Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi
N Harfi
NAH f Göbek
NAH´ Kesme, boğazlama
NAH f İp, ince ip * Tel * Halı, kilim
NAHA´ Boyun kemiğindeki beyaz iliğe varana kadar kesmek * Yemen taifesinden bir kavim * Hâlis etmek * Uzaklık, ıraklık
NAHABE (C : Nuhab) Geçit ağzı * Çokluk asker * Her nesnenin iyisi
NAHAFET Zayıflık, arıklık, cılızlık
NAHAFET Aksırma
NA-HAH f İstemeyerek, râzı olmayarak Zoraki
NA-HAK f Haksız, beyhude, boş
NA-HANDE f Câhil, ümmi, okumamış
NAHARİR (Nihrir C ) Bilgili, akıllı ve âlim kimseler Fâzıl ve mâhir kişiler
NAHASET Esircilik * Canbazlık
NA-HAST f Kötürüm
NA-HAST f İsteksiz İstenilmemiş İstemeden
NAHB Çekip çıkarma
NAHB Yüksek sesle ağlama * Önemli iş, mühim iş Nezretmek, adamak * Seri seyr * Vakit, müddet Ecel, ölüm, mevt
NAHÇİR f Av hayvanı Sayd * Av yeri * Yaban keçisi
NAHÇİR-GÂH f Av yeri
NAHÇİR-GİR f Avcı, sayyad
NAHÇİR-VÂN f Avcı
NA-HEMTA f Denk ve eşit olmayan Müsavi olmayan
NA-HEMVAR f Eğri, düz olmayan * Uymayan, mutabık gelmeyen * Uygunsuz
NA-HENCAR f Doğru olmayan
NAHF Aksırmak Nefes almak
NAHH Davar sürmek * İplik * Zeyli denilen döşek * Güç seyr * Deve çökertmek için söylenen söz
NAHHAM Tamahkâr, cimri, hasis, pinti * Boğazını temizlemek için fazlaca soluyup balgam çıkaran adam
NAHHAS Esirci, esir ticareti yapan kimse * Hayvan alıp satan kişi
NAHHAS Bakırcı
NAHHAT Marangoz Doğramacı Ağaç oymacısı Taş yontucusu
NAHHAT Gururlu, kibirli
NAHI´ Âlim
NAHİ (Nehy den) Nehyeden, yasak eden, önleyen
NAHİB (Nehb den) Yağma eden, talan eden, önleyen
NAHİB Korkak, cebin
NAHİB Avaz avaz ağlamak, feryad ile ağlamak
NAHİDE Yeni yetişmiş kız * Zühre (Venüs) yıldızı
NAHİF Sümkürdüğünde genizden gelen ses
NAHİF Çelimsiz, zayıf, ince Arık
NAHİK (Nehak dan) Eşek gibi anıran, eşek sesli
NAHİKA (C : Nevâhik) Dudaklı hayvanların göz pınarı
NAHİL (Nâhile) Zayıf, arık, ince
NAHİL Hurma ağaçları, hurmalık * Hurma ağacı * Balmumundan yapılan ağaç, yapraklı dal ve yemiş taklidi işlere denir ki, sathı altın ve gümüş yapraklarla süslenerek, eskiden gelin giderken önünde alayla götürülür ve gelin odalarına süs olarak konurdu (O T D S )
NAHİL Kalburcu
NAHİL Susayan kimse * Suya kanmış kimse
NAHİLE Huy, tabiat, mizac
NAHİR (Nahr dan) Kesilmiş, boğazlanmış
NAHİR Burundan hırıltı çıkarma
NAHİR Çürümüş kemik * İçine rüzgâr girip çıkmakla öten kemik
NAHİRAN Atın göğsünde olan iki damar
NAHİRE Ufalanmış * Çürümüş * Rüzgârla savrulur, yel estikçe ses verir, delik deşik olmuş kemik
NAHİRE Ayın birinci günü * Ayın son gecesi
NAHİS Kıtlık yılı
NAHİS Kıtlık * Yümünsüz, uğursuz
NAHİS Dönmekten dolayı genişlemiş olan makara deliği
