Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat N Harfi



N Harfi

NUAA Yumuşak ot
NUAK (NAİK) Çobanın koyuna haykırıp çağırması
NUAS Uyuklama, uyuşukluk (Bak: Nüas)
NUF f Yankı Aks-i sadâ
NUFAHA Su üzerindeki kabarcık
NU´FE Erkeklerin iki yanına sallanan saçı
NUGAŞİ Kısa boylu adam
NUGBE (C: Nugab) Bir içim su
NUGER f Köle, kul
NUGERÎ f Kölelik, kulluk
NUGNUG (C: Negânig) Boğaz içinde olan et * Kulak içinde fazlalık olan nesne
NUGRE (C: Nugur-Nugrân) Serçe kuşu büyüklüğünde olup kırmızı olan bir kuşun adı
NUGZ (NAGZ) Kürek ucuna bitişik olan kıkırdak
NUH (ALEYHİSSELÂM) Kur´an-ı Kerim´de adı geçen bir peygamber ismi (Elli yaşında iken kavmini imana dâvete memur edilmiş ve kavmi kendisini dinlemediğinden, iman etmeyenlere ceza olarak dünyayı kaplayan su tufanı olmuş ve zâlimler mahvolmuşlar; iman edenler Nuh Peygamber´in (AS) yaptığı gemiye alınarak kurtulmuşlardır)
NUH SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 71 Suredir ve Mekkîdir
NUHA´ Boyun kemiği içindeki murdar ilik
NUHAA Tükürmek
NUHAME Balgam
NUHAS Bakır Bakır para * Kızgın mâden * Kıtr Ateş Tunç ve demir döğülürken sıçrayan şerâre * Dumansız alev * Bir şeyin aslı * Tütün
NUHASÎ Bakırlı, bakırla alâkalı, bakırdan
NUHAT Nahiv (gramer) âlimleri
NUHAT Hıçkırma
NUHBE Herşeyin seçkini, iyisi * Seçkin, seçilmiş, müntehab, güzide * Korkak
NUHBE-İ ÂMÂL Mefkure, ideal Emellerin en sonu
NUHÎ Nuh (AS) ile ilgili * Pek eski
NUHL Karşılıksız hediye ve hibe
NUHLA Atiyye, hediye
NUHRE Kemik dokusunun çürümesi
NUHRE Burun deliği
NUHRUB (C: Nehârib) Kaya yarığı * Arı kovanı * Arı sesi
NUHT Çocukla birlikte karından çıkan su
NUHUL Zayıflık, arıklık
NUHUR (Nahr C) Ayların evvelleri * Göğüsler (Bak: Nahr)
NUHUSET Uğursuzluk
NUHUST f Birinci, ilk, evvel
NUHUSTÎN f Birinci, ilk, evvel
NUHUSTZÂD f İlk doğmuş olan Evvel doğan
NUK f Okun ucu, temren Kuş gagası * Gaga gibi sivri uçlu olan şey
NUK (Naka C) Dişi develer
NUKA Her şeyin kötüsü
NUKAA Birşeyi ıslamada kullanılan su
NUKAT (Nokta C) Noktalar
NUKAVE Temizlik, paklık * Her şeyin iyisi, seçkini
NUKAYE Her nesnenin iyisi
NUKAZ Küçük serçe kuşu
NUKAZA Binâdan yıkılmış veya örülmüş iplikten sökülmüş nesne
NUKBE (C: Nukab) Yol * Yırtık, delik * Paçasız don * Levn, renk * Pas
NUKRE Külçe hâlinde gümüş * Ense çukuru
NUKRE-İ KAFA Ense çukuru
NUKSAN Eksilmek, noksanlaşmak
NUKTA (C: Nukat-Nukut-Nikât) Nokta
NUKUD (Nakid C) Nakidler, paralar, akçeler, madeni paralar
NUKUD-I MEVKUFE Vakfedilen paralar
NUKUL Nakiller, rivâyetler Başkasından anlatılanlar Hikâyeler
NUKUŞ Resimler, nakışlar
NUKZ (C: Enkâz) Binâ yıkıntısı
NUL f Kuş gagası
NU´M Sürur, neşe, sevinç, neşat
NU´MAN (Niam C) Dört ayaklı hayvanlar * Kan * İmam-ı Azam Hazretlerinin adı * Şakayık-ı nu´man denen bir lâle çiçeği
NUMİD f (Bak: Nevmid)
NUMRUKA (C: Nemarik) Küçük yastık
NUMUD (Bak: Nümud)
NUMUDE f Gösterilmiş, gözükmüş olan Nişan verilmiş (Bak: Nümune)
NUN Kur´an alfabesinde yirmibeşinci harf Ebced hesabına göre değeri ellidir * Divid, kalem * Kılıcın ağzı Kılıç * Çene çukuru * Balık, semek
NUN-U MÜTEKELLİM-İ MAA-L GAYR Mütekellim-i maalgayrın "nun" harfi Fiildeki cemi´ sigasındaki nun (Bak: Mütekellim-i maalgayr)
