
MÜSTERİH (Rahat dan) İstirahat eden, rahat bulan
MÜSTERİH-ÜL BÂL İçi rahat, gönlü müsterih
MÜSTERİHÂNE İçi rahat olarak, gönül rahatlığı ile
MÜSTERKI´ Tamire veya yamaya muhtaç
MÜSTERŞİ (Rüşvet den) Rüşvet isteyen
MÜSTERŞİD (C : Müsterşidîn) (Rüşd den) Doğru yolun gösterilmesini ve irşad edilmesini isteyen
MÜSTERŞİDÂNE f Doğru yolun gösterilmesini isteyene yakışır surette
MÜSTERŞİDÎN (Müsterşid C ) Doğru ve hak yolun gösterilmesini, irşad edilmesini isteyenler
MÜSTERŞİYANE f Rüşvet istercesine
MÜSTERVİH (Rahat dan) Dinlenen İstirahat eden Yorgunluğunu gideren
MÜSTERZIK Rızık talep eden, rızık isteyen
MÜSTERZİL (Rezil den) Rezil sayan, kepaze kabul eden
MÜSTES´AD (Sa´d dan) Uğurlu sayılan veya uğurlu sayılmış
MÜSTE´SAL (İstisal dan) Kökünden koparılmış * Ele geçirilmiş
MÜSTESHİL Kolay sayan
MÜSTESHİLÂNE f Kolay sayarcasına
MÜSTESHİR Alay eden
MÜSTE´SİL (İstisal dan) Kökünden koparan * Ele geçiren MÜSTES´İD $ : (Sa´d dan) Uğurlu sayan
MÜSTESİNN (Sinn den) İhtiyarlanan, yaşlanan
MÜSTESKAL (Sıklet den) İstiskal edilen Soğuk muamelede bulunulan Kendisine kovarcasına muamele yapılan
MÜSTESKIL (Sıklet den) İstiskal eden Birine karşı kovarcasına muamelede bulunan
MÜSTESKILÂNE f İstiskal eden kimseye yakışır şekilde
MÜSTESKÎ (Saky den) Karnı su toplamış, istiska olmuş
MÜSTESLİM (C : Müsteslimîn) Müslüman olan İslâm dinini kabul eden * Teslim olan, boyun eğen
MÜSTESLİMÎN (Müsteslim C ) Müslüman olanlar İslâm dinini kabul edenler * Boyun eğenler, teslim olanlar
MÜSTESNA İstisna edilen Ayrı tutulan, ayrı muameleye tabi olan Kaide dışı bırakılmış olan
MÜSTESNÂİYE Başkalarından üstün, başkalarından ayrı bir tarza tâbi Başkalara benzemeyen
MÜSTEŞ´AR (şuur dan) Bildirilen, haberli
MÜSTEŞAR (Meşveret den) Kendine iş danışılan Hükümetin vekilinden sonra en yüksek idare me´muru
MÜSTEŞARÎ (Meşveret den) f Müsteşarlık
MÜSTEŞFA Hastahane, şifa yurdu
MÜSTEŞFÎ Şifa isteyen, hastalığının iyi olmasını isteyen * Kendisine baktıran * Hastahane
MÜSTEŞFİ´ Bağışlanmasını dileyen, affını isteyen Şefaat için yalvaran
MÜSTEŞFİÂNE f şefaat dilercesine
MÜSTEŞHED (C : Müsteşhedât) şâhid olarak gösterilen şâhid tutulan
MÜSTEŞHEDÂT (Müsteşhed C ) şâhid olarak gösterilen kimseler şâhid tutulan kişiler
MÜSTEŞHİD Şâhid gösteren, şâhid tutan
MÜSTEŞ´İR (İş´ar dan) Soruşturan (Yazı ile) bildirilmesini isteyen
MÜSTEŞRİF Nâzır, bakan * Eğik, mâil
MÜSTEŞRİK (Şark dan) Doğu memleketlerinin din, dil ve tarihlerini ve diğer bâzı hususları araştırıp tesbite çalışan batılı âlim Garplı âlim (Orientalist)
MÜSTEŞRİKÎN (Müsteşrik C ) Müsteşrikler
MÜSTETAB İyi, güzel, âlâ * Devâ
