Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi



T Harfi

TAYALİS (Taylasân C) Başa ve boyna sarılan şallar * Başa sarılan sarıkların omuzlar üzerine salıverilen uçları
TAYBE Medine şehri Yesrib Medine-i Münevvere
TAYCAN (C: Tâyâcin) Tava
TAYERAN (Tayrân) Uçuş Uçma
TAYF Hayâl Uykuda veya karanlıkta gözde tecessüm eden şekiller * Gül * Kavs-ı kuzah Gökkuşağı
TAYFUR Bir kuş ismi
TAYH Bulaşmak * Hafiflik
TAYH Helâk etmek veya helâk olmak * Bırakmak
TAYHAN Boş ve mâlayâni şeylere itiraz eden kimse
TAYHUC Turaç kuşu (Bir sülün nevidir)
TAYİ´ İtaat eden, boyun eğen kimse * Bir işi kendi isteğiyle yapan
TAYİAN İsteyerek
TA´YİB Ayıplamak Kötülüğünü söylemek
TA´YİBÂT (Ta´yib C) Ayıplamalar
TA´YİD Bayram etmek
TAYİH Hayran kimse
TA´YİL Davarı yürütmek
TA´YİN Yerini belli etmek * Vazifeye göndermek, vazifelendirmek * Ayırmak * Tayın, erzak
TA´YİN-KERDE f Belirtilmiş Tâyin edilmiş
TAYİR (Tayr) Kuş * Uçmak * Çabuk yürümek
TA´YİR (C: Ta´yirât) Kabahati yüze vurarak utandırma
TA´YİS Görmeden bir cismi eliyle aramak
TA´YİŞ Diri tutmak
TAYİŞ Yeynicek kimse * Hafiflik
TAYLASAN (C: Tayâlis-Tayâlise) Başa ve boyna sarılan şal * Başa sarılan sarığın omuzlar üzerine salıverilen ucu
TAYR (C: Atyâr-Tuyur) Kuş * Uçmak (mânasına mastardır)
TAYR-I HÜMÂYUN Talih veya uğur kuşu Devlet kuşu (Bak: Hüma)
TAYRURE Uçmak
TAYS Çok adet * Yer yüzünde olan toprak ve süprüntü * Nesli çok olan karınca ve sinek
TAYSEL Çok miktar Fazlaca
TAYTAN Yaban sarımsağı
TAYTAVA Bağırtlak kuşuna benzeyen alaca bir kuş (Yüzü beyaz, başı kara olur)
TAYY Bükmek, sarmak, dürmek * Kaldırmak * Geçmek * Açmak * Çıkarmak Bir haberi ketmetmek Kasten açtırmak * Atlama, üzerinden geçme
TAYY-İ MEKÂN Mekânı ortadan kaldırmak Bir şahsın bir anda muhtelif yerlerde görünmesi
TAYY-İ MERATİB Birden üst mertebeye geçmek Birden mertebeleri aşıp, geçip gitmek
TAYY-I ZAMAN Zamanı ortadan kaldırmak Çok uzun bir zamanı pek kısa olarak görmek ve yaşamak Meselâ: Kur´an-ı Kerimde beyan edilen "Ashab-ı Kehf" mağarada 309 sene kaldıkları halde, kendileri yarım gün veya bir gün kadar kaldıklarını söylemişlerdir (Bak: Bast-ı zaman)
TAYYAN Balçık yapan kimse
TAYYAR Uçan Uçucu Uçma kabiliyeti olan Havaya kalbolup gaib olan
TAYYAR Deniz dalgası
TAYYAŞ Aceleci hafif kimse * Hilebaz kimse
TAYYETMEK Silmek Kaldırmak * Mc: Uzun zaman veya mesafeyi az zamanda geçip aşmak
TAYYİB(E) İyi, hoş İyi davranış Temiz * Hz Peygamber´e (ASM) Cenab-ı Allah (CC) en güzel kokular vermiştir Bu yüzden kendisine Tayyib denilmiştir * Fık: Helâlin her türlü şüphelerden uzak, saf ve temiz kısmına denir
