Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi
T Harfi
TI Arabçada "" harfi (Tâ) da denir
TIB (Bak: Tıbb)
TIB´ Gölge
TIB´ (C : Atbâ) Nehir
TIBA´ Tabiat Yaradılış * Tabiatlar Yaradılışlar
TIBAA(T) Kitap ve saire basma işi * Kılıç yapma san´atı
TIBAK Uyma, uygunluk * Tabakalar Katlar * Birbirine uygun olan şey * Bir şeyi diğerine uydurup müsavi ve münasib kılmak
TIBALE Deve boynuna asılan büyük çan * Davulculuk
TIBB Tabiblik, doktorluk * Her şeyi gereği gibi bilmek * Rıfk Suhulet * İrade * Hastayı ilâçlarla tedaviye çalışmak * Şan * Şehvet ( $Kur´an, Hazret-i İsa Aleyhisselâm´ın nasıl ahlâk-ı ulviyesine ittibaa beşeri sarihan teşvik eder Öyle de, şu elindeki san´at-ı âliyeye ve tıbb-ı Rabbaniye, remzen tergib ediyor İşte şu âyet işaret ediyor ki: "En müzmin dertlere dahi derman bulunabilir Öyle ise ey insan ve ey musibetzede benî-Adem! Me´yus olmayınız Her dert, -ne olursa olsun- dermanı mümkündür Arayınız, bulunuz Hattâ ölüme de muvakkat bir hayat rengi vermek mümkündür " Cenab-ı Hak, şu âyetin lisan-ı işaretiyle mânen diyor ki: "Ey insan! Benim için dünyayı terk eden bir abdime iki hediye verdim Biri, mânevi dertlerin dermanı; biri de, maddi dertlerin ilâcı İşte ölmüş kalbler nur-u hidayetle diriliyor Ölmüş gibi hastalar dahi, O´nun nefesiyle ve ilâciyle şifa buluyor Sen de benim eczahâne-i hikmetimde her derdine deva bulabilirsin Çalış, bul! Elbette ararsan bulursun " İşte beşerin tıp cihetindeki şimdiki terakkiyatından çok ilerideki hududunu, şu âyet çiziyor ve ona işaret ediyor ve teşvik yapıyor S )
TIBBEN Tıp cihetiyle Doktorlukça
TIBBÎ Hekimliğe ait Doktorlukla alâkalı * Hekimce
TIBBİYE Tıp mektebi Tıp fakültesi
TIBBE (C : Tıbeb) Bir parça uzun bez
TIBK Aynısı, tıpkısı, tam aslı, tam kendisi
TIBL (TABL) (C : Tubul-Atbal) Davul
TIBS Kurt, zi´b
TIFL Küçük çocuk * Her şeyin cüz ve parçası * Batmaya yakın güneş * Kıvılcım
TIFL-I NEV-RESİDE f Yeni yetişmiş çocuk
TIFL-I NEV-ZÂD Yeni doğmuş çocuk
TIFLÂNE f Çocukçasına, çocuk gibi Çocuğa yakışır surette
TIFLİYYET Çocukluk Çocuk hâli
TIGA Yüksek sesle gülme
TIHAL Dalak
TIHANE At değirmeni
TIHL Hiddetli adam * Dalağı büyük adam
TIHMAR Doldurmak
TIHN Un
TIHS Asıl * Göz karanlığı
TIKDE Asmacık adı verilen ufacık taneler
TIKNAZ Kısa boylu ve şişman, toplu
TIKNEFES Zor nefes alan Rahat nefes alamayan
TIKSAR Halka biçiminde taç * Kaınların boyunlarına yaptıkları bağ
TIKTIKA (Bak: Taktaka)
TILA´ Sürülecek şey Sürülecek merhem, yağ veya ilâç * Madeni parlatmakta kullanılan sıvı yaldız * Cilâ verecek boya * Diş sarılığı * Üzüm suyundan kaynatmak sebebiyle üçte birinden azı giden şarap
TILA´ Üzerinde güneş doğan yer
TILA (C : Talyân) Küçük kuzu ve oğlak * Mahpus kimse * Diş sarılığı
TILAB Talep etmek, istemek
TILBE Talep olunmuş, istenmiş, matlub
TILH (TALİH) (C : Tılâh-Talâyıh) Zayıf * Yorulmuş * Geç gelmek
TILHAM Fil
TILK Helâl nesne * Bükülmüş ip
TILMESA Yol bulunmaz otsuz ve susuz korkunç yer * Çok karanlık gece
TILS (C : Atlâs) Sahife * Mahvolmuş nesne * Tüyü dökülmüş olan deve uyluğunun derisi * Elbisenin eskimesi
