Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat P Harfi
P Harfi
PILAÇKA (Arnavutça) Tar: Muharebede ve yağmada alınan eşya, çapul
PIRLANTA İtl Çok tıraş edilmiş, foyasız parlak elmas Taşı pırlanta olan
PİÇ f Büklüm, kıvrım, dolaşık * Nesebi gayr-ı sahih olan, gayr-ı meşru münâsebetten doğan çocuk * Aslına benzemiyen * Ağacın kökünden biten sürgün Aşılanmamış ağaç * Sarmaşık * Vida
PİÇAN f Büklüm büklüm, kıvrım kıvrım olan
PİÇ-A-PİÇ f Karma karış, pek dolaşık, kıvrım kıvrım
PİÇİDE f Karışmış, bükülmüş, kıvrılmış
PİÇİDEMUY f Saçı kıvrılmış
PİÇİŞ f Büklüm, kıvrım
PİÇ-PA f Yengeç
PİÇTAB f Sıkıntı, telâş * Şaşkınlık
PİÇ Ü TAB Iztırab ve sıkıntı
PİH f İçyağı Şahm
PİH f Göz çapağı
PİH-SUZ f "Yağ yakıcı": Toprak kandil
PİJUH (Bak: Pejuh)
PİL f Topuk, ökçe * Çelik çomak oyunu * Çadır eteği tutturmada kullanılan küçük ağaç değnekler
PİL f Fil
PİL-BÂN f Fil besleyen, filci
PİLE f İpek kozası İpek
PİLESTE f Fildişi
PİL-TEN Fil gibi iri, fil vücutlu
PİLVAYE f Kırlangıç
PİL-ZUR f Fil gibi kuvvetli, fil kuvvetinde
PİNDAR Sanma, zannetme * Böbürlenme
PİNE f Yama
PİNEDUZ Yamacı * Ayakkabı tamircisi, eskici
PİNEDUZÎ f Eskicilik, yamacılık
PİNEDUZLUK Yamacılık Eskicilik
PİNGAN f Fincan, tas
PİNGANÇE f Küçük fincan
PİNHAN f Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir
PİR f Yaşlı, ihtiyar * Reis * Bir tarikatın kurucusu * Herhangi bir meslek ve san´atın başlatıcısı, te´sis edicisi (Kur´an-ı Hakim; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın herbirisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor İşte enbiyaların mânevi kemâlatını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşvik ettiği gibi, mu´cizatlarından bahis dahi; onların nazirelerine yetişmeye ve taklitlerini yapmaya bir teşviki işmam ediyor Hattâ denilebilir ki: Mânevi kemalât gibi maddî kemâlâtı ve hârikaları dahi en evvel mu´cize eli nev´-i beşere hediye etmiştir İşte Hazret-i Nuh´un (Aleyhisselâm) bir mu´cizesi olan sefine ve Hazret-i Yusuf´un (Aleyhisselâm) bir mucizesi olan saatı; en evvel beşere hediye eden, dest-i mu´cizedir Bu hakikata lâtif bir işârettir ki: San´atkârların ekseri, herbir san´atta birer peygamberi pir ittihaz ediyor Meselâ gemiciler Hazret-i Nuh´u (Aleyhisselâm), saatçılar Hazret-i Yusuf´u (Aleyhisselâm), terziler Hazret-i İdris´i (Aleyhisselâm)   S )
PİR-İ FANÎ Pek yaşlı, zayıf adam Dünyayı terketmiş ihtiyar
PİR-İ MOĞAN (Pir-i muğan) Meyhaneci * Mc: Mürşid
PİR Ü BERNA İhtiyar ve genç
PİRA f Süsleyici, düzenleyici, donatıcı
PİRAHEN (Pirehen) f Gömlek Kamis
PİRAHEN-İ İSMET Namus perdesi
PİRAMEN f Çevre, etraf, yan
PİRAMUN f Yan, etraf, çevre
PİRAN (Pir C ) f İhtiyarlar, yaşlılar
PİRASTE f Tertibedilmiş, düzenlenmiş donatılmış, süslü Pirastegî $ f Düzen, intizam
PİRAYE f Zinet Süs
PİRAYEBAHŞ f Süsleyici, süs veren
PİRAYENDE f Süsleyici, donatıcı
PİRAYİŞ f Düzen, nizâm, intizam, tertib * Süs, zinet
PİREHEN f Gömlek
PİREZEN f Kocakarı, acuze
PİRÎ İhtiyarlık Kocamışlık
PİRİSTU (Piristuk) f Kırlangıç kuşu
PİRİSTUBEÇE f Kırlangıç kuşu yavrusu
PİRSAL f Kocamış, ihtiyar, yaşlı
PİRUZ f Uğurlu, hayırlı
PİRUZÎ f Uğurluluk, hayırlılık
PİRZEN f Kocakarı, acuze Yaşlı kadın
PİSE f Saksağan * Alaca renk
PİSTAN f Meme
PİSTE f Fıstık
PİSTER f Yatak, döşek
PİŞ f Huzur, ön, ileri taraf
PİŞ-İ NAZAR Göz önü