TAYYİBÂT (Tayyibe C) Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller * Bütün kâinat yüzünde cemalleri görünen ezelî Esma-i Hüsnâ´nın cilveleri
TAZ f Koşma, koşuş
TAZ´ Gayretsiz olmak
TAZACCU´ Gevşek davranma, üşenme
TAZACCUR Sıkıntı İç sıkılma
TAZAFFÜR Galip olmak, yenmek
TAZALLÜL (Zıll den) Gölgelenme, gölgede olma, gölge altına girme
TAZALLÜM Bir haksızlıktan sızlanmak Şikâyet etmek * Birinin hakkını veya malını gasbetmek * Mazlum olmak * Zulmü kendi nefsine isnad etmek
TAZALLÜM-İ HÂL Kendine yapılan bir hâlden, hareketten dolayı sızlanmak Hâlinden şikâyet etmek
TAZALLÜMÂT (Tazallüm C) Yanıp yakılmalar, sızlanmalar
TAZAMMUD Yaranın merhemli bezle sarılması
TAZAMMUN İhtiva etmek İçine almak İçinde başka şeyleri havi olmak Muhit olmak * Tazmini kabul etmek Kefil olmak * Man: Lâfzın, mevzuu olduğu mânanın cüz´üne delâlet etmesi
TAZANNÜN (Zann dan) Sanma, zan ile iş görme, delilsiz hükmetme
TAZARRU´ Bir şeye gizlice yaklaşmak * Kendi kusurlarını bilip kibirden vaz geçip tevâzu ile yalvarmak
TAZARRU´EN VE HUFYETEN Gizlenip saklanarak
TAZARRUF Zarafet * Zariflik taslama İncelik göstermek Külfetle zarif olmak
TAZARRU´KÂRANE f Tazarru ederek Tazarru etmek suretiyle
TAZARRUR (Zarar dan) Zarar ve ziyâna uğrama
TAZAVVU´ Bir şeyin güzel kokusunun etrafa yayılması
TAZAYYUK (Zîk den) Sıkışma, daralma
TAZAYYÜF Meyletmek, eğilmek, yönelmek
TAZE f Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan * Kuru olmayan, yeşil * Genç, körpe
TAZEGÎ f Tazelik, yenilik, körpelik * Gençlik
TAZENDE f Koşucu
TAZFİR Galip etmek * Tırnaklaşmak
TAZHİR (Zahr dan) Arkaya atma Arkaya bırakma veya bırakılma İhtimâl
TAZİ (C: Tâziyân) Araplar
TA´ZİB Azab verme Eziyet etme Men eylemek
TA´ZİB-İ RUH Can sıkma
TA´ZİBÂT (Ta´zib C) Eziyetler, tâzibler, azablar
TA´ZİB Davarları gece yabanda otlatıp eve getirmemek
TAZ´İF İki kat, kat kat etmek Ziyade etmek Bir kat daha artırmak Çoğaltmak * Zayıf addetmek
TA´ZİL (C: Ta´zilat) Ayıplama
TA´ZİL Azletme İşinden çıkarma
TA´ZİM Hürmet Riayet İkramda bulunmak Bir zât hakkında büyük sayıldığına delâlet edecek surette güzel muâmelede ve hürmet ifade eden tavırda bulunmak
TA´ZİMAT (Ta´zim C) Hürmet ve riayetler Tazimler
TA´ZİMEN Hürmet ve ikram ederek
TA´ZİR Kusur ve özür etme * Aslı olmayan özürler beyan etme * Necis bulaştırmak
TA´ZİR Siyaset * Tehdit etmek * Tazim ve tathir Temizlemek ve hürmet etmek * Lügatta red, icbar, tahkir, te´dib, hak üzere tevkif mânalarına gelen bu tabir, İslâm hukukunda: Hakkında muayyen bir şer´î ceza olmayan suçlardan dolayı ulülemr (hükümdar, padişah) veya vekili tarafından tatbik edilen cezalar hakkında kullanılır bir ıstılahtırTa´zirin meşruiyeti; Kitab ile, Sünnet-i Nebeviye ile ve icma-i ümmet ile sabittirTa´zir; dövmekle, hapisle, hattâ katil ile olabileceği gibi azarlama, sert lakırdı veya bakış veya herhangi bir tavır ve vaziyet ile de olabilir Dövmek suretiyle olan ta´zir, otuzdokuz değnekten fazla olamaz Bir kavle göre para almak suretiyle de ta´zir câizdir
