Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi



N Harfi

NEİB Karga sesi * Ağaçtan yemiş indirmek * Süt sağmak
NEK´ Dizine ayağın arkasıyla vurmak * Def´etmek, kovmak
NEK´ Yarayı kaşımak * Soymak * Çok azap etmek, acı çektirmek
NEK´A Kalkan dikeni üstündeki kızıl kap * Her kırmızı olan şey
NEKAB Devenin tabanı aşınmak
NEKÂBET Dönme, vazgeçme, cayma
NEKABET Muayyen zümrelerin başları * Bir topluluğun vaziyetlerine nezâret etmek, kontrol
NEKABET-İ ULEMÂ Âlimlerin başı olma
NEKAD (C: Nukyud-Nikâd) Ayakları kısa, yüzü çirkin koyun * Büyümesi geç olan çocuk * Ağızda dişler çürüyüp ufanmak * Davarın tırnağı soyulup yüzülmek
NEKAHET Hastalıktan yeni kalkıp henüz iyileşmiş, iyiliğe yüz tutmuş olmak hâli Hastalıkla sıhhat arasındaki hâl * Fehmetmek, anlamak, bilmek * Seri intikal etmek Çok çabuk anlayış
NEKAİS (Nakise C) Nakiseler Noksanlar
NEKAİZ (Nakize C) Nakizeler Birbirine zıd şeyler
NEKÂL Şiddetli azab İşkence ve ukubet * İbret
NEKAM (A, uzun okunur) Bir kimseyi kötü bir fiilinden dolayı şiddetle cezalandırmak İntikam almak
NEKÂRE Güçlük, zorluk * Belirsizlik
NEKAVE(T) Her şeyin iyisi, seçkini * Temizlik, paklık
NEKAVET-İ VİCDÂN Vicdan temizliği
NEKÂYAT Çarklar * Vakitler
NEKAYİ´ (Nakia C) Ziyâfetler
NEKAZ (C: Enkâz) Her nesnenin kötüsü, kıymetsizi
NEKB Musibet ve kedere uğrama * Meyletmek, eğilmek * Udul etmek, vazgeçmek, haktan dönmek
NEKBA Esince adamı eğip düşüren rüzgâr Fırtına
NEKBE (C: Nekebât) şiddet, meşakkat * Bir şeyin kesilmesiyle olan cerahat
NEKBET (C: Nekebât - Nükub) Talihsizlik, şanssızlık, bahtsızlık * Musibet, felâket * Düşkünlük
NEKBETHANE f Tâlihsizlik yuvası * Mc: Dünya
NEKBETÎ f Tâlihsiz, bahtsız, şanssız, uğursuz
NEKBETZEDE f Felâket görmüş, musibete uğramış
NEKD (Nekâde) (C: Enkâd) Hayırsız olmak
NEKDA´ Sütü olmayan deve
NEKEB Hastanın iyileşmesi * Devenin omuzlarında olan bir hastalık
NEKED Sıkıntı, dert, keder Belâ, musibet
NEKEFE (C: Nüküf-Nükfân) Çene altında olan küçük bez
NEKEL Kuvvetli kişi
NEKES (Nâ-kes) Cimri, tamahkâr, hasis
NEKESAN Ardına dönmek
NEKF Göz yaşını yanağından parmağıyla silip gidermek * Kuyudan su çekmek * Arlanmak
NEKH (Nikâh) (C: Enkihe) Tezevvüc, evlenme, cimâ etme * Akit
NEKHET (Bak: Nükhet)
NEKİB (C: Nukabâ) Halkın iyisi * Kâhya * Kefil * Müfettiş, kontrolcü
NEKİB Deve, at ve eşek ayaklarının dâiresi
NEKİBE Nefsi mübârek
NEKİR Bilinmemiş olan Muayyen olmayan * Mezarda iki sual meleğinden birisinin adı (Diğerininki; münkerdir)
NEKİRE (C: Nekerât) Belirsiz
NEKİSE Hilâf, ters * Nefs
NEKKAD Bir şeyin iyisini kötüsünü seçen kimse * Paranın sağlamını kalpından ayıran * İmam, hatib ve kayyum gibi hizmet sahiblerinin, vazifelerine devam edip etmediklerini murakabe ve devam etmiyenlere tenbihat, icra ve devamsızlıkları tesbit eden vazifeli kişi
NEKKAR Ağaçkakan kuşu * Değirmenci * Çok hayırlı * Çok kokulu
NEKL Yular At gemi * Ezâ, cefâ etmeğe ve işkence yapmağa yarayan şey
NEKMET (Bak: Nikmet)
NEKR Zeki, akıllı kimse Pek zeyrek olan * Dehâ, fetânet
NEKRE Belirsiz olan * Çıban ve yaradan çıkan kan ve irin * Garip ve gülünç fıkralar * Hoş sohbet ve hazır cevap kimse * Gr: Belirtilmemiş isim, neye delâlet ettiği belli olmayan (harf-i tarifsiz) isim
NEKRE-İ MEVSULE İki kelime veya mânâyı birbirine bağlayan kelime
NEKRE-İ TÂMME Mübhem mânâ ifade eden kelime
NEKRE-GÛ f Tuhaf hikâyeler fıkralar anlatan Gülünç sözler söyleyen
NEKS Sözünden dönmek * Bozmak Çözmek * Üzmek * Dağıtmak * Münhal ve muhtel olmak
