Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi
N Harfi
NER f Erkek, er
NERBDAN f Merdiven (Neverdi bâm´dan alınmıştır Neverd; kıvrım, büküm; neverdiden; tayyetmek, dürmek; bam, ban; tavan mânalarına gelirler Üst kata merdivenle çıkıldığından, neverdibâm yerine hafifletilmişi olan nerdbân denilmiştir )
NERE f Dalga * Erkek
NERE-İ ÂB Su dalgası
NERGİS (Nerges - Nercis) İri papatya biçiminde ortası yeşil veya sarı, yaprakları gri ve sarı bir çiçek Suyu, uyuşturucudur Mahmur bakışı andırır
NERGİS-DÂN f Nergis saksısı
NERGİSÎ f Nergis biçiminde kesilip yapılan bir çeşit hamur işi
NERİMAN f Pehlivan, yiğit, kahraman
NERİMANÎ f Nerimanlık, kahramanlık, yiğitlik
NERM (Nermi - Nermin) f Yumuşak
NERM-ÂHEN f Gevşek şey
NERMDİL f Yüreği yumuşak Merhametli
NERMGÛ f Yumuşak sözlü
NERMÎ f Gevşeklik, yumuşaklık
NERMİN f Yumuşak
NERMİYET Yumuşaklık, gevşeklik
NERMLİGAM (Nerm-ligâm) f İtaatli, muti, söz dinler * Başı sert olmayan at
NERM NERM f Yavaş yavaş, âheste âheste
NERMSAZ f Yumuşak adam
NERRE-ŞİR f Erkek arslan
NESA (C : Ensâ) Uyluk başından tırnağa kadar varan bir damar * Te´hir etmek, sonraya bırakmak
NESAİ (Bak: Kütüb-ü sitte-i hadisiyye)
NESAİC (Nesice C ) Dokumalar Dokunmuş kumaşlar Ette ve deride olan nescler, dokular (Bak: Nesc)
NESAİH (Nesâyih) (Nasihat C ) Nasihatler, öğütler
NESAİK (Nesike C ) Kesilen kurbanlar
NESAİM (Nesim C ) Hafif ve lâtif rüzgârlar
NESAİS (Nesise C ) Fesatlık için yapılan fısıltılar
NESAK Tarz, usul, yol, şekil, üslub
NESAK-I VÂHİD Tek şekilde, tek tarzda, tek biçimde
NESAKSÂZ f Tertib eden, düzenliyen, tanzim eden, düzen veren
NESAR (C : Nüsür - Ensür) Bir kuş adı Gerges de denir
NESC (Nesic) Dokunuş, dokuma * Canlı mahluklardaki hücrelerin, Allah´ın (C C ) kudretiyle ve kanunu dâiresinde yanyana gelip birleşerek uzuvların yapılışı (Meselâ: Hayvanlarda deri, kemik, et vesâir kısımların yapılışı gibi)
NESCÎ Nesc ile alâkalı
NESCOLMAK Dokunmak, örülmek, örülü hâle gelmek Kumaş dokunması, bez dokunması (Canlıların vücudundaki nescolunmak gibi)
NES´E Veresiye alma Vade ile alma * Tehir etmek
NESEB Sülâle, hısımlık, karabet, soy Baba soyu, atalar zinciri * Vuslat
NESEBEN Soyca, sülâlece, soy bakımından
NESEBÎ Neseb ve soya âit Sülâle ile alâkalı
NESEL Davar sağıldıktan sonra meme başlarında arta kalan sütü * İki tarafı saf saf ağaçlar olan yol
NESEM Soluk ruh, nefes Rahatı mucib hâlet * Rüzgârın lâtif, hoş esmesi
NESEME (Nesme) : (C: Nüsüm) Nefs İnsanın ve her nesnenin başlangıcı
NESEVÎ (Neseviye) Kadına mensub, kadınla alâkalı, kadınlık
NESEVİYYET Kadınlık
NESF Bir yapıyı temelinden yıkma
NESFE Dökülmüş ve saçılmış un
NESG Gitmek * Almak * Ağaç kesildiğinde çıkan su * Vurmak * Dürtmek