NUN-U NA´BÜDÜ (Bak:Na´büdü) (Arkadaş! deki un ifade ettiği cem´ ve cemaat; fikri ve kalbi ayık olan musallinin nazarında, sath-ı arzı bir mescid şekline getirir ve bütün mü´minlerden teşekkül etmiş, şarktan garba kadar dizilmiş safları havi o cemaat-i kübra içinde namaz kıldığını ihtar ettirir MN)
NUN SURESİ Kur´an-ı Kerim´de 68 sure ve Kur´anda müteşabih ve şifre olan bir harf(Bütün kalemlerin ve tastir ve kitapların aslı, esası, ezelî me´hazı ve sermedî üstadı Kader´in kalemi ve Nur ve İlm-i Ezelî´nin nuruna işaret eden bir kelimedir Ş)
NU´NU Uzun boylu adam
NU´NUA Devenin boyun eti * Horozun boyun tüyü
NUR Aydınlık Parıltı Parlaklık Her çeşit zulmetin zıddı Işık * Kur´ân-ı Kerim İman İslâmiyet Peygamber * Zulmeti def eden, şule, ışık (Bazılarınca ziya, nurdan daha sağlamdır ve daha hastır Nur; dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki nevidir Dünyevi olanı da iki çeşittir: Biri: Envar-ı İlâhiyeden intişar eden nurdur Akıl ve Nur-u Kur´an gibi İkincisi: Görmekle hissedilir ki, nurlu cisimlerden ibarettir, güneş, ay ve yıldız gibi Uhrevi nur: $ ilâ âhir âyet-i kerimesinde mensus olan nurdur Nur, âlemin mânen aydınlığına sebep olan Hazret-i Peygamber´e de (ASM) denir $ âyetinde beyan olunduğu gibi eşyanın hakikatını olduğu gibi beyan eden şeye de "nur" denir Meşhur bir zata "Nuri" denmiştir; bunun sebebi her ne zaman vaaza ve nasihata başlasa gayb âleminden nurun şimşek gibi parıltısı ona tecelli ederdi LR)
NUR-İ AYN f Göz nuru * Pek sevgili olan
NUR-İ ÇEŞM Göz nuru Gözün iyi görür olması * Mc: Saadet
NUR-İ İMAN İman nuru Kur´an ve kâinat hakikatlarının görünmesine ve bulunmasına vesile olan imanın mânevi nuru
NUR-İ KASD Kasd ve irâdenin nuru Kasd ve iradeden gelen parlaklık Bir istek ve kasıtla yapıldığına âit alâmet ışığı
NUR-İ MÜBİN Mübin olan nur Aşikâr ve açıklayıcı olan ve hak ile batılı ayıran nur Bilhassa iman ve Kur´an ilminin mânevi nuru
NUR-İ MÜCESSEM Çok parlak ve güzel olan Canlı kılığına girmiş gibi olan nur
NUR-UL ENVÂR Nurların nuru
NUR SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 24 Suresinin ismi
NURAN Nurlu, parlak
NURANÎ Nurlu, ışıklı, nura yakışır, parlak, münevver
NURANİYYET Nurlu olanın hali, parlaklık, nurluluk
NURBAHŞ f Işık saçan, aydınlatan, parlatan
NURCULUK Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ile Türkiye´de başlayan dinî bir hareket ve faaliyettir Bu hareketin en mühim istinad noktası, Risale-i Nur namındaki eserlerdirRisale-i Nur eserleri 1926 - 1949 seneleri arasında yazılmıştır ve Kur´anın bu asra bakan mânevî bir tefsiridir Bilhassa iman ve İslâm esaslarını ve Kur´anın hikmetlerini izah ve isbat ederSiyasî ve dünyevî cem´iyetçilikten mücerred; ve aynı eserleri okumaktan doğan mânevî alâkadarlık ile gönüllerde kurulan nur irfan müessesesi mensublarına, yani Risale-i Nur eserlerini okuyanlara: "Risale-i Nur Talebesi"; kısaltılmış şekli ile "Nur Talebesi" veya "Nurcu" denilmektedirDaha başka bir tarif ile Nurcu : Risale-i Nur Külliyatı´nı okuyanların meydana getirdiği maddîlikten, teşkilâttan, cemiyet kademelerinden mücerred, aynı eserleri okumaktan doğan mânevî alâkadarlıktan ibaret