Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi

Eski 11-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi



T Harfi

TA´M Yeme Tad Lezzet Zevk
TAMA´ Hırsla istemek Doymazlık Aç gözlülük Çok isteme * Askerî fertlerin maaşları (Kamus)
TAMAEN Tama´ ederek Hırsla Cimrilikle
TAMAH (Tımah - Tumuh) Bir şeye göz dikip bakma
TAMA´KÂR Aç gözlü Cimri
TAMAM Bitme, bitirme, son, nihayet * Tam, eksiksiz, noksansız * Ne eksik ne fazla * Münasib, uygun
TAMAM-I ITTIRAD-I AHVAL Bir kimsede var olan huy ve hasletlerin sekteye uğramadan biteviye devam etmesi, her zaman aynı durumu göstermesi
TAMAMEN Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde
TAMAMİYET Bütünlük, tamamlık, tamlık
TAM´AN Tama´ suretiyle, tama´ ederek
TAMAR (TIMÂR) Yüksek mekan, yüce yer
TAMAT f Mânâsız ve uygunsuz söz
TAMELE (TAMLE) Havuzun dibinde kalan balçık ve tortu
TAMH (TIMÂH) Gözünü yukarı kaldırıp bakmak
TA´MİD Vaftiz etmek
TA´MİK (Umk dan) Derinleştirmek Derin kazmak * İnceden inceye araştırmak Esasına varacak şekilde araştırmak
TA´MİKAT (Ta´mik C) Derinleştirmeler İncelemeler, tedkik etmeler, araştırmalar
TA´MİM Umumileştirme Herkese bildirme
TA´MİMEN Ta´mim suretiyle Herkese bildirmek suretiyle
TA´MİR Bozuk şeyi düzeltmek Eski şeyi düzeltip yeni hâline getirmek
TA´MİRÂT (Tamir C) Noksanları gidermek Eksik ve bozukları düzeltmeler ve tamamlamalar Ta´mirler
TAMİR Sıçrayıcı, sıçrayan
TAMİR BİN TAMİR Aslı bilinmeyen kimse * Pire
TAMİR Hurması olan kişi
TAMİS Uzak
TA´MİYE (Amâ dan) Körletme Kör etme * Kapalı şekilde anlatmak * Edb: Ebced hesabiyle düşürülen bir tarihin, hesabı doldurmak için çıkartılacak veya eklenecek sayılarını işaret etme
TAMİYE Dudak kabarmak
TAMLES (TAMELLES) Çörek
TAMM Saçını kesmek * Galebe etmek Galib gelmek * Yükselmek, yüce olmak * Defnetmek, gömmek
TAMMA´ (Tama´ dan) Çok tama´ eden
TAMMAH Her şeye göz diken pek hırslı kimse
TAMMAT Kıyamet
TAMME (Tâmmât) Kıyamet vakti * Belâ Dâhiye * Keskin çığlık
TAMME Bütün, noksansız, eksiksiz, tam
TAMN Sâkin olmak, sessiz olmak
TAMS Yok etme, belirsiz kılma * Eskimek * Mahvolmak
TAMS Kadının hayız görmesi, aybaşı olması * Kir, vesah * Cima etmek * Yapışmak
TAMŞ Halk, nâs, insanlar
TAMTAME Pelteklik, kekemelik, tutukluk
TAMU (Aslı: Tamuğdur) Cehennem
TAMUR Kan * Nefes
TAMURE Kalb gılâfı * Emzikli bardak * İbrik
TAMV Yüksek olmak * Dolu olmak
TA´N Hoş görmemek Kötülemek Birisinin ayıp ve kusurlarını beyan etmek * Küfretmek * Muhalifin iddialarını çürütmek * Vurmak * Duhul etmek, dâhil olmak, girmek
TANA Susuzluktan ciğerin yapışması
TANAGGUZ Taaccüb edip, şaşırıp, hayrette kalıp başını sallamak
TANAZZUC Pişmek * Olmak
TANCİR (TANCERE) (C: Tanâcir) Tencere
TANDIR Ufak fırın * Elleri ve ayakları ısıtmak için üstü kapalı küçük mangal