MÜSTETBEAT Edb: Söze, kelâma tâbi olan mânalar Sözdeki telvihat ve telmihat Söz söylerken arasında işaretle anlatmalar
MÜSTETBEAT-ÜT TERAKİB Sözdeki birbirine bağlı, işaretli mânalar
MÜSTETBİ´ Kendisine tâbi olunmasını isteyen
MÜSTETÎL Uzun, tavil
MÜSTETÎM Tamamlanmasını isteyen
MÜSTETİR (Setr den) Örtülü, gizlenen Gizli, saklı
MÜSTETÎR Münteşir, yayılmış
MÜSTEVA Gr: Müzekker ile müennesi şâmil olan, içine alan
MÜSTEVCİB (Vücub dan) Lâyık, şâyan, münasib * Gereken, icab eden
MÜSTEVDA´ (Ved den) Emaneti kabul eden * Emanet bırakılan, emanet bırakılmış
MÜSTEVDİ´ (Ved den) Emanet bırakılan yer *Emanet bırakan
MÜSTEVFA (Müstevfi) (Vefa dan) Yeter, yetişir, kâfi derecede, yeteri kadar * Tam, mükemmel
MÜSTEVFİK Allah´tan yardım dileyen
MÜSTEVFİR Borçludan alacağını tamamen alan
MÜSTEVHİB Bahşiş isteyen
MÜSTEVHİŞ Vahşet yapan
MÜSTEVİ Düz Her tarafı bir, doğru Tesviye görmüş * Düzlem * Gr: Müennes ve müzekkeri bir olan isim Sıfat
MÜSTEV´İB (Va´b dan) İçine alan, ihtiva eden * Tutan Kaplıyan
MÜSTEVKİ´ Bir şeyin vukuunu bekleyen, olmasını bekleyen * Olacak diye endişelenen
MÜSTEVKİD Yakıp alevlendiren * Yanıp alevlenmiş
MÜSTEVLİ(YE) İstilâ eden, ele geçiren, zapteden Galib olan Yayılan, her tarafı kaplayan
MÜSTEVSİ´ Bollaşmış olan Genişleyen
MÜSTEVSİK Bir kimseden sened veya vesika alan
MÜSTEYKIN (Yakin den) Yakinen ve kat´i olarak bilen
MÜSTEYKIZ (Yakaz dan) Uykudan uyanan, istikaz eden
MÜSTEYMİN Mübarek sayan * Aman dileyen * Bir kimsenin yeminini isteyen
MÜSTEYSER Hazır, kolaylanmış
MÜSTEYSİR Nefsine ayıran
MÜSTEZAD (Ziyade den) Artmış, çoğalmış * Edb: Aruz kalıplarından " Bahr-i recez" denilen vezin ile yazılmış manzume (Mef´ulü mefâîlü mefâîlü faûlün) gibi Veya (Mef´ûlü faûlün) veznine denk parça ilâvesi ile yapılır Ziyadeli mısralı manzumelerdir
MÜSTE´ZEN (İzn den) İzin istenilmiş
MÜSTEZİLL (Zelil den) Birini hor ve hakir gören Bir kimseyi zelil gören
MÜSTE´ZİN (İzn den) İzin isteyen
MÜSTEZKİR (Zikr den) Hatırlayan, istizkâr eden
MÜSTMEND (C : Müstmendân) f Kederli, hüzünlü, mahzun Zavallı, miskin, biçâre
MÜSTMENDÂN (Müstmend C ) f Hüzünlü, kederli ve mahzun kimseler, üzgün kişiler Zavallılar, miskinler, biçareler
MÜSTMENDÂNE f Zavallılıkla, biçarelikle, mahzunlukla
MÜSUL Hürmet ve saygıdan dolayı ayakta durma
MÜS´UT Misk kutusu, enfiye kutusu
MÜSÜK Bahil kimse
MÜSÜL (Misal C ) Örnekler, misaller
MÜSÜL-Ü FARAZİYYE Farazî temsiller, hikâyeler
MÜSVEDDAT (Sevvad dan) Müsveddeler, karalamalar, taslaklar
MÜSVEDDE (Seved den) Temize çekilmek üzere yazılmış şey İlk yazılan Acele ile temiz yazılmayan yazı
MÜSY Akşam
|