Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

REH f Yol, kaide, tarz, usul (Bak: Râh)
REH-İ NAREFTE Gidilmemiş yol
REHA f Kurtuluş, kurtulma Halâs * Urfa şehrinin eski ismi (Bak: Rüha)
REHA´ Geniş yer
REHA´ Geçim bolluğu * Genişlik, gevşeklik, pörsüklük, yumuşaklık
REHABE (RİHÂBE) Göğüs üzerinde olan yumuşak kemik
REHABİN(E) (Ruhban C) Râhibler Ruhbanlar
REHAFE İncelik
REHAFEŞAN f Kurtarıcı
REHAH Yumuşak * Geniş
REHAİN (Rehine C) Rehineler Garanti olarak elde tutulanlar
REHAK Gaşyetmek, sarıp bürünmek Bir adamın arkasından yaklaşıp çatmak * Haramlara ve menhiyata dalıp, hep onunla uğraşmak (ET)
REHAKÂR (C: Rehakâran) f Kurtarıcı
REHAMET Sözün, sesin yavaş, ince ve tatlı olması
REHAN (RİHÂN) Bahadırlık, kahramanlık * Denemek, tecrübe etmek * At yarıştırmak, müsabaka
REHASET Tazelik, yumuşaklık, incelik * Ucuzluk * Bir işi gevşek tutma
REH-AVERDE f Yolcunun getirdiği hediye
REHAVET Tembellik, gevşeklik, pörsüklük, ihmalkârlık
REHAVÎ f Urfa´lı
REHAYAB f Kurtulan * Yolcu olan
REHAYAFTE f Kurtulmuş
REHAYÎ f Kurtulma, halâs, necat
REHB Korku Havf
REHBANİYYET Râhiblik Papazlık
REHBELE Yelmek
REHBER f Yol gösteren, kılavuz (Bak: Mürşid)(Hem Rabb-ül-Âlemîn, meyve-i âlem olan insana âlemi içine alacak bir vüs´at-ı istidat verdiğinden ve bir ubudiyet-i külliyeye müheyya ettiğinden ve hissiyatça kesrete ve dünyaya mübtelâ olduğundan; bir rehber vasıtasiyle yüzlerini kesretten vahdete, fâniden bâkiye çevirmek istemesine mukabil; en âzami bir derecede, en eblâğ bir surette, Kur´an vasıtasiyle en ahsen bir tarzda rehberlik eden ve risaletin vazifesini en ekmel bir tarzda ifa eden yine bilbedahe O Zâttır S)
REHBERÎ Kılavuzluk, rehberlik
REHBET Fazla korku, yılmak, çekinmek
REHBETEN Korkup çekinerek, çekingenlikle
REHC Toz, gubar * Fitne
REHD Bastırarak ezme
REHDEN (C: Rahâdin) Serçeden büyük bir kuş
REHEB Korkmak, yılmak Çekinmek * Korku, havf
REHEBUT Çok korkmak
REHEC Toz
REHF Keskinleştirmek, bilemek
REH-GÜZER (Reh-güzâr) : f Geçilen yol Yol üstü Geçit
REHHAS Kârgir bina yapan
REHİDE f Sıkıntı ve dertten kaçmış olan
REHİN (Rehn-Rehine) Bir şeyin yerine teminat olarak tutulmuş olan şey, rehin edilmiş * Mevkuf ve mahpus kılmak
REHK Aradan yetişip yaklaşma * Yürüme * şaşa kalma, taaccüb etme, hayrette kalma * Kötü şeylere düşkünlük
REHKET Güçsüzlük, kuvvetsizlik, zayıflık
REHL Sülpük olmak Kendini salıvermek * Acı çekmek, muztarib olmak * Çok uyumaktan yüzü şişip uyuşuk olmak
REHLET şişkinlik, şişme
REHMET Yağmur, rahmet
REHN Sâbit ve dâim olmak *Devamlı oluş * Hapsetmek
REHNEVERD f Yola çıkan Yolcu
REHNÜMA f Yol gösteren Kılavuz
REHNÜMUN Rehberler, yol göstericiler
REHNÜMUNÎ f Kılavuzluk, rehberlik
REHPEYMA f Yol ölçen
REHPEYMAYÎ f Yolculuk
REHREHE Parlamak
REHREV f Yolcu Yola giden
REHS Bir şeyi ayakla çiğniyerek ezme
REHS Kârgir bina yapmak * Bir nesneyi çok sıkmak
REHŞ Asmacık
REHT (C: Erhüt-Erhât-Erâhit) Cemaat, kalabalık * Kavim, kabile * Ondan az olan adamlar * Göbekle diz arası miktarı deri (Hayızlı avretler giyerler)
REHV(E) (C: Rahâ) Yüksek mekân, yüksek yer * Alçak, çukur yer, (içinde su toplanır) * Mahalle içinde, yağmur suyu ve çeşme suyu akan ark * Üveyik kuşu * Arası açılmış ve ayrılmış
REHVAC Kebabı iyi pişirmek
REHVECE Sür´atle gitmek
REHYAB f Yolunu bulabilen, girebilen
REHYAT Acizlik * Zayıflık, süstlük * Bir dengi birinden ağır etmek
REHZ Hareket etmek
REHZEN f Yol kesen, haydut, eşkiya
REİM (C: Arâm) Beyaz geyik
REİS Baş, başkan
REİS-İ ÂLEM Âlemin reisi Hazret-i Muhammed´in (ASM) bir ismi (Bak: Mefhar-ı Kâinat)
REİS-İ KABİLE Kabile reisi
REİS-İ VÜKELÂ Vekillerin başı Başvekil Başbakan
REİS-ÜL KÜTTAB Eskiden Hâriciye Nâzırı, Dışişleri Bakanı
REJİM Fr Bir devletin sevk ve idare usulü, yolu * Tıb: Hastanın tedavisinde tatbik edilen gıdalandırma yolu Perhiz

Alıntı Yaparak Cevapla