TA´NE Sövme, zemmetme, yerme, çekiştirme
TANEF Kayış * Dağ burnu Dağ başı * Kapı üstüne yapılan örtü * Duvar üzerine yapılan saçak
TA´NE-ZEN f Söven, zemmeden, hicveden, yeren, çekiştiren
TANFESE (C: Tanâfis) Uzun saçaklı halı * Hurma yaprağından yapılan ve eni bir zira´ miktarı olan hasır
TANGİM Avazlandırmak, seslendirmek
TANGİS Dirliğini tatsız etmek
TANGO Fr Züppe giyinişli kadın * Turuncuya çalar renk * Bir dans çeşidi
TANGÜB Ok yapımında kullanılan sağlam bir ağaç cinsi
TANH Semiz olmak, besili ve şişman olmak * Yemeğin hazmolmaması, sindirilmemesi
TA´NİF Şiddetle azarlamak * Darılmak * Meşakkat vermek Melâmet etmek
TA´NİFÂT (Ta´nif C) Şiddetle azarlamalar, darılmalar
TA´NİK (Unk dan) Boğazını tutup sıkmak
TAN´İM Nimet vermek, nimetlendirmek
TANİN Sinek vızıltısı * Kaz sesi * Avaz ve gürültü * Çınlamak Tınlamak
TANİN-ENDÂZ f Çınlayan, tınlayan
TA´NİS Büluğdan sonra kızın kendi evlerinde çok durması
TA´NİYE İncitmek
TANKER ing Akaryakıt taşıyan gemi veya kamyon
TANNAN Tınlayan, çınlayan
TANNAZ Herkesle eğlenip alay eden Müstehzi
TANNE Balçığı çok olan yer
TANSİB Yükseğe kaldırma
TANSİF (Nısıf dan) Yarı yarıya bölmek Ayırmak
TANSİR Hristiyanlaştırma
TANSİS Tetkikten sonra karar vermek * Bir mes´eleyi ve hükmü, şer´î delillere isnad etmek
TANSİYON Fr Tıb: Kanın damarlara içerden yaptığı tazyik, basınç
TANTANA Çok lüks içinde olmak Gösteriş Gürültü patırtı
TANTİF Kulağına küpe geçirmek
TANTİK Bir kimsenin beline kuşak bağlamak
TANTİL Hasta olan uzuv üstüne sıcak su ve yağ dökmek
TANZ Herkesle eğlenme Alay etmek
TANZİC Çok pişirmek * Yakmak
TANZİD Bir yere toplayıp yığmak İstif etme
TANZİF (Nezafet den) Temizlenmek Temizlemek
TANZİFÂT Temizlik işleri Temizlemeler
TANZİM (Nazım dan) Sıraya koymak Sıralamak Dizmek * Düzenlemek Tertiblemek * Islah etmek * Manzum veya mensur olarak yazmak
TANZİMAT-I HAYRİYE Osmanlı Devletinde Sultan Abdülmecid zamanında başlayan ve (1839-1876) tarihleri arasındaki devreye Tanzimat-ı Hayriye denir Sözde ıslahat için çalışılan devirdir Bu, Gülhane Hatt-ı Hümayunu namında padişah fermanı ile başlatıldı Bu devirde her şey yeniden tanzim edilecekti, yeni müesseseler kurulacaktı Avrupa-vâri terakki esasları her yerde öğretilecek, Osmanlı Devleti ve İslâm Alemi ilerliyecekti Fakat ıslaha ferdlerden başlayacakken ve İslâmî çareler düşünülecekken, geniş daireden başlandı Evvelki dairelerdeki iktisadî, içtimaî fikir hastalıklarımıza zâhirde çâre bulmak için doktor gibi içimize giren yabancılar ve ecnebi zihniyetin meyveleri gittikçe bünyemizi daha ziyade felce uğrattılar
TANZİR Tazeleştirme, tazelendirme
TANZİR Benzetme Benzetilme Nazire yapma * Bir yazının şekil ve mâna bakımından benzerini yazma
TANZİREN Nazire olarak Benzetme suretiyle

Alıntı Yaparak Cevapla