Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi

Eski 11-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi



N Harfi

NETA (Nütü´) Yaranın şişmesi * Yüksek olmak
NETAİC (Netayic) (Netice C) Neticeler
NETANE Çirkin kokmak, pis kokmak
NETB (NÜTÜB) Büyük olmak, gövdeli olmak
NETC Doğurmak
NETF Kıl yolma
NETG Alayla gülmek * Bir kimseyi ayıplamak
NETH Terlemek, sızmak
NETH Koparmak * Çıkarmak
NETİCE (C: Netâic) Son, gaye Semere, hülâsa * Döl, evlâd
NETİCE-İ HAYAT Hayatın neticesi ve gayesi
NETİCE-İ HİLKAT Yaratılışın sonu, gayesi Yaratılmanın neticesi
NETİCE-İ KELÂM Sözün kısası
NETİCE-İ MA´KÛSE Aksi netice, ters netice
NETİCEBAHŞ f Neticelendiren, sonuçlandıran Netice veren
NETİCEPEZİR f Son bulmuş, neticelenmiş
NETK Bir şeyi şiddetle çekmek ve cezbetmek
NETK Atmak * Yüzmek * Kendine çekmek, cezbetmek * Depretmek, silkmek, harekete geçirmek * Oğlu ve kızı çok olmak
NETL (NETEL) Önüne çekmek * Deve kuşu yumurtasının içini su ile doldurup bir yere gömmek
NETN Fena kokmak Kötü, kerih koku
NETNUN Bir ağaç cinsi
NETR Cezbetmek, kendine çekmek * Taan etmek, çekiştirmek * Bozulmak, fâsid ve zâyi olmak
NETS Deri yüzmek * Bir şeyin yerinden ayrılması
NETŞ Çıkarmak * Yolmak
NETUC Çıkma *Ağaç posası
NEUR Çivit
NEUZÜ "Sığınırız" meâlinde fiil
NEUZÜ-BİLLÂH Allah´a sığınırız, Allah korusun
NEV´ Çeşit, sınıf, cins * Taleb etmek Meyletmek, eğilmek İki yana sallanmak
NEV´-İ BEŞER İnsanlar, beşer nev´i
NEV f Yeni, tâze, cedid Son zamanda çıkmış
NEVA Bir yerden bir yere nakletmek * Hıfzetmek, korumak * Sohbet etmek
NEVA f Ahenk, ses, güzel sadâ, nağme, avaz * Musikide bir makam ismi * İntizamlı hâl * Azık, zahire, rızık
NEVA-Yİ NEY Ney sesi
NEVABIZ (Nâbıza C) Nabız damarları
NEVABİG (Nâbiga C) Şerefli ve ulu kimseler * Sonradan şâir olan kişiler
NEVABİT (Nabite C) Nebatlar Bitkiler * İmar ve ihdas * Dünya ahvâlinden habersiz * Taze, genç kimse
NEVACİZ (Nâciz C) Azı dişlerinin arkasındaki altlı üstlü bulunan dişler
NEVAD f Zarar, ziyan, hasar * Mahzen * Dil
NEVADE Torun
NEVADİ (Nâdi C) Toplantılar, meclisler
NEVADİR Az olanlar, nâdirler
NEVAFİL (Nâfile C) Farz ve vâcib olandan başka ibadetler Nâfile (yani sevab için kılınan) namaz veya tutulan oruçlar
NEVAFİS (Nefsâ C) Loğusalar Yeni doğum yapmış kadınlar
NEVAGER f Okuyucu, hânende
NEVAH Kül renkli beyaza benzer kumru gibi bir kuş cinsidir ve sesi gayet lâtiftir
NEVAHİ (Nahiye C) Taraflar, yanlar, nahiyeler
NEVAHİ-İ KAZA bir kazâya bağlı olan nahiyeler
NEVAHİ-İ MEKKE Mekke civarı Mekke´nin yakınları, nahiyeleri
NEVAHİ (Nehy den) Yasak edilmiş şeyler * Allah (CC)tarafından menedilmiş olanlar
NEVAHT f Okşama * Saz çalma
NEVAHTE f Okşanmış * Saz çalmış
NEVAHTEN f Çalgı veya saz çaldırmak
NEVAÎ f Ahenkle, makamla ilgili
NEVAİB (Naibe C) Musibetler, kazalar, belâlar
NEVAİB-İ EYYAM Günlerin belâları
NEVAİR (Naire C) Ateşler, alevler
NEVAİR (Naure C) Bostan dolapları
NEVAKET Hamakat, ahmaklık
