Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi
N Harfi
NOBRAN Sert mizaçlı, inatçı, nâzik olmayan
NOKSAN (Nuksan) Eksik, kusurlu, nâkıs * Eksiklik, azlık Eksilme, azalma * Yokluk
NOKSANÎ Eksiklik ve noksanlıkla alâkalı
NOKSANİYET Eksiklik, noksanlık
NOKTA (Nukta) Benek * Durak, mevki Mahâl * Göze ârız olan leke * Durak işareti * Tek karakol, tek nöbetçi * Yazıdaki durak işâreti * Mat: Hiçbir uzunluğu olmayan şekil
NOKTA-İ BİNİŞ Gözbebeği
NOKTA-İ GALEYÂN Suyun buhara çevrildiği harâret derecesi
NOKTA-İ İSTİMDAD Yardım isteme noktası İnsanın kalbindeki sonsuz emel ve arzuların yerine getirilmesine olan ihtiyaç
NOKTA-İ İSTİNAD Dayanma ve güvenme noktası Kâinatta cereyan eden ve insana dehşet verip âciz bırakan hâdiseler karşısında insanın çok kuvvetli bir yere dayanmaya ve güvenmeye olan fıtri ihtiyacı
NOKTA-İ MİHRAKİYE Yanma noktası Odak noktası * Çok Esmâ-i İlâhiyyenin tecellisinin toplandığı nokta
NOKTA-İ NAZAR Görüş, bir nevi fikir (Bak: Rasyonalizm)(Nazar-ı Nübüvvet ve tevhid ve imân; vahdete, âhirete, Uluhiyete baktığı için, hakaikı ona göre görür Ehl-i felsefe ve hikmetin nazarı; kesrete, esbâba, tabiata bakar, ona göre görür Nokta-i nazar birbirinden çok uzaktır Ehl-i felsefenin en büyük bir maksadı, ehl-i usulü´d-din ve ülemâ-i İlm-i Kelâm´ın makasıdı içinde görünmiyecek bir derecede küçük ve ehemmiyetsizdir İşte onun içindir ki, mevcudatın tafsil-i mâhiyetinde ve ince ahvallerinde ehl-i hikmet çok ileri gitmiş fakat hakiki hikmet olan Ulûm-u Aliye-i İlâhiyye ve Uhreviyede o kadar geridirler ki, en basit bir mü´minden daha geridirler Bu sırrı fehmetmiyenler, muhakkıkin-i İslâmiyeyi, hükemalara nisbeten geri zannediyorlar Halbuki, akılları gözlerine inmiş, kesrette boğulmuş olanların ne haddi var ki, Veraset-i Nübüvvet ile makasıd-ı âliye-i kudsiyeye yetişenlere yetişebilsinler Hem herbir şey iki nazar ile bakıldığı vakit, iki muhtelif hakikatı gösteriyor İkisi de hakikat olabilir Fennin hiçbir hakikat-ı kat´iyyesi, Kur´anın hakaik-ı kudsiyesine ilişemez Fennin kısa eli, onun münezzeh ve muallâ dâmenine erişemez Nümune olarak bir misâl zikrederiz:Meselâ, Küre-i Arz ehl-i hikmet nazariyle bakılsa hakikatı şudur ki: Güneş etrafında mutavassıt bir seyyare gibi hadsiz yıldızlar içinde döner Yıldızlara nisbeten küçük bir mahluk Fakat ehl-i Kur´an nazariyle bakıldığı vakit hakikatı şöyledir ki: Semere-i âlem olan insan; en câmi´, en bedi´ ve en âciz, en aziz, en zaif, en lâtif bir mu´cize-i kudret olduğundan, beşik ve meskeni olan zemin: Semâya nisbeten maddeten küçüklüğüyle ve hakaretiyle beraber mânen ve san´aten bütün kâinatın kalbi, merkezi  bütün mu´cizat-ı san´atının meşheri, sergisi  bütün tecelliyat-ı esmâsının mazharı, nokta-i mihrakiyesi nihayetsiz faaliyet-i Rabbâniyyenin mahşeri, ma´kesi hadsiz Hallâkıyet-i İlâhiyyenin hususan nebatat ve hayvanatın kesretli envâ-i sagiresinden cevvadâne icadın medârı, çarşısı ve pek geniş âhiret âlemlerindeki masnuatın küçük mikyasta nümunegâhı ve mensucat-ı ebediyenin sür´atle işliyen tezgâhı ve menâzır-ı sermediyenin çabuk değişen taklidgâhı ve besâtin-i dâimenin tohumcuklarına sür´atle sünbüllenen dar ve muvakkat mezraası ve terbiyegâhı olmuştur İşte Arzın bu azamet-i mâneviyesinden ve ehemmiyet-i san´aviyesindendir ki, Kur´an-ı Hakim; semâvata nisbeten büyük bir ağacın küçük bir meyvesi hükmünde olan Arzı, bütün semâvata karşı küçücük kalbi, büyük kalıba mukabil tutmak gibi denk tutuyor O´nu bir kefede, bütün semâvâtı bir kefede koyuyor, mükerreren: $ diyor İşte sair mesâili buna kıyas et ve anla ki: Felsefenin ruhsuz, sönük hakikatleri; Kur´an´ın parlak, ruhlu hakikatleriyle müsademe edemez Nokta-i nazar ayrı ayrı olduğu için ayrı ayrı görünür S )
NOKTA-İ TEKATU´ Kesişme noktası
NOKTA-İ TELÂKİ Karşılaşma noktası Uygun ve karşılıklı nokta Buluşma noktası, yeri * Münâsebet Uygunluk
NOKTA-İ TEMAS Değme noktası Temas etme noktası
NOKTA-İ ZERRİN Güneş Altun nokta
NOKTATEYN İki nokta
NORMAL Fr Kanun, usul ve âdetlere uygun olan Uygun * Mat: Bir eğri çizgiye teğet olan doğrunun değme noktasından bu doğruya çizilen dik çizgi
NOTA (İtalyancadan) Emir ve istek bildiren yazı * Bir şeyi sonradan hatırlamak için konan işaret * Resmi ve siyasi mektup, muhtıra * Mülâhazat * Hesap pusulası * Müziğe ait yazı
|