olan ekol mensublarına da Nurcu denmektedirRisale-i Nur ve Talebeleri, Âlem-i İslâma, hattâ dünyanın her tarafına kadar genişlemiş ve hüsn-ü kabule mazhar olmuşturDiyanet İşleri Başkanlığının 271963 tarih, 18746 sayılı yazısına ekli, Müşavere ve Dinî Eserleri İnceleme Kurulu´nun 2961963 tarih, 326 sayılı kararında:"Nurculuk: Bir tarikat veya bir mezheb olmayıp, Said Nursî adındaki zâtın, son zamanlarda yayılma istidadı gösteren dinsizlik cereyanına karşı, Kur´an-ı Kerim âyetlerini ele alarak, Risale-i Nur namıyla yazdığı eserlere izafe edilen bir cereyandır Adı geçen eserler, imanı fikirlerle birleştirmeye çalışmaktadır" şeklinde beyan edilmiştir
NU´RE (C: Near-Nerât) Eşeğin burnuna giren bir cins sinek
NUREFŞAN f Etrafı aydınlatan, nur saçan, ışık veren
NUR-FEŞAN (Bak: Nurefşan)
NURİ Nura mensub, nura ait * Erkek ismidir
NURİYE Nura âit, nura mensub * Kadın ismidir
NURPAŞ f Nur saçan, nur saçıcı
NURTAL´AT Nur yüzlü
NURUN ALA NUR Daha âlâ, daha iyi, nur üstüne nur
NUSAHA (Nasih C) Nasihat edenler, öğüt verenler
NUSARA (Nasir C) Yardımcılar
NUSB (C: Ensâb) Meşakkat, zahmet, elem * Zehir, ağu * Belâ, musibet * Put, sanem, heykel
NUSH Nasihat, ögüt
NUSHA (Bak: Nüsha)
NUSRET (Nusrat) Yardım Cenab-ı Hakkın yardımı, hususen ruhani muavenet Zafer, galebe, fetih, üstünlük, başarı, düşmana gâlib olmak
NUSSA Saç kırpıntısı
NUSSAH (Nâsih C) Nasihat edenler, öğüt verenler
NUSSAR (Nâsır C) Yardımcılar
NUSU´ Çok beyaz olmak * Hâlis olmak
NUSUL Huruç etmek, çıkmak * Dühul etmek, girmek (Ezdaddandır) * (Nasl C) Mızrakların uçlarındaki sivri demirler Temrenler
NUSUS (Nass C) Nasslar (Bak: Nass)
NUŞ f İçen, içici * Tatlı şerbet gibi içilecek şey * Zevk ve safâ
NUŞADUR f Nişadır
NUŞA NUŞ f İçtikçe içerek, tekrar tekrar içerek, defalarca içerek, içe içe
NUŞDARU f Panzehir * Tiryak * şarap
NUŞE f şâd ve sevinçli Mesrur olan
NUŞENDE (C: Nuşendegân) f İçki içen kimse
NUŞHAND f Tatlı gülüşlü
NUŞİDEN "İçmek" mastarındandır İçen ve içiçi gibi mânâlara gelir
NUŞİN f Lezzetli, tatlı
NUŞİRVAN İran´da Milâdi (531 - 579) tarihleri arasında hükümdarlık etmiş Sâsâni padişahı olup adâlet ve doğruluğu ile meşhur olmuştur
NUTFE Duru ve sâfi su * Meni Rahimde iki yarım ve ayrı cinsten hücrelerin birleşmişi * Taşmış, dökülmüş su * Deniz
NUTFE (C: Nütef) Parmak ile yolunan şey
NUTÎ (C: Nevâti) Gemici
NUTK (Nutuk) Söyleyiş, söyleme kabiliyeti, konuşma, hitabet * Dervişlerce büyüklerin manzum sözleri
NUTK-U İFTİTAHÎ Açış nutku
NUTU´ (Nat´ C) Meşinden yapılmış döşekler * Sofra bezleri
NUTUF (Nutfe C) Nutfeler, dölsuları, spermalar
NUTUH Boynuzuyla vuran davar
NUUMET Yumuşaklık
NUUT (Na´t C) Vasıflar, keyfiyetler, umuma şâmil sıfatlar * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm hakkındaki medhiyeler
NUYAN f Şehzâde Pâdişah oğlu
NU´Z Hicaz´da yetişen misvak ağacı
NUZAR Altın * Her nesnenin hâlisi ve iyisi * Necid diyârında yetişen bir ağacın adıdır, ondan tas ve kâse yaparlarNUZC $ (Nazc) Yemişin tam olarak yetişmesi, olgunlaşması * Etin kemikten dökülür derece pişmesi
NUZERA (Nazir C) Akranlar, eşler
NUZUB (NAZAB) Sinmek * Iraklık, uzaklık * Suyun, toprak tarafından emilmesi

Alıntı Yaparak Cevapla