NEKS Çok çekinmek, kaçınmak
NEKS (NÜKÜS) Başaşağı etmek, ters döndürmek * Aynı hastalığın geri gelmesi (Bak: Nüks)
NEKŞ Kuyunun çamurunu temizlemek * Bir şeyi bitirmek Bir işden fâriğ olmak * Bir şey üzerine gelip toplanmak
NEKT (C: Nikât) Süngüyü yere vurmak * Taan etmek, çekiştirmek
NEKÜS (Nekis - Neküs) Baş aşağı etmek
NEKZ Vurmak * Kovmak, def´etmek * Yılan sokmak * Azalmak * Suyun, yer tarafından emilmesi
NEKZ Gayret etme, uğraşma, çok çabalama
NELL Yüz üstüne bırakmak
NEM f Rutubet, az yaşlık Hafif ıslaklık
NEM-İ DİDE Göz yaşı
NEMA Gelişme, büyüme * Uzamak, artmak, çoğalmak, üremek * Faiz
NEMADÂR f Çoğalan, ziyadeleşen Artan, büyüyen
NEMAİK (Nemika C) Mektuplar
NEMAİM (Nemime C) Dedikoducular, çekiştiriciler
NEMARIK (Nemraka C) Yastıklar
NEMAS Kılın ince olması
NEMAT (C: Enmut-Nimât) Usul, tarz * Yol, tarik * Örtü, ihram * Topluluk, insan cemaati * Döşek yüzü, yatak yüzü
NEMAT-I TAKRİR Söyleme tarzı
NEMÇE Tar: Osmanlılar tarafından Avusturya ve Avusturyalı mânasında kullanılan bir tâbir idi
NEMDAR f Nemli, ıslak, yaş, rutubetli
NE´ME Nağme, ses
NEMED f Keçe
NEMEDÎN f Keçeden yapılma
NEMED-PÂRE f Keçe parçası
NEMED-PUŞ f Keçe giyen Derviş
NEMED-ZÎN f At eğeri altına konulan keçe
NEMEK f Tuz Milh * Lezzet, tat * Bağlılık, hak
NEMEK-ÇEŞ f Tadına bakma, tatma
NEMEK-DÂN f Tuzluk, tuz kabı
NEMEK-EFŞAN f Tat veren Lezzetlendiren * Tuz serpen
NEMEK-HARAM f Tuz haini * Mc: Nankör
NEMEK-HELÂL f Tuz hakkı tanıyan Bağlı, sâdık kimse
NEMEKÎN f Tuzlu, lezzetli, tadı yerinde * Tuzlu gözyaşı
NEMEK-PERVER f Sâdık ve bağlı kimse
NEMEK-SUD f Tuzlanmış, tuza bastırılmış, tuzlu şey * Pastırma
NEMEK-ŞİNÂS f Tuz tanıyan * Mc: İyilik bilen
NEMEŞ Dağınık, parçalanmış şeyleri toplamak * Nakış hatları * Yüzde olan siyah ve beyaz noktalar
NEMF Küçük kurt (böcek)
NEMGA Çocukların beyni deprendiği yer * Dağ üstü
NEMİDANEM Bilmiyorum
NEMİDİDEM Görmüyorum
NEMİKA (C: Nemâik) Mektub Name
NEMİME Söz götürme Lâf taşıma Bir kimse aleyhindeki sözleri ifsad maksadıyla kendisine eriştirme
NEMİMEKÂR f Koğucu, fitneci, dedikoducu, münafık
NEMİN Fısıltı * Koğucu
NEMİR Tatlı su
NEMİR (C: Nümur) Kaplan
NEMİRE Dişi kaplan * Yün kaftan
NEMİS Bittikten sonra yine biten ot
NEMK Yazmak * Düzeltmek
NEMKEŞİDE f Islak, nemli, yaş, rutubetli
NEML Karınca
NEML SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 27 Sure olup Süleyman Suresi de denir Mekkîdir
NEMLE Bir tek karınca * Vücutta olan karıncalanma
NEMM Birinin sözünü başkasına götürüp ikisinin arasını bozma Koğuculuk
NEMMAL Koğucu, dedikoducu, münafık
NEMMAM (Nemmas) : Koğuculuk ve nemimecilik eden Dedikoducu
NEMNAK f Nemli, yaş, ıslak
NEMNAKÎ f Nemlilik, ıslaklık, yaşlık, rutubet
NEMREKA (C: Nemârık) Yastık
NEMRUD Zâlim ve gaddar olarak tanınmış ve Allaha karşı kibir ve isyan ile büyüklük taslamış bir kralın ismidir Milâddan evvel 2640 yılında yaşadığı sanılmaktadır Peygamber İbrahim Aleyhisselâm zamanında yaşamış ve onu ateşe atarak yakmak istemiş, mu´cize ile İbrahim Aleyhisselâm ateşten kurtulmuştur Bâbil´in müessisi ve hükümdarı olup, en evvel hükümranlık ve tecebbür eden bu olduğu mervidir (Bak: Enaniyet)
NEMS Süt ve yağın ekşimesi * Ekşimek ve kokmak * Sırrı ketmetmek, gizlemek
NEMŞ f Hile, oyun, dalavere, desise
NEMY Kaldırmak * Yetiştirmek
NE´NEE Zayıflık
NE´NEHAVA Anason, kimyon
NENG f Ayıp, utanma, hayâ etme * Ün, şöhret, nam

Alıntı Yaparak Cevapla