NESH Ist: Şer´i bir hükmü yine şer´i bir emirle kaldırmaktır (İtikada ait olan ve zamanla değişmeyen hükümlerde nesih olmaz, bunlar sabit birer hakikattırlar ) * Bir şeyin aynını kopya etmek, aynını çoğaltmak * İbtal etmek, hükümsüz bırakmak, değiştirmek * Nakletmek, kaldırmak, bir şeyi zâil kılmak (Güneşin, gölgeyi giderdiği gibi )
NESHÎ Nesihle alâkalı, neshe ait * Bir cins yazı
NES´Î Câhiliyet devrinde belirli vakti geciktirilmiş haram aylar
NESİ´ (C : Ensâ) Yolcuların ve misafirlerin konakladıkları menzilde düşürdükleri esvap * Unutkan * Unutulan Unutulmuş olmak
NESİ´ Te´hir, sonraya bırakma
NESİB Asil kadının vasfı * Edb: Kasidenin âşıkâne olan mukaddemesi
NESİC (C: Nüsüc) (Nesc den) Dokunmuş, nescolunmuş
NESİCE (C: Nesâyic) Dokunmuş, nescolunmuş şey
NESİE Veresiye almak Satın alınan şeyin bedelini vermeyip sonraya bırakmak
NESİF İki kişi arasındaki sır
NESİG Ter
NESİK Düzenli, tertibli, nizamlı * Süslü, bezenmiş, donanmış
NESİKE Hak yoluna kesilen kurban * Altın veya gümüş külçesi (Bak: Akika)
NESİL (Bak: Nesl)
NESİL Erimiş mumsuz bal
NESİL Kazıldığında çıkan kuyu toprağı
NESİM Hoşa giden, hafif ve lâtif esen rüzgâr
NESİM-İ NEVBAHÂR İlkbahar rüzgârı, tan yeli
NESİM-İ SEHER Lâtif sabah rüzgârları
NESİM-İ SUBH Sabah rüzgârı
NESİM-İ SUBH-DEM Sabah vakti esen rüzgâr, sabah rüzgârı
NESİMÎ Hafif hafif ve lâtif bir tarzda esen rüzgârla ilgili
NESİR Hayvan aksırması
NESİRE Kuyu toprağı
NESİS Aşırı derecedeki açlık * İnsan gücünün sonu İnsanın en son tâkati * Son nefes
NESİS Bir sıvının sızıp kabından dışarı çıkması
NESİSE (C : Nesâis) Fesatlık için yapılan fısıltı
NESK Bir kelâmı başka kelâma atfetmek
NESL Soy, sop Zürriyet, döl, kuşak * Halk * Çocuk hâsıl etmek * Kıl yolmak * Mumsuz, süzme bal
NESL Kuyudan toprak çıkarmak * Sadaktan ok çıkarmak
NESLAN Çok yelmek Evmek
NESLE Geniş gömlek
NESNAS Koğuculuk eden kişi * Maymun
NESME Fık: Satın alınan köle
NESNE şey, herhangi bir şey
NESR (Nesir) Çoğaltmak, saçmak, yaymak * Manzum olmayan söz veya yazı
NESR Hamele-i Arş´tan olan bir melek * Akbaba, kartal * Nuh kavminin putlarından birisinin ismi * Yarayı deşmek * Kuşun, eti didiklemesi * Birinin aleyhinde konuşmak * Güneyde bir parlak yıldız Buna Nesr-ül vâki´ denir Batıdaki yıldıza ise: Nesr-üt-Tair denir * Atın tırnağının içi veya tırnağın üstündeki et
NESRE Büyük geniş gömlek * Hayvanın tiksirip burnundan sümüğünü çıkarması * Menazil-i kamerden iki yıldız
NESREN Nesir olarak, manzum olmadan yazılan yazı * Çoğaltmak suretiyle
NESRİN Yabani gül
NESS Sürmek, sevk * Kurumak
NESS İfşa etmek, açıklamak * Gayret ve hamiyyet etmek
NESSABE Nesepleri iyi bilen kimse
NESSAC Dokuyucu, dokuyan, çuhacı
NESSAF Gagası büyük bir kuş
NESSAR Dağıtan, saçan, neşreden * Parlatan
NEST Sâkin olmak
NESTEİNU "Biz senden yardım, inayet dileriz, istiane ederiz" meâlinde duâ