TA´ZİR-İ EŞRAF Ümera, yüksek tüccar, köy a´yanı gibi şerefli kimseler hakkındaki ta´zirdi ki, ya bilvasıta ilâm suretiyle veya mahkemeye celbedilerek bilmuvacehe ihtar suretiyle yapılır
TA´ZİR-İ EVSAT İçtimai mevkileri orta hâlde bulunan kimseler hakkındaki ta´zirdir ki, hem mahkemeye bilcelb ilâm suretiyle, hem de hapis suretiyle yapılabilir
TA´ZİR-İ TE´DİB Âkıl bâliğ olduğu halde henüz mükellefiyet çağında bulunmayan bir çocuğun yaptığı bir suçtan dolayı hakkında te´dib ve ta´zib maksadıyla yapılan ta´zirdir
TA´ZİR-İ UKUBET Mükellef bir şahıs tarafından irtikâb olunup da şer´an muayyen bir cezası bulunmayan bir suçtan dolayı ukubeten yapılan ta´zirdir Mücrimin bu hususta müslim ile gayr-i müslim; hür ile âbid; erkek ile kadın olması müsavidir
TA´ZİRAT (Ta´zir C) Vesile ve bahane aramalar Esassız özür bildirmeler
TA´ZİRAT (Ta´zir C) Azarlamalar, ta´zirler, tekdirler
TA´ZİYANE f Ta´ziye eder surette Ta´ziye ederek
TAZİYANE f Sebeb Vasıta * Kırbaç, kamçı
TAZİYANE-İ TA´ZİB Azab vermek, azablandırmak kamçısı
TA´ZİYE Yeni ölen birisinin yakınlarının acısını paylaşır söz söylemek, teselli etmek Baş sağlığı dilemek "Allah sabr-ı cemil ihsan etsin" diye söylemek
TA´ZİZ Bir adamı aziz kılmak Hürmet ve muhabbetle sevmek
TAZLİL (Zıll den) Gölgelendirme veya gölgelendirilme
TAZLİM Zâlim olmak
TAZMİD Merhemli bezi yaraya sarıp bağlama
TAZMİN Kefil olmak * Zarar verdiği kimsenin zarar ve ziyanını ödemek * Edb: Başkasına ait bir mısra veya beyti intihâl ve tevârüd olmaksızın kendi şiirine alma san´atı * Bir şeyi bir şeye dâhil etmek * Zararı ödetmek
TAZMİNÂT (Tazmin C) Zarar ve ziyana karşı ödenen bedeller * Zararların bedellerini ödetme
TAZR Eliyle vurup def´etmek El ile kovmak
TAZRİR Zarar vermek Zarara uğratmak
TAZYİ´ (C: Tazyiât) (Ziyâ dan) Kaybına sebeb olma, bırakıp kaybetme Boşuna harcama
TAZYİ-İ EVKAT Boş yere vakit geçirme Zaman harcama Vakit kaybetme
TAZYİK Daraltmak, sıkıştırmak * İcbar etmek * Sıkıntı ve ızdırab vermek * Zorlama, baskı * Fiz: Bir kuvvet harcayarak yapılan basma veya itme işi Basınç Katı cisimler, üzerine konuldukları satıhlara; sıvılar, içinde bulundukları kabın hem dibine ve hem de yanlarına; gazlar ise, içinde kapalı oldukları kabın her tarafına basınç yaparlar
TAZYİKAT (Tazyik C) Tazyikler Sıkıştırmalar Baskılar Zorlamalar * Basınçlar

Alıntı Yaparak Cevapla