TILSIM Herkesin bilip çözemediği gizli şey * Gizli sır Fevkalâde kuvvet ve te´siri hâiz olan şey * Definenin bulunmasına mâni olan mevhum şey
TILSIM-I KÂİNAT Kâinatın tılsımı, kâinattaki anlaşılması zor olup herkesin yalnız kendi akliyle bilemeyeceği gizli ve ince hakikatlar
TILSIM-I MUĞLAK Anlaşılması zor, kapalı gizli şey * Açılması müşkül olan tılsım, kapalı ve gizli haber
TILSIM-I MÜŞKİLKÜŞÂ Açılması ve anlaşılması zor olan İlâhî gizli mânaları, hakikatları açan tılsım
TILV Kurt, zi´b
TIM Deniz * Deve kuşunun erkeği * Çok mal
TIMAH (Tumah - Matmuh) Bir şeye göz dikerek bakmak Haris olmak Hırsla onu istemek
TIMIRR Ürkek at * Sıçramaya ve seğirtmeye hazırlanmış at * Seri, çabuk
TIML Hırsız
TIMLE Zayıf kadın
TIMR (C : Etmâr) Eski kaftan * şakrak kuşu
TIMRES (Tımrus) Yalancı, kezzab * Leim, alçak kimse
TIMTIM Kalın etli, cüsseli adam * Dilinde pelteklik olan, kekeme
TINAB (C : Tunub) Kazığa bağlanan çadır ipi
TINBAR (Tunbur) Tanbur adı verilen çalgı âleti
TINİN (Bak: Tanin)
TINNET Çınlama
TIP (Bak: Tıbb)
TIRAD Kısa mızrak
TIRAF Gönden veya sahtiyandan yapılan ev * Cild
TIRAK Gitmek
TIRAZ Elbiselere nakışla yapılan süs * Sırma ve ipekle işleme * Zinet, süs * Üslup, tarz, tutulan yol * Döviz
TIRAZ f " Süsleyen, donatan" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Şükufe-tıraz $ : Çiçek süsleyen
TIRAZENDE f Süsleyen, donatan, süsleyici
TIRBAL (C : Tarâbil) Büyük taş
TIRF Atın iyisi
TIRK Kuvvet * Besililik, semizlik
TIRM Yağ
TIRMESA Karanlık, zulmet
TIRRAK Tiryak, ilâç * Afyon
TIRRİH Tuzlu balık, sardalya
TIRS (C : Etrâs) Kâğıt, sahife
TISYAR Arslan * Sivri sinek
TIŞE Ufak çocuk
TIVAL Uzun olanlar
TIVAL-I MUFASSAL Kur´an-ı Kerim´de 49´uncudan 85´inciye kadar olan sureler
TIYBE Helâl * Güzel, temiz
TIYERE şom ve yaramaz görmek
TIYN Çamur Balçık
TIYNET Huy Yaradılış
TIYRE Darılma, gücenme * Darılan, gücenen
TIYSAR Sivrisinek * Arslan
TIYYE Niyet, kast
Tδ Kırk baş koyun
TÎB (C : Etyâb) Güzel koku Güzel kokusu için sürülen şey
TİBA´ Birbiri ardınca olmak Peşpeşe bulunmak
TİBN (TEBN) Kuru ekin sapı Saman * Yirmi kişiyi doyuran büyük kap
TİBNÎ Saman renkli
TİBR Altın parçası Altın ve gümüş tozu
TİBRAK Bıçak
TİBYAN Açık ifade ile beyan etme Açıklama * Meşhur bir Kur´ân tefsirinin adı
TÎC (Tâc C ) Taçlar
TÎCAN (Tâc C ) Taçlar
TİCANÎ Kuzey Afrikada, hicri 1200 tarihlerinde Ahmed Ticanî adında bir şahıs tarafından kurulan bir tarikattır
TİCARET Alım-Satım
TİCARETGÂH f Ticaret yapılan yer, ticaret yeri
TİCARETHÂNE f Ticaret yeri Ticaret edilen yer
TİCARÎ (Ticariyye) Ticaretle ilgili, ticarete ait
TİCFAF (C : Tecâfif) Zırh
TİCVAL Memleket seyredip dolaşmak, gezmek
TİFFAN Her nesnenin vakti
TÎG f Kılıç, seyf
TÎG-İ BÜRRAN Keskin kılıç
TÎG-İ GUŞTİN Etten kılıç * Mc: Dil
TÎGBEND f Kılıç kuşanan, kılıç bağlayan
TÎGDÂR f Kılıç taşıyan, kılıçlı
TÎGZEBAN f Dili kılıç gibi olan Tesirli söz söyleyen
TÎGZEN f Güzel kılıç kullanan
TÎH (C : Etyâh) Çöl Susuz sahra Sina yarımadasındaki çöl (Musâ (A S ) Mısır´dan çıktıktan sonra, kavmiyle beraber kırk sene bu çölde dolaşmıştır )
TİH Gülen kimsenin gülerken çıkardığı ses
TİL´ Etrafına çok iltifat eden kişi Etrafdakilerle şakalaşan kimse
|