NAHİS Vuran, vurucu * Devenin kuyruğunda veya göğsünde olan uyuz
NAHİSE Koyun sütüyle karışık keçi sütü
NAHİT (Nahite) İnilti
NAHİYE Yan taraf, kenar, civar, çevre * Küçük yer, bölge İdari taksimatta, kazadan küçük, köyden büyük olan yerleşme merkezi
NAHİZ Eti çok olan
NAHİZ f Pusu
NAHİZGÂH f Pusu yeri
NAHİZ Uçmaya hazırlanmış ve kanatları bitmiş olan kuş * Tavşancıl yavrusu
NAHL Hurma ağacı * Gelinler için yapılan süs ağacı * Un elemek
NAHL Bal arısı * Bedelsiz bir şey vermek veya bedelsiz verilen şey * Sövmek, iftira etmek
NAHL SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 16 Suredir Mekkîdir
NAHL-BEND f Ağaçları budayıp tanzim eden kişi * Balmumundan taklid süs ağacı yapan, balmumcu
NAHLE Tek hurma fidanı * Bir fidan
NAHLE Bir tek arı
NAHLİYE Hurmalar
NAHLİSTAN f Hurma fidanlığı, hurmalık * Ağaçlık, fidanlık
NAHME Göğüsten çıkan ses
NAHNAHA Hırıltı ile soluma * Öksürük
NAHNAHA Deveyi çökertmek
NAHNU Biz
NA-HOŞ f Hoş olmayan, hoşa gitmeyen
NA-HOŞÎ f Nahoşluk, fenalık, iğrençlik Hoşa gitmemeklik
NA-HOŞ-GÜVAR f Hazmı zor, sindirimi güç Tatsız
NA-HOŞNUD f Razı ve hoşnud olmayan Gayr-i memnun
NAHR Boğazlamak Bir hayvanın göğsü üstünden bıçak vurup boğaz damarını kesmek * İki şeyin birbirine göğüs göğüse olması * Boyun Boğaz çukuru * Sadır * Gündüzün evveli * Namazda kıyamda iken sağ eli sol elin üstüne koymak
NAHR-ÜN NEHAR Gündüzün evveli
NAHR-ÜŞ ŞEHR Ayın evveli
NAHR Eskimek * Çürümek * Parçalamak
NAHS Uğursuzluk, yümünsüzlük * Bahtsız, uğursuz
NAHS Vurmak
NAHŞ Zayıflamak
NAHT Ağacı yontmak suretiyle kabartma şekiller yapma san´atı * Yontma, oyma
NAHT Sümkürmek
NAHU (Kürdçe) Öyle ise şöyle ki, işte
NA-HUDA f Allah´tan korkmaz * Gemi kaptanı
NÂHUN f Tırnak
NÂHUN-BE-DENDÂN f Hayretten veya kederden dolayı parmağını ısırmış olan
NÂHUNBÜR f Tırnak makası
NÂHUN-BÜRÂ(Y) f Tırnak makası, tırnak çakısı
NÂHUN-TIRAŞ f Tırnak makası, tırnak çakısı
NAHV (Nahiv) Yol, cihet Etraf, yön * Misâl * Miktar * Kasd ve azmeylemek * Gr: Kelimelerin birbirine rabt, izafet ve amel eylemeleriyle ilgili olan kaideleri içine alan ilim Nahiv ilmi ile Arapça kelimelerin yeri ve usulü bilinir, yani cümle tahlili yapılır
NAHVE Çörek otu
NAHVET Kibir, gurur Kibirlenme, büyüklenme, böbürlenme
NAHVETFÜRUŞ f Böbürlenen, gururlanan
NAHVÎ Nahiv ilmine ait Arapça gramere ait Nahiv ilmini iyice bilen
NAHVÎ LİSAN Kaidelere bağlı olan çok tertibli, ince ve geniş mânâlı lisan
NAHVİYYUN Kelime dizimi ve nahiv ilminin ehli olan âlimler Arapça dil âlimleri, gramerciler
NAHZ Bir şeyle dürtme
NAHZ Kemiğin etini ayıklama
NAHZA Et parçası
|