NEVAKIS (Noksan C) Eksiklikler, noksanlar
NEVAKIS (Nâkis C) Başlarını devamlı olarak önlerine eğen adamlar
NEVAKİS (Nakus C) Çanlar İbadet vakitlerinde kiliselerde çalınan çanlar
NEVAL(E) Bahşiş Kısmet, tâli´, nasib * Yiyecek içecek * Bir tek porsiyon
NEVALE-ÇİN f Yiyecek toplayan, kısmetini alan
NEVAMİS (Namus C) Namuslar, kanunlar, şeriatlar (Bak: Desâtir)
NEVAMİS-İ İLÂHİYE İlâhî kanunlar (Bak: Şeriat-ı fıtriye)
NEV-AMUZ f Acemi Yeni alışan
NEV´AN Cins bakımından, çeşitçe * Biraz
NEV-A-NEV f Yeni yeni
NEV´AN-MA Bir dereceye kadar, bir bakıma göre, bir suretle
NEVAR (C: Niver) Ürkmek, korkmak
NEV-ARUS (C: Nev-arusân) f Yeni gelin
NEVA-SAZ f Çalgıcı, okuyucu
NEVASİ (Nâsiye C) Alınlar * Bir topluluğun ileri gelenleri Ulular
NEVASİ İyi cins bir beyaz üzüm
NEVAT Çekirdek, hurma çekirdeği * Yirmi veya on adet * Bir veya on okka altın Beş dirhem altın * Düşman
NEVATIH şiddetler
NEVATIR Kirişi kesik olan yay
NEVATİ (Nevtî C) Gemiciler
NEVATİR (Nâtur C) Hamam hademeleri * Bostan bekçileri
NEVAYE Devenin semiz olması
NEV-AYİN f Yeni tarz, yeni üslub * Yeni üslub çıkaran
NEVAZ f Okşayıcı, taltif edici, iyi edici (Bak: Nüvaz)
NEVAZENDE f Okşayan, okşayıcı
NEVAZIC (Nâzıc C) Kıvama gelmişler, olgunlaşmışlar
NEVAZİL Nezleler * Hâdiseler Belâlar
NEVAZİŞ (Nüvaziş) f Okşayış, iltifat
NEVAZİŞGÂR f Gönül alan, okşayan İltifat eden
NEVAZİŞGÂRANE f Gönül alarak, okşayarak, iltifat ederek
NEVB Yakınlık * İsabet
NEVBAHAR f İlkbahar
NEVBAHAR-I ÖMR Ömrün ilkbaharı
NEVBAHARÎ f İlkbaharla ilgili
NEVBAVE f Yeni yeşillik * Turfanda yemiş * Hediye, armağan
NEVBE (C: Nüveb) Nöbet
NEVBENEV f Tâzeden tâzeye Yeniden yeniye
NEVBER f Turfanda meyve * Memeleri yeni belirmeye başlamış kız
NEVBET Nöbet, sıra Sıra ile görülen iş
NEVBETÎ f Mehter başı
NEVBET-ZEN f Belirli vaktin geldiğini bildiren, nöbet çalan
NEVBÜNYAN f Yeni yapılı, yeni yapılmış
NEVBÜRİDE f Yeni koparılmış, yeni kesilmiş
NEVCAH f Bir makama veya memuriyete yeni geçmiş olan * Tahta yeni oturmuş (padişah)
NEVCET Fırtına
NEVCİVAN f Genç, delikanlı
NEVCİVANÎ Gençlik, delikanlılık
NEVDEL Sarkık ve sülpük olmak
NEVE Torun
NEVED f Doksan 90
NEVEND (Nevende) f Postacı Atlı postacı * Hızlı giden at
NEVERD f Dönen, gezen, dolaşan
NEVESAN Kımıldama, hareket etme
NEVEY (Nevât C) Çekirdekler
NEVEYAT (Nevâ) Nüveler, çekirdekler
NEVF (C: Envâf) Hörgüç * Uzun ve yüksek olmak
NEVFEL Deniz, derya, bahr * Atâsı çok olan kişi Çok bahşiş dağıtan
NEVFELE Tuzluk
NEVFER Nilüfer çiçeği
NEVGÜŞADE f Yeni açılmış
NEVH Yükseltmek, yüceltmek * Kuvvetli ve kavi olmak
NEVH (NEVHA) Ağıt etmek * Bağırıp çağırarak sesle ağlamak
NEVHA Ölüye sesli ağlamak * Nağme ile güvercin ötmesi
NEVHAST Taze ve genç hayvan
NEVHAT Sakalı yeni çıkmış genç
NEVHEVES (C: Nevhevesân) f Bir işe yeni olarak ve büyük bir hevesle başlayan * Sık sık iş değiştiren Hevesi çabuk geçen
NEVHİZ f Genç, taze * Yeni çıkmış, yeni yetişmiş
NEV´Î Nev´e ait, çeşit ile alâkalı