PİŞ-İ NAZARA GETİRMEK Göz önünde bulundurmak
PİŞADEST f Peşin para ile alış veriş * İşçiye, çalıştıktan sonra verilen para
PİŞAHENG (Piş-âheng) Önde giden, öne düşen
PİŞAN f En ön, en ileri
PİŞANÎ f Alın, cebin
PİŞANÎDÂR f Yüzsüzlük yaparak işini beceren
PİŞBİN f İlerisini gören Basiretli, ihtiyatlı
PİŞDAR f Öncü Harpte ileriden düşmana gönderilen askerler * Önde giden Önayak olan * San´at, meslek * Kumandan * Mc: Yüzsüz Yüzsüzlükle iş beceren
PİŞE f İş, kâr Meşguliyet * Alışkanlık, huy, âdet * Meslek, san´at * "Huy edinmiş, alışmış" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Hasenât-pişe $ : İyi şeyleri âdet edinmiş olan
PİŞEGÂH f İş yeri Fabrika
PİŞEGÂN (Pişe C ) f Meslekler, san´atlar İşler * Huylar, âdetler, tabiatlar
PİŞEGER f San´atkâr işçi
PİŞEKÂR f Sanatkâr, oyuncu
PİŞEVER f Sanat ehli, işçi
PİŞ-GEH f Ön, huzur
PİŞ-GİR f Havlu, peşkir
PİŞHANE f Balkon * Bir yere gidileceği zaman önceden gönderilen çadır ve yol eşyası
PİŞHAYME f Pâdişah veya vezirlerin divan çadırı
PİŞÎ f İlerleme, üstünlük, tefevvuk * Önünü gören, ileri görüşlü
PİŞİGÂH Huzur
PİŞİN f Peşin, önce, önden * Evvelki, eski * Önden verilen
PİŞİNÎ (C : Pişiniyan) f Evvel zaman adamı
PİŞKEŞ f Hediye, armağan, hibe
PİŞ-MÜZD f Pey, pey akçesi Satılık bir şeye talip olan kimsenin, sonradan caymayacağını temin makamında olmak üzere satıcıya peşin verdiği bir miktar para
PİŞNEMAZ f İmam
PİŞNİHAD f Usûl, kanun * Temel, esas
PİŞREV f Önden giden
PİŞTAHTA f Çekmece Küçük sandık * Mal serilen yer, vitrin
PİŞVA (Pişuva) f Reis, baş Hâkim * Mukteda, imâm
PİŞVAYAN (Pişvay C ) Reisler, başkanlar Hâkimler
PİYADE Narin yapılı bir çeşit kayık adıdır Eskiden ekseriyetle İstanbul ve civarında kullanılan bu kayıklar, pek makbul gezinti vasıtası idi * Ask: Orduda tüfekle teçhiz edilmiş olan ve muharip sınıfların asli unsuru bulunan efrada da bu ad verilir Yaya askeri * Yaya
PİYALE f Kadeh Şarap bardağı
PİYAZ f Soğan * Zeytinyağlı ve sirkeli fasulye haşlaması
PLAN Fr Yapı, makine, bina  gibi yapılacak şeylerin ayrı ayrı parçalarını kâğıt üzerinde gösteren çizgilerin hepsi
POLAT (Pulat da denir) Çelik * Mc: Sağlam, sert
POLİTİKA İtl Memleket işlerini idare için tutulan ölçülü yol Siyaset
POST f Tüylü hayvan derisi * Mc: Makam, mevki
POSTA İtl Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emânetlerin hepsi * Bu emânetleri toplayan ve dağıtan idare ve onun yeri * Belli zamanlarda sefer yapan ve çok zaman posta taşıyan vasıta * Takım, kol * Hizmet nöbetinde bulunan er * Sefer
POSTİN f Kürk
POSTİNDUZ f Kürk diken
POSTİNPUŞ f Kürk giyen
POSTNİŞİN Posta oturan Daha evvelkinin yerine geçen
POT t Irmakları geçmek için kullanılan sal * Dikişin bir tarafında görülen kumaş kabarığı
POTA f Toprak veya mâdenden yapılmış, kimyacı, eczâcı, mâdenci veya kuyumcu âletlerindendir Altın, gümüş ve benzeri mâdenlerin eritilimesine mahsustur
POT KIRMAK Farkında olmıyarak karşısındakine dokunacak söz söylemek
POZ Fr Fotoğraf alınırken kendine düzen vermek, tavır takınmak Kımıldamadan durduğu halde kalmak
POZİSYON Fr Vaziyet, durum, duruş
POZİTİF Fr Tecrübe neticesine dayanan, müsbet, isbatlı Negatifin zıddı
POZİTİVİST Fr Fls: Pozitivizm taraftarı
POZİTİVİZM Fr Fls: Hakikatın yalnız tecrübe ve müşahede ile vakıalara istinaden tam olarak bilineceği iddiasında olan felsefe sistemi (Bak: İsbatiyecilik)
|