NESTER (Nesteren-Nesterin-Nesterun) f Ağustos gülü, yaban gülü
NESTERİNZAR f Gül bahçesi Güllük
NESUC Üstünde yük doğru durmayan deve
NESV İzhar etmek, göstermek, açıklamak
NESY Unutma, nisyan * Unutulmuş
NESYEN MENSİYYEN Tamamıyla unutulmuş, tamamen hatırdan çıkmış
NEŞ´ Bir nesneyi zorla çekmek
NEŞ´ (NÜŞU´) Yiğit olmak * Yüksek olmak * Rüzgâr esmek * İyi ve hoş kokulu şeyler koklamak
NE´Ş şiddetle ve kahirle almak Zorla almak
NEŞA Nişasta
NEŞABET Okçuluk san´atı
NEŞAİD (Neşide C ) Meşhur kaside ve beyitler, mısralar
NEŞAK Burna su ve sâire çekme Burunla çekme
NEŞAME Yüksek beyaz bulut
NEŞASA Beyaz yüksek bulut
NEŞASTEC Nişasta
NEŞAT Sevin Şen şâd ve hoşdil olmak Sürur, keyf * Bir iş işlemek Çalışmak
NEŞAT-ÂVER f Sevinç ve sürur getiren
NEŞAT-BAHŞ f Sevinç ve neşe bağışlayan
NEŞAT-EFZA f Neşe ve sevinç artıran
NEŞÂT-ENGİZ f Sevinç uyandıran
NEŞB (İğne ve diken) batma, girme
NEŞC (NEŞİC) (C : Enşâc) Sesli sesli ağlamak * Ses
NEŞD Talep etmek, istemek * Yüksek yerde düz yer olmak * Kaybolan şeyi aramak * Bir şeyi gereği gibi bilmek
NEŞ´E Gönül açıklığı, sevinç * Yeniden meydana gelmek Yeniden olan şey * Yiğit olmak * Yüksek olmak
NEŞ´E-İ UHRÂ Ölümden sonra mahşerde yeniden dirilmek Buna "Neş´e-i sâniye" de denir
NEŞ´E-İ ULÂ İlk hayat Ruhun bedene girmesi Dünyaya gelmek (  Peygamber´in (A S M ) emrettiği gibi, " Neş´e-i ulâyı gören adam, neş´e-i uhrâyı inkâr edebilir mi " Çünkü ikinci teşekkül, yâni ikinci yapılış birinci teşekkülden daha kolaydır İ İ ) (Bak: Taaccüb)
NEŞ´E-İ ULYÂ Ahiretteki yüksek dereceli hayat, âhiret hayatı
NEŞEB Mal, mülk
NE-ŞEBEM f Ben karanlık gece gibi nursuz değilim (meâlinde )
NE-ŞEBPERESTEM Karanlık ve zulümatı seven ve isteyen değilim
NEŞEF İçmek * Sinmek * İçine girmek, dühul etmek
NEŞEFE (C : Nüşüf) Ayağın kirini temizlemede kullanılan taş
NEŞ´E-NİSAR f Neşe dağıtan
NEŞER Dağılmış, intişar etmiş, münteşir
NEŞ´ET Meydana gelmek, vücuda gelmek Büyüyüp kat ve kamet sahibi olmak Yetişmek, ileri gelmek * Çıkmak Kaynak olmak
NEŞ´ET-İ UHRÂ (Bak: Neş´e-i uhrâ)
NEŞ´ET-İ ULÂ (Bak: Neş´e-i ulâ)
NEŞ´E-YAB f Keyifli, neşeli, sevinçli
NEŞF İçmek, suyu emerek içmek * Sızmak Sünger gibi sızmak * Suyu çekmek
NEŞG Aşk galebe edip haykırıp çağırmak * Tâlim etmek
NEŞİDE Manzume Şiir * Yüksek sesle okunan şiir * Darb-ı mesel (atasözü) derecesinde kullanılan meşhur beyit veya mısrâ
NEŞİDEHÂN f Neşide okuyan
NEŞİL Çömlekte pişmiş et
NEŞİR Dağıtma, yayma, herkese duyurma
NEŞİŞ Kaynayan şeyden çıkan ses
NEŞİT Neş´eli, sevinçli, şenlikli Faal
NEŞİTA Bir şeyin, aramaksızın bulunması * Ansızın bulunan nesne * Gâzilerin kastettikleri yere varamadan yolda buldukları ganimet
NEŞK Burna çekme
NEŞL Taan etmek * Cezbetmek, kendine çekmek