NEVİ f Yenilik
NEV-İ BEŞER (Bak: Nev´)
NEV-İCAD f Evvelce yok iken sonradan yapılmış Yeniden meydana getirilmiş
NEVİD f Müjde, beşaret, iyi ve sevinçli haber
NEVİN f Yeni, yepyeni, yeni şey
NEV-İNAN f Acemi at, bineğe yeni alıştırılan at
NEVİS Kuvvet
NEV´İ ŞAHSINA MÜNHASIR Sadece şahsına benzer çeşit, başka benzeri olmayan Eşi bulunmaz olan
NEVK f Sivri uç
NEVK-İ MÜJGÂN Kirpiklerin ucu
NEVKA Ahmak, akılsız kimse
NEVKAR f Acemi İşe yeni başlamış
NEVL Yolcuların verdiği vapur parası Gemi kirâsı * Bahşiş, atiyye
NEVM Uyku Uyumak Rüya * Sönmek Sükun (Bak: Kaylule)
NEVM-ÂLUD Uykulu, uykuya bulaşmış, uyumuş
NEVMÎ Uyku ile alâkalı, uykuya âit
NEVMİD f Ümidsiz, me´yus, mükedder, cesareti kırılmış
NEVMİDÂNE f Ümitsizce, kederli ve ümidsiz olarak
NEVMİDÎ Ümidsizlik, cesaret kırıklığı
NEVNİHAL f Taze fidan, yeni filiz
NEVNİYAZ f İşe yeni başlayan
NEVPEYDA f Yeni çıkma
NEVR (C: Envâr) Parlaklık * Ağaç çiçeği Tomurcuk
NEVRAH f İlk olarak seyahata çıkan Yeni yolcu * Yeni yol
NEVREC (Nevâric) Kağnı
NEVRED f Gezen, yol alan, dolaşan
NEVRES (Nevrese) f Yeni yetişmiş, yeni yetişen, yeni biten * Genç, taze
NEVRES Su kuşlarından mavi renkli bir kuştur; başının yarısı siyah yarısı beyaz olur; güvercin büyüklüğündedir Su üstüne yakın uçar ve balık gördüğü gibi kapar
NEVRESİD f Yeni yetişmiş, yeni yetişme
NEVRESİDE f Yeni yetişmiş, yeni yetişme * Tâze, genç
NEVRESİDEGÂN (Nev-reside C) Yeni olgunlaşmağa başlamış olanlar, yeni yetişmeler Gençler, tazeler
NEVRESM f Yeni çıkma * Yeni moda
NEVRESTE (C: Nevrestegân) f Yeni yetişmiş, yeni bitmiş, yeni meydana gelmiş, yeni hâsıl olmuş
NEVROZ Fr Tıb: Sinir sistemi bozukluğu Sinirlilik hastalığı
NEVRUZ f Yeni gün İlkbahar Baharın ilk günü sayılan ve güneşin Hamel (Kuzu) burcuna girdiği 22 Marta rastlayan gün Bu tarihte gece ve gündüz müsâvi olur İranlıların yılbaşısıdır
NEVRUZİYE Nevruz gününe âit olan Hususan o gün için yazılan, söylenen manzume
NEVRÜSTE f Yeni yetişme
NEVS Tehir etmek, sonraya bırakmak * Kaçmak, firar etmek * Vahşi hımar, yabani eşek
NEVS Asılmış olan bir şeyin hareket etmesi, sallanması Hareket etme Deprenme
NEVSALE f Genç Küçük Tâze
NEVSEFER f Yeni yolculuğa çıkan
NEVŞ Bir şeyi el uzatıp almak ve istemek * Yürümek * Sür´atle deprenip kalkmak * Alıp yemek
NEVŞAH f Yeni dal * Yeni bitmiş geyik boynuzu
NEVŞE f Genç hükümdar * Yeni damat
NEVŞÜKÜFTE f Yeni açılmış (çiçek)
NEVT (C: Envât-Niyât) Bir yere asma Kaldırma
NEVTA Göğüste olur bir verem
NEVTÎ Gemici
NEV´UMMA Bir derece, bir suretle
NEV´UN MÜNHASIRUN FİŞ-ŞAHS Nev´i şahsına münhasır Başka bir benzeri olmayan
NEVÜR Çivit * Damga için kullanılan içyağı isi
NEVVAB Nâiblik eden Birinin yerine vekil olarak iş gören
NEVVAH(E) Ağlayan, çığlık koparan
NEVVAR(E) Nurlu, aydın Aydınlık
NEVZ (C: Envâz) Dere, vâdi
NEVZAD f Yeni doğmuş * Yeni doğmuş çocuk
NEVZEMİN f Yeni çeşit, yeni tarz
NEVZUHUR f Yeni çıkma Yeni zuhur etme

Alıntı Yaparak Cevapla