NEŞM Zerdali ağacı gibi bir ağaç * Bir çiçek cinsi
NEŞNEŞE Koyun derisini yüzmek * Zırh sesi * Su kaynarken ötüp ses çıkmak
NEŞR Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak * Başıboş cemaat * Bulutlu günde yel esmek * İzhar etmek * Katetmek * Mecnun veya hastaya duâ yazmak veya okumak
NEŞR-İ SUHUF Sahifelerin neşri * Haşirde, insanların hesab görülmek için dirildiklerinde amel defterlerinin meydana çıkarılıp herkesin amelinin belli oluşu ( $ kelimesiyle ifade eder ki: Haşirde herkesin bütün a´mâli bir sahife içinde yazılı olarak neşrediliyor Şu mes´ele kendi kendine çok acib olduğundan akıl ona yol bulamaz Fakat, surenin işaret ettiği gibi, haşr-i baharîde başka noktaların nazîresi olduğu gibi, şu neşr-i suhuf naziresi pek zâhirdir Çünki: Her meyvedar ağaç ve çiçekli bir otun da amelleri var, fiilleri var, vazifeleri var Esmâ-i İlâhiyyeyi ne şekilde göstererek tesbihat etmiş ise ubudiyetleri var İşte onun bütün bu amelleri tarih-i hayatlariyle beraber umum çekirdeklerinde, tohumcuklarında yazılıp başka bir baharda, başka bir zeminde çıkar Gösterdiği şekil ve suret lisaniyle gayet fasih bir surette analarının ve asıllarının a´mâlini zikrettiği gibi dal, budak, yaprak, çiçek ve meyveleriyle sahife-i a´mâlini neşreder İşte gözümüzün önünde bu Hakimâne, Hafizâne, Müdebbirâne, Mürebbiyâne, Lâtifâne şu işi yapan O´dur ki, der: $Başka noktaları buna kıyas eyle Kuvvetin varsa istinbat et S )
NEŞREN Yayılmak suretiyle, neşir yoluyla Yazarak, dağıtarak
NEŞRÎ Neşir ile alâkalı
NEŞRİYÂT Gazete, kitap, radyo ve sâir vasıtalarla neşrolunmuş, yayılmış şeyler
NEŞRİYÂT-I KÂZİBE Yalandan, uydurma sözler
NEŞŞ Kaynamak, galeyan * Her nesnenin yarısı * Davarın tezce derisini yüzüp etinden ayırıp çıkarmak * Yirmi dirhem * Karıştırmak
NEŞŞAB Okçu, ot atan
NEŞŞABE Ok yapıcılık, ok yapma sanatı
NEŞŞAF Bir şeyi kendine çeken * Emen
NEŞŞAL Pişmemiş yemeğe saldıran
NEŞT Yılan sokmak ve ısırmak * Bir yerden bir yere gitmek * Çözmek * Çıkarmak * İpi bağlamak
NEŞTER Ameliyat bıçağı Hekim bıçağı
NEŞUR Ziyadesiyle neşreden Fazla yayan Dağıtan
NEŞUT Bir balık cinsi * Kovası katı çekilmeyince su çıkmayan kuyu
NE-ŞÜKÜFTE f Açılmamış
NEŞV f Canlıların büyümesi, yetişmesi, boy atması * Yeniden hayata gelmek
NEŞVAN Sarhoş
NEŞVAR Davar gevişi
NEŞVAT (Neşvet C ) Keşifler, neş´eler, sevinçler
NEŞVE (Nişve - Nüşve) Sevinç, keyif * Büyümek ve yetişmek * Koklamak * Rayiha * Bir şeyi tekrarlamak * Mest ve sarhoş olmak * İyice duyup vâkıf olmak
NEŞVEBAHŞ f Keyif ve neşe veren Neşelendiren
NEŞVEDÂR f Keyifli, neşeli
NEŞVEGÂH f Neşe ve keyif yeri
NEŞVEMEND f Keyifli, neşeli
NEŞVERÜBA f Neş´e verici
NEŞVET Keyif, neşe Sevinç sarhoşluğu
NEŞVEYAB f Neşeli, keyifli
NEŞV Ü NEMA Büyümek ve gelişmek
NEŞZ (C : Enşâz-Nişâz) Yüksek yer
|